David Robson – Beklenti Etkisi (2025)

David Robson’un bu kitabı, zihnimizin beklentilerinin bedenimizi, algılarımızı ve yaşam deneyimimizi nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Robson, nörobilim, psikoloji ve tıp alanındaki araştırmaları bir araya getirerek düşünce gücünün somut biyolojik etkilerini ortaya koyuyor. ‘Beklenti Etkisi: Düşünce Biçimimiz Zihnimizi Nasıl Değiştirir?’ (‘The Expectation Effect’), beklentilerin sadece ruh halimizi değil, bağışıklık sistemimizi, dayanıklılığımızı, performansımızı ve hatta yaşlanma sürecimizi bile etkileyebildiğini gösteriyor. Yazar, placebo ve nocebo etkileri üzerinden beynin beklentilerle bedensel tepkiler arasında kurduğu güçlü bağı açıklıyor.

Robson, bu etkinin olumsuz yönlerine de dikkat çekiyor. Negatif beklentiler, kişilerin sağlık sorunlarını ağırlaştırabiliyor veya başarı potansiyelini sınırlayabiliyor. Kitapta, bu olumsuz döngüleri kırmak için algı yönetimi, olumlu çerçeveleme ve bilinçli düşünce yeniden yapılandırma gibi yöntemler öneriliyor. Yazar, örnekler üzerinden, insanların kendi hayatlarında küçük beklenti değişiklikleri yaparak büyük sonuçlar elde edebileceğini gösteriyor.

Eserde, spor performansından beslenmeye, uykudan ağrı algısına kadar geniş bir yelpazede beklentinin etkileri inceleniyor. Robson, bilimsel kanıtlarla desteklediği anlatımı sayesinde okuyucuya yalnızca teorik bilgi değil, uygulanabilir stratejiler de sunuyor. Sonuçta kitap, zihnimizdeki beklentilerin farkına varmanın ve onları bilinçli olarak şekillendirmenin, yaşam kalitesini köklü biçimde değiştirebilecek güçlü bir araç olduğunu vurguluyor.

  • Künye: David Robson – Beklenti Etkisi: Düşünce Biçimimiz Zihnimizi Nasıl Değiştirir?, çeviren: Gökçe Çakmak, Domingo Kitap, psikoloji, 388 sayfa, 2025

Chris van Tulleken – Ultra İşlenmiş İnsanlar (2024)

Lezzet ve kıvam artırıcılar, modifiye nişastalar, hidrolize proteinler, guar zamkı, emülgatörler…

İnsanlık bir “yeni gıda çağı”na girdi.

Tarihte ilk kez aldığımız kalorilerin büyük kısmı yeni bir kaynaktan geliyor: ultra işlenmiş gıdalardan.

Aklınıza hemen abur cuburlar da gelmesin. Mesele daha fazlası: Ultra işlenmiş gıdalar, kendilerini masum, cazip –hatta faydalı– gösteren ustalıklı etiketleriyle, her gün tabaklarımızda daha çok yer kaplıyor.

Ve çok azımızın, paketlere küçücük harflerle eklenmiş onca tuhaf isimli şeyi neden yediğimiz ve sağlığımızın bundan nasıl etkilendiği hakkında bir fikri var.

Doktor ve biliminsanı Chris van Tulleken, dünyada büyük ses getiren kitabı ‘Ultra İşlenmiş İnsanlar’da, çok sayıda araştırmaya dayanarak –ve kendisinin bizzat katıldığı deneyden de faydalanarak– besleyici olmaktansa aşırı yemeyi teşvik etmek için tasarlanmış bu yeni tip yiyeceklerin beynimizi nasıl manipüle ettiğini, çocuk yaştan bağımlılık yaratıp vücudumuzu yıkıcı bir şekilde etkilediğini, nasıl sorumsuzca ve serbestçe pazarlandığını ortaya koyuyor.

Onları iyice tanıyıp, yeme davranışımız ve sağlığımız üzerindeki kontrolü yeniden ele alabilmemiz için bize yol gösteriyor.

Bu kitap haklarımızla ilgili.

Ne yediğimizi, bedenimize ne yaptığını bilme hakkı… ve iyi gıdaya erişebilme hakkı.

  • Künye: Chris van Tulleken – Ultra İşlenmiş İnsanlar: Neden Gıda Olmayan Şeyler Yiyoruz ve Neden Vazgeçemiyoruz?, çeviren: Gökçe Çakmak, Domingo Kitap, beslenme, 432 sayfa, 2024

Sarah Bakewell – Hümanistler (2024)

  • Nasıl bir insansın?
  • İnançlı ya da inançsız ama her koşulda pusulası akıl ve ahlak olan biri mi?
  • Bireyi her türlü büyük ideal ya da dogmanın üstünde gören biri mi?
  • Ya da dünyayı sanatsız hayal edemeyen biri?

Eğer bunlardan herhangi birine yakınsan, ister farkında ol ister olma, sen de köklü bir hümanist düşünce geleneğinin parçasısın.

Tarih boyunca akılcı sorgulamayı, kültürel zenginliği, özgür düşünmeyi ve umudu hayatlarının merkezine koymuş nice olağanüstü insanla benzer fikirleri paylaşıyorsun.

Sarah Bakewell, ‘Hümanistler’de bizi 700 yıllık nefes kesen bir yolculuğa çıkarıyor ve dünyamızı şekillendiren hümanistlerin gözü pek yaşamları ve fikirleriyle tanıştırıyor.

Rönesans âlimlerinden insan hakları savunucularına, Erasmus’tan Zora Neale Hurston’a, hümanizmin en karanlık zamanlarda bile umut aşılama konusundaki gücünü gözler önüne seriyor.

Karmaşa ve düzeni bir arada barındırmayı başaran hümanizmin fanatiklerden, mistik ve tiranlardan gelen tüm karşı çıkışlara rağmen nasıl bu kadar güçlü ve dayanıklı kalabildiğini sorguluyor.

‘Hümanistler’, kurumlar ya da fikirler etrafında kutuplaşmanın ayyuka çıktığı günümüzde, insanı yeniden merkeze alan ve birbirimize özen göstermemizin kıymetini hatırlatan benzersiz bir inceleme.

  • Künye: Sarah Bakewell – Hümanistler: Özgür Düşünme, Sorgulama ve Umudun 700 Yıllık Tarihi, çeviren: Gökçe Çakmak, Domingo Kitap, inceleme, 448 sayfa, 2024

Ha-Joon Chang – Tadında Ekonomi (2023)

Ha-Joon Chang’in mitolojisi bile sarımsakla yoğrulmuş Güney Kore’den çıkıp üzerinde sarımsağın doğmadığı Birleşik Krallık’a geldiği 1980’ler, İngiliz mutfağının o şanlı yavanlığından sıyrılarak, farklı tatlarla zenginleşmeye çalıştığı bir dönemdi.

Dünya ise aynı dönemde yavanlaşma pahasına tek bir fikrin hâkimiyetine geçiyordu: serbest piyasa ekonomisi.

Ünlü ekonomist, yazar ve mutfak tutkunu Ha-Joon Chang’in, ekonomide farklı bakış açılarına açık olmanın, en az farklı mutfaklara açık olmak kadar sağlıklı olduğu fikrinden yola çıkarak kaleme aldığı ‘Tadında Ekonomi’, zorlu iktisadi fikirleri, dünyanın dört bir yanından yiyeceklerin hikâyeleriyle aynı tabakta servis ederek ekonomik tercihlerimizin yaşadığımız dünyayı nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor.

Masum bağımlılığımız çikolatanın, post-endüstriyel bilgi ekonomilerine –ve işsiz bir geleceğe– dair de bir şeyler anlattığını ya da Güney Amerika yemeklerinden gumbo’yu ağızda eriyecek kadar yumuşacık yapan bamyanın, kapitalizm ile özgürlükler arasındaki karmaşık ilişkiyi de temsil ettiğini gösteriyor.

Chang, mutfağında yemek pişirirken eline aldığı malzemeler üstünden ücretsiz ev işlerinin gizli maliyetinden iklim krizine, serbest piyasanın yanıltıcı dilinden havuçların turunculaşma hikâyesine kadar uzanarak, bizlere cesur fikirlerle dolu ve sindirimi kolay bir ziyafet sunuyor.

Ezber bozan ve esprili anlatımıyla ‘Tadında Ekonomi’, ekonomiyi kavramanın bir yemek tarifi öğrenmeye benzediğini gösteriyor: Eğer onu iyice anlarsak, değiştirebiliriz de.

  • Künye: Ha-Joon Chang – Tadında Ekonomi: Aç Bir Ekonomistin Gözünden Dünya, çeviren: Gökçe Çakmak, Domingo Kitap, ekonomi, 224 sayfa, 2023

David J. Linden – Dokunmanın Büyüsü (2023)

Nörobilim profesörü olan David Linden, ‘Dokunmanın Büyüsü: Parmak Ucundan Kalbe ve Zihne Giden Yol’da, dokunmanın önemini anlatıyor!

Kitap, dokunma duyumuzla duygusal tepkilerimiz arasındaki arayüzün sosyal etkileşimlerimizi, genel sağlığımızı ve gelişimimizi nasıl etkilediğine dair ilgi çekici ve büyüleyici bir araştırma sunuyor.

‘Dokunmanın Büyüsü’, benlik algımızı ve dünya deneyimlerimizi açıklamaya yardımcı olan dokunma anlayışındaki bilimsel gelişmeleri araştırıyor.

Deriden sinirlere ve beyne kadar, vücudun dokunma devrelerinin organizasyonu hayatımızı güçlü bir şekilde etkiler; tüketici seçiminden cinsel ilişkiye, alet kullanımından dilin kökenlerine, kronik ağrıdan iyileşmeye kadar her şeyi etkiler.

Kişilerarası temas, sosyal bağ ve bireysel gelişim için çok önemlidir.

Linden, neyin iyi ve neyin kötü hissettirdiğine ilişkin algıları ayırt etmek için duyusal ve duygusal bağlamın birlikte nasıl çalıştığını anlaşılır bir şekilde açıklıyor.

  • Künye: David J. Linden – Dokunmanın Büyüsü: Parmak Ucundan Kalbe ve Zihne Giden Yol, çeviren: Gökçe Çakmak, Epsilon Yayıncılık, psikoloji, 2023