David Vann – Bir İntihar Efsanesi (2012)

  • BİR İNTİHAR EFSANESİ, David Vann, çeviren: Esra Birkan, Can Yayınları, öykü, 238 sayfa

 BIRINTIHAR

David Vann, bu yıl içinde yayınlanan ‘Caribou Adası’nda, yaşadıkları şehri geride bırakıp Alaska’nın buzul göllerinden birindeki Caribou Adası’nda yaşamaya başlayan bir çiftin, burada geriye dönülemez bir biçimde birbirinden kopuşunu anlatmıştı. Vann’ın yarı otobiyografik öykülerinden oluşan ‘Bir İntihar Efsanesi’ ise, intihar eden babasını ve bunun kendi üzerinde bıraktığı silinmez izleri konu ediniyor. Buradaki öykülerinde, intiharın yanı sıra, ailesinin trajik geçmişini de irdeleyen ve bununla yüzleşen Vann, aynı zamanda, yalnızlık içinde yaşayan, kendini dış dünyadan yalıtmış modern Amerikan bireyinin ruhuna da iniyor.

Alice Munro – Çocuklar Kalıyor (2012)

  • ÇOCUKLAR KALIYOR, Alice Munro, çeviren: Cem Alpan, Can Yayınları, öykü, 390 sayfa

 

‘Çocuklar Kalıyor’, 2009 Man Booker Uluslararası Ödülü sahibi Alice Munro’nun sekiz öyküsünü bir araya getiriyor. Kitapta, Kanadalı eleştirmenlerin “Bizim Çehovumuz” diye tanımladığı Munro’nun ‘İyi Kadının Sevgisi’, ‘Cakarta’, ‘Cortes Adası’, ‘Bir Tek Orakçılar’, ‘Bok Gibi Parası Var’, ‘Değişimden Önce’ ve ‘Annemin Rüyası’ adlı öyküleri yer alıyor. Yazar, kitaba adını veren ‘Çocuklar Kalıyor’ öyküsünde ise, Brian ve Pauline’in istikrarsız, bunalımlı evlilik hayatını hikâye ediyor. Kafası karışık Pauline’in ruh dünyasını merkeze alan hikâye, bir aldatma olayının ardından, evlilik kurumunun adım adım çözülüşünü anlatıyor.

Hermann Hesse – Gençlik Güzel Şey (2012)

  • GENÇLİK GÜZEL ŞEY, Hermann Hesse, çeviren: Behçet Necatigil ve Kâmuran Şipal, Can Yayınları, öykü, 278 sayfa

 

Alman yazar Hermann Hesse’in, melankolik-romantik bir havanın egemen olduğu yapıtlarına, yaşamın çelişkileri de eşlik eder. Yeni bir baskıyla raflardaki yerini alan ‘Gençlik Güzel Şey’ ise, yazarın sözkonusu üslunu, kendisinin ilk dönem on öyküsü üzerinden izlemek için iyi bir fırsat. Hesse, kitaba adını veren öyküsünde de, yetişkinlik çağına girmekte olan başkahramanının, gençliğinde ülkenin kırsalına doğru yaptığı yolculuğa ve yaz boyu sürecek bir tatile dair anımsayışlarına dayanıyor. Hermann’ın  burada, Anna adlı genç bir kızla yakınlaşması ve beraberinde yaşadığı ilginç olaylar, öykünün omurgasını oluşturuyor.

Stefan Zweig – Satranç (2012)

  • SATRANÇ, Stefan Zweig, çeviren: Esen Tezel, Turkuvaz Kitap, öykü, 77 sayfa

 

Stefan Zweig’ın ‘Satranç’ı, ruhsal gelgitlerin en iyi tasvir edildiği metinlerin başında geliyor. Öykü, bir yolcu gemisinde, Dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic ile usta satranç oyuncusu Dr. B. arasında gerçekleşen bir satranç müsabakasına dayanıyor. Bu karakterlerin en sıra dışı olanı Dr. B., bir zamanlar Gestapo tarafından bir hücrede aylarca tutulmuştur. Onun satranç dehası, sorguda gizlice edindiği bir satranç kitabındaki oyunları, satranç tahtası olmadan oynayıp bütün oyunları ezberleyebilmesinden gelir. Fakat sorgulama süreci, kahramanımıza bu dehanın yanı sıra, büyük ruhsal sorunlar da armağan etmiştir.

İzak Babel – Kızıl Süvariler (2012)

  • KIZIL SÜVARİLER, İzak Babel, çeviren: Ergin Altay, Can Yayınları, öykü, 200 sayfa

 

İzak Babel’in toplu öykülerinin ilk cildi olan ‘Odessa Öyküleri’, bir süre önce bu sayfada gösterilmişti. Türkçede ilk kez eksiksiz bir şekilde yayımlanan ‘Kızıl Süvariler’ ise, Babel’in toplu öykülerinin ikincisi. Yazar bu uzun öyküsünde, gazeteci ve propagandist olarak bizzat yer aldığı, Ekim Devrimi’nin kaderini belirleyen Polonya-Sovyetler savaşını anlatıyor. Şaşırtıcı kurgusu ve canlı karakterleriyle dikkat çeken öykünün diğer bir özelliği, savaş karşıtı metinlerden olması. Babel, savaşın baştan sona bir panoramasını çizerken, bu acımasız kapışmanın insanın kişiliğinde yarattığı yıkımı ince detaylarla resmediyor.

Sarkis Srents – Ermeni Edebiyatı Numuneleri (2012)

 

 

‘Ermeni Edebiyatı Numuneleri’, Sarkis Srents’in Ermenice orijinallerinden Osmanlıcaya çevirerek 1913-1914’te Servet-i Fünun dergisinde tefrika ettiği ve izleyen aylarda kitaplaştırdığı on dört öyküden oluşuyor.

Yüz yıl aradan sonra yeniden yayımlanan ve dönemin Ermeni edebiyatından canlı örnekler sunan kitap, ilk yayımlandığında Süleyman Nazif, Abdullah Cevdet, Şahabettin Süleyman ve Harunt Şahrigyan gibi Osmanlı aydınlarınca övgüyle karşılanmıştı.

Derlemede öyküleri bulunan yazarlar şöyle: Krikor Zohrab, Rupen Zartaryan, Avedik İsahagyan, Avedis Aharonyan, Zabel Yesayan, Dikran Gamsaragan, Zabel Asadur ve Hrand Asadur.

  • Künye: Sarkis Srents – Ermeni Edebiyatı Numuneleri, çeviren: Mahir Ünsal Eriş ve Ari Şekeryan, Aras Yayıncılık, öykü, 368 sayfa, 2012

Sedat Yurtdaş – Kefaret (2012)

  • KEFARET, Sedat Yurtdaş, Weşanên Lîs, öykü, 96 sayfa

 

Siyasetçi ve yazar Sedat Yurtdaş’ın Kürtçe kaleme aldığı ikinci kitabı olan ‘Kefaret’, yazarın üç öyküsünü bir araya getiriyor. Kürt halkının politik ve toplumsal yaşamından olayları öykülerine konu edinen Yurtdaş, gündelik dilin imkânlarından da olabildiğince yararlanarak dolambaçsız, sahici bir anlatımla okurun karşısına çıkıyor. Yazar, kitaba adını veren öyküsünde de, isimsiz anlatıcısının, Kürt coğrafyasının boğuştuğu yakıcı sorunlarla yüzleşmesini hikâye ediyor. Yaşadığı açmazların kişiliğini parçaladığı anlatıcı, ceza çeker gibi sürdürdüğü bu hayattan kurtulmayı, kendini yeni baştan yaratmayı istemektedir.

Savinien Cyrano de Bergerac – Öteki Dünya: Ay Devletleri ve İmparatorlukları (2012)

  • ÖTEKİ DÜNYA: AY DEVLETLERİ VE İMPARATORLUKLARI, Savinien Cyrano de Bergerac, çeviren: Mustafa Demirkan, Yapı Kredi Yayınları, öykü, 106 sayfa

 

1655 yılında, bir hastalık sonucu hayata veda eden Savinien Cyrano de Bergerac, ‘Öteki Dünya’ adlı bu ütopik, felsefi öyküsü üzerinden dönemin toplum düzeniyle hesaplaşıyor. de Bergerac alaycı hikâyesinde, dönemin dinsel inançlarını, toplumun davranış biçimlerini eleştiriyor ve bunu da, Ay’da yaşayanların vardıkları yüksek düşünce ve teknik düzeyden örnekleri överek yapıyor. Kitap, de Bergerac’ın, dünyada kendisinden yüzyıllar sonra gerçekleşecek ekonomik ve tıbbi gelişmelere dair öngörüleriyle dikkat çekiyor. Ay’da konuşulan dillerin de tasvir edildiği çalışma, bu yönüyle dilbilimcilerin de ilgisini çekebilecek nitelikte.

Anton Çehov – Kabuğuna Sinmiş Adam (2012)

  • KABUĞUNA SİNMİŞ ADAM, Anton Çehov, çeviren: İlker Balkan, Altın Bilek Yayınları, öykü, 109 sayfa

 

‘Kabuğuna Sinmiş Adam’, Anton Çehov’un ‘Besleme’, ‘Voladya’, ‘Başkalarının Derdi’, ‘Nişanlı Kız’ ve ‘Boyundaki Nişan’ adlı öykülerini bir araya getiriyor. Çehov, kitaba adını veren öyküsünde de, kendini kuşatılamaz zırhlarla donatarak yaşamaya alışmış Belikov isimli karakterinin trajikomik hayatını anlatıyor. Latince öğretmeni olan Belikov, mevsim ne olursa olsun sıkı sıkı giyinip örtünmesiyle meşhurdur. Onun örtünmeden anladığı, kendisini dış etkenlerden koruyup yalnız kalmasını sağlayacak bir kılıf yaratmaktır. Belikov’un bu yalıtılmış hayatı, günün birinde Verenka adlı bir kadına aşık olmasıyla tepetaklak olacaktır.

Demir Özlü – Sürgün Küçük Bulutlar (2012)

  • SÜRGÜN KÜÇÜK BULUTLAR, Demir Özlü, Yapı Kredi Yayınları, öykü, 754 sayfa

 

‘Sürgün Küçük Bulutlar’, 1950 Kuşağı yazarlarından Demir Özlü’nün toplu öykülerinden oluşuyor. Bu toplu basım, Özlü’nün 1958’de yayımladığı ilk kitabı ‘Bunaltı’ ile 2001’de yayımladığı ‘Geçen Yaz Kentte Kızlar’ da içinde olmak üzere, yedi öykü kitabını bir araya getiriyor. Özlü, öykülerinde bireyin yalnızlığını, yabancılaşma duygusunu ve tedirginliklerini simgesel bir dille işliyor. Roman, eleştiri ve deneme türlerinde de eserler vermiş Özlü’nün öyküleri, Fransız varoluşçu ve gerçeküstücü yazarlar ile Amerika’daki Beat Kuşağı şairlerinden beslenmiş ve anlamsızlığın, kuşkunun, hiçliğin ortasına yuvarlanmış bireyi anlatır.