Mümtaz Fırat – Kaybolan İzler: Güneydoğu’da Geleneksel Dövme ya da Dek ve Dak (2017)

1991’de Avusturya-İtalya sınırındaki Ötztal alplerinde, yaklaşık 5300 yıl önce yaşamış bir adam keşfedildi.

Bilim insanlarının Buz Adamı Ötzi olarak adlandırdığı bu adam, Cilalı Taş ile Bronz Çağı arasındaki bir dönemde yaşamıştı.

Yaşadığı dönem hakkında çok önemli bilgiler veren Ötzi’nin elimizdeki kitap bağlamında bizi asıl ilgilendiren yönü, dövmeleriydi.

Ötzi’nin vücudunun çeşitli yerlerinde toplam 57 dövme bulunuyordu.

Ötzi’nin keşfi, dövmenin insanoğlunun hayatında çok uzun zamandır yer ettiğinin en önemli bilgisiydi.

İşte elimizdeki kitap da, Güneydoğu’da halk arasında dek, dak, dövün, döğün, veşm ya da vesm olarak bilinen dövmeyi ele alıyor.

Halkbilimci Mümtaz Fırat, bölgede kadim bir gelenek olan, fakat günümüzde eski etkisini kaybetmiş “dek”in tarihini, hangi toplumsal ilişkilere karşılık verdiğini, bunlarda yer alan simge, işaret ve figürlerin ne anlama geldiğini ayrıntılı bir bakışla irdeliyor.

Kültür tarihimiz için önemli bir çalışma.

  • Künye: Mümtaz Fırat – Kaybolan İzler: Güneydoğu’da Geleneksel Dövme ya da Dek ve Dak, Yapı Kredi Yayınları, kültür, 168 sayfa

Jean-Pierre Verdet – Gökyüzü, Düzen ve Karmaşa (2008)

Jean-Pierre Verdet, 1963 yılında Paris Gözlemevi’ne girdi.

Burada 1997 yılına kadar görev alan Verdet’nin, Güneş tacı, gezegenlerin kızılötesi ışınları ve gökbilim tarihi üstüne çalışmaları bulunuyor.

‘Gökyüzü, Düzen ve Karmaşa’, Verdet’nin bu deneyimini, oldukça akıcı ve eğlendirici bir anlatımla sunuyor.

Kitapta gezegenler, takımyıldızlar, masalsı tanrılar, kuyrukluyıldızlar, göktaşları, tutulmalar, kasırgalar, taşkınlar, gökkuşağı ve kuzey şafağı gibi birçok konu, zengin bir görsel malzeme eşliğinde sunuluyor.

Verdet, gökyüzünü bilimsel yönleriyle ele alırken, konu hakkındaki efsaneler ile mitolojilerden de yararlanıyor.

  • Künye: Jean-Pierre Verdet – Gökyüzü, Düzen ve Karmaşa, çeviren: Orçun Türkay, Yapı Kredi Yayınları, bilim, 159 sayfa

Memet Fuat – Güzelin Yararlısı (2014)

Memet Fuat’ın denemelerinden bir seçkiye dayanan ‘Güzelin Yararlısı’nın hedef kitlesi, ilkgençlik çağını sürenler.

Memet Fuat denemelerinde, eski zamanların güzelliklerini, usta sanatçının belli başlı özelliklerini, yeni şiiri anlamanın ipuçlarını, bilimsel eleştiriyi, düşünceye saygıyı, şiirin bugünkü durumunu, divan şiirinin edebiyatımızdaki yerini, sanatçıda içe kapanma sorununu ve sanatta teknoloji düşmanlığını anlatıyor.

Memet Fuat kitaba adını veren denemesinde ise, resim sanatı, heykel ve mimarinin sanatta güzele nasıl yaklaştıklarını ve bu çerçevede güzelin yararlarına yaklaşımdaki farklı algıları tartışıyor.

  • Künye: Memet Fuat – Güzelin Yararlısı, hazırlayan: Güven Turan, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 111 sayfa

Geronimo Stilton – Dinozorlarla Buluşma (2017)

Geronimo Stilton’un ‘Zamanda Yolculuk’ serisi, dünyada 140 milyon adetten fazla satan bir çocuk kitabı.

‘Dinozorlarla Buluşma’ ise, Stilton’un bu diziden Türkçeye çevrilen ilk kitabı.

Profesör Amper Volt, zaman makinesini icat etmiştir.

Böyle bir fırsatı kim kaçırabilir ki!

Nitekim Geronimo Stilton ve akrabaları da zaman makinesiyle, en çok merak ettikleri dinozorlar çağına gider.

Geziye katılanlar birbirinden eğlenceli maceralar yaşar. Fakat gezi, Geronimo’nun ipe sapa gelmez korkuları nedeniyle komik bir hal de alır.

Arkadaşlığın ve dayanışmanın her şeyin üstesinden gelebileceğini, dinozorlar çağına dair aydınlatıcı bilgilerle harmanlayarak sunan sıcak ve keyifli bir hikâye.

  • Künye: Geronimo Stilton – Dinozorlarla Buluşma, çeviren: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, çocuk, 128 sayfa

Saffet Tanman – Ilgaz Dağları’ndan Batnas Tepelerine (2008)

‘Ilgaz Dağları’ndan Batnas Tepelerine’, babası Çerkeş Şeyhizade Mehmed Bahaeddin Bey Osmanlı ilmiye sınıfına mensup olan Saffet Tanman’ın anılarından oluşuyor.

Kitap, savaş yıllarında yolu ailesiyle Anadolu’ya düşmüş Tanman’ın çocukluk, yetişkinlik ve yaşlılık gibi üç dönemini yansıtmasının yanı sıra, üç büyük savaşın ardından, yolları Kastamonu, Ankara, İstanbul, İzmit, Söke, Hamburg ve New York gibi şehirlere düşmüş bir ailenin yaşadıklarını, portreler ve tanıklıklarla sunuyor.

Saffet Tanman’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına uzanan anıları, Dame de Sion ve İstanbul Üniversitesi’ndeki eğitim hayatı, evliliği, aile üyeleri, akrabaları ve arkadaşlarına dair.

  • Künye: Saffet Tanman – Ilgaz Dağları’ndan Batnas Tepelerine, Yapı Kredi Yayınları, anı, 194 sayfa

C. Cengiz Çevik – Cicero’nun Devlet’i: De Re Publica Yazıları (2017)

Latin edebiyatını ve felsefesini derinden etkilemiş düşünür ve siyasetçi Cicero’nun ‘Devlet’i için, Platon’un ‘Devlet’inin tamamlayıcısı demek yanlış olmaz.

Düşünür orijinal adıyla De Re Publica olan kitabında, Platon’un tanımladığı “ideal devlet”i Roma İmparatorluğu bağlamında tartışıyor.

İşte, Latinceden yaptığı nitelikli çevirileriyle bildiğimiz Cengiz Çevik’in elimizdeki çalışması, Cicero’nun siyaset felsefesini ayrıntılı bir bakışla tartışıyor.

Çevik buradaki dört makalesiyle, Cicero’nun De Re Publica’sını merkeze alarak,

  • Cicero’nun Roma İmparatorluğu’nun tarihsel gelişimini nasıl izlediğini,
  • İdeal devlet teorisini,
  • Ve düşünürün devlete dair kavramsallaştırmasının kendisinden sonraki düşünürleri nasıl etkilediğini gözler önüne sermekte.

Çevik bunu yaparken, Cicero’nun yaşadığı dönemin düşünsel atmosferin bir fotoğrafını da çekiyor.

  • Künye: C. Cengiz Çevik – Cicero’nun Devlet’i: De Re Publica Yazıları, Yapı Kredi Yayınları, siyaset felsefesi, 220 sayfa

Barry Charles Tharaud – Çukurova (2017)

Çukurova deyince Yaşar Kemal’i, Yaşar Kemal deyince Çukurova’yı hatırlıyoruz. Çukurova, William Faulkner’ın hayali ülkesi Yoknapatawpha gibi, adeta Yaşar Kemal ile özdeşleşmiş, onunla bütünleşmiştir.

İşte Barry Charles Tharaud’un bu kitabı da, Yaşar Kemal’in edebiyatının temellerinin, başka bir deyişle Kemal’in edebiyatının filizlendiği coğrafya olarak Çukurova’nın peşine düşüyor.

Tharaud, Türkiye’nin bir medeniyetler kavşağında bulunduğunu ve bu kültürel zenginliğin Yaşar Kemal’in yapıtlarına yoğun bir şekilde yansıdığını belirtiyor.

Yaşar Kemal’in ‘İnce Memed’in ilk ve ikinci cildi, ‘Yer Demir, Gök Bakır’ ve ‘Ölmez Otu’ kitaplarını merkeze alan incelemesinde Tharaud, Yaşar Kemal’in eserlerinin arkasındaki felsefeyi, kültürel zenginliği ve başlıca yazım tekniklerini gözler önüne seriyor.

Tharaud, Yaşar Kemal edebiyatının, modern varoluşsal sorunlara yanıt verecek yetkin bir edebiyat olduğunu da belirtiyor.

Yaşar Kemal’in yapıtlarına ve bunun kaynağı olan Anadolu’nun kültürel zenginliğine dair derinlikli bir analiz.

  • Künye: Barry Charles Tharaud – Çukurova, çeviren: Tahsin Çulhaoğlu, Yapı Kredi Yayınları, edebiyat inceleme, sayfa 480

Juan Carlos Ortega – Ulises İçin Evren (2017)

Çocuklar ile genç okurlara bilim dünyasında devrim yaratan gelişmeleri anlatmak, biraz meşakkatli bir konu.

Zira merak ve ilgilerini sürekli diri tutmak gerekir.

Oysa bilimsel keşiflerin kendileri birer mucizedir ve galiba asıl yapılması gereken de, buna uygun bir üslubun yakalanması.

Bu kitapta, Juan Carlos Ortega’nın yaptığı gibi örneğin.

Çocuk ve genç okurları hedefleyen kitabında Ortega, bilim tarihinin keyifle okunacak bir resmini çiziyor.

Yıldızlar,

Galaksiler,

Kara delikler,

Ve evrenin oluşumu, gibi bilimin evrene dair keşiflerini anlatan kitap, aynı zamanda bu keşifleri gerçekleştirmiş bilim insanlarına dair önemli bilgiler de sunuyor.

Cesaretiyle öncü olan Abderalı Demokritos,

Newton’ın ışık ve yerçekimine dair düşünceleri,

Einstein ve genel görelilik kuramı,

Rutherford ve Bohr’un atom modelleri,

“Büyük patlama” fikrini ilk ortaya atan din adamı Lemaitre…

Kitapta bu ve bunun gibi, çocukların aydınlanacağı pek çok bilimsel keşfin hikâyesi aydınlatılıyor.

  • Künye: Juan Carlos Ortega – Ulises İçin Evren, çeviren: Saliha Nilüfer, Yapı Kredi Yayınları, bilim, 416 sayfa

Vüs’at O. Bener – Canım Tavşancığım (2017)

Vüs’at O. Bener: Türkiye edebiyatının güzel abisi…

O bize, ‘Bay Muannit Sahtegi’nin Notları’, ‘Buzul Çağının Virüsü’,  ‘Dost – Yaşamasız’, ‘Ihlamur’ ve ‘Kapan’ gibi, birbirinden güzel eserler armağan etti.

Murat Yalçın’ın büyük emeğiyle karşımıza çıkan bu kitap da, Bener’in, eşi Ayşe Ilıcalı Bener’e gönderdiği 87 mektuptan oluşuyor.

1969-1987 yılları arasında yazılan bu mektuplar, Bener’in bir yazar ve bir insan olarak bir portresini sunuyor.

Bu mektuplarda, Bener’in Ayşe Hanım’a yönelen duygu ve tutkuları kadar, ülkenin siyasi, ekonomik ve toplumsal krizlerine yönelik tavrını görmek de mümkün.

Mektuplarda, yazarın ülkesine dair endişeleriyle, yazmaya dair kaygıları izlenebiliyor.

Bir mektubunda, “Hadi can, susayım gayrı. TV. de varsa, bir Western seyreder, akşam İnegöl Köftecisi’nde zıkkımlanır, erkence yatağa girerim!” diyen Bener’in bu mektupları, hem kendisinin kişisel dünyasına hem de Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutmalarıyla önemli.

  • Künye: Vüs’at O. Bener – Canım Tavşancığım, editör: Murat Yalçın, Yapı Kredi Yayınları, mektup, 252 sayfa

Kristien Dieltiens – Benjamin Okumayı Sevmiyor (2017)

Öğrenme bozukluğu üzerine, gerçek hayattan bir hikâye…

Muazzam gözlem kabiliyetine sahip Benjamin, söz konusu öğrenme olunca bocalamaya başlıyor.

Zira çok çabuk öğrenemiyor.

Arkadaşlarına göre daha yavaş…

Beri yandan küçük kahramanımız, hikâyeler uydurma konusunda tam bir usta.

Belki bu hikâyeleri her zaman istediği ifadelerle anlatamıyor, ama onları çizmeyi iyi biliyor.

Kristien Dieltins, Benjamin’in okula başladığında yaşadığı zorlukları ve bunlarla kendine has tarzıyla mücadele edişini anlatıyor.

Benjamin zorlanır zorlanmasına, ama küçük kız kardeşi, ailesi,  öğretmeni, sınıf arkadaşları ve bilhassa sınıfta en sevdiği arkadaşı olan Olivya’nın yardımları ve destekleriyle bu zorlukların üstesinden gelir.

Hem yetkin gözlemleri hem de akıcılığıyla her çocuğun sevebileceği bir hikâye.

Marjolein Pottie’nin resimleri de, kitaba ayrı bir güzellik katıyor.

  • Künye: Kristien Dieltiens – Benjamin Okumayı Sevmiyor, resimleyen: Marjolein Pottie, çeviren: Yalçın Varnalı, Yapı Kredi Yayınları, çocuk, 32 sayfa