Durdu Baran Çiftci – İnsan Haklarının Patolojisi (2024)

Son dönemde insan haklarının “son”una dair birçok şey söylendi.

Bilhassa Douzinas bu sonu doğrudan ve cesaretle haykırdı.

Bu çalışma, malumun ilanı denilecek bu tabloyu kabul etmekle birlikte insan haklarının geldiği noktayı çok daha paradoksal bir yerden kuruyor.

Toplumsal sahanın her yerine dağılan neoliberal hak talepkârlılığının insan haklarının ontolojisini darmadağın ettiğini savunuyor.

Hak taleplerinin neoliberal bireyselliğin içerisinden yükselmeye başladığı yerde karşılaştığımız “haklar enflasyonu”nun her şeyi nasıl da kutsallaştırdığını gözler önüne seriyor.

Nitekim her talebin bir insan hakkı söylemi içerisine yerleştirilme çabasının insan haklarının söylemsel alanını boşaltmak demek olduğunu biliyoruz.

Elbette ki, bunun politik olanı da sarstığını göz ardı etmemek gerekiyor.

Politik olanın müştereğin üretimiyle ele alınması ile bireyselliğe yaslandırılması arasında antagonizma olduğunu vurgulamak önemli bir zorunluluk.

Bu yüzden de şu soruları güçlü bir şekilde sormak mecburiyetindeyiz: “Hakkın bir talep sınırı var mıdır?”, “bu talep sürekliliğinin yasayla ilişkisi nedir?” veya “bu talepkârlık politik olanla nasıl düşünülebilir?”.

Bu sorular, aklımıza hemen gelebilecek bazı kavramları da ortaya çıkarıyor.

“Büyük-öteki”, “tanıma”, “empati”, “başkalık-etiği”…

İşte ‘İnsan Haklarının Patolojisi’, bizleri bu kavramları haklar enflasyonu içerisinde yeniden düşünmeye çağırıyor.

  • Künye: Durdu Baran Çiftci – İnsan Haklarının Patolojisi: Hak Kavramı Üzerine Eleştirel Bir Tartışma, Nika Yayınevi, siyaset, 160 sayfa, 2024

Kolektif – Hakikat Sonrası (2021)

Bizim asıl bahtsızlığımız, hakikatin yürürlükten kaldırıldığı bir dönemde yaşıyor olmamız.

Zira tarihin hiçbir döneminde, yalan ve manipülasyon böylesi uzun süreli kendine yer bulamamıştı.

Bu özenli derleme de, hakikat ve “hakikat sonrası”nı siyaset, felsefe, medya ve uluslararası ilişkiler bağlamında tartışmaya açıyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar,

  • Hakikat sonrası çağda siyasetin izlediği seyri,
  • Hakikat sonrası çağda felsefede yeni bir etiko-politiğin imkânlarını,
  • Göçmenler ve hakikatin yeniden kuruluşunu,
  • İnsan hakları ve hakikat sonrası çağın bireyini,
  • Siyaseten doğruculuk nedeniyle siyasetin kökten yıkımını,
  • Hakikat sonrası dönemde dinin yaşanışını,
  • Post hakikat çağında yalan haberin önlenemez yükselişini,
  • Popülizme suç ortaklığı yapan medyanın hali pür melalini,
  • Popülist söylem olarak komplo teorilerinin yaygın hale gelişini,
  • Ve bunun gibi dikkat çekici konuları tartışıyor.

Kitap, hakikat ve hakikat sonrasının sağlam bir resmini çekmekle yetinmiyor, aynı zamanda bu karanlık çağdan nasıl çıkabileceğimizi de irdeliyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Filiz Zabcı, Çetin Balanuye, Can Ulusoy, Özgün Bulut, Deniz Gürsoy, Durdu Baran Çiftci, Berk İlke Dündar, Bülent Özçelik, Hüseyin Köse, Merve Özdemir, Nil Çokluk, Esra İlkay Keloğlu İşler, Burak Özçetin, Ayşegül Akaydın Aydın, Sümeyra Demiralp, Koray Kaplıca, Bülent Özçelik, Gülin Çavuş, Umut Yukaruç, Rasim Özgür Dönmez, Hikmet Kuran ve Halil Burak Sakal.

  • Künye: Kolektif – Hakikat Sonrası, derleyen: Bülent Özçelik, Nika Yayınevi, siyaset, 448 sayfa, 2021

Jim Ife – İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet (2017)

Elimizdeki kitap, insani/sosyal hizmet faaliyetlerini bir insan hakları etkinliği olarak yorumluyor, bu anlamda özgün bir düşünme pratiği ve tartışma ortaya koyuyor.

Jim Ife, insan haklarının, sosyal hizmet alanında çalışanlara hem mesleki anlamda hem de hizmet verdikleri kişilerle gündelik ilişkilerinde sağlam bir ahlaki boyut kattığını düşünüyor.

Yine Ife’ye göre, insan haklarıyla harmanlanmış bir sosyal hizmet yaklaşımı, aynı zamanda hem bu alanda çalışanlara hem de sosyal hizmetten yararlananlara, evrensel bir insanlık ve küresel yurttaşlık perspektifi sunarak büyük bir zenginlik sağlayacaktır.

Kültür ve geleneklerden bağımsız, evrensel bir bakış açısıyla yazılmış kitabın, bu yönüyle farklı kültürlere hitap ettiğini de ayrıca belirtmemiz gerek.

  • Künye: Jim Ife – İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet, çeviren: Durdu Baran Çiftci, Nika Yayınevi, insan hakları, 312 sayfa