Kolektif – Sosyal Politika (2023)

Yeni dünya düzeni, başta beslenme ve barınma sorunları olmak üzere, yoksulluk, göç, kölelik, işsizlik, güvencesizlik, örgütsüzlük ve toplumsal cinsiyet konularında yeni sorunları, yeni çalışma biçimleri ile yeni işleri, yetersiz sağlık ve eğitim uygulamalarını getirmiştir.

Sosyal politikanın finansallaşması nedeniyle bulunan çözümler de beklenen faydayı sağlamıyor.

Genç akademisyenlerin bu tür çok boyutlu ve kapsamlı bir çalışmayı yapmış olmalarını takdirle karşılamak gerekir.

Bugünün sosyal politika alanındaki yeni yaklaşımların, uygulamaların ve bunların işe yararlığının tartışıldığı bu kitap, alana önemli katkıda bulunuyor.

Sosyal politika alanında çalışan genç akademisyenlerin katkıda bulunduğu derleme kitap, son yıllarda çalışma yaşamını derinden etkileyen ve şekillendiren güncel gelişmeleri emek perspektifi ile ele almakta ve tartışmaya açıyor.

Bundan birkaç on yıl önce akıllara bile gelmeyen yeni, hızlı ve çalışma yaşamını yeniden biçimlendiren gelişmeler, ulusal ve uluslararası sosyal politikanın önemini bir kez daha öne çıkarıyor.

Klasik sosyal politika konularının ötesine geçen kitap, çalışma yaşamını ve gündelik yaşamı etkileyen değişim ve dönüşüm sürecini sınıf perspektifi ile eleştirel bir yaklaşımla ele alıyor.

Kitap, çalışma sosyolojisi ve sosyal politika alanında tartışılan sıcak konuların bir kesişimini veriyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar şöyle: Mehmet Atilla Güler, Güven Savul, Özge Kahraman Ersöz, Nuray Şahin, Fatma Yeşilkaya, Gaye Burcu Yıldız, Orkun Saip Durmaz, Onur Metin, Öztekin Düzgün, Aylin Güler Ünlü, İlayda Erturun, Özal Çiçek, Çağatay Edgücan Şahin, Özal Çiçek-Çağağtay, Emek Önder Ünlü, Cüneyt Eren, Denizcan Kutlu.

  • Künye: Kolektif – Sosyal Politika: Yeniden İnşanın Eleştirisi, editör: Serter Oran, Nika Yayınevi, inceleme, 424 sayfa, 2023

Kolektif – Yönetim Bizde, Mülkiyet Bizde (2021)

İşçiler, tarih boyunca kapitalist sisteme karşı görkemli mücadeleler sergiledi.

Bu enfes derleme, hem bu geleneğin sağlam bir kaydını tutuyor hem de bugün sahici bir alternatif yaratmak için bu deneyimlerden nasıl yararlanabileceğimizi ortaya koyuyor.

Sanayi çağı ile birlikte ücretliler sendikalarda örgütlendiler, grevlerle mücadele ettiler ve hatta üretimi patronlar olmadan kontrol etmeyi amaçlayan çeşitli özyönetim kurumları yaratarak kapitalist sistemin temel dayanaklarına meydan okuyacak kadar ileri gittiler.

Modern tarihin her döneminden ve dünyanın birçok ülkesinden alınan spesifik deneyimlerle çığır açan bu derleme, tarihsel geleneğin izini kapsamlı bir şekilde sürüyor.

İşçi denetimi için tarihsel ve çağdaş mücadelelerden çıkarılan derslerle dolu olan ‘Yönetim Bizde, Mülkiyet Bizde’, başka bir dünyanın mümkün olduğunu düşünenler, sahici alternatifler arayanlar ve eskinin küllerinden yeni bir dünya yaratmak için mücadele edenler için temel bir kaynak.

Immanuel Ness ve Dario Azzellini’nin hazırladığı bu kapsamlı çalışmada araştırma ve incelemeleriyle katkı sunan diğer yazarlar ise şöyle: Victor Wallis, Donny Gluckstein, Sheila Cohen, Alberto R. Bonnet, David Mandel, Pietro Di Paola, Andy Durgan, Goran Musić, Zbigniew Marcin Kowalewski, Jafar Suryomenggolo, Samuel J. Southgate, Gabriela Scodeller, Peter Robinson, Alan Tuckman, Patrick Cuninghame, Elaine Bernard, Arup Kumar Sen, Andrés Ruggeri, Maurício Sardá de Faria ve Henrique T. Novaes.

  • Künye: Kolektif – Yönetim Bizde, Mülkiyet Bizde: Paris Komünü’nden Günümüze İşçi Denetimi, hazırlayan: Dario Azzellini ve Immanuel Ness, çeviri editörü: Çağatay Edgücan Şahin, Nota Bene Yayınları, siyaset, 584 sayfa, 2021

Kolektif – Şirketlerden Kooperatiflere, Rekabetten Dayanışmaya (2021)

Kooperatifçilik, kapitalizmin yarattığı tahribatın üstesinden gelmenin en iyi alternatiflerindendir.

Bu önemli derleme de, konut, eğitim, gıda, enerji gibi pek çok alanda örgütlenen çeşitli kooperatiflerin Dünyada ve Türkiye’deki örneklerini ortaya koyuyor.

Kooperatifçilik hareketi tarihsel olarak geniş halk kesimlerinin, kapitalizmin yarattığı tahribat karşısında, zaman zaman imkânlarını, zaman zaman kaynaklarını, zaman zamansa üretim süreçlerini ortaklaştırma faaliyeti, tekellerin, aracıların, yoksulluğun karşısında ayakta kalma ve dayanışma mücadelesi oldu.

Bu anlamda kooperatiflerin bir ortaklaşma ve dayanışma pratiği olarak, küreselleşme sürecinin getirdiği yıkım ile birlikte, yeniden gündem gelmesi ve giderek daha fazla tartışılması şaşırtıcı değil.

‘Şirketlerden Kooperatiflere, Rekabetten Dayanışma’ya başlıklı bu çalışma da, konut, eğitim, gıda, enerji gibi pek çok alanda, toplumsal ihtiyaçlar alanında örgütlenen, yeni kamusallıklar inşa etmeye çalışan, katılımcı ve dayanışmacı ilkelerle organize edilen çeşitli kooperatiflerin Dünyada ve Türkiye’deki örneklerini ortaya koyuyor.

Şirket egemenliğinin, sosyal, ekonomik ve aynı zamanda ekolojik alanda yarattığı yıkıcı sonuçlar ve kriz gün geçtikçe derinleşirken, tarım ve gıda alanında olduğu kadar yaşamın diğer alanlarında da dayanışmacı ve katılımcı temelde işleyen örneklerin inşa ediliyor olması umut verici.

Dolayısıyla birbirleriyle eklemlenerek faaliyet gösteren şirket tipi sermaye formları, üretimden tüketime bütün sektörleri nasıl kontrol ediyorsa, kooperatiflerin de birbirleriyle dayanışmacı, katılımcı ilkelerle eklemlenerek birlik olmaları ve daha geniş ölçeklerde etkili olabilecekleri ağ ilişkileri ve kurumsal yapılar geliştirmeleri büyük bir gereklilik haline geldi.

Bu gereklilik kendini örgütleyebildiği oranda, şirketlerin distopik dünyasında eşitlikçi ve dayanışmacı ilkelerle kurulan yeni alternatifler kendisine gelişim gösterebileceği yeni alanlar bulacaktır.

Kitap, rekabetin karşısına dayanışmayı, parçalanmanın ve yabancılaşmanın karşısına kolektiviteyi, hiyerarşinin karşısında katılımcılığı ve eşitlikçi ilişkileri koyan bir yönetim anlayışıyla, üretimden tüketime bir süreci organize etmeyi hedefleyen bir “yeni”den bahsediyor.

Bu “yeni”, sistemin mağduru olan işçileri, kadınları, çiftçileri ve bütün ötekileştirilen kimlikleri temsil eden kurumların “birbirinin eki” olarak kendi sorunlarını bizzat kendisinin aşması ve özneleşmesi temelinde yeni ve alternatif bir kamusallığın inşasına işaret ediyor.

İşte kooperatifler bir dayanışma formu olarak, bu sürecin önemli parçalarından biridir.

Ancak kooperatiflerin kendi içlerinde eskinin kalıntılarını ve yeninin nüvelerini aynı oranda barındıran, şirket egemenliğine karşı olduğu kadar sistemin hastalıklarını da taşıyabilen çelişkili formlar olarak karşımıza çıktığı söylenebilir.

Bu anlamda eldeki çalışma, neoliberalizmin anti demokratik, adil olmayan yapısının ürettiği sosyal sorunlar karşısında, Dünyada ve Türkiye’de yeni gelişen kooperatifleşme deneyimlerini ele alan tartışmaları barındırması, emeğin ve doğanın sömürüsüne dayanan mevcut sistemi aşmaya çalışan bir perspektif sunması ve yeni kooperatifleşme hareketine, akademik alandan sağlam bir katkı sunmasıyla çok önemli.

Kitaba katkıda bulunan isimler: Ahmet Gire, Betül Yaprak Yorğun, Nilay Küme Yıldırım, Çağatay Edgücan Şahin, Ecem Evrensel, Emre İşeri, Göktürk Kalkan, Hatice Kurşuncu, Mehmet Cevat Yıldırım, Özal Çiçek ve Radiye Funda Karadeniz.

  • Künye: Kolektif – Şirketlerden Kooperatiflere, Rekabetten Dayanışmaya: Tartışmalar, Deneyimler, derleyen: Uygar D. Yıldırım ve F. Serkan Öngel, NotaBene Yayınları, siyaset, 328 sayfa, 2021