Osmanlı toplumunda kölelik sona erse de hukuki statü açısından kölelik imparatorluğun sonuna dek lağvedilmemişti.
Başka bir deyişle Osmanlı İmparatorluğu sona ererken, hatta 20. yüzyılın ilk yirmi yılında, kölelik ölmek üzere olan ama hukuken tanınan bir kurumdu.
İşte Hakan Erdem bu özgün çalışmasında, Osmanlı’da köleliğin bir iradeyle kaldırılmaksızın nasıl sona erdiğini aydınlatıyor.
Osmanlı köleliği ve köle ticaretinin bastırılması literatürüne önemli bir katkı olan çalışma, köleliğin karşılaştırmalı tarihiyle ilgilenen araştırmacılar için özellikle yararlı.
Erdem’in çalışmasının en önemli yönünün ise, Türkiye’deki Osmanlı köleliği üzerine söylemin, daha geniş Batı kölelik söyleminin artık tam bir parçası olduğu gerçeğini pekiştirmesidir diyebiliriz.
Kitaptan bir alıntı:
“Efendileri tarafından azat edilmeyi beklemekle yetinmeyen köleler, Osmanlı yetkililerinin yardımsever tutumlarından bizzat yararlandılar ve kaçma yoluna başvurarak bu meseleyi gittikçe artan bir şekilde kendi ellerine almaya başladılar. Azat olmayı sağladıktan sonra ise kendi hayatlarının, iyi veya kötü, başmimarı oldular. Özgürlük o gün de, bugün olduğu gibi, bu anlama geliyordu.”
- Künye: Hakan Erdem – Osmanlı’da Köleliğin Sonu (1800-1909), çeviren: Bahar Tırnakçı, Timaş Yayınları, tarih, 320 sayfa, 2023