Jonathan Carroll – Âşık Hayalet (2010)

Jonathan Carroll ‘Âşık Hayalet’te, ölmesi beklenen bir adamın bir türlü “ölemeyişini” ve “sorunu” gidermeye çalışan bir hayaletin yaşadıklarını, bu garipliğin orta yerinde yeşeren bir aşk ekseninde hikâye ediyor.

Romanın merkezdeki karakterlerinden bir adam, karda yere düşerek başını kaldırıma çarpar ve ölür. Fakat onun ruhunu almaya gelen hayalet, adamın aslında ölmediğini fark eder.

Karışıklığı çözebilmeleri için üstleriyle iletişime geçen hayalet bu esnada, adamın kız arkadaşına âşık olur.

Bu arada ölmediğini fark eden adam da, kendi kaderinin efendisi olabilmek için büyük bir fırsat yakaladığını düşünerek, tanrılarla hesaplaşmaya koyulur.

  • Künye: Jonathan Carroll – Âşık Hayalet, çeviren: Nazan Arıbaş Erbil, İthaki Yayınları, roman, 328 sayfa

Joe Sacco – Güvenli Bölge Goražde (2010)

Türkiyeli okurlar Joe Sacco’yu, bu kitaptan kısa süre öne yayımlanan ‘Filistin’ isimli çizgiromanıyla bilir.

Sacco söz konusu eserini, 1991-92 kışında işgal altındaki topraklarda geçirdiği iki ayın sonrasında yazıp çizmişti.

Sacco, kendisine 2001 Will Eisner Ödülü’nü de kazandıran ‘Güvenli Bölge Goražde’de ise, 1995 yılında dört ay boyunca gözlemlediği Doğu Bosna’daki savaşı resmediyor.

Burada da, Sacco’nun etkileyici çizgileri ve yazıları, eski Yugoslavya’da yaşanan savaşın insanlar üzerinde bıraktığı telafisi mümkün olmayan acılar anlatılıyor.

  • Künye: Joe Sacco – Güvenli Bölge Goražde, çeviren: Hilal Alkan Zeybek, İthaki Yayınları, çizgiroman, 227 sayfa

Kolektif – İç Dünya Dış Gerçeklik (2019)

Bireyin iç dünyası, dış gerçeklikle karşılaştığında nasıl tepkiler verir?

Bu derleme, alanında uzman psikanalistlerin iç dünya ve dış gerçeklik arasındaki ilişkiyi farklı yönleriyle irdelediği makalelerini bir araya getiriyor.

Kitapta,

  • İç dünya ve dış gerçeklik bağlamında Freud, Klein ve Winnicot’un yaklaşımları,
  • Dış dünya krizleri karşısında grup yardımıyla anlam bulma çabası,
  • Ruhsallığın temel bir etkinliği olarak öykü oluşturma,
  • Gerçek ile kurmacanın ilişkisi,
  • İç dünya ve güncel, tarihsel, sosyal bir dış gerçeklik olarak Anna O. vakası,
  • İç dünya dış gerçeklik değişkenleri bağlamında “Kurt Adam” öyküsü,
  • Halide Edip romanlarında kayıp, yas ve ideal benlik,
  • Yakup Kadri’de yenilgi, kayıp, yas ve kimlik karmaşası,
  • Ve bunun gibi ilgi çekici konular ele alınıyor.

Kitap, İstanbul Psikanaliz Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Derneği (Psike İstanbul) tarafından Boğaziçi Üniversitesi’nde 2018’de düzenlenen 12. Psikanalitik Bakışlar Sempozyumu’nda sunulmuş tebliğlerin gözden geçirilmiş hâllerini sunuyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Esra Mutlu Dedik, Refhan Balkan, Özden Terbaş, Işın Sayın Tamerk, Ayla Yazıcı, Ümit Eren Yurtsever, Pınar Limnili Özeren, Türkay Demir, İsmail Güzelsoy, Yücel Yılmaz, Başak Tokatlıoğlu, Gönül Yıldırım Üretme, Eda Arduman, Burçak Erdal, Serge Frisch, Hülya Akar, Yasemin Cengiz, Özlem Yıldız, Selma Gürbüz, Nilüfer Erdem, Bella Habip, Sevil Kural ve Sanem Tayman Eksin.

  • Künye: Kolektif – İç Dünya Dış Gerçeklik, derleyen: Esra Mutlu Dedik, İthaki Yayınları, psikanaliz, 312 sayfa, 2019

Neil Gaiman – Yokyer (2010)

Sevilen yazarlardan Neil Gaiman ‘Yokyer’de, okurunu fantastik bir dünyaya davet ediyor.

Şehrin altında, karanlık bir dünya olan Aşağıtaraf’ta geçen roman, sıradan bir hayat yaşayan başkahramanı Richard Mayhew’un, bir kaldırımda kanlar içinde bulduğu bir genç kadının hayatını kurtarmasıyla başlar.

Bu kadın aracılığıyla, gerçek dünyanın altında saklı bulunan Aşağıtaraf’ın varlığını öğrenen Mayhew, kısa bir süre sonra bu fantastik dünyanın bir sakini olacaktır.

Fakat buradan gerçek dünyaya dönmek neredeyse imkânsızdır.

Mayhew böylece, Avcı, Islington ve Door gibi karakterler ile iyilerin ve kötülerin rol aldığı bu dünyada, nasıl hayatta kalabileceğini öğrenmek zorundadır.

  • Künye: Neil Gaiman – Yokyer, çeviren: Evrim Öncül, İthaki Yayınları, roman, 372 sayfa

Charles Dickens – Müşterek Dostumuz (2010)

Charles Dickens’ın toplumsal eleştiri boyutuyla önemli eserlerinden olan ‘Müşterek Dostumuz’, dönemin kapitalizminin başkenti Londra’da sınıflar arasındaki büyük uçurumu hikâye ediyor.

Thames Nehri’nde düşen cesetleri toplama işi yapan bir ailenin sıradan bir günüyle başlayan roman, buradan zengin bir ailenin evindeki gösterişli bir yemekte yaşananlara uzanır.

Dickens, romanı boyunca buna benzer toplumsal katmanlarda gezinirken, birbirinden oldukça farklı dünyaları, muhteşem bir dil ve üslupla tasvir ediyor.

Roman, Dickens’ın yarattığı kendine has atmosfer kadar, akla gelmeyecek ayrıntıları gün yüzüne çıkaran yetkin gözlem yeteneğiyle de göz dolduruyor.

  • Künye: Charles Dickens – Müşterek Dostumuz, çeviren: Aslı Biçen, İthaki Yayınları, roman, 854 sayfa

Robert Jordan ve Brandon Sanderson – Fırtına Toplanıyor (2010)

‘Fırtına Toplanıyor’, Robert Jordan tarafından kaleme alınan ‘Zaman Çarkı’ isimli fantastik dizinin on ikinci kitabı.

Serinin bu romanı, demirci Thulin’in yaşlı Renald’a, kendilerini yok etmek için kuzeyden başlayarak toplanan korkunç bir fırtınadan bahsetmesiyle başlar.

Thulin, kendilerini savunmak için bir araya gelen insanlara katılacaktır.

Bu fırtına, sonun başlangıcı anlamına gelir ve gündelik hayatını yaşayan insanların, ailelerini yok olmaktan kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girmeleri gerekmektedir.

Yörede bulunanlar, kısa bir süre içinde, fırtınanın geçip gitmeyeceğini ve bu nedenle onunla yüzleşmeleri gerektiğini anlayacaktır.

  • Künye: Robert Jordan ve Brandon Sanderson – Fırtına Toplanıyor, çeviren: Niran Elçi, İthaki Yayınları, roman, 941 sayfa

Veysel Atayman – Şiddetin Mitolojisi (2019)

Şiddet sinemada kendine nasıl yer buluyor?

Daha da önemlisi, filmler şiddeti onu gerçek bağlamından koparıp nasıl estetikleştiriyor?

Veysel Atayman’ın yeni bir baskıyla yayımlanan ve bu alanda bizde yayımlanmış en nitelikli çalışmalardan olan ‘Şiddetin Mitolojisi’, kimi yönetmen ve onların yapımlarından yola çıkarak bu soruya tatmin edici yanıtlar veriyor.

Atayman burada, Martin Scorsese, Sergio Leone, Oliver Stone, David Lynch, Quentin Tarantino ve Stanley Kubrick filmlerinin sosyolojik ve eleştirel bir okumasını yapıyor.

Sinemada şiddetin kendine nasıl yer bulduğu ve bunun bazen açık bazen kapalı yöntemlerle nasıl uygulandığını daha iyi kavramak isteyenler bu kitabı kaçırmasın.

Atayman’ın kitabı ayrıca, ana akım sinema ve sinema terimleri hakkında ek metinlere de yer veriyor.

  • Künye: Veysel Atayman – Şiddetin Mitolojisi, İthaki Yayınları, sinema, 248 sayfa, 2019

C. Cengiz Çevik – Roma’da Siyaset ve Felsefe (2019)

Roma’da önceleri yabancı ve tehlikeli görülen felsefe zamanla imparatorluğun siyasi şartlarıyla nasıl uyumlu hale geldi?

Cengiz Çevik’in bu özenli incelemesi, özellikle Roma’nın Cumhuriyet döneminde (İÖ 509-İÖ 27), siyaset ve felsefe ilişkisinin nasıl şekillendiğini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.

Çevik kitabına, Pythagorasçı öğretinin Roma’daki etkilerine dair rivayetler ile felsefeye karşı siyasî nitelikli ilk olumsuz tepkilerle başlıyor.

Kitabın devamında ise,

  • Scipio Çevresi’nde felsefenin siyasî açıdan nasıl kabul edildiği,
  • Siyasetçi ve filozof etkileşiminin gelişimi ve örnekleri,
  • Cicero’nun siyaset ile felsefeyi nasıl uzlaştırdığı,
  • Roma’da felsefenin siyasî ideallerle birlikte nasıl dönüştüğü,
  • Felsefenin siyasî figürleri nasıl dönüştürdüğü,
  • Ve bunun gibi ilgi çekici konular irdeleniyor.

Çevik’in çalışması, Roma’nın felsefi gelenekle ilişkisinin nasıl dönüştüğüne yakından bakmak isteyenler için çok önemli bir kaynak.

  • Künye: C. Cengiz Çevik – Roma’da Siyaset ve Felsefe, İthaki Yayınları, felsefe, 240 sayfa, 2019

Simon Beckett – Ölümün Kimyası (2010)

2006’da yayınlanan ‘Ölümün Kimyası’, Simon Beckett’in David Hunter serisinin ilk romanı. Roman, adli tıp uzmanı Hunter’ın, üst üste işlenen kadın cinayetlerinin izini sürüşünü hikâye ediyor.

Yaşadığı üzüntü verici bir olaydan sonra eski hayatını arkasında bırakmaya karar veren Hunter, Norfolk’un ücra bir köyünde doktor olarak çalışmaya başlar.

Burada, vahşice bir cinayete kurban giden Sally Palmer’ın cesedi bulunur.

Hunter, köşesine çekildiğinden, bu olayın izini sürmeye pek hevesli değildir.

Fakat kısa bir süre sonra işlenen başka cinayetler, insanlarda büyük bir panik yaratacak ve Hunter da ister istemez, kendini olayların içinde bulacaktır.

  • Künye: Simon Beckett – Ölümün Kimyası, çeviren: Nur Küçük, İthaki Yayınları, roman, 392 sayfa

Marcus Steinweg – Tutarsızlıklar (2019)

Marcus Steinweg, içinde bulunduğumuz tutarsızlık çağında yönümüzü nasıl bulacağımız üzerine derinlemesine düşünüyor.

Aforizma, vecize ve notların şahane bir bireşimini sunan ‘Tutarsızlıklar’, çok uzun bir geçmişi olan felsefi bir sorunu, bilincimiz ve gerçeklikle ilgili deneyimimizin tutarsız, çelişkili ve dengesiz olduğu sorununu ele alıyor.

Yeni tanrılara ya da sahte rasyonaliteye tutunmayan yeni bir düşünce tarzını nasıl kurabileceğimizi tartışan Steinweg, bununla da yetinmeyerek realitemizin tutarsızlığını ifade eden ve etkileyen bir düşünce felsefesini formüle etmeye koyuluyor.

Steinweg bunu yaparken de, cinsellik, arzu, gerçeklik, dünya, güncel sanat, eleştirel düşünce ve güzellik gibi pek çok kavramı yeni bir bakışla yorumluyor.

  • Künye: Marcus Steinweg – Tutarsızlıklar, çeviren: Erkal Ünal, İthaki Yayınları, felsefe, 127 sayfa, 2019