“Binyıllar yıl geçti ama insan ölüme alışamadı bir türlü.”
‘Son Nefes’, Malraux’nun bu sözleriyle başlıyor.
Maurice Blanchot, “Ölüm insanın olanağıdır, onun şansıdır, tamamlanmış bir dünyanın geleceği bize onun aracılığıyla kalır.” demişti.
Cioran ise, “Ölüm bir çözüm olmasaydı, faniler şöyle ya da böyle onu atlatmanın bir yolunu mutlaka bulurdu.” demişti.
Régis Debray ve Claude Grange’ın kaleme aldığı ‘Son Nefes’, çaresiz hastalıklar nedeniyle ölmekte olan insanların son anlarına odaklanıyor ve hayli çarpıcı, dramatik, yer yer trajik hikâyeler aktarıyor.
Satırlar arasında o insanların korkuları, kaygıları, çaresizlikleri, pişmanlıkları güçlü bir biçimde hissediliyor.
Bu yönüyle ‘Son Nefes’ kimi zaman ağır ve hazmedilmesi zor bir anlatıya dönüşüyor.
Fakat özellikle güncel bir eser olması itibarıyla, hassas meselelere ve onlara dair tartışmalara çok önemli katkılar sunuyor.
Ölümü olağan bulmak ile ölümden korkmamak apayrı şeyler.
Hepimiz bir gün öleceğiz demek kolay, ama yakında öleceğim, ben öleceğim demek zordur.
Grange, ölmekte olan insanlarla nasıl konuşacağımızı bilmek büyük bir meziyettir, diyor.
Yaşlılık ve yaşlılar, kitabın gündeminde önemli bir yer tutuyor.
Grange ve Debray bunlara dair algımızın zaman içinde nasıl değiştiğine dair dramatik gözlemler aktarıyorlar, modern toplumlara ciddi eleştiriler getiriyorlar.
Debray’nin ifadesiyle “hiçbir şey üretmeyen ve doğru dürüst tüketmeyen” yaşlılar her yerde birer fazlalığa dönüştüler.”
Evin bir köşesinde sessizleşip silindikçe varlığı makbul görülen kişiler oldular.
Onlar bir kez yaşlanmakla, elden ayaktan düşmekle hayatlarının hatasını yapmışlardır!
Yaşadıkları fazladan her gün için neredeyse mahcubiyet duyacak kadar sessizleşmiş, küçülmüşlerdir.
- Künye: Claude Grange, Régis Debray – Son Nefes: Ölmekte Olanlara Eşlik Etmek, çeviren: Özcan Doğan, Doğu Batı Yayınları, felsefe, 109 sayfa, 2023



