Andrey Platonov – Edebiyat Fabrikası (2024)

Andrey Platonov’un yetkin kalemi yalnızca kurmaca eserlerde değil, denemeleri ve eleştiri yazılarında da hayat buluyor.

‘Edebiyat Fabrikası’nda Platonov’un bu kurmacadışı metinleri, edebiyatın ve sanatın toplumsal dönüşümlerden nasıl etkilendiğini, yazarların bu değişimlere nasıl yanıt verdiğini ve edebiyatın insanların ve dönemin ruhunu nasıl şekillendirdiğini tartışıyor.

Bu kitap, yazarın felsefi, siyasi ve edebi görüşlerini, toplumsal meselelere bakış açısını ve sanat anlayışını keşfetmek isteyen okurlara tatminkâr bir okuma sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“İnsanın içine yerleşen ve orada ölen hisler vardır. İnsanın zayıflığının bir emaresidir bu. Sebebi itibarıyla küçük ama insanda yanıp, tükenip, dağılıp, kendine bir yer edinemeyip de hayatın ateşiyle savrulup giden, görünmez olduklarından insanın içinde nasıl barındıkları kestirilemeyen hisler vardır.

Şöyle olur: İnsan çalışır, başka da bir şey yapmaz. Yüzlerce insan geçip gitti, onlarla birlikte çalışan insan görüntüsünün yarattığı izlenim de içlerinde parlayıp söndü. Sonra bir kişi daha gelip geçerken bu olağan durumda başka bir şey gördü. Gördükleri içinde sönmeyen, o küçücük şey koskocaman oldu, ona ıstırap verip dışarıya çıkmak için kıvrandırıp durdu. İşte o kişi hislerini kâğıda döktü, böylelikle rahatladı.”

  • Künye: Andrey Platonov – Edebiyat Fabrikası, çeviren: Erdem Erinç, Kolektif Kitap, deneme, 232 sayfa, 2024

McKenzie Wark – Moleküler Kızıl (2020)

Genel kanı, Soğuk Savaş’ın bittiği, Sovyetler Birliği’nin kaybettiği ve böylece ABD’nin kazandığını söylüyor.

Peki, gerçekten öyle mi?

McKenzie Wark’ın tarihsel eğrisi ise tümüyle farklı.

Yazara göre, Sovyet sisteminin çöküşü Amerikan sisteminin çöküşünün habercisiydi.

İlkine ait yıkıntılar gerçek ve iç karartıcıyken, ikincisinin yıkıntılarının ne olduğu henüz tam olarak anlaşılmış değil.

Wark’a göre, genel metalaşma evreninin durmaksızın genişleyerek gezegenin sınırlarına gelip dayandığı bugün, tarihöncesinin son bulduğu antroposen çağıdır.

İşte ‘Moleküler Kızıl’, tam da bu döneme yanıt verecek yeni bir eleştirel teori ihtiyacını karşılamayı üstleniyor.

Yazar bu amaçla, Sovyet Rusya’nın ilk günlerinden iki Rus Marksist yazarı, Aleksandr Bogdanov ve Andrey Platonov ile 20. yüzyılın düşünürlerini; feminist bilim araştırmaları alanında çalışan Donna Haraway, feminist kuramcı Karen Barad ve bilimkurgu yazarı Kim Stanley Robinson’ı iletişime sokuyor.

Wark, bugünkü antroposen çağda, melankoliye kapılmak yerine alternatif bir gerçeklik yaratmamız gerektiğini söyleyerek söz konusu isimlerin diyalogu neticesinde ne gibi ekonomik, teknik, politik ve kültürel dönüşümler yaratabileceğimizi irdeliyor.

  • Künye: McKenzie Wark – Moleküler Kızıl: Antroposen Çağının Teorisi, çeviren: Cemal Yardımcı, Metis Yayınları, siyaset, 328 sayfa, 2020

Andrey Platonov – Birbirimiz İçin Yaşayacağız (2018)

Andrey Platonov hayranları bu kitabı kaçırmasın.

Zira Platonov’un 1920-1950 yılları arasında kaleme aldığı mektupları, bu gizemli yazar hakkında birçok önemli detay sunmalarıyla önemli.

Bir mektubunda, “Sana duyduğum özlem bizi birbirimizden ayıran günlerle birlikte büyüyor.” diyen Platonov burada,

  • Eşine duyduğu sonu gelmez aşkını,
  • Komünizm karşıtı, sakıncalı biri gibi algılanması sonucunda edebiyat dünyasından dışlanmasının kendisinde yarattığı etkiyi,
  • Hayatı boyunca yaşadığı büyük maddi sıkıntılar nedeniyle birbirinden farklı şehirlerde çalışmakla geçen hayatını,
  • Hapishane yıllarının kendisi üzerinde yarattığı ve izleri ölene dek sürecek büyük tahribatı,
  • Ve çok sevdiği oğlunu kaybetmenin ardında bıraktığı unutulamaz acıyı görüyoruz.

Platonov’un mektupları, her ne kadar trajik ve dışlanmış bir dehanın derin kederini yansıtsa da, aynı zamanda ümit etmekten, yaşama ısrarından, çabalamaktan, sevmekten ve aşktan taviz vermeyen ince bir insanın dünyasına bizi konut etmeleriyle önemli.

  • Künye: Andrey Platonov – Birbirimiz İçin Yaşayacağız, çeviren: Erdem Erinç, Metis Yayınları, mektup, 264 sayfa, 2018

Andrey Platonov – Çukur (2017)

‘Can’ın, ‘Çevengur’un, ‘Mutlu Moskova’nın, ‘Muhteşem Vahşi Dünya’nın ve başka efsane kitapların yazarı Andrey Platonov’dan, Stalin dönemi Rusyası’nda geçen şahane bir roman.

Roman, emekçilerin bir arada yaşaması için yapılmaya başlanan bir binanın temel kazma sürecinde yaşananları hikâye ediyor.

Fakat bu, sıradan bir temel kazma faaliyeti olmaktan öte, Platonov’un iktidarın baskıcı tutumuyla, sosyalizmin söylem ve pratikleri arasındaki uçurumu kendine has tarzıyla ortaya koyduğu bir sürece dönüşmekte gecikmez.

Platonov okurlarına hiç yabancı gelmeyecek özgün üslup, dilin sıra dışı kullanımı, ilginç diyaloglar, orijinal karakterler, varoluşsal göndermeler ve iktidar dediğimiz yapının uygulamada ne denli çelişik ve çoğu zaman da ne kadar aciz olduğunu gözler önüne seren bakış, romanı asıl dikkat çekici kılan hususlardan.

Platonov’un 1930’da tamamladığı roman, Rusya’da ancak 1987 yılında yayımlanabildi.

Hem Platonov hayranlarının hem de edebiyat tutkunlarının kaçırmaması gereken bir roman.

  • Künye: Andrey Platonov – Çukur, çeviren: Günay Çetao Kızılırmak, Metis Yayınları, roman, 168 sayfa