Burcu Pelvanoğlu – Bir Üretim Mekânı Olarak: Beyoğlu Düşerse (2022)

Beyoğlu, bir kültür ve sanat merkezinden lümpen bir tüketim merkezine dönüşmüş durumda.

Burcu Pelvanoğlu’nun bu enfes çalışması ise, bu kadim bölge üzerinden kaybettiklerimizin kapsamlı bir saptamasını yapıyor.

Yüzyıllardır zamanın ötesinde ve alternatif bir kültürel canlılığın temsili olan Beyoğlu, modernleşme tarihi boyunca muktedirler tarafından geleneğin karşısına konumlandırılmıştır.

Sanat ve edebiyat camiasının uğrak mekânlarına odaklanmayı ve buralardaki ilişkiler üzerinden “kaybettiklerimiz”i saptamayı bu bağlamda hedefleyen Pelvanoğlu, karşılaştırmalı bir Beyoğlu kroniği kaleme alıyor.

Modernizm paradigması çerçevesinde “Tanzimat’tan 6-7 Eylül’e” ve “6-7 Eylül’den Günümüze” olmak üzere iki ana başlığa ayırdığı Beyoğlu’nun aldığı üçüncü kültürel virajı da gözden kaçırmadan; sermayenin eldeğişimi çerçevesinde 2010’lar itibarıyla bütünüyle çehre değiştiren yeni Türkiye-yeni Beyoğlu’na dair gözlemlerine de yer veriyor.

Kaçınılmaz olarak bir düşman yaratmaktan beslenen fakat nihayetinde başka bir forma bürünen eklektik milliyetçi düşüncenin gelişiminden, yerellik-evrensellik tartışmalarından, sermaye ve kâr odaklarının rantabilite hesaplarından nasibini alan kültür-sanat merkezi Beyoğlu’nun aldığı her göç dalgasıyla yeniden şekillenen demografik yapısının kırılganlığını, modernlik karşıtı kurucu nostaljinin tuzaklarına düşmeksizin vurguluyor.

Taksim Bahçesi’nden Gardenbar’a, Narmanlı Han’dan Lebon’a, Cumhuriyet Meyhanesi’nden Mısır Apartmanı’na, Maya Sanat Galerisi’nden AKM’ye ve nihayet Sefahathane’den Kemancı’ya, sayısız mekânın, anının ve tanıklığın ışığında bir kentsel hafıza temrini olarak okunacak bir kitap.

  • Künye: Burcu Pelvanoğlu – Bir Üretim Mekânı Olarak: Beyoğlu Düşerse, Sel Yayıncılık, kent çalışmaları, 394 sayfa, 2022

Burcu Pelvanoğlu – İmge ve İmaj (2019)

Resim ve roman, Tanzimat’la birlikte kültür hayatımıza giren türlerdi.

Bu yönüyle, ülkenin modernleşme tarihinde bu iki tür, çok önemli roller üstlendi.

Burcu Pelvanoğlu’nun eldeki özgün çalışması da, romanın ve resmin Tanzimat’tan 1960 uzanan serüvenini izleyerek Türkiye’deki modernleşmenin zihin yapısını gözler önüne seriyor.

Bu zaman zarfında romanın ve resmin birbiriyle nasıl etkileşime girdiğini, ayrıca sanatçıların buluşma mekânlarının dönemsel olarak nasıl dönüştüğünü izleyen çalışma, bunu yaparken de ülkenin kültür hayatının sağlam bir fotoğrafını çekiyor.

Pelvanoğlu’nun eseri, hem toplumsal dönüşümlerin sanattaki yansımalarını ortaya koymasıyla ve daha da önemlisi, kültür hayatımızı biçimlendiren olguları disiplinlerarası ve tarihsel bir bakışla ele almasıyla çok önemli.

  • Künye: Burcu Pelvanoğlu – İmge ve İmaj: Türkiye’de Resim ve Edebiyatta Ortak Dil, Corpus Kitap, sanat, 376 sayfa, 2019

Burcu Pelvanoğlu – Hale Asaf (2018)

Burcu Pelvanoğlu’nun bu güzel ve özenli çalışması, ilk kadın ressamlarımızdan Hale Asaf’ın hayatına ve çalışmalarına odaklanıyor.

Hale Asaf, Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in ilk yıllarını kapsayan kısacık hayatına az ama her biri de etkileyici eserler sığdırdı.

Bu kitap ise, Asaf’ın İstanbul, Paris, Berlin ve Bursa’da sürdüğü yaşamını, aile çevresini, bir sanatçı olarak yetişme sürecini, bohem kişiliğini ve içinde yaşadığı toplumun özgünlükleri içinde ortaya koyuyor.

Pek çok tanıklık ve çok sayıda belgeye dayanması, ayrıca daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış tablolara yer vermesi, kitabı nitelikli kılan hususların başında gelmekte.

  • Künye: Burcu Pelvanoğlu – Hale Asaf: Türk Resim Sanatında Bir Dönüm Noktası, Yapı Kredi Yayınları, sanat, 232 sayfa, 2018

Hilmi Yavuz ve Burcu Pelvanoğlu – Batı Uygarlık Tarihine Teorik Bir Giriş (2008)

‘Batı Uygarlık Tarihine Teorik Bir Giriş’, Hilmi Yavuz’un İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde vermiş olduğu derslerden oluşuyor.

Yavuz’un, öğrencisi Burcu Pelvanoğlu’yla ana hatlarını saptadığı kitap, Batı uygarlığı tarihine kuramsal bir giriş niteliğinde.

İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde, uygarlık ve uygarlık tarihini oluşturan kültür, doğa, kültür tarihi gibi kavram ve süreçler, antropoloji, etnoloji, dilbilim, sosyoloji, estetik gibi disiplinler aracılığıyla anlatıyor.

İkinci bölümdeyse, Batı uygarlığının zihinsel tarihi, modernizm ve modernleşme tartışmaları, yine farklı disiplinler aracılığıyla irdeleniyor.

Künye: Hilmi Yavuz ve Burcu Pelvanoğlu – Batı Uygarlık Tarihine Teorik Bir Giriş, Aşina Kitaplar, kültür, 157 sayfa