Geoffrey Miller – Sevişen Beyin (2019)

Psikolog Geoffrey Miller, evrim konusuna farklı bir açıdan yaklaştığı ‘Sevişen Beyin’de, “Eş bulma süreci insan doğasını nasıl belirledi?” sorusunun yanıtını arıyor.

Beyinlerimizin, yalnızca hayatta kalma makineleri olarak değil, aynı zamanda kur yapma makineleri olarak da evrim geçirdiğini savunan Miller, atalarımızdan her birinin sadece belli bir süre hayatta kalmayı değil, aynı zamanda karşı cinsten en az bir kişiyi, döllemesine yetecek kadar seks yapmaya ikna etmeyi başardığını da söylüyor.

Daha açık bir ifadeyle Miller, zekânın, kur yapmak ve eş bulmak için evrimleştiğini ve bunun da insan doğasını şekillendirdiğini iddia ediyor.

“Evrim sürecimiz daha çok orta düzeyde zekâya sahip atalarımız tarafından, eşlerini en makul biçimde seçmeleriyle biçimlendirildi.” diyen Miller, bizim de onlardan cinsel beğeni ölçütlerini miras aldığımızı belirtiyor.

  • Künye: Geoffrey Miller – Sevişen Beyin: Eş Bulma Süreci İnsan Doğasını Nasıl Belirledi?, çeviren: M. Asım Karaömerlioğlu, Alfa Yayınları, bilim, 560 sayfa

Geoffrey Miller – Tüketimin Evrimi (2012)

  • TÜKETİMİN EVRİMİ, Geoffrey Miller, çeviren: Gülçin Vardar, Alfa Yayınları, sosyoloji, 414 sayfa

 

Geoffrey Miller ‘Tüketimin Evrimi’nde, 21. yüzyıl tüketim kapitalizmini, bireyin ve sosyal yapıların geçirdiği evrim üzerinden izliyor. Miller bunu yaparken de, bir yandan insan doğasını biyolojik bağlamda tanımlıyor, öte yandan da tarih öncesi ve modern zaman sosyal hayatını ayrıntılı bir şekilde karşılaştırıyor. “Ötekilerin gözünde iyi görünme”nin, insanın modern tüketim anlayışında belirleyici bir faktör olduğunu düşünen Miller, satın alınan ürünlerin fiziksel birer nesne olma özelliğinin ikinci planda olduğunu, bunların edinilmesindeki asıl amacın, yaşanılan sosyal çevreye mesaj göndermek olduğunu belirtiyor.