Yusuf Ekinci – Kürt Sekülerleşmesi (2022)

Kürt toplumunda yaşanan sekülerleşme sürecini hızlandıran nedenlerden biri olarak Kürt solunun kuşaklar üzerindeki etkisine odaklanan önemli bir çalışma.

Yusuf Ekinci, Diyarbakır’da farklı çevrelerden gençlerle yaptığı derinlemesine görüşmelere dayanarak bu süreci analiz ediyor.

1960’lardan itibaren filizlenmeye başlayan ve 1970’lerde muhtelif örgütlerce temsil edilen Kürt sol/sosyalist düşüncesi, toplumsal etki alanını peyderpey

genişleterek 2000’lere gelindiğinde Kürt toplumunda hegemonik bir güç haline geldi.

Türkiye toplumu muhafazakârlaşıyor mu, yoksa aksine aslında sekülerleşiyor mu veya “dinden soğuma” mı var?

‘Kürt Sekülerleşmesi’, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde çok tartışılan bu konuya yeni Kürt kuşakları örneğinde mercek tutuyor.

Ekinci, Diyarbakır’da farklı çevrelerden gençlerle yaptığı derinlemesine görüşmelere de dayanarak, sekülerleşme sürecinin değişik veçhelerine bakıyor.

Din ve ibadetlere bakış, “başörtüsü yorgunluğu”, alkol kullanımı, kadına bakış, LGBT “meselesi”, kılık kıyafet, isim tercihi, flört, evlilik-boşanma, yaşlı-genç hiyerarşisi gibi birçok özgül konuyu ele alarak, sekülerleşme deneyiminin somut görünümlerini önümüze seriyor.

Kuşaklar arası değişimi vurgulamanın yanında iki dinamiğe dikkat çekiyor, ‘Kürt Sekülerleşmesi’: Birisi, Kürt sol hareketinin etkilediği politik sekülerleşme; ikincisi, “Bunlar Müslümansa ben değilim” diye özetlenen tepkisel sekülerleşme.

Ekinci, Kürt sekülerleşmesinin, hem niteliği hem hızı bakımından radikal bir sekülerleşme örneği olarak, özgün bir yönünün olduğu kanısında.

  • Künye: Yusuf Ekinci – Kürt Sekülerleşmesi: Kürt Solu ve Kuşakların Dönüşümü, İletişim Yayınları, sosyoloji, 280 sayfa, 2022

Kolektif – Kürd’ü Savunmak (2022)

Ortadoğu’da iktidarlar kendi gericiliklerini perdelemek için Kürtlere saldırıyor.

Oysa Kürtler, Türkiye’de hak mücadelesinin en ön saflarında yer alan, aynı zamanda seküler anlamda da en diri güçlerden biri.

Bu derleme, Ortadoğu’da ve özelde ise Türkiye’de Kürt hak hareketinin ne kadar hayati olduğunu gözle önüne seriyor.

Ortadoğu’nun modern hurafeleri,  büyük ölçüde Kürtler üzerine kurulmuş.

Ortadoğu hukuk düzenleri, her şeyden önce Kürtleri, kendi “doğusu” olarak gördü.

Buna göre, geri kalmışlık, feodal kültür, cehalet ve ilkel aşiretlerden oluştuğu düşünülen bu “doğulu yapı”, Ortadoğu’nun her bir ülkesinin modern hukuk düzenlerinin bekçiliğini yaptığı müdahaleler sayesinde geride bırakılacak ve Kürtler, içine düşmüş oldukları vahim insanlık durumundan “kurtarılacak”tır.

Bu nedenle Kürtler için minnet duymak isyan etmekten daha ahlakidir.

Ortadoğu düzenleri ve özelde de Türkiye hukuku, bu sözde ahlâkî tutumu, Kürtlere dayatmak üzerine kuruldu.

Ortadoğu’nun hukuk düzenleri, işte bu nedenle Yersiz ve İçeriksiz bir kibirlerini besleyecek öyküler üretmektedir.

Ortadoğu’nun modern hurafeleri işte bu Yersiz ve İçeriksiz kibirden doğmuştur.

Hâlbuki Kürtlerin tarihi, kültürü ve dili gibi hukuku ve anayasal tecrübeleri de gerçekte Ortadoğu’nun tek gerçek “batısı” olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla yurttaşlığı ayakta tutacak somut tecrübe onlardadır.

Eşitlik ve özgürlük, onlar tarafından talep ediliyor.

Hak onların eylemlerinde yaşıyor.

Onların hak mücadeleleri, Ortadoğu hukuk düzenlerinin o malûm içeriksiz kibirle ayakta durabildiğini de kanıtlıyor.

Gerçekte kendi gerilik, cehalet ve modern aşiret klikleriyle siyasal-hukuksal hayatlarını ayakta tutan Ortadoğu düzenlerinin bütün o hurafeleri yeniden üretmekten başka çareleri de olmayacaktır kuşkusuz.

Bu kitap genel olarak Ortadoğu’da ve özelde ise Türkiye’de Kürt mücadelesinin-Kürt hak hareketinin egemen güçlerce dayatılmış anlamları nasıl tuzla buz ettiğini göstermek amacıyla yazılmış.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Melek Göregenli, Ayşegül Kars Kaynar, Hülya Özevin, Seda Alçınar, Rahşan Yazar, Hatice Demir, Neşet Girasun, İsmet Yüce, İhsan Kurt ve Orhan Gazi Ertekin.

  • Künye: Kolektif – Kürd’ü Savunmak: “Kürd’e Hukuk” ve “Kürd’ün Hukuku”na Giriş, derleyen: Orhan Gazi Ertekin, Epos Yayınları, siyaset, 344 sayfa, 2022

Kemal Kirişçi ve Gareth M. Winrow – Kürt Sorunu (2021)

Kürt sorununun kökenini ve olası çözümlerini geçmişten bugüne uzanan bir zaman aralığında irdeleyen, konu üzerine çok önemli bir yapıt.

Kemal Kirişçi ve Gareth Winrow, yeni bir baskıyla raflardaki yerini alan çalışmalarında, hem “etnisite”, “ulus” “azınlık”, “halk”, “azınlık hakları” gibi konunun temelinde yer alan kavramları duru bir şekilde açıklıyor, hem de Türk ve Kürt milliyetçiliklerinin farklı gelişim çizgileri hakkında okurunu aydınlatıyor.

Konu üzerine hem akademik yönden yetkin hem de farklı görüşlerin ustaca tartışıldığı bir çalışma arayanlar, bu kitabı muhakkak edinmeli.

  • Künye: Kemal Kirişçi ve Gareth M. Winrow – Kürt Sorunu: Kökeni ve Gelişimi, çeviren: Ahmet Fethi Yıldırım, Islık Yayınları, siyaset, 352 sayfa, 2021

Mesut Yeğen, Uğraş Ulaş Tol ve Mehmet Ali Çalışkan – Kürtler Ne İstiyor? (2016)

Anketler ve mülakatlarla zenginleşen, Kürtlerin toplumsal ve siyasi dünyasına dair güncel pek çok veri barındıran önemli bir çalışma.

Kürtlerin çok partili dönemdeki siyasi tercihlerinden Kürtlerdeki Şafii, Hanefi, Alevi gibi farklı kimliklerin bu tercihleri nasıl belirlediğine birçok sorunun yanıtı, bu kitapta.

  • Künye: Mesut Yeğen, Uğraş Ulaş Tol ve Mehmet Ali Çalışkan – Kürtler Ne İstiyor?: Kürdistan’da Etnik Kimlik, Dindarlık, Sınıf ve Seçimler, İletişim Yayınları

Paul White – PKK: Dağlardan İnmek (2016)

Paul White’tan, 1984 yılında kuruluşundan, örgütlenmesinden, etkilerinden ve bugününe kapsamlı bir PKK hikâyesi.

Örgütün kuruluşu, örgütlenmesi, üyeleri ve örgüt içinde ideolojinin rolü; Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği ideolojinin modern Kürt milliyetçi hareketine etkisi ve 2012’nin sonlarında başlayan Ankara ile PKK arasındaki barış süreci konularında sağlam bir kılavuz.

  • Künye: Paul White – PKK: Dağlardan İnmek, çeviren: Mustafa Topal, İletişim Yayınları, siyaset, 239 sayfa, 2016

Kolektif – Umumî Müfettişler Toplantı Tutanakları – 1936 (2010)

Umumî Müfettişler’in 1936’da gerçekleştirdikleri toplantının tutanaklarından oluşan elimizdeki çalışma, dönemin Türkiye’sinin siyasal, sosyolojik, demografik, ekonomik, ve sosyal bir fotoğrafını ortaya koymasıyla çok önemli.

Zira bu tutanaklar, iktidarın gözüyle doğu, güneydoğu bölgesinin ve Kürt sorununun nasıl değerlendirildiğini ortaya koyuyor.

Kürtlerin aslında Türk olduğu tezinin ısrarla savunulduğu tutanaklarda, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Siirt, Urfa, Van, Muş ve Bitlis’in nüfus rakamları veriliyor; Kürt nüfusun sürratle artmakta olduğuna dikkat çekiliyor ve Kürtlüğün dış etkenlerle, Ermenilik ve Hıristiyanlıkla örtüştüğü iddia ediliyor.

  • Künye: Kolektif – Umumî Müfettişler Toplantı Tutanakları – 1936, yayına hazırlayan: M. Bülent Varlık, Dipnot Yayınları, tarih, 384 sayfa

E. Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur – Kürt Sorunu (2019)

Tarihsel olarak Kürt sorunu her zaman birincil olarak ulusal ve yerel bir sorun olmuştu.

Ta ki Suriye’deki durum ve son İstanbul yerel seçimleri yaşanana kadar.

Şimdi, Kürt sorununda bölgesel ve küresel aktörlerin ve dinamiklerin, ulusal ve yerel dinamiklerin önüne geçtiği bir süreç yaşanıyor.

  1. Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur’un Diyarbakır, Van, Mardin, Tunceli ve Bingöl’de yaptıkları kapsamlı araştırmalara dayanan elimizdeki araştırma ise, bu kentlerde yaşayan Kürtlerin ve sivil toplum aktörlerinin görüşleriyle zenginleşmiş.

Kürt sorununda son dönemde yeni parametrelerin ortaya çıktığını belirten yazarlara göre, bu parametreler, Kürt sorununun bugünkü doğasını şekillendirdiğni söylüyor.

Yazarlara göre söz konusu parametreler de, Kürt sorununun bölgeselleştiği, kentleştiği, kentlerde orta sınıflaşma özelliği gösterdiği ve Kürt seçmenin kilit aktör konumuna gelmesidir.

Kitap temelde, bu üç gelişmenin Kürt sorununun tarihselliği içinde bugün önemli kırılma noktalarını oluşturduğu ve bugünün doğasını şekillendirmede belirleyici rol oynadığını inceliyor.

Yazarlar ayrıca, kayyumlar ile bölge insanının ve kentlerin tanışmasının Kürtlerin siyasete dair algılarında nasıl bir kırılma yarattığını da ele alıyor.

  • Künye: E. Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur – Kürt Sorunu: Yerel Dinamikler ve Çatışma Çözümü, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 144 sayfa, 2019

Kolektif – Türkiye’de Kesişen-Çatışan Dinsel ve Etnik Kimlikler (2010)

Türkiye’de etnik ve dini kimliklerin toplumsal hareketlere dönüşmelerini ve devletle ilişkilerini inceleyen elimizdeki çalışma, Kürt, Alevi, İslamcı ve ülkücü gibi kimliklerin dünü ve bugününe dair ayrıntılar sunuyor.

Kitabın ikinci bölümünde ise, Türkiye dışında yaşayan Türkiyelilerin kimlik tanım ve taleplerine, Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturalya ve İsrail örnekleri üzerinden bakılıyor.

Kitaba yazılarıyla katkıda bulunan isimler şöyle: Rasim Özgür Dönmez, Ekin Burak Arıkan, Tahire Erman, Şener Aktürk, Ali Yaman, Çağlar Enneli, Samim Akgönül, Nezahat Altuntaş, Pınar Enneli, Banu Şenay ve Şule Toktaş.

  • Künye: Kolektif – Türkiye’de Kesişen-Çatışan Dinsel ve Etnik Kimlikler, editör: Rasim Özgür Dönmez, Pınar Enneli ve Nezahat Altuntaş, Say Yayınları, siyaset, 318 sayfa

Ruşen Çakır – Ji Realîteya Kurd Ber Bi Realîteya Kurdistan ve (2015)

Ruşen Çakır’ın, Kürt sorunu ekseninde Türkiye ve bölgedeki gelişmeler üzerine kaleme aldığı makaleler ile yaptığı bazı mülakatların Kürtçe çevirileri, bu kitapta.

PKK ve IŞİD savaşının arka planı, çözüm sürecinin akıbeti ve AKP-Cemaat savaşının Kürt sorununa etkileri, kitabın konuları arasında.

  • Künye: Ruşen Çakır – Ji Realîteya Kurd Ber Bi Realîteya Kurdistan ve, çeviren: Mihemed Jiyan, Metis Yayınları

Naşit Hakkı Uluğ – Derebeyi ve Dersim (2009)

Yunus Nadi ve Falih Rıfkı ile aynı ekolden olan Naşit Hakkı Uluğ, feodalizm ve köyüler konularında Cumhuriyet’in yaklaşımının ateşli savunucularındandı.

‘Derebeyi ve Dersim’ de, Cumhuriyet’in Kürt sorununun çözümü konusundaki inkârcı ve şiddet taraftarı yaklaşımını en iyi yansıtan kaynaklardan biri oluşuyla şaşırtıcı değil.

Kürt sorunun müzakere edilmeye başlandığı, ayrıca Dersim Katliamı’nın yeniden tartışıldığı günümüzde, şu ana kadar Türkiye’de egemen olan bu anlayışın ülkeyi getirebileceği tehlikeli durum, Uluğ’un yaklaşımında açıkça görülüyor.

Kitabında feodalizm, Dersim, din, aşiretler ve seyyitler gibi konuları anlatan Uluğ, Kürtlerin Türk soyundan geldiklerini de savunuyor.

  • Künye: Naşit Hakkı Uluğ – Derebeyi ve Dersim, Kaynak Yayınları, siyaset, 82 sayfa