İlknur Örenç – Anadolu’nun Kurtuluş Destanı (2010)

İlknur Örenç ‘Anadolu’nun Kurtuluş Destanı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın perde arkasındaki kahramanlardan Kağnı Kolları’na üye kadınların hikâyesini anlatıyor.

Savaş sırasında, demiryollarının eksikliği olanca ağırlığıyla kendini hissettirecekti.

Bu aşamada kadınlardan oluşan Kağnı Kolları, ihtiyaç duyulan silahların, cephane ve malzemelerin cepheye ulaştırılması görevini üstlenmişti.

Tarihsel gelişmelerle ele aldığı konuyu harmanlayan Örenç, bu kadınların muazzam çabalarıyla cephedeki askerlere ne denli büyük yardımlarda bulunduğunu, savaşın kazanılmasındaki paylarını ve onların zorlu mücadelesini ayrıntılı bir şekilde okurlarına sunuyor.

  • Künye: İlknur Örenç – Anadolu’nun Kurtuluş Destanı, Babıali Kültür Yayınları, tarih, 157 sayfa

Gürbüz Azak – Tatar (2010)

Bilindiği gibi Gürbüz Azak, çizgiroman karakterlerinden ‘Deli Balta’nın yazarı ve çizeri.

Azak elimizdeki eseri ‘Tatar’da ise, saray postacısı ve ulak olarak önemli görevler üstlenmiş Tatarların hayatını roman aracılığıyla hikâye ediyor.

Saraydan gerekli bölgelere ferman götüren Tatarların, bu görevlerini yerine getirirken yaşadıkları maceralar ve ayrıca işlerini yapma şekilleri, romanın omurgasını oluşturuyor.

Tarihte bir yolculuğa çıkan Gürbüz, acımasız sürüşleriyle bindikleri atları çatlatan, hayvanlarını değiştirmeleri için belirli mesafelerde kurulan menzilhânelere sahip, başkalarının giyinmesinin yasak olduğu özel kıyafetlere sahip Tatarların hayatını anlatıyor.

  • Künye: Gürbüz Azak – Tatar, Babıali Kültür Yayınları, roman, 95 sayfa

Demet Taşdan – Çocuk ve Şiddet (2009)

Demet Taşdan ‘Çocuk ve Şiddet’te, okulda, ailede ve toplumsal alanda, çocukları hedef alan şiddeti ele alıyor ve bunun önüne geçmek için yapılması gerekenler konusunda önerilerde bulunuyor.

Her geçen günle birlikte, şiddet günlük yaşantımıza daha çok yer tutmaya başlıyor.

Bu şiddetin daha çok mağdur ettiği, etkilediği kesimlerin başında çocuklar geliyor.

Taşdan, psikolojik ve fiziksel şiddetin ne olduğundan başlayarak, her türü çocukta ciddi tahribatlara yol açan şiddet konusunda ailelere tavsiyelerde bulunuyor.

Çocukluğunda şiddetle karşılaşanların, büyüdüklerinde şiddet uyguladıklarını hatırlatan yazar, bu yüzden meselenin bireysel değil, toplumsal olduğunu vurguluyor.

  • Künye: Demet Taşdan – Çocuk ve Şiddet, Babıali Kültür Yayınları, eğitim, 80 sayfa

Ercan Nar – Baba, Beni Sevmekten Niye Korkuyorsun? (2009)

Ercan Nar ‘Baba, Beni Sevmekten Niye Korkuyorsun?’da, babalar ve çocuklar arasındaki iletişimin nasıl olması gerektiğini anlatıyor ve çocuklarını geleceğe daha iyi hazırlayabilmek isteyen babaların ne yapmaları gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor.

Türkiye kültüründe, babanın çocuğuyla arasındaki mesafe, bu ilişkinin doğal olarak birçok yerde sorunlu olmasına neden oluyor.

Nar’ın elimizdeki kitabı, baba olan ya da yakın zamanda baba olmaya hazırlanan kişilere, ebeveynler ile çocuk arasında daha iyi, daha sağlıklı bir iletişimin nasıl kurulabileceğini anlatıyor.

Kitap, klasik baba anlayışının sorgulandığı günümüzde, alternatif bir fikir sunmasıyla dikkat çekiyor.

  • Künye: Ercan Nar – Baba, Beni Sevmekten Niye Korkuyorsun?, Babıali Kültür Yayınları, kişisel gelişim, 112 sayfa

Ali Fuat Örenç – Mora Türkleri (2009)

Tarihçi Ali Fuat Genç ‘Mora Türkleri’nde, 1821 Rum isyanıyla başlayan ve 1830’da Yunanistan’ın bağımsızlığıyla tamamlanan süreci, o coğrafyada yaşayan Mora Türklerinin yaşadıkları ekseninde inceliyor.

Örenç, Rumların bağımsızlık için ayaklanmalarının, hem Osmanlı Devleti hem de Mora Yarımadası’ndaki Türkler için sıkıntılarla dolu, dramatik bir süreci başlattığını savunuyor.

İsyanın gelişimi, alınan tedbirler ve bu sürecin Mora Türklerine etkisi; Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın isyanı bastırmak için devreye girişi; meselenin uluslararası nitelik kazanması ve isyanın bitimiyle Mora Yarımadası’nda yaşanan trajik olaylar, kitabın başlıca konularını oluşturuyor.

  • Künye: Ali Fuat Örenç – Mora Türkleri, Babıali Kültür Yayıncılığı, tarih, 298 sayfa

Alanna Knight – Stuart Safiri (2008)

Alanna Knight ‘Stuart Safiri’ isimli gerilim-polisiye romanında, başkahramanı Tam Eildor’un yaptığı bir zaman yolculuğunu hikâye ediyor.

Yirmi üçüncü yüzyılda zaman makinesiyle yolculuk yapmaya çalışan Eildor, kendini yanlışlıkla 19. yüzyılın ilk çeyreğinde bulur.

Eildor, burada kendisini İskoçyalı bir avukat olarak tanıtır.

Eildor’un yanlışlıkla bu zamana düşmesi yetmiyormuş gibi, kendisini bir cinayetin de içinde bulur.

Çünkü Galler Prensi George, metresi Sarah’yı yatağında ölü bulmuştur.

Prens, Eildor’a giderek bu cinayeti araştırmasını ister.

Olayı aydınlatmaya çalışan Eildor’sa, kıymetli Stuart Safiri’nin de cinayetin hemen ertesinde çalındığını fark eder.

  • Künye: Alanna Knight – Stuart Safiri, çeviren: Gökçe Özdemir, Babıali Kültür Yayınları, roman, 288 sayfa

Martin Davies – Ulieta’nın Gizemi (2008)

Martin Davies’in ‘Ulieta’nın Gizemi’, Ulieta isimli gizemli bir kuşun izini süren iki bilim adamının hikâyesini anlatıyor.

On sekizinci yüzyılda bulunan, dünyada eşi olmayan ve Ulieta olarak isimlendirilen bir kuş, doğabilimci Joseph Banks’a verilir.

Fakat Ulieta günün birinde kaybolur ve aradan iki yüzyıl geçtikten sonra yine bir doğabilimci olan John Fitzgerald bu gizemli kuşun peşine düşer.

Yalnız Fitzgerald bu serüveninde, Banks’ın tuhaf hayatıyla karşılaşacaktır.

Davies’in kurgusunu ilginç kılan husus, bilimin iki yüzyıllık serüvenini anlatırken, iki bilim adamının kişisel dünyalarını da yetkin bir şekilde olay örgüsüne yedirmesidir diyebiliriz.

  • Künye: Martin Davies – Ulieta’nın Gizemi, çeviren: Salih Uyan, Babıali Kültür Yayınları, roman, 358 sayfa

Ali Emirî Efendi – Osmanlı Doğu Vilayetleri (2008)

Ali Emirî Efendi’nin 1. Dünya Savaşı sırasında kaleme aldığı ‘Osmanlı Doğu Vilayetleri’, daha çok Osmanlı’nın Diyarbakır vilayetine odaklanıyor.

Yazar kitabında, Diyarbakır vilayetinin zengin kültür ve tarihi özelliklerini sıralarken, bölgenin Türk egemenliğine nasıl geçtiği, demografik yapısı ve Ermeni meselesi gibi konuları da anlatıyor.

Yaşadığı dönemde Osmanlıcılık görüşünü benimseyen yazar, kitabını, Osmanlı’nın son dönemindeki çalkantılı durumdan kaynaklı olarak, vatan sevgisi ve birlik temalarıyla kurmuş.

Çalışmanın asıl önemi ise, Milli Mücadele öncesi Doğu vilayetlerine dair önemli ayrıntılar barındırması.

  • Künye: Ali Emirî Efendi – Osmanlı Doğu Vilayetleri, yayına hazırlayan: Abdülkadir Yuvalı ve Ahmet Halaçoğlu, Babıali Kültür Yayınları, tarih, 246 sayfa

Mahmud Talat Bey – Plevne Müdafaası (2008)

Rus Çarlığı ve Osmanlı İmparatorluğu arasında gerçekleşen Plevne savaşı, Osmanlı’nın Balkanlar’daki en büyük hezimetlerinden biriydi.

Bu kitap da, o büyük savaşa ve savaşın birçok çarpışmasına bizzat taburuyla katılmış Mahmud Talat Bey’in anılarından oluşuyor.

Savaş esnasında yaşadıklarını her gün not eden Mahmud Talat Bey, savaş sonrasında esir düşmüş, bu esaret döneminde de, Rus subaylardan savaşla ilgili bilgiler edinmiş ve nihayet, savaş sonrasında Avrupalı yazarlarca kaleme alınmış eserleri de inceledikten sonra kitabını yazmaya başlamış.

Kitabın dikkat çeken yönü, Mahmud Talat Bey’in gerçekleri saklama gayreti içine girmeden, yaşananları olduğu gibi verme kaygısı taşımasıdır denebilir.

Yazarın, gerçeklere bağlı kalmak kaygısıyla bir askeri tarih kaleme almak çabası, kitabı gerçekçi kılan unsurların başında geliyor.

  • Künye: Mahmud Talat Bey – Plevne Müdafaası, yayına hazırlayan: Eyüp Kul, Babıali Kültür Yayınları, tarih, 222 sayfa

Şeref Tipi – Kuleli 1919 (2008)

  • KULELİ 1919, Şeref Tipi, Babıali Kültür Yayınları, anı, 160 sayfa

‘Kuleli 1919’, yazarı Şeref Tipi’nin, Kuleli ve Bursa Işıklar Askeri liselerinde yaşadıklarına yer veriyor. Şeref Tipi, II. Abdülhamit’in fahri yaveri, Ertuğrul Hassa Alayı kurucu ve eğitmenlerinden olan Ferik Mehmet Ali Paşa’nın oğlu. Tipi anılarında, Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan acılara ve o dönemde eğitim aldığı askeri liselere dair anımsadıklarına yer veriyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra mağlup olan Osmanlı İmparatorluğu zor günler geçirmektedir. Tipi, 1919 yılının sıkıntılı günlerinde, Kuleli Askeri Lisesi’nde eğitime başlar. Yazar, anılarında o dönemlerde yaşadıklarını, ülkenin içinde bulunduğu zorlukları ve askeri liselerdeki eğitim sistemini anlatıyor.