Anna S. Tveritinova – Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları (2024)

Sovyetler Birliği’nin en önemli Osmanlı tarihçisi, Doğubilimci ve Türkolog Anna S. Tveritinova, resmî tarihin tezleriyle hesaplaşarak, Osmanlı tarihine yeni bir ışık tutacak sorular soruyor:

  • Osmanlı devleti, sınıf mücadelelerini tanımayan, imtiyazsız, ahenkli bir sosyal düzene mi sahipti?
  • Osmanlı’nın sosyoekonomik yapısı nasıldı?
  • Osmanlı’nın Bizans ve Balkan fetihleri, bu halkları “feodalizmden özgürleştirdi” mi?
  • Şeyh Bedrettin ve Börklüce Mustafa isyanı, hangi tarihsel ve toplumsal şartların ürünüydü?
  • Halifeliğin Abbasilerden Osmanlılara devredildiği bir gerçek midir, yoksa sonradan uydurulmuş bir rivayet midir?
  • Osmanlı’nın gerilemesinin sebebi başa Türk olmayan yöneticilerin geçmesi midir?

Tveritinova, bunlar gibi pek çok soruya tarihsel materyalist yöntemle yanıt aradığı makalelerinde, Osmanlı tarihine dair Marksist ve bilimsel bir yaklaşım geliştirmeye çalışıyor.

Bu derlemede, ayrıca, Tveritinova’nın yaşamına ve eserlerine dair bir sunuş ile yayımlanmış eserlerine dair bir kaynakça da yer alıyor.

  • Künye: Anna S. Tveritinova – Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları, derleyen ve çeviren: Alp Altınörs, Yordam Kitap, tarih, 160 sayfa, 2024

Nikolay Buharin – Aylak Sınıfın İktisadi Teorisi (2023)

Rusya Bolşevik Partisi’nin kuramcılarından olan Buharin’in ‘Aylak Sınıfın İktisadi Teorisi’ kitabı, kısa ama yoğun ve zengin bir yapıt.

Birinci Dünya Savaşı boyunca Buharin’in sürgün olarak yaşadığı kentlerde yazılan kitap, ancak Ekim Devrimi’nin ardından, 1919’da basılabildi.

Buharin bu kitapta, Marksizmin o dönemdeki baş düşmanı olan Avusturya Okulu’nun, özellikle de bu okulun önde gelen temsilcisi Eugen von Böhm-Bawerk’in bir eleştirisini yapmak üzere yola çıkıyor.

Günümüzde de neredeyse tüm iktisat fakültelerinde, resmî iktisat eğitiminin temelini, hayattan kopuk, dogmatik ve statik “marjinal fayda” teorisi oluşturuyor.

Bu teori öğrencilere, iktisadi olgu ve ilişkileri kavramak için anahtarlar sunmuyor, sadece ezberlenmesi gereken matematiksel fonksiyonlar, eğriler yığını olarak ders kitaplarında yer alıyor.

“Marjinal fayda” teorisi, değeri belirleyen şeyin, o malın faydası olduğunu öne sürüyor.

Böylece, değeri belirleyen şeyin, o mal için harcanan emek olduğunu söyleyen, “emek-değer” teorisini reddediyor.

Emek-değer teorisini savunanların bu teoriye yönelttiği eleştiriler ise çoktan unutturuldu.

İşte Buharin’in kitabı bize bunları tüm canlılığıyla anımsatıyor.

‘Aylak Sınıfın İktisadi Teorisi’, “marjinal fayda” teorisine ve “öznel değer” yaklaşımına karşı iyi düşünülmüş, sıkı çalışılmış, akademik disiplini yüksek, enerjik ve gerçek yaşamdan örneklerle örülü bir teorik hücumdur.

Klasik iktisatçılardan Marx ve Engels’e uzanan bilimsel hattın, kaba (vülger) ekonomi politiğe karşı nitelikli bir savunusudur.

Bugünkü hâkim neo-klasik iktisat, marjinal fayda teorisini kusurlarından arındırmak için çok uğraşsa da, Buharin’in bu kitapta formüle ettiği tüm temel eleştiriler bugün de geçerliliğini koruyor.

Buharin bu çalışmasıyla, ekonomi politiğin Marksist eleştirisini ilerletmekle kalmıyor, bilimsel ekonomi politiğin yeniden geliştirilmesi için de soluk boruları açıyor.

  • Künye: Nikolay Buharin – Aylak Sınıfın İktisadi Teorisi, çeviren: Alp Altınörs, Yordam Kitap, iktisat, 224 sayfa, 2023

Carlos Tablada Pérez – Che’nin Ekonomik Düşüncesi (2010)

Carlos Tablada Pérez, 1987 yılında Ernesto Che Guevara özel ödülünü kazanan elimizdeki çalışmasında, Che’nin ekonomik düşüncesini, ortaya çıkış ve gelişimini sistematik bir biçimde sergiliyor.

Pérez, Marksizm-Leninizmin devrimci geleneklerine bağlı olan Che’nin, Küba’da kapitalizmin tasfiyesi ve sosyalist bir rejimin yaratılması sürecindeki teorik ve pratik faaliyetlerinin, Bütçeye Dayalı Finansman Sistemi’ni tasarlaması ve geliştirmesiyle ortaya çıktığını belirtiyor.

Yazar ayrıca, Che’nin, Küba’da planlı ekonominin, iş takibi ve denetim yöntemlerinin ve ekonomideki kadro formasyonu programının ilk uygulayıcısı olduğunu söylüyor.

  • Künye: Carlos Tablada Pérez – Che’nin Ekonomik Düşüncesi: Geçiş Döneminde Ekonomi ve Politika, yayına hazırlayan: Alp Altınörs, Akademi Yayınları, ekonomi, 206 sayfa

Alp Altınörs – İmkânsız Sermaye (2019)

Çok değil, otuz yıl önce, kapitalizmin vazgeçilmez, aşılmaz olduğu, başka bir alternatifinin olmadığı, hatta liberal kapitalizmin tarihin sonu olduğu öne sürülüyordu.

Bu tezlerin sahiplerine göre sosyalizm de alternatif bir toplum programı olarak kesinlikle ölmüştü.

Oysa bugün, bizzat kapitalistler, kapitalizmin tükendiğini, iflas ettiğini yüksek sesle dillendiriyor.

Örneğin Özallı yılların ekonomiden sorumlu bakanı Işın Çelebi, yakın zamanda verdiği bir röportajda, “Kapitalizm bitiyor” diyordu, “Kapitalizm çözülüyor. Kapitalizm sonrası yeni bir topluma dönüşüyoruz.” [1]

Alp Altınörs’ün, sosyalist mücadele içinde yirmi yıldır sürdürdüğü teorik ve pratik çabalarının ve emeğinin ürünü olan bu çalışma ise, kapitalizmin varoluşsal krizini aydınlatıyor ve bir alternatif olarak sosyalizmin çerçevesini çiziyor.

Kitabın ilk bölümü, kapitalizmin varoluşsal (organik) bunalımını ele alıyor.

İkinci bölüm, kapitalizmle bağdaşmayan robot teknolojinin toplumsal mülkiyet altında (sosyalizmde) oynayabileceği rol üzerine.

Üçüncü bölümde, Büyük Durgunluk öncesi dönemde sol-sosyalist düşüncede belli bir yer edinen komünalizm akımı tartışılıyor.

Dördüncü bölüm ise, 90’lar sonrasının en sıcak tartışma başlığını oluşturan “sınıf, kimlik ve özne” sorunsalını ele alıyor.

Altınörs, kitabının her bölümünün arasını, çoğunlukla tartışma metinlerinden oluşan ara bölümlerle de zenginleştirmiş.

Kitap ayrıca, özellikle konuya aşina olmayan okurlar göz önünde bulundurularak teorik referanslar, aydınlatıcı istatistikler ve dipnotlarla da zenginleştirilmiş.

  • Künye: Alp Altınörs – İmkânsız Sermaye: 21. Yüzyılda Kapitalizm, Sosyalizm ve Toplum, Yordam Kitap, siyaset, 256 sayfa, 2019

[1] Hürriyet Gazetesi, 17/12/2016 https://bit.ly/328HOcV

Mario Roberto Santucho – Arjantin’in Guevaracıları (2009)

‘Arjantin’in Guevaracıları’, 1970’li yılların Arjantinli devrim önderi Mario Roberto Santucho’nun yaşamı ve yazılarından oluşan bir derleme.

Teorisyen, politik önder ve askeri komutan Santucho, Devrimci İşçi Partisi’nin (PRT) Genel Sekreteri ve Devrimci Halk Ordusu’nun (ERP) başkomutanıydı.

Arjantin polisinin “Aşırılığın başı” dediği Santucho, 1960’ların başından itibaren girdiği mücadelede, iki kez cezaevinden firar edecek ve 1976’daki askeri darbeye karşı kendi imzasıyla “Arjantinliler silah başına!” başlığıyla bilinen çağrıyı yayımlayacaktı.

Kitapta, ordu tarafından öldürülen Santucho’nun yaşamı, yazıları ve mücadelesi anlatılıyor.

  • Künye: Mario Roberto Santucho – Arjantin’in Guevaracıları, derleyen ve çeviren: İdilcan Işık ve Alp Altınörs, Akademi Yayınları, biyografi, 239 sayfa