Jane Hathaway – Darüssaade Ağası (2022)

Hadımların Doğu Afrika’dan Osmanlı sarayına nasıl bir yolculukla geldikleri, padişahların ve saraylıların onları farklı farklı nedenlerle en yüksek konumlara nasıl çıkarttıklarını araştıran eşsiz bir çalışma.

Jane Hathaway, hadım ağasının Doğu Afrika’daki kökenlerini ve 16. yüzyılın sonlarında görevinin başlangıcından 20. yüzyılın başlarında saray haremine kadar olan siyasi, ekonomik ve dini rolünü analiz etmek için çok çeşitli birincil kaynaklar kullanıyor.

Osmanlı sarayında darüssaade ağası veya diğer adıyla kızlar ağası, birçok çelişkiyi şahsında cisimleştiren bir figürdü.

Afrika’dan getirilmiş, hadım edilmiş bir köleydi; asıl ailesiyle bağları tamamen koparılmıştı, kendi ailesini kurması söz konusu değildi.

Buna karşılık, Osmanlı hanedan ailesinin çok yakınına, mahrem dünyasına girmişti ve o ailenin fertleriyle iç içe yaşıyordu: Padişaha kız veya erkek evladının doğduğu müjdesini getiren, şehzadelerin eğitimiyle ilgilenen veya padişaha annesinin ölüm haberini veren oydu.

Bu konumu sayesinde Osmanlı sarayında son derece etkili, yeri geldiğinde sadrazamlarla rekabete girebilen bir güç odağı haline gelmişti.

Hathaway, ‘Darüssaade Ağası. Osmanlı Sarayında Afrikalı Bir Güç Odağı’nda, bu makamı ve üç yüz yılı aşan bir zaman dilimi boyunca bu makamda bulunanları mercek altına alıyor, 17. ve 18. yüzyılların krizlerinden 19. yüzyılın reformlarına uzanan süreçte meydana gelen dönüşümlerin etkisiyle darüssaade ağalığının ne gibi değişimler geçirdiğini anlatırken Osmanlı sarayındaki ve dünyasındaki derin dönüşümü de gözler önüne seriyor.

  • Künye: Jane Hathaway – Darüssaade Ağası: Osmanlı Sarayında Afrikalı Bir Güç Odağı, çeviren: Tansel Demirel, İş Kültür Yayınları, tarih, 440 sayfa, 2022

Selahattin Bulut – Hadım (2010)

Selahattin Bulut, Kürtçe ilk baskısı 2001’de yapılan ‘Hadım’da, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yaşanan insanlık dışı durumu anlatıyor.

‘Bihûşta Lal’ adlı eserinde ilk kez Kürtçe kısa öyküleri yayımlanan Bulut, elimizdeki uzun öyküsüyle, 12 Eylül’e, büyük insanlık trajedilerinin yaşandığı Diyarbakır Cezaevi’ne uzanıyor.

Yazarın kendi hayatından hareketle kaleme aldığı öykü, cezaevinde işkence sonrası iğdiş edilmiş, erkekliğini yitirmiş bir Kürt politik tutsağı ve onun cezaevi sonrası yaşamının bir kesitini hikâye ediyor.

Siyasî faaliyetlerinden dolayı 1981’de tutuklanan Bulut, Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde sekiz yıl kalmıştı.

  • Künye: Selahattin Bulut – Hadım, çeviren: Muhsin Kızılkaya, İthaki Yayınları, öykü, 69 sayfa

Harun Şeker ve Mehmet Şeker – Korualan (Gezlevi) (2009)

Korualan, ya da diğer adıyla Gezlevi, Konya’nın Hadım ilçesine bağlı bir köy.

Harun Şeker ve Mehmet Şeker’in kaynak kişilerden yaptığı elimizdeki derleme, aynı zamanda Âşık Ömer’in de köyü olan Korualan’ın sözlü hayatını yazıya aktararak geleceğe taşıyor.

Derlemede, Gezlevi’nde halkın inanışları; yemek çeşitleri; bayramlar, özel günler, evlilik, ölüm ve doğum ile ilgili ritüeller; masallar ve beddualar, çocuk oyunlarının neler olduğu anlatılıyor.

Kitap, iç bölgeyle Akdeniz’i bağlayan bir geçit bölgesi olan yöreyi tarihi, folklorik ve kültürel yönleriyle okurlara sunuyor.

  • Künye: Harun Şeker ve Mehmet Şeker – Korualan (Gezlevi), Tebeşir Yayınları, tarih, 184 sayfa