Catherine Malabou, Adrian Johnston – Benlik ve Duygusal Yaşam (2025)

Catherine Malabou ve Adrian Johnston’ın bu ortak çalışması, benlik deneyimini ve duygusal yaşamı anlamak için felsefe, psikanaliz ve nörobilimin kesişim noktalarını araştıran disiplinlerarası bir çalışmadır. ‘Benlik ve Duygusal Yaşam’ (‘Self and Emotional Life: Philosophy, Psychoanalysis, and Neuroscience’), felsefe, psikanaliz ve nörobilim gibi üç farklı alanın kavramsal çerçevelerini ve ampirik bulgularını diyalog halinde kullanarak, benliğin ve duyguların karmaşık doğasını daha bütünlüklü bir şekilde kavramayı amaçlıyor. Kitap, geleneksel felsefi benlik anlayışlarından, psikanalizin bilinçdışı duygusal süreçlere odaklanan yaklaşımlarına ve nörobilimin duygusal deneyimlerin beyindeki karşılıklarına kadar geniş bir yelpazede teorik ve bilimsel tartışmaları ele alıyor. Malabou ve Johnston, bu farklı perspektifleri karşılaştırarak, benliğin ve duyguların sadece soyut felsefi kavramlar veya salt biyolojik süreçler olmadığını, aksine bu boyutların birbirleriyle sürekli etkileşim halinde olduğunu savunuyorlar.

Kitap, özellikle duyguların benlik oluşumundaki ve sürdürülmesindeki merkezi rolünü vurguluyor. Yazarlar, psikanalitik teorinin erken dönem duygusal deneyimlerin benlik yapısı üzerindeki kalıcı etkisine dair içgörülerinden yararlanarak, nörobilimin duygusal süreçlerin beyindeki plastisitesini gösteren bulgularıyla bu görüşleri destekliyorlar. Ayrıca, felsefenin benliğin sürekliliği, kimliği ve öznelliği gibi temel sorularına da bu disiplinlerarası çerçeve içinde yeni yanıtlar arıyorlar. Malabou ve Johnston, benliğin statik ve sabit bir öz değil, sürekli olarak duygusal deneyimler, sosyal etkileşimler ve nörobiyolojik süreçler tarafından şekillendirilen dinamik bir oluşum olduğunu ileri sürüyorlar. Bu nedenle, benliği ve duygusal yaşamı anlamak için bu farklı disiplinlerin birbirleriyle olan kaçınılmaz etkileşimini dikkate almak gerektiğini savunuyorlar.

Çalışma, benlik ve duygu üzerine düşünen felsefeciler, psikanalistler ve nörobilimciler için olduğu kadar, bu temel insani deneyimleri farklı açılardan anlamak isteyen genel okuyucu için de ufuk açıcı bir çalışmadır. Kitap, karmaşık teorik tartışmaları anlaşılır bir dille sunarak, benliğin ve duygusal yaşamın çok boyutlu doğasına dair derinlemesine bir anlayış geliştirmeye katkıda bulunmaktadır.

  • Künye: Catherine Malabou, Adrian Johnston – Benlik ve Duygusal Yaşam, çeviren: Hakan Gürvit, Axis Yayınları, psikanaliz, 400 sayfa, 2025

Kolektif – Dayanışmanın Zincirlerini Çözmek (2024)

Özgürlükçü düşünce tarihinin en etkili düşünürlerinden anarşist komünizmin kuramcısı Peter Kropotkin’in ‘Karşılıklı Yardımlaşma’ kitabı, dayanışma ve yardımlaşma ahlakının doğadaki ve insan öncesi türlerdeki kökenlerinin izini süren klasikleşmiş bir çalışmadır.

Geliştirdiği noröplastisite kavramı üzerinden nörobilim alanına önemli katkılarda bulunan ve Derrida’nın öğrencisi olmuş çağdaş filozof Catherine Malabou’nun geç dönem çalışmaları da giderek anarşizm üzerine yoğunlaşmaktadır.

Böylece çağdaş Fransız felsefesi ile klasik Rus anarşizmi arasında karşılıklı yardımlaşmaya dayalı, özgür bir temas doğmuş olur.

Fakat bu ciltte bir araya gelen metinler iki büyük düşünsel kaynağı daha bir araya getirirler: Fen bilimleri ve sosyal bilimler arasında özellikle insan doğası tartışmaları konusundaki kutuplaşmaları aşacak köprüler kuran bir felsefi-politik tartışma zemini kitabın yazarları tarafından yine aynı doğrultuda kurulur.

Darwin, Kropotkin, Proudhon, Stirner, Foucault, Simondon, Dawkins, Malabou gibi düşünürler etrafında gelişen bir dizi tartışmadan yola çıkarak; ırkçılık karşıtı hareketler, Siyah hareketi, Polonya Dayanışma Hareketi, feminist hareket, LGBTİ+ hareketler, müşterekler mücadelesi gibi toplumsal hareketlere odaklanan bu eser, insan öznelliği ile dayanışmacı direniş biçimleri arasındaki bağlantılara dikkat çeker.

Tam da Kropotkin’in yaptığı gibi, insan öncesi biyolojik kökenlerden en kapsamlı dayanışmacı mücadelelere uzanan ortak çizgileri, Malabou’nun nöroplastisite kavramı etrafından dönen olağanüstü zengin tartışmaların ışığında belirginleştirir.

‘Dayanışmanın Zincirlerini Çözmek’ bugün felsefe, bilim ve politikanın bambaşka bir kesişimine işaret ederek politikayı biyolojinin yardımıyla düşünmenin zorunlu olarak bir fiyaskoyla sonuçlanmaya mahkûm olmadığını gösteriyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Dayanışmayı, karşılıklı yardımlaşmayı ve anarşizmi düşünmek, nasıl birlikte yaşayabileceğimiz ve yaşadığımızla bunu nasıl farklı yapabileceğimizi düşünmektir. Karşılıklı yardımlaşma Peter Kropotkin’in meşhur ifadesinde evrimsel bir etmendir ama aynı zamanda eylemcilerin kriz zamanlarında giriştikleri bilinçli bir politik stratejidir. Biyoloji ve politikayı birleştiren bu tutum, ihtilaflara ve hatta mahcubiyete kaynaklık etse de yakın dönemin gelişmeleri yeniden düşünmeyi gerektirmektedir. Bu cilde katkıda bulunan yazılar, karşılıklı yardımlaşma fikrine duyulan ilgiyi yenilemeyi ve biyolojik iddiaların nasıl özcü kısıtlamalar gibi görünmeden politik projelere dahil edilebileceğini düşünmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla dayanışmanın ve karşılıklı yardımlaşmanın toplumsal yaşamımız için taşıdığı gerekliliğe işaret ederken onları sık sık içinde bulduğumuz biyolojik ve sembolik zincirlerden kurtarmayı amaçlamaktadır.”

  • Künye: Kolektif – Dayanışmanın Zincirlerini Çözmek: Karşılıklı Dayanışma ve Anarşizm Üzerine, derleyen: Catherine Malabou, Dan Swain, Petr Urban, Petr Kouba, çeviren: Akın Emre Pilgir, Livera Yayınevi, siyaset, 416 sayfa, 2024