Işıl Çokuğraş, C. İrem Gençer – Kurmak ve Onarmak (2023)

‘Kurmak ve Onarmak’, Türkiye’nin ilk kadın mimarlarından Mualla Eyüboğlu’nun kişisel arşivinden yola çıkarak hayatını ve 1940’lardan 1980’lere kadar süren meslek yaşantısını inceliyor.

Eyüboğlu Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan hemen sonra Cumhuriyet ideolojisinin en önemli girişimlerinden Köy Enstitüleri’nin kuruluşunda çalışmış; kariyerinin sonraki dönemlerinde ise Topkapı Sarayı, Rumelihisarı gibi anıtsal Osmanlı eserlerinin restorasyonunda görev almıştı.

Mualla Eyüboğlu’nun arşivinden otobiyografik notlar, mektuplar, mesleki defterler, çizimler, yapı fotoğraflarından restorasyon süreçlerine ait yazışmalara kadar çok çeşitli belge, mimarın portresini yeniden inşa etmenin yanında dönemin mimarlık ve restorasyon, düşün ve uygulama ortamını da kavramamıza yardımcı oluyor.

  • Künye: Işıl Çokuğraş, C. İrem Gençer – Kurmak ve Onarmak: Mimar-Restoratör Mualla Eyüboğlu (1919-2009), İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, biyografi, 420 sayfa, 2023

Ö. Sıla Durhan ve Yekta Özgüven – Mısır Çarşısı’nı Düşünmek (2021)

İstanbul’un tarihi, mimari ve kültürel mirasında büyük payı olan Mısır Çarşısı üzerine kapsamlı bir inceleme.

Ö. Sıla Durhan ve Yekta Özgüven, Mısır Çarşısı’nın geçirdiği değişim ve dönüşümleri izliyor.

Yeni Cami Külliyesi’nin yapılarından biri olarak inşa edildiği 17. yüzyıldan günümüze uzanan bir aralıkta, farklı yoğunluklarda da olsa, bir aktarlar ya da baharat çarşısı olma işlevinin süreklilik göstermesi; yüzyıllardır İstanbul’un en canlı ticaret bölgelerinden biri olan Eminönü’nde yıkımlar, inşalar, eklemeler içeren çeşitli müdahaleler geçirerek fiziksel ve ekonomik olarak ayakta kalabilmiş olmasıyla önem taşıyan, ancak şimdiye kadar pek az araştırılmış Mısır Çarşısı üstüne, Durhan ve Özgüven’den bir araştırma projesinden kitaba uzanan titiz ve detaylı bir çalışma.

Kitap, yakın çevresi ile birlikte Mısır Çarşısı’nın geçirdiği değişim ve dönüşümlere odaklanarak bunların tarihsel izlerini araştırmakla birlikte bu izlerin, mekândaki, düşüncelerdeki, pratiklerdeki tezahürlerini de ele alıyor.

Başlığında vurgulanan “Mısır Çarşısı’nı Düşünmek” ise yapının var olduğu süreçleri kavramak anlamını taşıyor.

Bu yönüyle kitap, çarşının hangi toplumsal ve zamansal bağlamlarda, yani hangi ortam ve koşullarda varlık kazandığını düşünme, bu mekânı çok yönlü kavrama olanağı sağlıyor.

  • Künye: Ö. Sıla Durhan ve Yekta Özgüven – Mısır Çarşısı’nı Düşünmek: Mekânsal Pratikler, Özneler, Gündelik Yaşam, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, tarih, 391 sayfa, 2021

Tarkan Okçuoğlu – Hayal ve Gerçek Arasında (2020)

Osmanlı resminde kadim kent İstanbul nasıl resmedildi?

Tarkan Okçuoğlu 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı’nın duvar resimlerinde İstanbul’un nasıl betimlendiğini inceliyor.

Bu betimlemede şehrin hangi üslup özelliklerine, ne tür söylemlere ve biçim çeşitliliğine göre resmedildiğini izleyen çalışma, bir anlamda Osmanlı modernleşme sürecinin resim sanatına nasıl yansıdığını da ortaya koyuyor.

Okçuoğlu, sadece İstanbul’da değil, Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu gibi çok geniş bir coğrafyada izini sürebildiğimiz İstanbul imgesinin, figür yasağının olduğu bir coğrafyada, bir anlamda “portre”nin yerine geçtiğini ve bu “kent portreleri”yle Osmanlı’nın siyasi gücünün de simgelendiğini ve somutlaştırıldığını belirtiyor.

Tasvir edilen resimlerin hangi bağlamlar çerçevesinde görselleştirildiğini zengin örnekler eşliğinde anlatan Okçuoğlu, bununla da yetinmeyerek, düşünsel ve kültürel iklime göre değişen ifade dilinin çözümlemelerini de yapıyor.

Çalışma, geleneksel minyatür sanatının sonundan güzel sanatlar disiplininin kurumsallaştığı döneme dek geniş bir zaman aralığını kapsamasıyla konu hakkında bir başvuru kaynağı niteliğinde.

  • Künye: Tarkan Okçuoğlu – Hayal ve Gerçek Arasında: Osmanlı Resminde İstanbul İmgesi, 18. ve 19. Yüzyıllar, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, sanat, 250 sayfa, 2020

Aygül Ağır – İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi ve Dönüşümü (2010)

Aygül Ağır ‘İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi ve Dönüşümü’nde, Haliç’in güney sahilinde, İstanbul’un fethine kadar yaklaşık dört yüz yıl varlığını sürdürmüş Konstantinopolis’in Venedik Yerleşimi’nden Osmanlı Ticaret Bölgesi’ne dönüşüm sürecini inceliyor.

Kentin Akdeniz dünyasına açılan bu kozmopolit liman bölgesi, Osmanlı döneminde de İstanbul’un ticari etkinliklerinin önemli merkezlerinden biri olmuştu.

Ağır, bölgenin kimlik değiştirerek Venediklilerden Yahudilerin kontrolüne geçişini ve Osmanlı’nın Konstantinopolis içindeki “küçük Venedik’in izlerini, çok etkili yapılarla nasıl sildiğini gözler önüne seriyor.

  • Künye: Aygül Ağır – İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi Ve Dönüşümü, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, tarih, 286 sayfa

Kolektif – Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri (2016)

 

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün ‘Dört Ayaklı Belediye’ adlı sergisi, İstanbul’un gündelik ve tarihsel serüveninde önemli yer tutan köpekleri çok yönlü bir bakışla anlatmıştı.

Sergi, İstanbul’un fethinden Tanzimat’a uzanan yaklaşık dört yüz yıllık süreçte, şehri sakinleriyle paylaşan ve aynı zamanda şehrin yaşadığı dönüşümlerden de bizzat etkilenen bu dört ayaklı dostlarımızı daha görünür kılmasıyla dikkat çekiyordu.

Elimizdeki çalışma da, sokak köpeklerinin geç Osmanlı dönemi gündelik yaşamdaki serüvenlerinden 1910 yılında Hayırsızada’ya (Sivriada) sürgünlerine uzanan tarihlerini gözler önüne sermiş bu serginin kataloğu.

Çalışma, Ekrem Işın ve serginin danışmanı Catherine Pinguet’nin konuya odaklanan çerçeve yazılarıyla açılıyor.

Devamında ise, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu, Pierre de Gigord Koleksiyonu ve Galeri Alfa Koleksiyonu’ndan seçilen, köpekleri konu eden fotoğraf, gravür, kitap ve dergiler sunuluyor.

  • Künye: Kolektif – Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, sergi katalogu, 210 sayfa

Işıl Çokuğraş – Bekâr Odaları ve Meyhaneler (2016)

  • BEKÂR ODALARI VE MEYHANELER, Işıl Çokuğraş, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları

bekar-odalari-ve-meyhaneler

  1. ve 19. yüzyıl İstanbulu’nu marjinalite ve tekinsizlik gibi modern kavramlar çerçevesinde ele alan ve bunları kentin belirli mekânları üzerinden tartışan bir eser. Bu bağlamda bekâr odaları ve meyhaneleri irdeleyen yazar, bunların iktidarla ve toplumla ilişkilerini değerlendiriyor, kent içindeki dağılımlarını tespit ediyor.

Kolektif – Bir Geleneğin Anatomisi: Robert Kolej’in 150 Yılı (2013)

  • BİR GELENEĞİN ANATOMİSİ: ROBERT KOLEJ’İN 150 YILI, yayına hazırlayan: Cem Akaş, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, sergi katalogu, 196 sayfa

BIR GELENEGIN

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 2013 yılı baharında, Türkiye’nin eğitim tarihinde kendine özgü bir yeri olan Robert Kolej’in 150. yılına ışık tutan bir sergiye ev sahipliği yapmıştı. Serginin katalogundan oluşan elimizdeki kitap, Robert Kolej’in tarihsel rolünü aydınlatan yazılarla zenginleştirilerek sunuluyor. Buradaki yazılarda, Kolej’in Türk eğitim sistemindeki yeri, Robert Kolej Mühendis Mektebi’nin tarihi, Kolej öğrencilerinin etnik kimlikleri, Robert Kolej ve Amerikan Kız Koleji’nin erken mimarisi, Kolej’de yetişen ünlü oyuncular ve  Amerikan kolejlerinde yayıncılığın tarihi gibi ilgi çekici konuları irdeliyor.