Anthony D. Smith – Milliyetçilik ve Modernizm (2022)

Milliyetçilik son iki yüzyıla damgasını vurmuş en önemli akımlardan ve olgulardan biri.

Salıverildiğinde taraftarlarına göre ‘şanlı’ zaferlere ulaştırabilen ama tarihin de gösterdiği üzere ne varsa önüne katıp götürebilen, sonu gelmez ‘kanlı’ husumetlere yol açıp komşuyu komşuya kırdıran, nehrin iki yakasını ateşten bir perdeyle ayıran korkutucu ve dizginlenemez bir güce sahip.

Üstelik bugün de sağ ve salim. 20. yüzyıla yaralı çehresini kazandırmış, iki dünya savaşının altında imzası olan bu güç, yüzyılın sonlarındaki öngörülerin aksine zayıflamak şöyle dursun, başta Doğu Avrupa, Kafkasya, Yakındoğu ve Ortadoğu olmak üzere, dünyanın dört bir yanında bugün tekrar yükselişe geçti.

  • Peki, bu yükseliş nasıl açıklanabilir?
  • Milletler ve milliyetçilik, modernliğin bize armağanı olan yeni bir olgu mu, yoksa kökleri tarihin derinlerine mi uzanıyor?
  • Milliyetçiliğin çeşitleri neler?
  • İnsanları ortak bir amaç etrafında kenetleyip seferber edebilen milliyetçi hareketler bu güçlerini nelerden alıyor?

Milliyetçilik çalışmaları alanının kurucusu ve önde gelen tarihsel sosyologlardan Anthony D. Smith, bu kitapta, milliyetçiliğin ve millet fikrinin soykütüğünü çıkarma girişimleriyle hesaplaşıyor.

Gellner, Mann, Anderson, Armstrong, Geertz, Giddens, Hobsbawm, Kedourie, Hroch, Holowitz gibi alanın önde gelen isimleriyle girdiği tartışmada milliyetçiliğin unsurlarını ve bu olguyu ele alan teorilerin zayıf ve güçlü yanlarını ortaya koyuyor.

Milliyetçilik ile modernizmin tarihte iç içe geçmiş anlatısının dolaşık yumaklarını çözerek, bize bugünü ve yakın geleceği anlamamıza da izin veren, kolay okunur bir yol haritası sunuyor.

  • Künye: Anthony D. Smith – Milliyetçilik ve Modernizm, çeviren: Fahri Bakırcı, Fol Kitap, sosyoloji, 456 sayfa, 2022

Jonathan Wolff – Siyaset Felsefesine Giriş (2021)

Siyaset felsefesinin temel soruları hakkında iyi bir giriş.

Jonathan Wolff, kavramsal tartışmaların ötesine geçerek sınıf, devlet ve mülkiyet konularında kışkırtıcı sorular sorarak siyaset felsefesinin derinliklerine iniyor.

  • Devlet olmasaydı hayat nasıl olurdu?
  • Devleti meşru kılan nedir?
  • Kim yönetmeli?
  • Vatandaş ne kadar özgürlüğe sahip olmalıdır?
  • Mülkiyet nasıl adil bir şekilde dağıtılmalıdır?

Çalışma,  siyaset felsefesinde yer alan temel sorunları ve bu sorunlara yanıt vermeye yönelik geçmişteki çabaları değerlendiriyor.

Wolff; diğer filozofların yanı sıra Platon, Hobbes, Locke, Rousseau, Mill, Marx ve Rawls’ın eserleri ile filozoflar arasındaki tartışmaların nasıl geliştiğini incelemekte ve bu kışkırtıcı sorulara olası cevaplar arıyor.

Yazar, konuyu bir dizi kalıcı ve zamansız soru aracılığıyla araştırıyor, en etkili cevapları keşfetmek ve siyaset felsefesinin çağdaş meseleleri anlamak için yüzyıllar ve binyılları arşınlıyor.

Kitabın son bölümü, ırk, cinsel yönelim, engelli çokkültürlülüğü ve küresel adalet hakkındaki kuramsallaştırmada yeni gelişmelere ayrılmış.

Siyaset felsefesindeki temel sorulara ilişkin merak uyandıran çalışma, açıklık ve konuşma tarzını birleştiren yapısıyla siyaset felsefesine ideal bir giriş kitabı.

  • Künye: Jonathan Wolff – Siyaset Felsefesine Giriş, çeviren: Fahri Bakırcı, Lykeion Yayıncılık, felsefe, 248 sayfa, 2021

G. A. Cohen – Kendinin Sahibi Olmak (2018)

“Her insan, kendi hayatını kendi yaptığı seçimler doğrultusunda yaşama hakkına sahiptir-ancak kimseye bıçak çekemez ve zor kullanamaz; bu en önemli haktır, kişinin kendi üzerinde sahip olduğu haklar insanın kendinin-sahibi olma düşüncesini oluşturan haklardır.”

Cohen’in, ‘Kendinin Sahibi Olmak’ adlı bu kitabı, adaletin tam olarak ne olup olmadığı hakkında kapsamlı bir tartışma eşliğinde Marksizmin eşitlik ve özgürlüğe yaklaşımı hakkında iyi bir analiz sunmasıyla önemli.

Kölelik zamanlarında, insan bedeni bey, ağa veya aristokrat gibi köle sahiplerine aitti.

Kapitalizm bu döngüyü değiştirerek, insanın kendi bedeni ve emeği üzerinde kontrole sahip olmasını sağladı.

Kuşkusuz bu, bildiğimiz anlamda bir özgürlükten ziyade, özünde köleliğin biçim değiştirmiş halinden başka bir şey değildir.

Kapitalizm, bir yandan süslü cümleler kurup, öte yandan farklı araçları kullanarak bireyi köleleştirir.

Cohen’in kitabı ise, hem kapitalizmin bu ikiyüzlü özgürlük ve eşitlik anlayışını gözler önüne seriyor, hem de Marksistleri de, kapitalist özgürlüğü sadece kapitalizmin hatalarından yararlanarak eleştirdiklerini savunuyor.

Marksistlerin kendilerine has özgürlük ve eşitlik düşüncesi var mıdır sorusundan yola çıkan Cohen, liberallerle sosyal demokratlar, liberallerle liberteryenler, liberteryenlerle Marksistler ve reel Marksistlerle Marksistlerin kapitalizm ve özgürlüğe bakışlarını ana farklılıklarını merkeze alarak irdeliyor.

Yazar, özgürlük ve eşitlik konusunda Marksistlerin bir anlamda liberteryenler gibi düşündüklerini savunuyor.

Künye: G. A. Cohen – Kendinin Sahibi Olmak: Özgürlük ve Eşitlik, çeviren: Fahri Bakırcı, Epos Yayınları, siyaset, 410 sayfa, 2018

Ellen Meiksins Wood ve Neal Wood – İsyan Borusu (2008)

İki yazarlı ‘İsyan Borusu’, kapitalizmin yükselişe geçtiği on altıncı ve on yedinci yüzyıl Avrupa’sına uzanıyor.

Bu yüzyılların, kültür ve dindeki devrimci gelişmeler kadar, kapitalizmin ve modern ulus-devletin yükselişine, siyasal teorinin gelişimine, giderek artan biçimde uluslararası hale gelen bir ekonominin oluşumuna ve modern sömürgeciliğin başlangıcına tanıklık ettiğini söyleyen yazarlar, söz konusu dönemin düşünürlerinin izini sürerek, günümüz dünyasını anlayabilmek adına, o yüzyıllardan ne öğrenilebileceğini araştırıyor.

Thomas More, Thomas Smith, John Ponet, Richard Hooker, Thomas Hobbes ve John Locke, kitapta, fikirleri değerlendirilen düşünürlerden birkaçı.

  • Künye: Ellen Meiksins Wood ve Neal Wood – İsyan Borusu, çeviren: Fahri Bakırcı, Epos Yayınları, siyaset, 211 sayfa