Hein de Haas, Stephen Castles ve Mark J. Miller – Göçler Çağı (2022)

Bu kitap uluslararası göçün insanlık tarihinde bir sapma değil, aksine süregelen bir durum olduğunu savunuyor.

Nüfus hareketleri daima ekonomik dönüşümlere, teknolojik değişime, demografik geçişlere, jeopolitik kaymalara, çatışma ve savaşlara eşlik etti.

Son beş yüzyıl boyunca göç; sömürgecilik, sanayileşme, ulus-devlet oluşumu ve kapitalist dünya pazarının gelişmesinde önemli bir rol oynadı.

Bununla birlikte uluslararası göç hiçbir zaman bugün olduğu kadar yaygın ve siyaseten önemli olmadı.

Siyasi liderler daha önce hiçbir zaman göç sorunlarına bu kadar öncelik vermedi.

‘Göçler Çağı’nın ayırt edici özelliği uluslararası göçün gittikçe daha fazla ülke ve bölgeyi etkileme şeklinden ve tüm dünyayı etkileyen siyasi, ekonomik ve kültürel dönüşümle bağlantısından ileri gelen küresel niteliğidir.

Bu kitap uluslararası göçün başlıca nedenlerini, süreçlerini ve etkilerini araştırmaya çalışmıştır.

Burada vurgulandığı gibi göçler toplumlar arasındaki tarihsel ilişkilere dayanıyor ve çok sayıda siyasi, demografik, sosyoekonomik, coğrafi ve kültürel süreç tarafından şekillendiriliyor.

Göç, ülkelerdeki etnik çeşitliliğin artmasına ve devletler ile toplumlar arasındaki ulusötesi bağların derinleşmesine katkıda bulundu.

Göçler genellikle işgal, istihdam ve mültecileri kabul etme kararlarının doğrudan veya dolaylı sonucu olduğundan, uluslararası göçler hükümet politikalarından önemli ölçüde etkileniyor.

‘Göçler Çağı’, hem tarihteki hem de günümüzdeki küresel göç örüntülerini anlamak için en kapsamlı rehberlerden biri olarak okunabilir.

  • Künye: Hein de Haas, Stephen Castles ve Mark J. Miller – Göçler Çağı: Modern Dünyada Uluslararası Nüfus Hareketleri, çeviren: Birsen Aybüke Evranos, Gav Perspektif Yayınları, sosyoloji, 516 sayfa, 2022

Ian Goldin, Goeffrey Cameron ve Meera Balarajan – Sıra Dışı İnsanlar (2022)

Göç, insanlık tarihiyle yaşıttır.

Üç yazarlı bu enfes kitap, hem göçlerin geçmişte toplumları nasıl kökten dönüştürdüğünü gösteriyor hem de dünyanın geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda ufuk açıcı öngörüler sunuyor.

Dünya halklarının yeniden birbirine bağlanması ve karışımının, birçok toplumda hakim normlara ve pratiklere meydan okuduğu, dinamik bir küresel entegrasyon çağında yaşıyoruz.

Dağılma ve bütünleşme aynı anda ve iç içe gerçekleşen süreçler.

Kültürel kodlar buna uyum sağlıyor.

Yeni ekonomiler açığa çıkıyor.

Yenilikler büyüyor.

Toplumsal kurumlar ayak uydurma mücadelesi veriyor.

Birçok kişi için göçle bağlantılı güçlükler, post-modernizm, çok kültürlülük ve arzu uyandırıcı kozmopolitanizm çağımızın karakteristik özellikleridir.

Bazıları insanların ortak yanlarının daha çok olduğu hayali bir geçmişe özlem beslemektedirler.

Bugün beşeri hareketlerin ölçeği, hızı ve yoğunluğu belki daha büyük olsa da, göç alışkanlıkları ve yıkıcı etkileri insanlık kadar eskidir.

Yabancılar, her zaman kendilerini benimseyen toplumların muhalefetiyle karşılaşmışlardır.

Bununla birlikte tarihin yönü, topluluğun sınırlarında bitmek bilmez bir genişlemeye işaret etmektedir.

Kültürel ve politik hudutlarımız yavaş yavaş geri çekilmiştir.

  • Künye: Ian Goldin, Goeffrey Cameron ve Meera Balarajan – Sıra Dışı İnsanlar: Göç Dünyamızı Nasıl Şekillendirdi ve Geleceğimizi Nasıl Tanımlayacak?, çeviren: Akın Emre Pilgir, Gav Perspektif Yayınları, inceleme, 358 sayfa, 2022

Rogers Brubaker – Farklılık Zeminleri (2022)

‘Farklılık Zeminleri’, etnitise ve milliyetçilik literatürüne muazzam bir katkı.

Rogers Brubaker, etnisite, ırk, milliyetçilik ve din gibi daima gündemde olan meselelere yeni bakış açıları sunuyor.

Brubaker, günümüzde çeşitlilik ve çok-kültürlülük politikalarını şekillendiren itici unsurları ortaya koyuyor.

Anlaşılır ve geniş kapsamlı bir analiz ile son zamanlarda yaşanan üç gelişmenin, farklılık politikalarının menfaatleri ve ana hatlarını değiştirdiğini ileri sürüyor: eşitsizliğin temel bir kamusal mesele olarak geri dönüşü, biyolojinin ırk ve etnisite farklılığının ileri sürülen temeli olarak geri dönüşü ve dinin kamusal çekişmenin temel bir alanı olarak geri dönüşü.

  • Künye: Rogers Brubaker – Farklılık Zeminleri, çeviren: R. Aslı Koruyucu, Gav Perspektif Yayınları, inceleme, 266 sayfa, 2022

Rogers Brubaker – Fransa ve Almanya’da Vatandaşlık ve Ulus Bilinci (2022)

Ulusal kimliklerin inşası hakkında şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı analizlerden biri.

Rogers Brubaker, Fransa ve Almanya’yı karşılaştırarak modern devlet anlayışının ayrıntılı bir çözümlemesini yapıyor.

Fransa ve Almanya merkezli vatandaşlık tanımları hem öğretici hem de bu ülkelerde göçmen olarak yaşayan milyonlarca insan için belirleyici bir nitelik taşımaktadır.

Fransız mahreçli vatandaşlık tanımı toprak ve yurt bağlamında bir vurguya sahipken, 1990’lardan itibaren giderek liberalleşen Alman kökenli vatandaşlık tanımının ilk ortaya çıkış itibari ile kan bağına dayandığı görülüyor.

Ulusal kimliklerden ulus-devlet kavrayışı üzerindeki ayrımlara kadar birçok değişkeni çözümleyen Brubaker, bu yapıtıyla konu hakkında şimdiye dek geliştirilmiş en kapsamlı analizlerden birine imza atıyor.

Hem anayasal hem de kültürel çerçevenin iç içe irdelendiği bu çalışma, bu iki farklı model üzerinden modern devlet anlayışının ayrıntılarıyla çözümlendiği kapsamlı ve doyurucu bir soruşturmaya bağlanıyor.

  • Künye: Rogers Brubaker – Fransa ve Almanya’da Vatandaşlık ve Ulus Bilinci, çeviren: Ezgi Su Dağabak, Gav Perspektif Yayınları, inceleme, 330 sayfa, 2022

William Maley – Mülteci Nedir? (2022)

Bireysel yahut kitlesel anlamda yerinden edilmek ne anlama geliyor?

William Maley, mülteci kavramı konusundaki kavram karmaşıklığını gideren çok önemli bir kitaba imza atmış.

Son zamanlarda Avrupa’ya yaşanan mülteci ve sığınmacı hareketliliğiyle, kıtada ve daha ötesinde kavram karmaşası oluştu.

Maley, bu kitapta okuyucuya ‘mülteci’ meselesine dair fikir vermek üzere bir rehber sunuyor.

Hem uluslararası hukuk meselesi olarak hem de felsefi ve ‘günlük dil’ tartışmalarında ‘mülteci’ tanımını ele alıyor.

Ayrıca, devletlerin, kişilerin mülteci olarak kabul edilip edilmeyeceğini belirlemek üzere kullandıkları usullere de kısaca yer veriyor.

Maley, gerek bireysel gerekse kitlesel yerinden edilme deneyimlerinin ne kadar çeşitlilik gösterdiğine dikkat çekerek, sürgün ve yerinden edilme tarihini inceliyor.

Sığınma arayan aileleri ve bireyleri anlatarak, tehlikeli yolculuklarında çektikleri ıstırabı, ayrılığı ve yer değiştirmeyi gözler önüne seriyor.

Küreselleşen dünyada mülteci krizlerinin dinamiklerini tartışıyor ve yirmi birinci yüzyıl hareketlerini farklı kılan bir dizi faktörü sunuyor.

Ek olarak, mülteci akınlarının idaresinde modern diplomasinin araçlarının nasıl kullanıldığını araştırmakta.

Diplomasinin mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamada etkili olabilmesi için aşılması gereken engellerin neler olduğunu tanımlıyor ve son olarak da, sınır kontrollerinin toplumlar ve halklar üzerinde genellikle gözden kaçan veya göz ardı edilen şekillerde nasıl ahlaki ve maddi maliyetler yüklediğinin altını çiziyor.

  • Künye: William Maley – Mülteci Nedir?, çeviren: Kasım Akbaş, Gav Perspektif Yayınları, inceleme, 256 sayfa, 2022