Kohei Saito – Antroposen’de Marx (2024)

Marx’ın kapitalizme yönelik ekolojik eleştirisi, küresel iklim kriziyle karşı karşıya olduğumuz bugünlerde önemini her zamankinden çok daha açık bir biçimde gösteriyor.

‘Antroposen’de Marx’, Marx’ın ekolojisinin onun ölümünden sonra Marksistler tarafından 20. yüzyıl boyunca neden marjinalleştirilip bastırıldığını açıklıyor.

Fakat Marx’ın ekolojik eleştirisi, egemen üretimcilik ve tekçilik karşısında Antroposen’de canlanıyor.

Kohei Saito, Marx’ın ve Engels’in bütün eserlerinde yayımlanmış olan yeni malzemeleri inceleyerek Marx’ın büyümeme komünizmi olarak nitelendirilebilecek kapitalizme yönelik alternatif ve bütünüyle özgün fikrini sunuyor.

Geç Marx’ın bu kışkırtıcı yorumu, toplum ve doğa arasındaki ilişkiye yönelik yakın tarihli tartışmalara ışık tutuyor ve okuru 20. yüzyılın reel sosyalizminin hatasını tekrar etmeyen post-kapitalist bir toplumu zihninde canlandırmaya davet ediyor.

Saito, Marx’ın ekolojisi üzerine yazdığı göz alıcı makaleden sonra, bu yeni çığır açıcı kitabında farklı Marksistlerin anti-kapitalist bir perspektiften nasıl çevresel zorluklarla başa çıkmaya çalıştıklarını gösteriyor.

Saito, makalesinin çok ötesine geçen bu yapıtında Marksizm’i kapalı bir sistem olarak değil hareket halinde bir düşünce olarak kavramayı başarıyor.

Kitap, zamanımızın ekolojik Marksizm’ine ve Antroposen’deki komünizme sağlam bir katkı.

  • Künye: Kohei Saito – Antroposen’de Marx: Büyümeme Komünizmi Fikrine Doğru, çeviren: Onur Orhangazi, Ütopya Yayınları, siyaset, 416 sayfa, 2024

Alex Callinicos – Yeni Felaket Çağı (2024)

Dünya yeni bir felaket çağına giriyor.

İstisna, normal haline geliyor.

1914 ve 1945 arasında yaşanmış olan böylesi son kriz, iki dünya savaşına, Büyük Buhran’a ve Yahudi Soykırımı’na sahne oldu.

Günümüzde insan türü, hızlanmakta olan iklim değişikliğinin neden olduğu kontrol altına alınmayan yangınlar, seller ve diğer aşırı hava olayları ile Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini takiben nükleer savaş tehdidini içeren yeni varoluşsal tehlikelerle karşı karşıya.

Alex Callinicos, bu tehlikelerin ortak kaynağının çuvallamakta olan ve bizi toplumsal bir çöküşe doğru savuran kapitalist sistemin çok-boyutlu krizi olduğunu öne sürüyor.

Bu kriz, doğanın giderek artan bir biçimde tahrip edilişini, emeğin değersizleştirilmesini, küresel finansal krizden bu yana durgun olan bir dünya ekonomisini ve ABD, Çin ve Rusya arasındaki emperyalistler arası artan çatışmaları içeriyor.

Şimdiye kadar bundan en çok faydalanan Beyaz Saray’ı tekrar ele geçirebilecek olan aşırı sağ oldu.

Ancak yeni felaket çağı aynı zamanda bir isyan çağıdır da.

Siyah Hayatlar Önemlidir, #MeToo protestoları ve Sudan, Sri Lanka ve İran’daki isyanları takiben, sistemdeki birçok çatlak sayısız baskı biçimine meydan okuyabilecek ve adil ve sürdürülebilir bir dünyanın yolunu açabilecek daha fazla kitlesel harekete neden olacaktır.

Dünyanın en önemli Marksist düşünürlerinden biri olan Alex Callinicos’un bu olağanüstü kitabı, çağdaş siyaseti, onu tarihini, nedenlerini ve alternatife giden yolu karakterize eden daimi acil durum halini anlamak için son derece gerekli bir okuma.

Callinicos’un dünyanın karşı karşıya olduğu ve çevresel, ekonomik, jeopolitik ve toplumsal olmak üzere birden çok öğeden oluşan kriz üzerine bütünleşik bir bakış açısından düşünmeye yönelik bilinçli çabası, acil olduğu kadar entelektüel anlamda da ödüllendirici.

  • Künye: Alex Callinicos – Yeni Felaket Çağı, çeviren: Onur Orhangazi, Ütopya Yayınevi, siyaset, 328 sayfa, 2024

Songül Tan – Türkiye’de Dijital Gözetim (2023)

Dijital platformlar ve altyapılar aracılığıyla insan iletişimi bugüne kadar görülmemiş bir düzeyde zaman ve mekân sınırlamalarını aşarak daha hızlı ve kolay bir şekilde bağlantılı hale geldi.

Yeni teknolojilerin sunduğu olanaklar şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılım vadederken diğer yandan dijital ağlar üzerinde yeni tür güç ilişkileri oluşuyor.

Bu güç ilişkileri, özellikle kullanıcıların verilerinin kontrolü üzerine şekillenirken, yurttaşlar için eşitsizlikler derinleştiriyor.

Verileştirmeyle birlikte ortaya çıkan veriler, toplum ve toplumsal süreçler hakkında günümüze kadar olanaklı olmayan bilgilerin toplanmasını sağladı.

Bu teknolojilerin daha olumlu hedefler için kullanılma potansiyeli mevcut olmasına rağmen, yaşanan deneyim dijital kontrol ve gözetim sistemlerinin yaygınlaştırılması, gündelik hayatın kapitalizmin yeni biçimleriyle ticarileştirilmesi; ayrıca adaletsizlik, eşitsizlik, ayrımcılık ve ırkçılığın verileştirmeyle yeniden üretilmesi oluyor.

Bu kitap, verileştirmenin dünya ve Türkiye’deki tarihsel gelişimini ve öne çıkan eğilimlerin neler olduğunu ele alırken verileştirmeyi sosyal, ekonomik, politik ve ideolojik bir yapı içinde inceliyor.

Türkiye’de verileştirme sistemlerinin son yıllarda yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan deneyimi yeni medya ve bilişim alanında faaliyet yürüten STK temsilcilerinin kavrayışları ve çözüm önerileriyle veri adaleti perspektifiyle değerlendiriyor.

  • Künye: Songül Tan – Türkiye’de Dijital Gözetim: Verileştirme ve Veri Adaleti Mücadelesi, Ütopya Yayınları, siyaset, 266 sayfa, 2023

Özüm Koşar – Güzelin Patolojisi (2023)

‘Güzelin Patolojisi’, güzellik kavramını salt estetik bir problem olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir olgu olarak ele alıyor ve değişim/dönüşüm süreçlerinin izleğini anlamaya yarayan hemen her yönelim üzerinden güncel bir değerlendirme sunuyor.

Güzelliğin, hayatımızdaki konumunu ve kadın cinsine vazgeçilmez bir bedensel öznitelik olarak atfedilişini eril tahakkümün güzeli araçsallaştırdığı senaryo üzerinden tartışarak sistemsel bir okuma alanına da giriş yapıyor.

Bu bağlamda günümüz güzellik algısını irdelemek için sanatın merkezinden çıkıp farklı disiplinler etrafında gezinerek kimi zaman sosyoloji kimi zaman psikoloji kimi zaman da felsefe üzerinden tartışmalarla güzelliğin bir sektör olarak işler hale gelişini sorunsallaştırıyor.

  • Künye: Özüm Koşar – Güzelin Patolojisi: Güzellik Üzerine Bir İnceleme, Ütopya Yayınevi, inceleme, 292 sayfa, 2023

Paul Hodkinson – Medya, Kültür ve Toplum (2023)

Günümüzün medya kültürünü, medya toplumunu eleştirel bir biçimde analiz eden usta işi bir inceleme.

Sosyal medyadan, çağdaş reklamcılıktan, haberlerden ve mobil teknolojilerden sınıf, etnisite ve toplumsal cinsiyet temsillerine dek her şeyi kapsayan, açık bir biçimde organize edilmiş, sistematik ve en yeni gelişmelerin çok iyi bir biçimde değerlendirilmesiyle alanın eleştirel bir araştırmasını birleştiren kitap, medya ve iletişim çalışmalarına “olmazsa olmaz” bir katkı sağlıyor.

Medyaya ilgi duyan herkesin yanı sıra medya, kültür ve toplum alanındaki bilim insanları, lisans ve lisansüstü öğrencileri için sunulan bu eser, medya, kültür ve toplum arasındaki karmaşık ilişkiyi dikkatli bir biçimde vurgularken, medyanın günlük yaşama nüfuz edişini inceliyor.

“Medya Unsurları”, “Medya, Güç ve Denetim” ve “Medya, Kimlik ve Kültür” olmak üzere üç ana kısımdan oluşan çalışma, aynı zamanda araştırma ve öğretim gereksinimlerini de çok iyi bir biçimde karşılıyor.

  • Künye: Paul Hodkinson – Medya, Kültür ve Toplum, çeviren: Onur Orhangazi, Ütopya Yayınları, medya, 512 sayfa, 2023

Kerem Altıparmak – Zaman ve Aşımı (2023)

Türkiye’nin yakın tarihi, kendini sürekli tekrar eden, adaletle sonuçlanamayan cezasızlık hikâyeleri ile dolu.

Cumhuriyet’in 100 yılını niteleyen en önemli özelliklerden biri, unutulmayacağına söz verilen, ama hiçbir zaman gerçek anlamda hatırlanamayan, yargılanamayan ağır insan hakları ihlallerinin varlığı.

Ağır insan hakları ihlallerine ilişkin bu süreğen cezasızlığın arkasında siyasi bir iradenin olduğu şüphesiz.

Bu kararlı cezasızlık politikasını mümkün kılan araç ise hukuk.

Kerem Altıparmak tarafından kaleme alınan bu kitap, bu cezasızlık politikasının en önemli araçlarından biri olan zamanaşımı kavramının zırhını kaldırmayı ve bu kavramı alternatif bir hukuk okumasıyla tartışmayı amaçlıyor.

Yazar, hakikatin önündeki en önemli engellerden biri olan zamanaşımı kavramını, uluslararası insan hakları hukukundaki gelişmeler ve farklı ulusal ve uluslararası yargı kararlarının konusu olan vakalar ışığında karşılaştırmalı bir şekilde inceleyerek, bu engelin nasıl kaldırılabileceğini tartışıyor.

Kitap, ağır insan hakları ihlallerinin mağdurlarının adalet talebinin, faillerin hukuki güvenlik iddiaları ile çatışmasının nasıl çözümlenebileceğine ilişkin yeni öneriler sunuyor.

  • Künye: Kerem Altıparmak – Zaman ve Aşımı: Ağır İnsan Hakları İhlallerinin Kılıfını Kaldırmak, Ütopya Yayınları, hukuk, 176. sayfa, 2023

Seyedmorteza Mousavi – Yeni-Sosyal Medya ve Demokrasi (2023)

Günümüzde yeni-sosyal medyanın birçok ülkede ve toplumda yaygın bir şekilde kullanılması, bu araçların veya alanların giderek daha fazla önem kazandığını gösteriyor.

Nitekim son dönemlerde birçok ülkede ister otokrat ister demokrat devletler ve rejimler tarafından bu araçlara yönelik yasal düzenlemeler getirme çabası bu araçların ve ortamların önem kazandığının göstergesi.

Söz konusu demokrasi olduğunda ilk iyimser ve hayali görüşler yeni-sosyal medyayı bir kurtarıcı olarak göstermiş olsalar da, yaşam pratiği bu iyimserliğin yerini kötümser ve olumsuz görüşlere bırakmasına neden olmuştur.

Bugün geldiğimiz nokta itibarı ile yeni-sosyal medyanın demokrasi üzerindeki farklı etkileri kesin sonuçlar olmamakla birlikte hararetle tartışılıyor.

Bu tartışmalarda odak noktası yeni-sosyal medyanın demokrasi için sınırlayıcı veya ilerletici rolü üzerine.

Bu kitapta Habermasçı Müzakereci Demokrasi kuramından yararlanarak dünya çapında e-demokrasi üzerinde yapılan çalışmalardan yansıyan teorik okumalardan yola çıkılmıştır.

Kitap, ayrıca yeni-sosyal medyanın ana dinamikleri olan sosyo-siyasi, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel boyutları da ele alıyor.

  • Künye: Seyedmorteza Mousavi – Yeni-Sosyal Medya ve Demokrasi, Ütopya Yayınları, medya, 332 sayfa, 2023

Robin Leichenko ve Karen O’Brien – İklim ve Toplum (2021)

İklim değişikliği, bütün bir toplumu kökten dönüştürecek büyük bir sorundur.

Robin Leichenko ve Karen O’Brien’ın bu çarpıcı çalışması da, iklim ve toplum arasındaki çok yönlü bağlantıları gözler önüne seriyor.

Konuya dair temel kavramları ortaya koyan çalışma, iklim değişikliğini, araştırma, politika ve eyleme yönelik birleştirici yaklaşımları gerektiren toplumsal bir mesele olarak çerçeveliyor.

İklimin zorluklarına verilen karşılıkları biçimlendirmede dünya görüşlerinin ve inançların oynadığı önemli rollerin altını çizen, daha da önemlisi iklim değişikliğinin toplumsal yönlendiricileri ve etkileri üzerine hem egemen söylemi hem de diğer söylemleri irdeleyen çalışma, iklim değişikliğini hızla değişen bir dünya bağlamına yerleştirmesiyle önemli.

Kitapta, dinamik siyasi, ekonomik ve çevresel bağlamların riskleri nasıl arttırdığı, fakat aynı zamanda, dönüştürücü karşılıklar için nasıl fırsatlar sunduğu da gösteriliyor.

Hem iklim değişikliği ve buna karşı yapılabilecekler hakkında bir giriş kitabı arayanların, hem de bu konulardaki son bilimsel gelişmelerin derli toplu bir sunuşuna ihtiyaç duyanların muhakkak okuması gereken bir kitap.

  • Künye: Robin Leichenko ve Karen O’Brien – İklim ve Toplum: Geleceği Dönüştürmek, çeviren: Onur Orhangazi, Ütopya Yayınları, ekoloji, 368 sayfa, 2021

Manuel Castells – Başka Bir Ekonomi Mümkün (2021)

2008 finansal krizi, neoliberal kapitalizmin iflasını kanıtladı.

Sosyolog Manuel Castells de, tüm ekonomilerin kültürel biçimler olduğu gerçeğinden hareketle, paylaşım ve dayanışmaya dayalı alternatif bir ekonomiyi örgütlemenin imkânları üzerine düşünüyor.

Dünya ekonomisi 2008 finansal kriziyle birlikte bir çöküşün eşiğine gelmişti.

Aradan geçen sürede merkez bankalarının ve hükümetlerin milyarlarca dolarlık müdahaleleriyle çöküş engellense de dünya ekonomisinin büyüme oranları düşük seyretmeye, istihdam yaratma kapasitesi daralmaya ve eşitsizlikler artmaya devam etti.

Bu arada da kapitalizmden başka bir ekonominin mümkün olup olmadığına dair tartışmalar da yaygınlaşmaya başladı.

Bu bağlamda dünyaca ünlü sosyolog Manuel Castells’in bir grup araştırmacı ile birlikte yaptığı çalışmaları derlediği bu kitapta sunulan teorik argümanlarla istatistiki bulgular ve vaka çalışmaları, okuru bir yandan bugünkü sistemin arızaları üzerine düşünmeye bir yandan başka bir ekonomiye dair hayaller kurmaya kışkırtıyor.

  • Çevresel felaketlere yol açan ekonomik büyümenin olmadığı bir sistem tahayyül edebilir miyiz?
  • Piyasaların dışında süregiden armağan ekonomilerinden, bakım emeğinden neler öğrenebiliriz?
  • Blockchain bize ne vaat ediyor?
  • Bitcoin gerçekten geleceğin parası olabilir mi?
  • Finansal hizmetleri bankalar dışında organize edebilir miyiz?
  • Kapitalizmin içerisinde filizlenen alternatif ekonomi pratikleri kalıcı olabilir mi?
  • Yavaş Kent hareketlerinin dirençliliği geleceğe yönelik neler anlatıyor?

Bu ve bunun gibi önemli soruları tartışan çalışma, sosyoloji, ekonomi ve genel anlamda sosyal bilimler alanlarındaki öğrencilere, bilim insanlarına ve toplumların ve ekonomilerin günümüzde nasıl değiştiğini kavramak isteyen her okura hitap edecek nitelikte.

  • Künye: Manuel Castells – Başka Bir Ekonomi Mümkün: Ekonomik Sistem Alternatiflerine Dair Tartışmalar, çeviren: Onur Orhangazi, Ütopya Yayınları, iktisat, 304 sayfa, 2021

Ayşe Gül Toprak – Dijital Medya ve Mekânın Dönüşümü (2021)

Dijital medya teknolojileri, mekân algımızı nasıl dönüştürüyor?

Ayşe Gül Toprak, içinde yaşadığımız fiziksel mekânların dijital dünyada nasıl köklü biçimde değişime uğradığını gözler önüne seriyor.

Dijital iletişim ve medya teknolojileri toplumsal yaşamın en önemli boyutlarından olan mekânı yaşama, algılama ve deneyimleme biçimlerimizi etkiliyor.

‘Dijital Medya ve Mekânın Dönüşümü’ de, dijitalleşme ile gündeme gelen söz konusu mekânsal eğilimler üzerine düşünüyor.

Dijital mekân ve fiziksel mekânın birlikteliği ile oluşan melez mekânların genel anlamda mekânı algılama ve deneyimleme biçimlerimizi nasıl çarpıcı bir biçimde dönüştürdüğünü ele alan Toprak, hem bu dönüşümün yarattığı olanakları hem de ortaya çıkardığı sorunları çok yönlü bir şekilde irdeliyor.

  • Künye: Ayşe Gül Toprak – Dijital Medya ve Mekânın Dönüşümü, Ütopya Yayınları, medya çalışmaları, 288 sayfa, 2021