Robert A. Heinlein – Yıldız Gemisi Askerleri (2016)

Askeri bilimkurgunun önemli eserlerinden sayılan, Hugu ödüllü bir roman.

Terra Federasyonu’nda, orduda iki yıl görev yapanlar gerçek vatandaş olup oy kullanabilir.

Juan Rico da, bu hakkı kazanmak için askerlik hizmetine yazılır.

Oysa bunu yaparak kaderini yeni baştan yazdığından haberi bile yoktur.

  • Künye: Robert A. Heinlein – Yıldız Gemisi Askerleri, çeviren: Öznur Özkaya, İthaki Yayınları

Alfred Bester – Yıkıma Giden Adam (2016)

Yirmi dördüncü yüzyılda, büyük güce sahip Ben Reich, 70 yıldır adı duyulmayan bir suç işlemeye karar verir.

Bu suç, cinayettir.

Zihin okuyucuların daha düşünce halindeyken suçları engellediği bu dünyada, Reich’ın bu hedefine ulaşması neredeyse imkânsızdır.

Tarihin ilk Hugo Ödülü’nü kazanmış muhteşem bir bilimkurgu romanı.

  • Künye: Alfred Bester – Yıkıma Giden Adam, çeviren: Barış Tanyeri, İthaki Yayınları

Ray Bradbury – Güneşin Altın Elmaları (2016)

Fantazi, korku ve bilimkurgu edebiyatına damga vurmuş Ray Bradbury’nin birbirinden güzel 32 öyküsü.

Aile ve toplum, iktidarın baskı mekanizmaları, hayal gücünün sınırları, yalnızlık, uygarlığın yozlaşması gibi ilgi çekici temalar barındıran bu öyküler, Bradbury’nin ne denli iyi bir yazar olduğunun somut göstergesi olarak karşımızda.

  • Künye: Ray Bradbury – Güneşin Altın Elmaları, çeviren: Mehmet Moralı, İthaki Yayınları

Kemal Tahir – Notlar: Sanat-Edebiyat 1 (2016)

Kemal Tahir’in sanat-edebiyat notlarının ilk cildi.

Kemal Tahir 1931-1973 yılları arasında defterlere, kâğıtlara, ajandalara, takvim yapraklarına, kâğıt olarak elinin altında bulunan her şeye notlar almıştı.

Bu notların önemli bir bölümünü sunan elimizdeki kitap ise, edebiyatta gerçeklikten sanat/siyaset ilişkisine ve sanatta groteske pek çok konuyu ele alıyor.

  • Künye: Kemal Tahir – Notlar: Sanat Edebiyat 1, hazırlayan: Cengiz Yazoğlu, İthaki Yayınları

Kaan Arslanoğlu – Evrimci Açıdan Din, Psikoloji, Siyaset (2016)

Kaan Arslanoğlu’ndan, insanın yapıp ettiklerine evrimci psikoloji ve kişilik yapıları gözlüğüyle bakan dikkat çekici metinler.

Eşitlikçi toplum yasası olarak dinin ortaya çıkışı ve solun dine yaklaşımı, laiklik karşıtı bir din olarak Freudculuk, solcuların siyaset üretme biçimleri ve Atatürk ile Lenin’in liderlik anlayışları, kitapta tartışılan kimi konular.

  • Künye: Kaan Arslanoğlu – Evrimci Açıdan Din, Psikoloji, Siyaset, İthaki Yayınları

Manning Marable – Malcolm X (2014)

Amerikan siyahi hareketin efsane isminin Pulitzer ödüllü biyografisi.

Tarihçi Manning Marable kitabı için bir dedektif gibi iz sürmüş, çok sayıda belgeye ulaşmış.

Malcolm X’in arayışını ve politik mücadelesini, dönemin Amerikası’ndaki toplumsal ve siyasi dokuya dair nitelikli bir analizle eşliğinde okumak isteyenlere şiddetle önerilir.

  • Künye: Manning Marable – Malcolm X, çeviren: Orhan Düz, İthaki Yayınları

Philippe Auclair – Cantona: Kral Olacak Asi (2020)

Çoğu insan, yazık ki Eric Cantona’yı daha çok uçan tekmesiyle hatırlar.

Fakat Cantona, kariyerini gölgeleyen bu eylemden çok daha büyük bir isimdir.

İşte bu kitap, futbol dünyasının bu efsane isminin karmaşık dünyasını mercek altına alan usta işi bir biyografi.

Gazeteci Philippe Auclair, Cantona’nın çocukluğundan bugününe uzanarak O’nun nasıl bir çocukluk yaşadığını, ailesini, yetiştiği çevreyi, gençlik yıllarını, karmaşık futbol kariyerini ve bugününü başından sonuna izliyor.

Cantona’nın hayatında yer etmiş pek çok isimle yapılan görüşmelerle zenginleşmiş kitap, futbol tarihinin en önemli figürlerinden birinin samimi bir portresini çizmesiyle önemli.

  • Künye: Philippe Auclair – Cantona: Kral Olacak Asi, çeviren: Egemen Özkan, İthaki Yayınları, biyografi, 560 sayfa, 2020

Charlie Champbell – Günah Keçisi (2020)

Günah keçisi olgusu, Âdem ile Havva meseline kadar uzanır.

Burada günah keçisi, yasak meyveyi getiren yılandı.

Tarih boyunca, suçluluk duygumuzu başka yere yönlendirmek ve sorumluluk almaktan kurtulmak için sürekli günah keçileri ilan ettik.

Açıkçası, bunda da çok başarılı olduk.

Charlie Champbell, insanoğlunun binlerce yıl öncesinden günümüze karşılaştığı tarihsel ve sosyal felaketlerle nasıl baş ettiğini, daha da önemlisi toplumsal veya bireysel başarısızlıklarımızı yükleyebileceğimiz bir günah keçisine ne denli bağımlı olduğumuzu ortaya koyuyor.

Champbell’ın burada, tarihten aktardığı ve birçoğu bugün ulaştığımız gelişmişlik seviyesinde gülünç kaçan günah keçisi vakaları, temelde insan olarak ne kadar da az değiştiğimizi gözler önüne seriyor.

Kitaptan iki alıntı:

“Yirmi birinci yüzyılda, ne yapacağımıza, neye inanacağımıza, ne yiyeceğimize yani her şeye dair hiç olmadığı kadar çok seçenekle karşı karşıyayız. Benzer bir şekilde, işler yolunda gitmediğinde suçlanabilecek şeylere dair de çok daha geniş bir seçenek yelpazesine sahibiz. Atalarımız, kadınlar, Yahudiler veya birtakım hayvanlar gibi uzun ömürlü günah keçileriyle yetinmek zorundayken, biz hayal kırıklığına uğradığımız durumlarda çok daha yaratıcı şekilde suçlamada bulunabiliyoruz. Hiçbir koşulda yapmayacağımız tek şey ise kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek. Daima bir şeylerin neden mükemmel olmadığına dair farklı açıklamalar bulmaya çalışıyoruz ve bunlar genellikle hiçbir anlam ifade etmiyor.”

“Hepimizi etkileyen daha büyük felaketler için sayısız komplo teorisi üretilmiştir ve hepsi de birtakım karanlık güçlere bağlanmıştır: Masonlar, İlluminati ya da dev kertenkeleler; komünistler, Yahudiler ya da Katolikler. Kişisel sorunlarımız içinse her zaman sonu gelmez açıklamalarımız vardır ve tüm sistem de daha güvenilir açıklamalar üretmek için çalışır. Günümüzde suçlama, diğer ürünler gibi satın alınabilecek ve satılabilecek bir meta haline geldi. Bunun ticaretini yapanlar da olağanüstü bir şekilde başarılı oldular.”

  • Künye: Charlie Champbell – Günah Keçisi: Başkalarını Suçlamanın Tarihi, çeviren: Gizem Kastamonulu, İthaki Yayınları, 144 sayfa, 2020

Selahattin Bulut – Hadım (2010)

Selahattin Bulut, Kürtçe ilk baskısı 2001’de yapılan ‘Hadım’da, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yaşanan insanlık dışı durumu anlatıyor.

‘Bihûşta Lal’ adlı eserinde ilk kez Kürtçe kısa öyküleri yayımlanan Bulut, elimizdeki uzun öyküsüyle, 12 Eylül’e, büyük insanlık trajedilerinin yaşandığı Diyarbakır Cezaevi’ne uzanıyor.

Yazarın kendi hayatından hareketle kaleme aldığı öykü, cezaevinde işkence sonrası iğdiş edilmiş, erkekliğini yitirmiş bir Kürt politik tutsağı ve onun cezaevi sonrası yaşamının bir kesitini hikâye ediyor.

Siyasî faaliyetlerinden dolayı 1981’de tutuklanan Bulut, Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde sekiz yıl kalmıştı.

  • Künye: Selahattin Bulut – Hadım, çeviren: Muhsin Kızılkaya, İthaki Yayınları, öykü, 69 sayfa

Güneş Ayas – Müzik Sosyolojisi (2020)

Bir toplumu anlamanın en iyi yollarından biri de, o toplumun müziğine bakmaktır.

Başka bir deyişle müzik, diğer pek çok işaretten daha fazla toplumla, o toplumun sosyolojisiyle iç içedir.

Güneş Ayas’ın bu özenli çalışması da, müziğin toplumsal bağlamının nasıl işlediğini, müzik sosyolojisi alanına giren temel kavramları ve yönelimleri kapsamlı bir bakışla ortaya koyuyor.

Konuya iyi bir giriş yapmak isteyenlerin muhakkak edinmesi gereken çalışma, aynı zamanda müzik sosyolojisi alanındaki Türkçe literatürü eleştirel bir gözle değerlendirmesiyle de dikkat çekiyor.

Burada tartışılan kimi konular şöyle:

  • Sanatı kutsal olarak gören yaklaşımlar ile sanatı incelenebilir olgulardan biri olarak gören müzik sosyolojisi arasındaki gerilimler,
  • Müzikte anlamın oluşumundaki toplumsal faktörler,
  • Etnosentrizm ve oryantalist söylemlerin müziğe etkisi,
  • Max Weber’in çalışmalarında müzik sosyolojisinin yeri,
  • Adorno’nun müziğe getirdiği yorumların müzik sosyolojisine yaptığı katkılar,
  • Müzikte beğeninin oluşumu,
  • Müzik geleneklerindeki süreklilik ve değişimler,
  • Türkiye’de müzik sosyolojisi çalışmalarındaki temel sorunlar…

Konu hakkında aydınlatıcı bilgi ve tartışmalar barındıran kitabın, hem konunun uzmanlarına hem de müziksevere fazlasıyla hitap ettiğini söyleyebiliriz.

  • Künye: Güneş Ayas – Müzik Sosyolojisi, İthaki Yayınları, sosyoloji, 352 sayfa, 2020