Mahmut Yesari – Bir Namus Meselesi (2017)

Mahmut Yesari, edebiyatımızın ihmal edilen kalemlerinden. Onu şimdilerde pek kimse bilmez.

Bilenler de en çok ‘Çoban Yıldızı’ veya ‘Çuluk’ adlı romanlarını bilir.

‘Bir Namus Meselesi’ de, Yesari’nin ilk romanı ve tamı tamına 94 yıl önce Yesari’nin Reşat Nuri Güntekin ile birlikte çıkardığı Kelebek dergisinde tefrika edilmişti.

İşin üzücü yanı, bu romanın ilk kez kitap olarak yayımlanması.

Kayseri ve İstanbul’da geçen roman, Hacıoğlu Ağapiyadi ile Kara Eftimoğlu Petraki arasındaki bir miras sorunu üzerinden ilerliyor.

Her iki karakterin miras için çekişmesi ve birbirini kandırmak üzerine kurulu zihin dünyaları, romanı akıcı ve özgün kılan başlıca husus.

Romanın en güzel taraflarından biri de, yöresel dili ustaca kullanması. Burada özellikle Kayseri ağzının kullanım biçimi okuru ayrıca keyiflendirecek türden.

Yesari’nin ‘Bir Namus Meselesi’, günümüzde dönüşmüş, hatta neredeyse hiç kalmamış diyebileceğimiz, dönemin Kayseri ve İstanbul’undaki toplumsal zenginliğin nitelikli bir panoramasını çiziyor.

Yesari’yi yeniden hatırlamak için iyi bir fırsat.

  • Künye: Mahmut Yesari – Bir Namus Meselesi, İstos Yayın, roman, 128 sayfa

Elettra Stamboulis ve Angelo Mennillo – Küçük Kudüs: Selanik (2017)

Ne güzel şeyler olup bitiyor da, ruhumuz duymuyor?

Örneğin, İtalyanca ve Yunanca yayımlanmış başarılı grafik roman Küçük Kudüs, gözden geçirilmiş ve genişletilmiş bir baskıyla Türkçede yayımlanmış meğer.

Zengin karakterler barındıran roman, bir ailenin inişli çıkışlı hikâyesi ekseninde, çokkültürlü Selânik’in modern tarihine uzanıyor.

Türklerin Selanik’teki beş yüzyıllık egemenliğinden Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında ve kişiliğinde Selanik’in yerine, şehirdeki Yahudi mirasından Nazilerin işgal zamanında yaşananlara, şehrin belleğinde yer etmiş pek çok kişi ve olay romanda işleniyor.

Başarılı çizimleri ve sağlam örülmüş insan hikâyeleriyle dikkat çeken roman, yakın tarihte birçok insanın belleğinde yer etmiş bu özgün kentin izlerini ve barındırdığı muazzam zenginliği daha belirgin kılıyor.

Hem edebiyat hem de grafikroman ve çizgiroman tutkunlarının kaçırmak istemeyecekleri eserlerden.

  • Künye: Elettra Stamboulis ve Angelo Mennillo – Küçük Kudüs: Selanik, Duvarın Yıkılışından Sonraki Bir Yaz Günü, çeviren: Hasan Özgür Tuna, İstos Yayın, 64 sayfa

Petros Markaris – Sonsuzluk ve Bir GünLük (2014)

Theo Angelopulos’un ‘Sonsuzluk ve Bir Gün’ünün senaristlerinden olan ünlü polisiye yazarı Petros Markaris günlüğünde, bu kült filmin senaryosunun yazılış sürecini anlatıyor.

Daha önce senaryo için Angelopulos ile çalışmış Markaris, bu günlüğün, ünlü yönetmenle aralarındaki “daimi anlaşmazlığın” ürünü olduğunu söylüyor.

Yazar burada, senaryonun gün gün nasıl ilerlediğini kayıt altına alır ve böylece sinemanın dönüm noktası kabul edilen filmin nasıl ortaya çıktığını aydınlatırken, aynı zamanda aralarında kırk yıllık arkadaşlık bulunan Angelopulos’un kişiliğine ve yönetmenliğine dair önemli detaylar da sunuyor.

  • Künye: Sonsuzluk Ve Bir GünLük, Petros Markaris, çeviren: Anna Maria Aslanoğlu, İstos Yayın, sinema, 184 sayfa

Kolektif – İstanbul Rumları (2012)

 

Bir konferansa sunulan tebliğlerden oluşan ‘İstanbul Rumları’, günümüzde Rumların yaşamakta olduğu sorunları saptıyor ve bunlara ne gibi çözümler getirilebileceğini irdeliyor.

Çalışmayı nitelikli kılan hususlardan biri, Rumları “nostalji” penceresinden veya “geçmiş güzel günler” söylemi üzerinden değerlendirmesi değil, onların bugünkü aktüel meselelerinden hareket etmesi.

İstanbul Rumlarının eğitim sorunları; İstanbul Rum Ortodoks azınlığın tabi olduğu hukuki rejim; Türkiye’de Rum mülkleri sorunu; İstanbul Rumlarının mimari mirası ve Türkiye’de Rum vakıflarının tarihsel ve güncel sorunları, kitapta ele alınan kimi önemli konular.

  • Künye: Kolektif – İstanbul Rumları, hazırlayan: Foti Benlisoy, Anna Maria Aslanoğlu ve Haris Rigas, İstos Yayın, inceleme, 272 sayfa