Robert Fishman – Yirminci Yüzyılda Kent Ütopyaları (2024)

Robert Fishman’ın, ‘Yirminci Yüzyılda Kent Ütopyaları’, Ebenezer Howard, Frank Lloyd Wright ve Le Corbusier’nin ideal kent tasarılarını ele alıyor.

Modern teknolojinin gücü ve güzelliği ile sosyal adalete dair en aydın fikirleri en iyi şekilde yansıtan yirminci yüzyılın ideal kenti nasıl bir kenttir?

Robert Fishman, 1890 ila 1930 yılları arasında, üç plancının, Ebenezer Howard, Frank Lloyd Wright ve Le Corbusier’nin bu soruyu nasıl cevaplamaya çalıştıklarını irdeliyor.

Bu plancılardan her biri, yalnız başına başladığı çalışmalarında, genel planından oturma odasının düzenine kadar yeni kenti her yönüyle ele alan yüzlerce maket ve çizim üretti.

Fabrikalar, ofis binaları, okullar, parklar, ulaşım sistemleri için hazırladıkları detaylı planlar, kent formunun devrimci bir biçimde yeniden yapılandırılmasıyla bütünleştirilmiş, kendi içlerinde yenilikçi tasarımlardı.

Howard, Wright ve Le Corbusier toplumların yeni kentlere ihtiyacı olduğuna inanmışlardı.

Toplumsal çatışma ve sefalet içinde yüzen eski kentler kendi hallerine bırakıldığı takdirde medeniyet açısından doğuracakları sonuçlardan büyük bir korku duyuyorlardı.

Aynı zamanda, kentlerin radikal bir şekilde yeniden inşa edilmesiyle, yalnızca içinde bulundukları dönemin kentsel krizine değil toplumsal krize de çözüm getirileceği fikrinden ilham almışlardı.

İdeal kentlerinin bütünlüklü tasarımı, kapsamlı programlar yapma ve kent planlamanın ilkeleri üzerine etraflıca düşünme zamanının geldiğine dair inançlarını yansıtıyordu.

Aşamalı ıslah olasılığını reddediyorlardı.

Eski kentlerin iyileştirilmesini değil, kentsel çevrenin bütünüyle dönüştürülmesini amaçlıyorlardı.

Robert Fishman, ‘Yirminci Yüzyılda Kent Ütopyaları’nda, üç plancının bu olağanüstü serüvenini tüm boyutlarıyla işliyor.

  • Künye: Robert Fishman – Yirminci Yüzyılda Kent Ütopyaları: Ebenezer Howard, Frank Lloyd Wright ve Le Corbusier, çeviren: Duygu Toprak, Arketon Yayıncılık, mimari, 296 sayfa, 2024

Squatting Europe Kollective – Avrupa’da İşgal Hareketleri (2014)

Avrupa’da işgal hareketleri nasıl ortaya çıktı ve bunlar kapitalizme karşı nasıl kapsamlı bir alternatifi temsil ediyor?

Bu sorunun yanıtını arayan kitabın yazarları, işgal evleri gibi anti-kapitalist hareketlerden başlayarak hayata geçirilen muhtemel ve somut alternatiflere odaklanıyor.

  • Künye: Squatting Europe Kollective – Avrupa’da İşgal Hareketleri, çeviren: Ceren Akyos ve Duygu Toprak, Tekin Yayınevi

Kolektif – “Uluslararası” Kavramını Yeniden Düşünmek (2017)

“Uluslararası” kavramını yalnızca Uluslararası İlişkiler disiplini bağlamında değil sosyal bilimler ve bölge çalışmaları gibi disiplinlerin perspektifinden de irdeleyen, ayrıca bu konuda Batı literatüründe ortaya konmuş güncel yaklaşımları Türkiye’ye aktaran özgün bir çalışma.

Kitapta,

  • Uluslararası İlişkiler disiplininde Transnasyonalizm düşüncesinin doğuşu,
  • Uluslararası düzende büyük birer kırılma deneyimi olarak Rakka ve Rojava,
  • Türkiye dış politikasının toplumsal ve tarihsel kökenleri,
  • Dış politikanın ve uluslararası ilişkilerin tarihsel sosyolojisi,
  • Ve uluslararası kavramına yöntemsel yaklaşımlar gibi, alan açısından önemli konular tartışılıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler de şöyle: Ceren Ergenç, Derya Göçer Akder, Funda Hülagü, Besim Can Zırh, Veysel Tekdal, Cemil Boyraz, Clemens Hoffman, Can Cemgil, Nurten Çevik, Ali Bilgiç, Sırma Altun Küçükarslan, Kübra Oğuz, Burak Erdinç, Duygu Toprak ve Zeynep Tuba Sungur.

  • Künye: Kolektif – “Uluslararası” Kavramını Yeniden Düşünmek, derleyen: Ceren Ergenç ve Derya Göçer Akder, Heretik Yayıncılık, siyaset bilimi, 262 sayfa

Joss Sheldon – Küçük Ses (2017)

Joss Sheldon’ın yayımlandığında ilgiyle karşılanan romanı ‘Küçük Ses’, artık Türkçede.

‘Küçük Ses’, kendini bulmaya çalışırken toplumun değer ve tutumlarına toslayan Yew Shodkin’in trajik ve gerçekçi hikâyesini sunuyor.

Shodkin, yönünü başka insanlar olmadan tayin etmeye çalışır ve böylece olabildiğince herkesten uzak bir yaşam sürmeye gayret eder.

Fakat toplum ve sistemin gereklilikleri, dayatmaları, her seferinde onu çekildiği yerden koparıp alır.

Shodkin’in trajedisi, kendisi olmaya çalışırken sürekli ve sürekli toplumsal normların dayatmasıyla istemediği kişiye, kişilere dönüşmektir.

Ve bu trajedi, kısırdöngü gibi kahramanımızın hayatını kuşatmaya başlar.

Sheldon, Shodkin karakteri üzerinden modern bireyin uçurumlarına doğru yol alıyor.

Okunması elzem bir roman.

  • Künye: Joss Sheldon – Küçük Ses, çeviren: Duygu Toprak, Heretik Yayıncılık, roman, 192 sayfa

Andy Merrifield – Yeni Kent Sorunu (2017)

Özellikle son 10-15 yıldır Türkiye’de pek çok örneğini gördüğümüz gibi, yaşadığımız şehirler sermaye eliyle pervasız ve sonu gelmez bir yağmaya maruz kalıyor.

Merrifield’ın elimizdeki dikkat çekici çalışması ise, güncel kent kuramlarıyla politik aktivizm arasında bağlantılar kuruyor ve şehirlerimizi, hayat alanlarımızı korumak için neler yapabileceğimizi tartışıyor.

Yazarın kitabının öne çıkan yönü, sermayenin sınıf çelişkilerini nasıl ustaca kullanarak kentleri ranta tahvil ettiğini ortaya koymasıdır diyebiliriz.

Merrifield, Occupy Wall Street ve İspanya’daki Öfkeliler (Indignados) isyanlarının verdiği deneyimden yola çıkarak yeni kent direnişinin imkânlarını araştırıyor.

  • Künye: Andy Merrifield – Yeni Kent Sorunu, çeviren: Duygu Toprak ve Ceren Akyos, Tekin Yayınevi, siyaset, 184 sayfa