Petra Bock – Mind Fuck Koçluk (2015)

Kendi kendimizi niçin sabote ederiz?

Peki, buna karşı ne yapabiliriz?

Kendi kendimizi kandırmamıza neden olan kimi düşünce kalıplarının gündelik hayatta ne denli yoğun bir şekilde karşımıza çıktığını ortaya koyan Petra Bock, kimi pratik yöntemlerle bu engellerin nasıl aşılacağını, zihnin nasıl özgürleştirilebileceğini irdeliyor.

Bock bu amaçla kurduğu sisteme “mind fuck”, Türkçesiyle “beyni becermek” adını uygun bulmuş.

  • Künye: Petra Bock – Mind Fuck Koçluk, çeviren: Levent Tayla, Paloma Yayınevi

Paul Ekman ve Christopher Hadnagy – Sosyal Mühendisin Maskesini Düşürmek (2018)

Sosyal mühendisler kendilerine özgü sinsice araçlarla çalışırlar.

Peki, bunlar nedir ve kendimizi, bunlara karşı nasıl koruyabiliriz?

Paul Ekman ve Christopher Hadnagy’nin elimizdeki çalışmalarının konusu, tam da bu.

Yazarlar, sosyal mühendisliğin ve genel olarak “insan kandırma” yöntemlerinin hangi yollardan ilerlediği konusunda okurunu aydınlatıyor ve insanın kontrolü elinde bulundurmak için sözlü iletişimin olduğu kadar sözsüz iletişim yöntemlerini de nasıl çözümleyebileceğini adım adım anlatıyor.

İnsanların beden dili ve yüz ifadeleri ne anlama gelir?

Kötü niyetli hackerlar hangi yollardan güvenimizi kazanmaya çalışır?

Bilişim teknolojilerinin altyapısı dışındaki güvenlik zaafları nedir?

Sosyal mühendise özgü sözsüz davranışlar neyi anlatır?

Sosyal mühendislik girişimleri karşısında kendimizi geliştirmek için hangi bilgi ve becerilere sahip olmalıyız?

Ekman ve Hadnagy çalışmalarında, bütün bu soruların yanıtlarını arıyor ve bizi, teknolojinin kusursuz bir Büyük Birader’e dönüştüğü günümüzde, güvenliğimizi sağlayacak araçları nasıl edineceğimizi açıklıyor.

  • Künye: Paul Ekman ve Christopher Hadnagy – Sosyal Mühendisin Maskesini Düşürmek: Güvenlikten İnsan Unsuru, editör: Paul F. Kelly, çeviren: Yudit Sevinir, Paloma Yayınevi, siyaset, 200 sayfa, 2018

E. Fuller Torrey – Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı (2018)

Dinlerin ortaya çıkışıyla evrim arasında nasıl bir ilişki var?

Fuller Torrey, çokça tartışılan bu soruya elimizdeki kitabıyla dâhil oluyor ve dini inancın evrimin ürünü olduğunu savunuyor.

Torrey, bu ilişkiyi ele alırken, arkeolojik ve antropolojik pek çok kanıtı ortaya koyduğu gibi, insan beyninin nörobiyolojik evriminin fosil kanıtlarını ve beynin evrimine dair psikolojik kanıtlar da sunuyor.

Torrey’e göre tanrıların ortaya çıkışı, çeşitli evrimsel etkenlerin rastlantısal bir sonucudur.

Antik kafataslarından insan ürünü eşyalara, beyin görüntüleme sistemlerinden primatolojiye ve çocuk gelişimi çalışmalarına çok çeşitli kaynaklardan gelen verileri inceleyen kitap, özellikle yeni bilişsel becerilerin edinilmesinin insan davranışlarını nasıl yönlendirdiğini ortaya koymasıyla önemli.

Yazar buna örnek olarak da, otobiyografik hafızanın gelişiminin rekabet avantajı sağladığı gibi, ölümlülüğün kavranmasına ve ölüme bir alternatif olduğuna dair inancın reddine sebep oluşunu gösteriyor.

Yazar, tanrıların ortaya çıktığı zamanları insanoğlunun o dönemdeki nörobiyolojik gelişimi bağlamında izliyor.

Evrimsel nörobilim konusunda muhakkak okunması gereken bir çalışma, dinlerin nereden geldiği konusuna güçlü ve yeni bir ışık tutmasıyla önemli.

  • Künye: E. Fuller Torrey – Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı: İlk İnsanlar ve Dinlerin Kökeni, çeviren: Erkan Aktaş, Paloma Yayınevi, bilim, 316 sayfa, 2018

John Wright – Çözülememiş Suçlar (2015)

Cinayetler, suikasta kurban giden politikacılar, adam kaçırma, soygun ve dolandırıcılık…

Çözülememiş uluslararası olaylar, bu kitabın konusu.

Olof Palme ve Benazir Butto suikastlarından Beyrut’taki British Bank soygununa, Sabrina Aisenberg’in kaçırılmasından Vatikan Bankası skandalına, elliyi aşkın vaka.

  • Künye: John Wright – Çözülememiş Suçlar, çeviren: Cansu Ünsal, Paloma Yayınevi

Bora Ercan – Yoga (2015)

Yogaya dair ortalıkta dolaşan yanıltıcı bilgilerden sakınmak isteyenlere fazlasıyla hitap edecek, yoganın doğasına uygun, çok katmanlı bir çalışma.

Yoganın tanımından yoganın dört ana türüne, ustaların yoga tanımlarından vedizme, brahmanizmden Patanjali’nin yoga sutralarına ve mantralardan yantralara, yogaya dair pek çok aydınlatıcı bilgi bu rehberde.

  • Künye: Bora Ercan – Yoga, 1. Kitap, Paloma Yayınevi

David Hoffman – Vatandaşlar Ayaklanıyor (2015)

Bağımsız haber kuruluşu Internews’in kurucusu David Hoffman, despotların başlıca silahı olan cehalet ve korku hükümranlığını yıkmada medyanın rolünü yeniden tanımlıyor.

Türkiye gibi gazeteciliğin can çekiştiği ülkelerde ilaç niyetine okunabilecek kitap, medyanın evrimini ve dijital teknolojilerin imkânlarını tartışıyor.

  • Künye: David Hoffman – Vatandaşlar Ayaklanıyor, çeviren: Füsun Özlen, Paloma Yayınevi

Adam Alter – Karşı Konulmaz (2018)

Asansördeki her düğmeye basan küçük çocuk ile kendisine ağrı kesici verilmesini isteyen ameliyat olmuş hasta ve Facebook’a bağımlı milyonlarca insan arasındaki bağlantı nedir?

Adam Alter bu nitelikli çalışmasında, tam da bu ilişkiyi, yani bu üç kesim arasındaki şaşırtıcı, ilginç ve korkutucu biyolojik ve psikolojik bağlantıları gözler önüne seriyor.

Kullandığımız cihazlar, nasıl oluyor da her türlü uyuşturucudan daha fazla bağımlılık yapıcı hâle geldi?

Alter’ın kitabı, bir yandan internet bağımlılığın neden böyle sıkıntılı bir hal aldığını kapsamlı bir şekilde ortaya koyarken, aynı zamanda bize zarar veren bu dünyadan nasıl kurtulacağımızı, başka bir deyişle insanoğlunun davranışlarını tümüyle dönüştüren bu teknolojinin yararlı yönlerini nasıl kullanacağımızı anlatıyor.

Adam Alter, yaşadığımız dönemi davranışsal bağımlılık çağı olarak tanımlıyor ve günümüzün ürünlerinin önemli bir kısmının neden karşı konulmaz olduğunu açıklıyor.

Alter, bu ürünleri tasarlayan şirketlerin, karşı konulmaz hale gelene kadar bunlar üzerinde ne gibi ince ayarlar yaptıklarını, bunların yetişkinlerin yanı sıra, özellikle çocukların sağlığı ve mutluluğu üzerindeki zararlı etkilerini açıklıyor.

Bu önemli çalışmayı, çağımızın artan bağımlılığını daha iyi kavramak ve bu konuda tedbir almak isteyen her okura öneriyoruz.

  • Künye: Adam Alter – Karşı Konulmaz: Bağımlılık Yapıcı Teknolojinin Yükselişi ve Bizim Ona Esir Edilişimiz, çeviren: Deniz İrengün, Paloma Yayınevi, psikoloji, 344 sayfa, 2018

Ronald Giphart ve Mark Van Vugt – Uyumsuzluk (2018)

İnsanoğlu medeniyeti, modern hayatı ve aklın sınırlarını zorlayan bir teknolojiyi geliştirmesine rağmen, neden en kritik anlarda halen ilkel beynine başvurabiliyor?

Bilim insanları, bu uyumsuzluğun başlıca nedeninin, biyolojik evrimimiz ile kültürel evrimimiz arasındaki uçurum olduğunu düşünüyor.

Zira kültürel evrim biyolojik evrimden çok daha hızlıdır ve insan da kendini bu hıza uyarlarken kimi zaman tökezler.

Ronald Giphart ve Mark Van Vugt da, biyolojimiz ve kültürümüz arasındaki bu çatışmanın, bu büyük çelişkinin izini sürüyor.

Yazarlar, 12 bin yıllık insanlık tarihinde, insan topluluklarının avcı-toplayıcı olarak başladıkları yaşam serüvenini günümüzün dijital devrimine kadar izliyor.

Kitap, bu büyük gelişmenin ardında, beynimizin nasıl geliştiği, şartlara ne şekilde uyum gösterdiği ve özellikle bugün aşk ve iş hayatı, çocuk sahibi olma, çocuk yetiştirme ve yönetilme gibi alanlarda yaşadığımız uyumsuzluğun belli başlı nedenlerini gözler önüne sermesiyle önemli.

Yazarlar bununla da yetinmeyerek, yeni şartlara uyum gösterebilmemiz için nasıl düşünmemiz ve olaylara nasıl bakmamız gerektiği konusunda kimi ipuçları da sunuyor.

  • Künye: Ronald Giphart ve Mark Van Vugt – Uyumsuzluk: Taş Devri Beynimiz Bizi Her Gün Nasıl Yanıltıyor ve Bu Konuda Ne Yapabiliriz?, çeviren: Mustafa Özen, Paloma Yayınevi, psikoloji, 392 sayfa, 2018

Rindert Kromhout – Klaus Mann: Thomas Mann’ın Oğlu Olmak (2017)

Klaus Mann, yalnızca meşhur yazar Thomas Mann’ın oğlu olarak değil, aynı zamanda kendi yazarlığıyla da hak ettiği üne kavuşmuş isimlerden.

‘Mefisto’, ‘Çağının Çocuğu’ ve ‘Sonsuzda Buluşma’, Klaus Mann’ın bizde de yayınlanmış başarılı kitapları.

‘Askerler Ağlamaz’ isimli kitabın ödüllü yazarı Rindert Kromhout da bu tarihi romanında, Klaus Mann’ı merkeze alarak Thomas Mann ailesini, onların etrafında yer alan kişileri ve dönemin Avrupa’sını anlatıyor.

Klaus burada, dünyaca ünlü babasının gölgesinde kalmaktan korkan, yazar olmak isteyen genç bir adam olarak karşımıza çıkıyor.

Klaus’un üzerinde, kendisinden bir yaş büyük ablası Erika ile yine bir yazar olan amcası Heinrich Mann’ın etkisi büyüktür.

19 yaşındayken Paris’e gerçekleştireceği seyahat, Klaus’un hayatında dönüm noktası olacaktır.

Zira genç adam buradaki bir kitapçıda Ernest Hemingway ve James Joyce’un eserleriyle tanışacak ve bu durum, kendisinin bir yazar olarak hayatına devam etme kararı almasını daha da pekiştirecektir.

Kromhout’un kurgusu, Klaus Mann’ın dünyasından pek çok ilginç ayrıntıyı bize sunduğu gibi, aynı zamanda onun üzerinden ailesini ve dönemin Avrupa’sının nitelikli bir fotoğrafını çekiyor.

  • Künye: Rindert Kromhout – Klaus Mann: Thomas Mann’ın Oğlu Olmak, çeviren: Gül Özlen, Paloma Yayınevi, roman, 368 sayfa, 2017

Kolektif – Koçluk Teknikleri (2014)

Kimi iş dünyasının rekabetçi ve stresli ortamında ayakta kalmaya çalışan, kimi ruhun labirentlerinde yolunu kaybetmiş bireylere yol göstermeye çalışan “koç”ların kişisel deneyimlerinden bir seçki.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır misali, koçların kendilerine özgü çalışma yöntemlerini, tekniklerini ve en çok da hilelerini görmek için iyi bir fırsat.

Kitapta tamı tamına 51 teknik yer alıyor.

  • Künye: Kolektif – Koçluk Teknikleri, derleyen: Fatoş Ayvaz, Paloma Yayınevi