Carlo Petrini – Terra Madre (2017)

Bu kitabı anlatmaya koyulmadan önce yazarı Carlo Petrini’nin öneminden bahsetmek daha doğru olur.

Petrini, günümüzde dünya çapında 50’den fazla ülkede mevcut olan ve 80 binden fazla destekçiye sahip İtalyan kökenli Slow Food akımının kurucusudur.

Petrini ayrıca, 2004 yılından bugüne çiftçiler, balıkçılar, aşçılar ve gıda uzmanları arasında iletişim ağları oluşturmayı amaçlayan ve iki yılda bir Torino’da düzenlenen Terra Madre konferansların da tasarlayıcısı.

İşte bu kitap da, Terra Madre’deki tartışmaları, fikirleri ve hikâyeleri bir bağlama yerleştirerek bu konferanslardaki heyecanı ortaya koyuyor.

Kitapta,

  • Terra Madre ya da toprak ana girişiminin ana amaçları ve hedeflerinin neler olduğu,
  • Doğa ile uyumlu gıda topluluklarını oluşturmanın yolları,
  • Gıda egemenliğinin günümüzdeki korkutucu boyutları,
  • Yerel bir doğa ekonomisi yaratmanın imkânları gibi konular ele alınıyor.

Kitap, yüzümüzü neden Toprak Ana’ya dönmemiz gerektiği, Doğa’nın tarihsel önemini ve bugünkü durumunu daha iyi kavramak için birebir.

  • Künye: Carlo Petrini – Terra Madre, çeviren: Güliz Akyüz Yıldırım, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 192 sayfa, 2017

Sedat Yazıcı – Felsefeye Giriş (2014)

Felsefeye yeni yeni ilgi duymaya başlayanlar için, bu alanın temel konularını rahat anlaşılabilir bir üslupla sunan çok başarılı bir girizgâh.

Yazıcı, “Felsefe nedir?” ve “Günümüzde felsefenin önemi nedir?” gibi temel sorulardan başlayarak varlık, bilgi, bilim, sosyal bilimler, ahlâk, siyaset, eğitim, hukuk ve insan hakları felsefelerini ayrıntılı bir bakışla irdeliyor.

  • Künye: Sedat Yazıcı – Felsefeye Giriş, Yeni İnsan Yayınevi

Sibel Buket – Gümüşten Bir Gece (2014)

16 kısa öyküden oluşan bir ilk kitap.

Hayatın hayhuyu içinde dönüp içlerine bakan ve kendilerini sorgulayan insanlar, öykülerin ortak paydasını oluşturuyor.

Yazar, kitaba adını veren öyküsünde de, Ay’da bir gece geçiren ve burada kaybettiği annesiyle buluşarak, hayatın gelip geçiciliği ve kaybedişler üzerine dertleşen karakterinin yaşadıklarını hikâye ediyor.

  • Künye: Sibel Buket – Gümüşten Bir Gece, Yeni İnsan Yayınevi

İnci San – Çocuk ve Sanat (2017)

Bizde yeterli derecede önem verilmese de, evrensel değerlerin aşılanması anlamında, sanat eğitiminin çocukların gelişiminde büyük payı var.

Sanata ve sanat eğitimine ağırlık veren toplumlar, çağdaş toplumlardır.

İnci San da elimizdeki kapsamlı çalışmasında, sanat eğitiminin çocukların yaratıcılık düzeyi üzerindeki etkilerini disiplinlerarası bir perspektifle ortaya koyuyor.

Sanat eğitimi kuramlarının Batı dünyasındaki gelişimini irdeleyerek başlayan kitap,

Çocukta resim etkinliği ve estetik değerlerin oluşması,

  • Güzel sanatlar eğitimi,
  • Sanat eğitiminde nitelik,
  • Çocuk yazını ve sanat eğitimi,
  • Yaratıcı kişiliğin geliştirilmesinde ortaöğretimin rolü,
  • Okul öncesi dönemde sanat eğitimi,
  • Bir süreç olarak yaratıcı drama,
  • Gençlerin yaşamında sanat ve kültür eğitiminin önemi,
  • Ve sanatsal öğrenme ile barış kültürünün oluşumu arasındaki ilişki gibi, pek çok ilgi çekici konu irdeleniyor.

Kitabın, sanatın dönüştürücü gücüne tanık olmak ve çocuklarına sanat eğitimi vermek konusunda aydınlanmak isteyenler için çok iyi bir kaynak olduğunu söyleyelim.

  • Künye: İnci San – Çocuk ve Sanat, Yeni İnsan Yayınevi, eğitim, 200 sayfa, 2017

Seval Yinilmez Akagündüz – Ahlaklı Yurttaş (2017)

Türkiye’de ders kitaplarında ahlak eğitiminin dün ve bugün nasıl olduğu hakkında nitelikli bir sorgulama.

Seval Yinilmez Akagündüz, öğretim programlarında ve ders kitaplarında ahlak eğitiminin geçmişte nasıl ele alındığını, bugün bu konuda ne gibi yöntemlerin kullanıldığını ve gerçek anlamda bir ahlak eğitiminin temel kıstaslarının neler olduğunu kapsamlı bir bakışla ele alıyor.

Çalışmanın bir diğer özgün katkılarından biri de, II. Meşrutiyet’ten başlayarak bütün bir eğitim tarihimiz boyunca iyi vatandaşın nasıl kurgulandığını açıklığa kavuşturmasıdır diyebiliriz.

  • Künye: Seval Yinilmez Akagündüz – Ahlaklı Yurttaş, Yeni İnsan Yayınevi, eğitim, 264 sayfa

Kolektif – Savaş Söylemlerinde Kadın İmgesi (2017)

Savaşın en bariz etkilerinden biri, eril söylemin tüm topluma egemen oluşudur.

Fakat savaş zamanlarındaki eril söylem ilk olarak ve en fazla kadınları hedef alır.

İşte bu kitap, savaş söylemlerinde kadın imgesinin nasıl inşa edildiğini farklı yönleriyle irdeleyen makalelerden oluşuyor.

Kitapta,

  • Birinci Dünya Savaşı’nın İngiliz kadınları üzerine etkileri,
  • İkinci Dünya Savaşı Amerikan propaganda posterlerinde kadın öğesi,
  • İspanya İç Savaşı’nın antifaşist kadın kahramanı Dolores Ibârruri,
  • Natalia Ginzburg’un ‘Bütün Dinlerimiz’ romanında kadın imgesi,
  • Bosna örneğinden hareketle savaş ve çatışmaların kadınlar üzerine etkileri,
  • İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında Bulgar kadınlarının toplumsal mücadeledeki yeri ve önemi,
  • Anaakım medyada Suriyeli kadınların temsili,
  • Ve İran-Irak Savaşı’nın İranlı kadınlara dair kimliksel etkileri gibi, önemli konular irdeleniyor.

Kitaba katkıda ulunan isimler ise şöyle: Dina Erad, Ayşegül Okka Tağman, Deniz Dilşad Karail, Cristiano Bedin, Hakan Sezgin Erkan, Hülya Gürsoy, R. Bahar Üste, Özlem Akkaya, Yılmaz Kam ve Yüksel Kamacı.

  • Künye: Kolektif – Savaş Söylemlerinde Kadın İmgesi, editör: Onur Yamaner, Yeni İnsan Yayınevi, 200 sayfa

İlyas Doğan – Devlet ve Toplum Kuramlarına Yeni Yaklaşımlar (2008)

İlyas Doğan ‘Devlet ve Toplum Kuramlarına Yeni Yaklaşımlar’da, küreselleşmenin beraberinde getirdiği farklı yorumlar eşliğinde devleti ve toplumu açıklamaya dönük yeni kuramsal yaklaşımları anlatıyor.

Doğan, küreselleşmenin devletlerin siyasî sınırlarının anlamını değiştirmesi ve yeni toplum anlayışlarını beraberinde getirmesi gerçeğinden hareketle, bu durumun ulus devletler, toplumlar ve bireyler için ne gibi tehditler barındırdığına odaklanıyor.

Doğan ardından, ulus ötesi aşamada dünyada meydana gelecek devlet ve toplum kurgularını anlatıyor.

  • Künye: İlyas Doğan – Devlet ve Toplum Kuramlarına Yeni Yaklaşımlar, Yeni İnsan Yayınevi, siyaset, 448 sayfa

Hayrettin Ökçesiz – Düşündüşlem Deyişler (2008)

Muhtelif eserleri yayınlanan Hayrettin Ökçesiz, en çok ‘Sivil İtaatsizlik’ isimli ufuk açan kitabıyla hatırlanır.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyoloji anabilim dalı öğretim üyesi Ökçesiz’in son kitabı ‘Düşündüşlem Deyişler’i ise felsefi temalardaki deyişlerden oluşuyor.

Kitabının bir yerinde “Elbette kimsenin kötülüğünü istememelidir. Ama iyiliğini de zinhar istememeli. İnsanlara kendi iyiliklerini kendilerinin isteyebilmelerine olanak sağlayacak koşulları sağlamalı yalnızca. Onlar için isteyebileceğimiz en büyük ve tek iyilik budur. Gerisi işgüzarlıktır,” diyen Ökçesiz, uzun yıllardır kâğıda döktüğü aforizmalarını ve deyişlerini okurla paylaşıyor.

Sağlıklı olmak, verimli yaşamak, mutlu olmak, kalıcılığı istemek, kitaplar, insan, kuralcılık, tutku, toplum, çocukluk, yaratmak ve bilgi, Ökçesiz’in deyişlerinin odaklandığı birkaç konu.

  • Künye: Hayrettin Ökçesiz – Düşündüşlem Deyişler, Yeni İnsan Yayınevi, felsefe, 112 sayfa

Oya Açıkalın – Yüzyılın Hesabı: Deprem Bağlamında Dirayetli Bir Toplumun Neresindeyiz? (2017)

Türkiye deprem kuşağında bulunan bir ülke olmasına rağmen, ne devletin yeterli derecede sorumluluk almasından ne de toplumun yeteri kadar bilinçli olduğundan bahsedebiliriz.

Oya Açıkalın’ın elimizdeki kitabı da, depremin toplumsal hafızamızda kalıcı bir yer edinmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Deprem gerçeğiyle yüzleşmenin bina yıkıp yıkmakla değil, bakış açımızı farklılaştırmakla mümkün olduğunu belirten Açıkalın, toplumda var olan büyük eşitsizliklerin depremin sonuçlarını derinleştirdiğini, yaşanan olumsuz sonuçlardan,  sorumluluğu üstlenmeyen devlet kadar toplumun da sorumlu olduğunu belirtiyor.

Kitapta,

  • Van depreminde yaşananlar,
  • Depremdeki göç yolları ve konaklanan yerler,
  • Kadınlar, çocuklar ve erkeklerin deprem deneyimlerindeki farklılıklar,
  • Depremin beraberinde getirdiği ayrımcılık,
  • Depremin ardından Van’da gündelik yaşam,
  • Deprem öncesi ve sonrasında yoksul ev kadınlarının günlük yaşamı,
  • Türkiye’de deprem bağlantılı psikolojik durumlar,
  • Depremin yarattığı psiko-sosyal sorunlar ve bunların aşılması,
  • Depreme dair farkındalık ve sorumluluğun oluşturulması,
  • Ve deprem için AFAD ve belediyelerce yapılacak kurumsal hazırlıklar gibi pek çok konu ele alınıyor.

Kitabın, ülkemizde bundan sonra da yaşayacağımız depremler hakkında daha bilinçli olmamızı ve önlem almamızı sağlayacak önemli bir çalışma olduğunu söylemeliyiz.

  • Künye: Oya Açıkalın – Yüzyılın Hesabı: Deprem Bağlamında Dirayetli Bir Toplumun Neresindeyiz?, Yeni İnsan Yayınevi, eğitim, 504 sayfa

Metin Atamer – Suzan (2014)

Bir kadının, Bursa’nın şirin kasabası Tirilye’den Almanya’ya uzanan sancılı yolculuğu.

Türkiyeli her kadın gibi toplumun sonu gelmez baskılarıyla ezilen Suzan, kendi hayatını kendi elleriyle yaratmak gibi zor bir göreve soyunur.

Büyük çabalarla Almanya’ya gidebilen genç kadın, ülkesinden çok uzaktaki bu coğrafyada büyük zorlukların neticesinde adeta yeniden doğacaktır.

  • Künye: Metin Atamer – Suzan, Yeni İnsan Yayınevi