Kolektif – Her Yönüyle Ekmek (2022)

Ekmek sadece ekmek değildir.

Bir besinden çok daha fazlası, bir evren algısı, uygarlık formudur.

İçinde yaşadığımız dünya bütün kültürel kodlarıyla ekmek uygarlığıdır.

İnsanlık tarihinin her anında ekmeğin biçim vermediği bir iş birliği, dönüşüm ve her şeyi içine alan bir yaşama biçimine rastlamamak mümkün değildir.

Bir toplumun mayasında ne varsa onu yansıtır ekmek.

Onu sadece besin kaynağı olarak görmek yeterli değildir.

Bazıları için kişisel bir değer bazıları için de ortak bir geleneği temsil eden sofraların vazgeçilmezidir.

Onunla birlikteliği hatırlarız, aynı lokmayı bölüşmeyi, paylaşmayı, saygının ve sabrın zahmetini.

Bazen de ekmeğin kavgasına tutuşuruz, haksızlıklara uğrasak bile ekmeğimize sahip çıkarak ona atıfta bulunuruz.

İnsanca yaşamanın, yaşam mücadelesinin, emeğin ve dostluğun sembolüdür ekmek.

‘Her Yönüyle Ekmek’, mitolojiden başlayarak ekmeğin tarihteki yerini günümüze kadar derinlemesine ele alıyor.

Ve bunların dışına çıkıyor; sosyoloji, felsefe, sanat ve edebiyattaki yansımalarını okuyucuya sunuyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Agah Özgüç, Barışcan Ersöz, Berrin Bal Onur, Ergun Kocabıyık, Gültekin Emre, İpek Ahu Somay, İshak Sayğılı, İsmail Gezgin, Mehmet Yaşin, Nagihan Özkarabekir, Neşe Aksoy Biber, Özge Samancı, Priscilla Mary Işın ve Suavi Aydın.

  • Künye: Kolektif – Her Yönüyle Ekmek, koordinatör: Nagihan Özkarabekir, editör: Berivan Tapan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, inceleme, 384 sayfa, 2022

Gültekin Emre – Küçük Deniz (2009)

Gültekin Emre’nin toplu şiirlerinden oluşan ‘Küçük Deniz’, şairin 1977-2006 yılları arasında yazdığı şiirlerini, yayımlanmış kitaplarını ve yayımlanmamış son dosyasını, sondan başa doğru bir araya getiriyor.

Kitapta yer alan ‘Akşam’ şiiri şöyle:

“Bir kuşun uyanmasını gördüm, gördüğü düşü

İçimde bir kıpırtı, senin sesini duydukça bu böyle

 

Evlat acısı ağacın yapraklarını bir bir yitirmesi

Çizdikçe bozulan çizgi dışı bir gün yine

 

Bir tablo hangi rengi seçsem diye bakınıyor fırçalara

Bir koridorda suskun, gülme, boş sandalyeler

 

Akşamın eli kulağında bir yük kamyonu gibi”

  • Künye: Gültekin Emre – Küçük Deniz, Yapı Kredi Yayınları, şiir, 403 sayfa

Gültekin Emre – Yitik Kent Ankara (2008)

Şair Gültekin Emre, ‘Yitik Kent Ankara’da, Türkiye’nin başkentinin monografisini sunuyor ve bunu yaparken de, hayatının bu şehirle iç içe geçen bir çetelesini tutuyor.

Emre’nin Ankara’yla bağı, 1956-1980 zaman aralığını kapsıyor.

1980’den sonra Ankara’yla yolları ayrılan Emre, daha sonra hep bu şehirle buluşmayı, onunla yolunun kesişmesini beklemiş.

Kitabın adına ve içeriğine de sinen yitikliğin başlıca nedeni bu.

Emre, Ankara’nın çocukluğunda top oynadığı arsalarını; çoğu yanan, yıkılan ya da düğün salonuna dönüşen sinemalarını; caddelerini, sokaklarını ve meydanlarını; Ankara’daki öğrenciliğini, yürüyüşleri, gösterileri ve tabi insanlarını, buruk bir tebessümle hatırlıyor.

  • Künye: Gültekin Emre – Yitik Kent Ankara, Heyamola Yayınları, şehir, 430 sayfa

Gültekin Emre – Kardeş Fırtınalar (2007)

  • KARDEŞ FIRTINALAR, Gültekin Emre, Yapı Kredi Yayınları, eleştiri, 330 sayfa

kardes-firtinalar

‘Kardeş Fırtınalar’, Gültekin Emre’nin 1991-2006 yılları arasında yazmış olduğu şiir ve şair yazılarını bir araya getiriyor. Emre’nin yazılarında, Behçet Necatigil, Edip Cansever, Melih Cevdet Anday, İlhan Berk, Metin Altıok gibi ustalardan, Haydar Ergülen, Şükrü Erbaş, Behçet Aysan, Ali Cengizkan, Hüseyin Ferhad ve Ali Asker Barut’a kadar, neredeyse yetmiş yıllık Türkiye şiirinin önemli şair ve şiirleri yer alıyor. Emre, şiiri “fırtına”, şairi de “fırtına estiren” olarak selamlıyor.