Genel kanı, Soğuk Savaş’ın bittiği, Sovyetler Birliği’nin kaybettiği ve böylece ABD’nin kazandığını söylüyor.
Peki, gerçekten öyle mi?
McKenzie Wark’ın tarihsel eğrisi ise tümüyle farklı.
Yazara göre, Sovyet sisteminin çöküşü Amerikan sisteminin çöküşünün habercisiydi.
İlkine ait yıkıntılar gerçek ve iç karartıcıyken, ikincisinin yıkıntılarının ne olduğu henüz tam olarak anlaşılmış değil.
Wark’a göre, genel metalaşma evreninin durmaksızın genişleyerek gezegenin sınırlarına gelip dayandığı bugün, tarihöncesinin son bulduğu antroposen çağıdır.
İşte ‘Moleküler Kızıl’, tam da bu döneme yanıt verecek yeni bir eleştirel teori ihtiyacını karşılamayı üstleniyor.
Yazar bu amaçla, Sovyet Rusya’nın ilk günlerinden iki Rus Marksist yazarı, Aleksandr Bogdanov ve Andrey Platonov ile 20. yüzyılın düşünürlerini; feminist bilim araştırmaları alanında çalışan Donna Haraway, feminist kuramcı Karen Barad ve bilimkurgu yazarı Kim Stanley Robinson’ı iletişime sokuyor.
Wark, bugünkü antroposen çağda, melankoliye kapılmak yerine alternatif bir gerçeklik yaratmamız gerektiğini söyleyerek söz konusu isimlerin diyalogu neticesinde ne gibi ekonomik, teknik, politik ve kültürel dönüşümler yaratabileceğimizi irdeliyor.
- Künye: McKenzie Wark – Moleküler Kızıl: Antroposen Çağının Teorisi, çeviren: Cemal Yardımcı, Metis Yayınları, siyaset, 328 sayfa, 2020