Richard Holmes – Merak Çağı (2017)

Romantizm bilime mesafeli mi?

Bu kitabın yazarı Richard Holmes, bu sorunun yanıtının her zaman “Evet” olmadığını düşünenlerden.

En azından Merak Çağı adlı bu kitabın ele aldığı, 18. yüzyıl sonundaki İngiltere’de…

Holmes kitabını, Kaptan James Cook’un gemisiyle dünyanın çevresini ilk kez dolaştığı 1768 tarihli yolculuğu ile Charles Darwin’in bilim dünyasında adeta devrimle sonuçlanacak Beagle ile Galapagos adalarına yaptığı 1831 tarihli yolculuğu arasındaki dönemle çerçeveliyor.

Bu dönemi, bilimde romantik bir ufuk açan bir süreç olarak tanımlayıp ele alan Holmes, söz konusu zaman aralığındaki romantik bilimsel girişimlerin kapsamlı bir analizini yapmakta.

Balon yolculuğundan keşiflere ve hayalet avcılığına kadar pek çok ilginç olayın, bu analizde karşımıza çıktığını belirtelim.

Oylumlu oluşuyla da dikkat çeken çalışma, merakın bilime nasıl bir ivme kazandırdığını ve bir zamanlar bilimin sadece uzmanların değil, bizzat toplumun gündemini ne denli meşgul ettiğini görmek için iyi bir fırsat.

  • Künye: Richard Holmes – Merak Çağı, çeviren: Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, bilim, 697 sayfa

Alan Duben ve Cem Behar – İstanbul Haneleri (2014)

‘İstanbul Haneleri’, 1880-1940 arası İstanbul’u evlilik, aile ve doğurganlık perspektiflerinden irdeliyor.

Bunu yaparken sosyal ve kültürel konuları merkeze alan yazarlar, dönemin İstanbul toplumunda aile ve ev hayatı, toplumda kadının ve erkeğin yeri, aile hayatının Batılılaşması konularını aydınlatıyor.

  • Künye: Alan Duben ve Cem Behar – İstanbul Haneleri, çeviren: Nuray Mert, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, tarih, 282 sayfa

Kolektif – Açık Bilim (2014)

Seed isimli bilim dergisinde beş senedir düzenlenen sohbetlerin ürünü olan ‘Açık Bilim’, ahlakın temelleri, hakikatin doğası ve bilginin sınırlarını kapsayan makalelerden oluşuyor.

Kitaba katılan alanında uzman pek çok yazar, evrim kuramı, bilinç sorunları, zaman, tasarım, nesnellik ve imge, iklim politikaları, savaş ve hile, rüyalar, kurmacanın hakikati, müzik, biçim, yaratım, fraktal mimari, ahlak, özgür irade, evrim, yaratıcılık, gelecekte yaşam, geleceğin şehirleri, insan ve medeniyet, toplumsal ağlar, sonsuzluğun fiziği ve akıllı altyapı sistemleri gibi, bilimin hem güncel hem de klasik konularını tartışıyor.

  • Künye: Kolektif – Açık Bilim, hazırlayan: Adam Bly, çeviren: Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, bilim, 311 sayfa

Rodrigo Quian Quiroga – Borges ve Bellek (2017)

Görsel algı ve belleğin işleyiş dinamikleri, Rodrigo Quian Quiroga’nın esas çalışma alanları.

Yazar, bu deneyiminden yola çıkarak, Jorge Luis Borges’in kimi öykülerinde karşımıza çıktığı şekliyle belleğin görünümleri ve işlenişini irdeliyor.

Quiroga’nın, Borges’in bu türdeki öykülerine verdiği örneklerden biri, ‘Bellek Funes’.

‘Bellek Funes’, yaşadıklarını tüm ayrıntılarıyla hatırlayan, unutmak gibi bir sorunu hiç yaşamayan, fakat aklındakileri bir türlü kavramlara dökemeyen Funes isimli başkahramanıyla hatırlanacaktır.

Quiroga öyküdeki bu duruma odaklanarak,

Beyindeki belli nöronların somut ayrıntıları neden göz ardı ettiğini ve soyut kavramlar yoluyla belleği nasıl oluşturduğunu ve beyinde uzun süreli belleğin oluşma sürecini ayrıntılı bir bakışla ele alıyor.

Kitap, Borges’in öykülerinin yanı sıra, olağanüstü belleğe sahip kişilerin yaşamöyküleri, beynin anatomisi, görme mekanizmasına ilişkin kuramlar ve Borges ile aynı konuları düşünmüş William James, Gustav Spiller ve John Stuart Mill gibi düşünürlerin fikirleri gibi keyifli konular da yer alıyor.

Belleğin bilişsel işlenişine daha yakından bakmak isteyenlere.

  • Künye: Rodrigo Quian Quiroga – Borges ve Bellek, çeviren: Ferit Burak Aydar, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, sinirbilim, 184 sayfa

Alan Barnard – Simgesel Düşüncenin Doğuşu (2014)

Alan Barnard, kısa bir süre önce Türkçeye çevrilen ‘Sosyal Antoropoloji ve İnsanın Kökeni’nde, atalarımızın kültürel ve sosyal yaşamına dair soruların yanıtlarını aramıştı.

Yazar elimizdeki çalışmasında da, insanların simgelerle düşünmeye başladığı tahminen son 130 bin yılın bir tarihçesini sunuyor.

Simgesel düşüncenin doğuşuna fon olabilecek kimi felsefi, dilbilimsel ve antropolojik meseleleri irdeleyerek çalışmasına başlayan Barnard, devamında da sosyal antropoloji başta olmak üzere, arkeolojinin ve genetiğin kimi yeni bulgularına dayanarak dilsel karmaşıklık ve kültürel karmaşıklık ile simgesel düşünmenin kökenlerini araştırıyor.

  • Künye: Alan Barnard – Simgesel Düşüncenin Doğuşu, çeviren: Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, antropoloji, 200 sayfa

Kolektif – Nietzsche ve Dil (2017)

Toplum ile dil arasındaki ilişki, her zaman toplumun lehine midir?

Başka bir şekilde soracak olursak, insani yaratının en üst araçlarından biri olan dil, hakikati tam anlamıyla ifade edebilir mi, yoksa tam aksine gerçeği çarpıtır mı?

Peki, dil ile iktidarın inşası ve toplumsal organizasyon arasında nasıl bir ilişki var?

Bu sorular için doyurucu yanıtlar sunan, Abdullah Onur Aktaş’ın uzun soluklu çalışmalarının meyvesi olan elimizdeki kitap, Nietzsche’nin iki makalesi üzerinden onun dil hakkındaki düşüncelerini serimleyen yazılardan oluşuyor.

Bu kitabı özgün kılan hususların başında ise, Nietzsche’nin şu ana kadar Türkçeye hiç çevrilmemiş bir makalesini barındırması.

Kitapta yer alan yazılar, düşünürün makalelerindeki yaklaşımından yola çıkarak dil ve hakikat ilişkisini, dilin gerçekliği algılayışı ve ifade edişindeki sorunları yorumluyor.

Kitap, hem Nietzsche düşüncesine hem de dil tartışmalarına sağlam bir katkı.

  • Künye: Kolektif – Nietzsche ve Dil, hazırlayan: Abdullah Onur Aktaş, çeviren: İdil Yavuz Aktaş, Necdet Yıldız ve Serkan Özçiftci, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, felsefe, 174 sayfa

Ian Watt – Modern Bireyciliğin Mitleri (2014)

Ian Watt edebiyatın klasik karakterleri Faust, Don Quijote, Don Juan ve Robinson Crusoe’ya odaklanarak, modern dönemin bireycilik sorunlarını irdeliyor.

Yazar, Faust, Don Quijote ve Don Juan’ın, içlerinde Rönenans’ın ilerici ve bireyci dürtülerini taşımalarının, ayırt edici özellikleri olduğunu belirtiyor.

Watt Robinson Crusoe’yu da, Karşı-Reform döneminin ardından ortaya çıkan yeni iktisadi, dini ve toplumsal tutumları diline dolamış hünerli bir hatip olarak tanımlıyor.

Çalışma, bu karakterlerin yalnızlık, narsisizm, benlik ve toplum çatışması gibi modern dönemin bireycilik sorunlarını nasıl temsil ettiklerini araştırıyor.

  • Künye: Modern Bireyciliğin Mitleri, Ian Watt, çeviren: Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, inceleme, 366 sayfa

Henry Thorau – Görünmez Tiyatro (2017)

  • GÖRÜNMEZ TİYATRO, Henry Thorau, çeviren: Hülya Karcı, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, tiyatro, 199 sayfa

Augusto Boal, Paulo Freire’nin ‘Ezilenlerin Pedagojisi kuramından hareketle ‘Ezilenlerin Tiyatro’ kuramını geliştirmişti. Görünmez Tiyatro ise, ‘Gazete Tiyatrosu’, ‘İmge Tiyatrosu’, ‘Forum Tiyatrosu’ ve ‘Yasama Tiyatrosu’ gibi Boal’in geliştirdiği ‘Ezilenlerin Tiyatrosu’ yöntemlerinden biri. Görünmez Tiyatro, daha çok kamusal alanda gerçekleştirilen, oyuncuların seyircileri de oyuna dâhil ettiği, kışkırtıcı bir tiyatro pratiği. İşte, Boal’in hem çevirmeni hem de uzun yıllar dostu olmuş Thorau da bu çalışmasında, ‘Görünmez Tiyatro’ uygulamasını hem kuramsal hem de uygulamalı yönleriyle ele alıyor. Boal’in birkaç makale dışında ‘Görünmez Tiyatro’ üzerine detaylı bir şekilde duramadığı gerçeği düşünüldüğünde, bu kitap alan için daha da önem kazanıyor diyebiliriz. Tiyatrocular, tiyatro eğitmenleri ve tiyatroya gönül vermiş herkes için nitelikli bir kaynak.

Vera L. Zolberg – Bir Sanat Sosyolojisi Oluşturmak (2014)

  • BİR SANAT SOSYOLOJİSİNİ OLUŞTURMAK, Vera L. Zolberg, çeviren: Buket Okucu Özbay, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, sosyoloji, 242 sayfa

Sosyoloji profesörü Vera L. Zolberg, nitelikli çalışmasında sanat, insan bilimleri ve toplumsal bilimler arasında köprüler kuruyor. Sanatın neliği ve kökenini irdeleyerek çalışmasına başlayan Zolberg, kültürün bir parçası olarak sanatı, sosyologların başlarda sanatı neden göz ardı ettiğini ve bu durumun değişerek sanatın nasıl sosyolojinin çalışma nesnesi haline geldiğini, toplumsal süreç ve sanat ilişkisini, sanatçı ve eser arasındaki sınırları, sosyolojik açıdan sanatçı kimliğini, sanatın toplumsal kullanımlarını, güzel sanatlar ile popüler sanata dair süregelen tartışmaları ve sanatsal değişimin sosyolojik perspektiflerini tartışıyor.

Kolektif – Yirminci Yüzyılda Dans Sanatı (2007)

  • YİRMİNCİ YÜZYILDA DANS SANATI: KURAM VE PRATİK, kolektif, yayına hazırlayan: Şebnem Selışık Aksan ve Gurur Ertem, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, sanat, 308 sayfa

yirminci-yuzyilda-dans-sanati

‘Yirminci Yüzyılda Dans Sanatı: Kuram ve Pratik’, dans üzerine kaleme alınan muhtelif makalelerden oluşuyor. Bir giriş bölümü ile ‘Yaratıcılarının Sesiyle Dans’ ve ‘Dans Çalışmalarında Yaygın Temalar’ bölümlerinden oluşan kitap, barındırdığı nitelikli yazılarla, sadece dans öğrencileri ile araştırmacılarına değil, sosyoloji, sosyal antropoloji, kültürel araştırmalar, felsefe, estetik ve eleştirel teori ile ilgilenen sanatçı ve akademisyenlere hitap ediyor. Kitabın ilk bölümünde, Şebnem Aksan, Türkiye’de batılı anlamda dans eğitimi verilmeye başlanmasını, bu eğitimin dönüşümünü, gelişimini ve çeşitlenmesini; ardından da bu konuda karşılaşılan sorunları tartışıyor. Kitabın ikinci bölümü, modern dansın öncülerinin kalemlerinden dansa dair görüşlerine, son bölümü ise dansın temel izleklerine ayrılmış.