Guilleragues Kontu – İstanbul Mektupları (2010)

  • İSTANBUL MEKTUPLARI, Guilleragues Kontu, çeviren: Yaşar Avunç, Kırmızı Yayınları, mektup, 175 sayfa

Guilleragues Kontu’nun, daha önce Türkçeye çevrilen tutkulu ‘Portekiz Mektupları’nın yazarı olduğu iddia edilir. Fakat kesin olan bir şey varsa, o da, Portekizli bir rahibenin kaleminden süzülen bu mektupların, kadın-erkek ilişkilerinin kendine has labirentleri konusunda önemli bir klasik olduğu. ‘İstanbul Mektupları’ ise, tam adı Gabriel -Joseph de la Vergne olan ve 1678’de büyükelçi göreviyle İstanbul’a gelen Guilleragues Kontu’nun şehre dair mektuplarından oluşuyor. Kont, altı yıl boyunca görev yaptığı İstanbul’a dair, boğucu bir portre çiziyor. Kitapta, Enis Batur’un konta ve onun mektuplarına odaklandığı bir önsöz de yer alıyor.

Arife Kalender – Bendeki Malatya (2010)

  • BENDEKİ MALATYA, Arife Kalender, Heyamola Yayınları, şehir, 327 sayfa

Şiirleri, çevirileri ve şiir incelemeleriyle bildiğimiz Arife Kalender ‘Bendeki Malatya’da, doğup büyüdüğü şehri okurlarıyla paylaşıyor. Kalender’in, “Dünyayı ilk oradaki renkler ve görüntülerle algıladım” dediği Malatya burada, tarihinden coğrafyasına, kültüründen gündelik hayatından ayrıntılara ve yemek kültürüne kadar çok yönlü bir bakışla ele alınmış. Fakat kitabı daha ilgi çekici kılan hususların başında, Kalender’in Malatya’yı daha kişisel bir çerçeveden ele almasıdır diyebiliriz. Çalışma böylece, sadece bir şehrin değil, aynı zamanda bu şehirle birlikte büyüyen, dönüşen ve gelişen bir yazarın hikâyesi olarak da okunabilir.

Önder Kaya – Cumhuriyetin Vitrin Şehri (2010)

  • CUMHURİYETİN VİTRİN ŞEHRİ, Önder Kaya, Küre Yayınları, şehir, 200 sayfa

‘Üç Devirde İstanbul’ serisinden daha önce çıkan iki kitap, İstanbul’un Bizans ve Osmanlı dönemlerini ele almıştı. Önder Kaya’nın kaleme aldığı elimizdeki kitap ise, İstanbul’un Cumhuriyet devrine odaklanıyor. Kaya’nın da gösterdiği gibi, bir yüzyıla yaklaşan bu devirde İstanbul, köklü değişimlere sahne oldu. Yazar, Cumhuriyet’in başkent olarak Ankara’yı tercih etmesiyle, İstanbul’un nispeten ihmal edildiğini ve bu durumun da şehrin geleneksel ve kültürel yapısını kaybetmesiyle sonuçlandığını belirtiyor. Kaya devamında, şehrin tarihindeki en büyük kırılmalardan biri olan DP iktidarına, göç sorununa ve günümüzdeki İstanbul’a uzanıyor.

Ahmet Rasim – Şehir Mektupları (2006)

  • ŞEHİR MEKTUPLARI, Ahmet Rasim, hazırlayan: Korkut Tankuter, Say Yayınları, şehir, 139 sayfa

Ahmet Rasim, İstanbul’la özdeşleşen yazarların başında gelir. Onun ‘Şehir Mektupları’ysa, İstanbul’a dair eserlerinin en başta gelenlerinden sayılır. Bu mektuplar, Rasim’in güçlü kalemi ve İstanbul’un nabzını birebir tutan yönleriyle, şehrin sosyal tarihine dair önemli bir doküman olarak hâlâ zenginliğini koruyor. ‘Şehir Mektupları’nın, yayınevinin “100 Temel Eser” dizisinden çıkmış elimizdeki edisyonunda, Doç. Dr. Handan İnci tarafından kaleme alınmış bir önsöz de yer alıyor. İnci, “Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı için Ahmet Rasim’in Şehir Mektupları’ndaki tanıklığı daha da değer kazanıyor.” diyor.