Kolektif – Hareketliliğin Doğası (2023)

Antikçağ’dan günümüze insanların, fikirlerin ve nesnelerin dolaşımına odaklanan ufuk açıcı makaleler bu kitapta.

Doğu Roma’dan İran’a felsefi hareket, geminin hareketi, gezgin zanaatkârlar ve daha fazlası.

Kitapta,

  • Hareket üzerine Antik dönemden modern döneme uzanan tartışmalar,
  • Zanaat uzmanlığının gelişiminde gezgin zanaatkârlar,
  • Arkaik dönemde İspanya’daki Grek kolonileri,
  • Geç Antikçağda Doğu Roma’dan İran’a felsefi hareketler,
  • Oryantalist durağan toplum tezi karşısında “miskin doğu”ya yönelik tartışmalar,
  • Bir “var olma” biçimi olarak göç,
  • Antikçağda kült heykellerin hareketliliği,
  • Tasvirlerle İsrailoğullarının göçü,
  • Bizans sanatında Kızıldeniz ve Kızıldeniz’den geçiş sahneleri,
  • Ve geç Antikçağda tutsaklık gibi pek çok ilgi çekici konu ele alınıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Dinçer Çevik, Şerife Çakar, Pınar Çağnis, Ülkü Kara, Emine Bilgiç Kavak, Tevfik Orkun Develi, Çağlar Özbek, Uğur Can Köşk, Esen Kaya, Dilek Maktal Canko, Hatice Demir, Pınar Serdar Dinçer ve İlkgül Kaya.

  • Künye: Kolektif – Hareketliliğin Doğası: Antikçağdan Günümüze İnsanlar, Fikirler ve Nesnelerin Dolaşımı, editör: Emine Bilgiç Kavak, Hatice Demir ve Esen Kaya, Alfa Yayınları, inceleme, 352 sayfa, 2023

Kolektif – Kürd’ü Savunmak (2022)

Ortadoğu’da iktidarlar kendi gericiliklerini perdelemek için Kürtlere saldırıyor.

Oysa Kürtler, Türkiye’de hak mücadelesinin en ön saflarında yer alan, aynı zamanda seküler anlamda da en diri güçlerden biri.

Bu derleme, Ortadoğu’da ve özelde ise Türkiye’de Kürt hak hareketinin ne kadar hayati olduğunu gözle önüne seriyor.

Ortadoğu’nun modern hurafeleri,  büyük ölçüde Kürtler üzerine kurulmuş.

Ortadoğu hukuk düzenleri, her şeyden önce Kürtleri, kendi “doğusu” olarak gördü.

Buna göre, geri kalmışlık, feodal kültür, cehalet ve ilkel aşiretlerden oluştuğu düşünülen bu “doğulu yapı”, Ortadoğu’nun her bir ülkesinin modern hukuk düzenlerinin bekçiliğini yaptığı müdahaleler sayesinde geride bırakılacak ve Kürtler, içine düşmüş oldukları vahim insanlık durumundan “kurtarılacak”tır.

Bu nedenle Kürtler için minnet duymak isyan etmekten daha ahlakidir.

Ortadoğu düzenleri ve özelde de Türkiye hukuku, bu sözde ahlâkî tutumu, Kürtlere dayatmak üzerine kuruldu.

Ortadoğu’nun hukuk düzenleri, işte bu nedenle Yersiz ve İçeriksiz bir kibirlerini besleyecek öyküler üretmektedir.

Ortadoğu’nun modern hurafeleri işte bu Yersiz ve İçeriksiz kibirden doğmuştur.

Hâlbuki Kürtlerin tarihi, kültürü ve dili gibi hukuku ve anayasal tecrübeleri de gerçekte Ortadoğu’nun tek gerçek “batısı” olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla yurttaşlığı ayakta tutacak somut tecrübe onlardadır.

Eşitlik ve özgürlük, onlar tarafından talep ediliyor.

Hak onların eylemlerinde yaşıyor.

Onların hak mücadeleleri, Ortadoğu hukuk düzenlerinin o malûm içeriksiz kibirle ayakta durabildiğini de kanıtlıyor.

Gerçekte kendi gerilik, cehalet ve modern aşiret klikleriyle siyasal-hukuksal hayatlarını ayakta tutan Ortadoğu düzenlerinin bütün o hurafeleri yeniden üretmekten başka çareleri de olmayacaktır kuşkusuz.

Bu kitap genel olarak Ortadoğu’da ve özelde ise Türkiye’de Kürt mücadelesinin-Kürt hak hareketinin egemen güçlerce dayatılmış anlamları nasıl tuzla buz ettiğini göstermek amacıyla yazılmış.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Melek Göregenli, Ayşegül Kars Kaynar, Hülya Özevin, Seda Alçınar, Rahşan Yazar, Hatice Demir, Neşet Girasun, İsmet Yüce, İhsan Kurt ve Orhan Gazi Ertekin.

  • Künye: Kolektif – Kürd’ü Savunmak: “Kürd’e Hukuk” ve “Kürd’ün Hukuku”na Giriş, derleyen: Orhan Gazi Ertekin, Epos Yayınları, siyaset, 344 sayfa, 2022