Charlie Champbell – Günah Keçisi (2020)

Günah keçisi olgusu, Âdem ile Havva meseline kadar uzanır.

Burada günah keçisi, yasak meyveyi getiren yılandı.

Tarih boyunca, suçluluk duygumuzu başka yere yönlendirmek ve sorumluluk almaktan kurtulmak için sürekli günah keçileri ilan ettik.

Açıkçası, bunda da çok başarılı olduk.

Charlie Champbell, insanoğlunun binlerce yıl öncesinden günümüze karşılaştığı tarihsel ve sosyal felaketlerle nasıl baş ettiğini, daha da önemlisi toplumsal veya bireysel başarısızlıklarımızı yükleyebileceğimiz bir günah keçisine ne denli bağımlı olduğumuzu ortaya koyuyor.

Champbell’ın burada, tarihten aktardığı ve birçoğu bugün ulaştığımız gelişmişlik seviyesinde gülünç kaçan günah keçisi vakaları, temelde insan olarak ne kadar da az değiştiğimizi gözler önüne seriyor.

Kitaptan iki alıntı:

“Yirmi birinci yüzyılda, ne yapacağımıza, neye inanacağımıza, ne yiyeceğimize yani her şeye dair hiç olmadığı kadar çok seçenekle karşı karşıyayız. Benzer bir şekilde, işler yolunda gitmediğinde suçlanabilecek şeylere dair de çok daha geniş bir seçenek yelpazesine sahibiz. Atalarımız, kadınlar, Yahudiler veya birtakım hayvanlar gibi uzun ömürlü günah keçileriyle yetinmek zorundayken, biz hayal kırıklığına uğradığımız durumlarda çok daha yaratıcı şekilde suçlamada bulunabiliyoruz. Hiçbir koşulda yapmayacağımız tek şey ise kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek. Daima bir şeylerin neden mükemmel olmadığına dair farklı açıklamalar bulmaya çalışıyoruz ve bunlar genellikle hiçbir anlam ifade etmiyor.”

“Hepimizi etkileyen daha büyük felaketler için sayısız komplo teorisi üretilmiştir ve hepsi de birtakım karanlık güçlere bağlanmıştır: Masonlar, İlluminati ya da dev kertenkeleler; komünistler, Yahudiler ya da Katolikler. Kişisel sorunlarımız içinse her zaman sonu gelmez açıklamalarımız vardır ve tüm sistem de daha güvenilir açıklamalar üretmek için çalışır. Günümüzde suçlama, diğer ürünler gibi satın alınabilecek ve satılabilecek bir meta haline geldi. Bunun ticaretini yapanlar da olağanüstü bir şekilde başarılı oldular.”

  • Künye: Charlie Champbell – Günah Keçisi: Başkalarını Suçlamanın Tarihi, çeviren: Gizem Kastamonulu, İthaki Yayınları, 144 sayfa, 2020

Christian Jungersen – Çalılık (2018)

Kayboluyorsun’ ve ‘İstisna’, Danimarkalı yazar Christian Jungersen’in daha önce Türkçede yayınlanmış romanları.

‘Çalılık’ ise, Jungersen’in Danimarka En İyi İlk Roman ödülünü kazanmış ilk romanı.

Roman, şimdi 82 yaşında ve hasta bir adam olan Paul’un sıra dışı hayatını hikâye ediyor.

Paul, 1800’lerin sonunda, Danimarka’nın varlıklı bir ailesinde doğup büyümüştür ve şimdi, bir hastanenin beyaz tavanına bakarak görüp geçirdiklerini, bu hayattan kendisine kalmış olanlar üzerine derin derin düşünmektedir.

Paul’ün şimdi biricik isteği, yakın arkadaşı Eduard’la yeniden, belki de son kez buluşabilmektir.

Fakat kahramanımızın bu isteği, onun gözünde geçmişi daha çok canlandıracak, en önemlisi de, hayatı boyunca kafasını meşgul etmiş soruların cevabını arama isteği uyandıracaktır.

‘Çalılık’, “Ben kimim?”, “Beni ben yapan nedir?” sorularına verilmiş güçlü bir yanıt.

  • Künye: Christian Jungersen – Çalılık, çeviren: Gizem Kastamonulu, Ayrıntı Yayınları, roman, 368 sayfa, 2018