Carol J. Adams – Et Yiyenler Arasında Yaşamak (2024)

Bu kitap, vejetaryenlik ve hayvan hakları üzerine önemli bir çalışma.

Kitap, et tüketiminin sadece bir beslenme tercihi değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, güç ilişkileri ve hayvanlara karşı şiddet arasındaki bağlantıları derinlemesine inceliyor.

Carol J. Adams, et tüketimi ile cinsiyetçilik arasında güçlü bir bağ olduğunu savunur. Kadın bedeninin nesneleştirilmesi ve hayvanların sömürülmesi arasında paralellikler kurar.

Kitapta, insanın diğer canlı türlerine üstünlük taslaması olan türcülük kavramı ele alınır. Bu üstünlük anlayışının, hayvanlara karşı şiddetin ve sömürünün temel nedenlerinden biri olduğunu vurgular.

Et tüketiminin, bireyin vücut ve kimlik algısı üzerindeki etkilerini inceler. Et yeme eyleminin, insanın kendisini diğer canlılardan üstün görmesine nasıl hizmet ettiğini analiz eder.

Adams, vejetaryenliğin sadece bir beslenme tercihi olmadığını, aynı zamanda mevcut sisteme karşı aktif bir direnç olduğunu savunur.

Kitap, hayvan hakları felsefesi ve etik üzerine önemli bir katkı sunar. Etçil bir toplumda vejetaryen olmanın ne anlama geldiğini derinlemesine sorgular.

Adams, cinsiyet çalışmaları alanına da önemli bir bakış açısı getirir. Kadınların ve hayvanların ortak deneyimlerini ve karşılaştıkları güçlükleri vurgular.

Kitap, okuyucuları mevcut gıda sistemini ve hayvanlara karşı tutumlarını sorgulamaya teşvik eder. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve hayvan hakları mücadelesine katkı sağlama amacı taşır.

  • Et tüketimi ile cinsiyetçilik arasında nasıl bir ilişki vardır?
  • Türcülük nedir ve neden önemlidir?
  • Vejetaryenlik neden sadece bir beslenme tercihi değildir?
  • Et endüstrisi, toplum üzerinde nasıl bir etki yaratır?

Kitap, vejetaryenlik ve hayvan hakları konularına yeni bir boyut kazandıran önemli bir eserdir. Kitap, okuyucuları, et tüketimi alışkanlıklarını ve dünyaya bakış açılarını sorgulamaya davet eder. Adams, hem akademik bir bakış açısıyla hem de kişisel deneyimleriyle zenginleştirilmiş bir analiz sunar.

Kitaptan bir alıntı:

“Her yolculuk gündelik hayatı aksatır. Bu yolculuk da farklı değil.

Hayvanları yemeye son verdiğinizde, artık hem bir yolculuğa çıkan kişisinizdir hem de kasabaya gelen yabancısınızdır. Yolculuk, diğer varlıkları yemeyi bırakma kararınız ve bu değişim için attığınız adımlardır. Bu süreçte ailenizin, dostlarınızın ve iş arkadaşlarınızın gözünde bir yabancıya dönüşürsünüz; çünkü artık onlar gibi değilsinizdir.

Alıştıkları o eski ‘sizi’ geri isterler. Dahası bu yeni ve ‘garip’ sizle kurdukları ilişki, kendilerinin de bu yolculuğa çıkıp çıkmama kararlarını etkileyebilir. Artık gözleri üstünüzdedir.”

  • Künye: Carol J. Adams – Et Yiyenler Arasında Yaşamak: Vejetaryenler ve Veganlar İçin Hayatta Kalma Rehberi, çeviren: Zerin Dirihan, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 352 sayfa, 2024

Mark Ettensohn – Narsizmin İçyüzü (2024)

Hayatınızdaki narsist ister bir patron, iş arkadaşı, ister bir akraba ya da romantik bir partner olsun, bu kitaptaki tavsiyeler size sağlıklı sınırlar koyma ve narsizmin karmaşık yapısını anlama konusunda yardımcı olacak.

Klinik psikolog Mark Ettensohn narsistik davranışlar, belirtiler ve ilişki dinamikleri hakkında bilgi veriyor ve ilişki hedeflerinizi ve değerlerinizi belirlemenize yardımcı olmak için tasarlanmış egzersizler sunuyor.

Narsistik Kişilik Bozukluğu (NKB) teşhisi alan birini seviyor olabilirsiniz veya narsistik bir ilişkiden çıkmaya çalışıyor olabilirsiniz; her durumda, bu zorlukların üstesinden gelmenin bir yolu var.

‘Narsizmin İçyüzü: Hayatınızdaki Narsisti Anlama Rehberi’, narsistlerle başa çıkma hikâyelerinin yardımıyla hem narsisti hem de kendinizi daha iyi anlamanızı sağlayacak stratejiler sunuyor.

Bu zorlu ve karmaşık ilişkisel deneyimin üstesinden gelmeye çalışanlara rehberlik ediyor.

  • Künye: Mark Ettensohn – Narsizmin İçyüzü: Hayatınızdaki Narsisti Anlama Rehberi, çeviren: Zerin Dirihan, Say Yayınları, psikoloji, 168 sayfa, 2024

Brian Fagan – Küçük Buzul Çağı (2021)

‘Küçük Buzul Çağı’, tarih içinde iklim değişikliklerinin insanlığı nasıl etkilediği konusunda çok önemli bir çalışma.

Arkeolog Brian Fagan, Vikinglerin ilk kolonilerinin kalıntıları üzerinde yapılan incelemelerden yola çıkarak iklim değişikliğinin tarihe nasıl yön verdiğini gözler önüne seriyor.

İklimbilimciler bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yardımıyla son on yıl içinde, iklim koşullarının yaklaşık son bin yılda geçirdiği değişime dair net bir görüntü elde etmeyi başardılar.

Bu keşif, uzun süredir duyulan birtakım kuşkuları doğrular nitelikteydi: Son Buzul Çağı yaklaşık 13.000 yıl önce sona ermesine karşın, MS 1300-1850 yılları arasında dünya bir soğuma döneminden geçmişti.

Uzmanlar bu periyoda “Küçük Buzul Çağı” adını verdi.

Fakat bu tespit bu kez daha büyük başka kuşkular doğurdu: Bu periyodun sonu neden Sanayi Devrimiyle, yani küresel ısınmaya giden yolun başlangıcıyla çakışıyordu?

Fagan bu eserinde, Vikinglerin İzlanda, Grönland ve Kuzey Amerika’da kurdukları ilk kolonilerin kalıntıları üzerinde yapılan incelemelerden yola çıkıp özellikle Avrupa tarihindeki büyük olaylara mercek tutarak iklim değişiminin tarihin akışı üzerindeki etkisini inceliyor.

Bilim, ekoloji, arkeoloji ve tarih okurlarına özellikle hitap edecek çalışma, insan toplumunun iklim zikzakları karşısında ne kadar savunmasız olduğunu göstermesiyle dikkat çekiyor.

  • Künye: Brian Fagan – Küçük Buzul Çağı, çeviren: Zerin Dirihan, Say Yayınları, bilim, 376 sayfa, 2021