Andrew Mearman – Heterodoks İktisat ve Çoğulculuğu Öğretmek (2024)

‘Heterodoks İktisat ve Çoğulculuğu Öğretmek’ adlı eseri, iktisat eğitimi alanında geleneksel yaklaşımların ötesine geçerek, farklı ekonomik düşünce okullarının bir arada öğretilmesinin önemini vurguluyor.

Kitap, özellikle heterodoks iktisadın, yani ana akım iktisadın dışında kalan ekonomik teorilerin, eğitim müfredatına nasıl dahil edilebileceği konusunda pratik öneriler sunuyor.

Mearman, iktisadın tek bir doğruya sahip olmadığını, aksine farklı perspektiflerin ve teorilerin bir arada var olabileceğini savunuyor.

Bu durum, öğrencilerin daha kapsamlı bir ekonomik anlayışa sahip olmalarını sağlıyor.

Kitap, heterodoks iktisadın, ekonomik sorunlara farklı çözümler üretme potansiyelini vurguluyor.

Keynesyen ekonomi, Marxçı ekonomi ve kurumsal ekonomi gibi farklı heterodoks okulların, ekonomik gerçekliği daha iyi anlamamıza yardımcı olabileceğini belirtiyor.

Mearman, iktisat eğitiminin, öğrencilere sadece tek bir ekonomik model sunmaktan ziyade, farklı ekonomik düşünce okulları arasındaki karşılaştırmayı ve eleştirel düşünmeyi teşvik etmesi gerektiğini savunuyor.

Kitap, heterodoks iktisadı öğretmek için kullanılabilecek çeşitli yöntemler sunuyor.

Bu yöntemler arasında tartışmalar, simülasyonlar ve öğrenci projeleri yer alıyor.

Mearman, iktisat eğitiminin daha kapsamlı ve eleştirel bir hale gelmesi gerektiğini savunarak, bu alanda önemli bir tartışma başlatıyor.

Kitap, öğretmenlere heterodoks iktisadı derslerinde nasıl öğretebilecekleri konusunda somut öneriler sunarak, onlara yol gösteriyor.

Öğrencilerin, ekonomik sorunlara farklı açılardan bakmalarını ve daha iyi kararlar vermelerini sağlıyor.

  • Künye: Andrew Mearman – Heterodoks İktisat ve Çoğulculuğu Öğretmek, çeviren: Eren Kırmızıaltın, Heretik Yayıncılık, 80 sayfa, iktisat, 2024

Andrew Mearman – Heterodoks İktisat Kavramlarının Öğretilmesi (2024)

Lisans düzeyindeki iktisat öğretiminde, çağdaş ekonominin (günümüz kapitalizminin) durumunu açıklamada yetersiz kalan bir eğitim programı kullanılmaktadır.

Bu durum, sadece Türkiye’deki üniversiteler için değil, birkaç istisna dışında dünyadaki bütün üniversiteler için geçerlidir.

Bunun çeşitli sebepleri vardır: eğitimin güç ilişkileriyle doğrudan bağlantısı, eğitim verenin öğretimin içeriğini değiştirmekten tembellik ya da bilgi yetersizliği nedeniyle kaçınması, ayrıksı bir öğretim içeriğinin öğrencilere fayda sağlamayacağının düşünülmesi bu sebeplerden bazılarıdır.

“Anaakım” iktisat olarak adlandırılan ve iktisadın tamamını temsil etmeyen bir bakış açısının, belirli yöntem ve varsayımlar tekelinin bir ürünü olan bu eğitim programının çoğulcu bir yaklaşımı temel alarak değiştirilmesi elzemdir.

Zira bu eğitim programı, eğitenleri ve eğitilenleri bir çeşit bilimsel körlüğe iter, gerçeklik ya da var olan koşullar anaakım iktisadın yöntem ve varsayımlarına sadık kalarak kavranmaya, açıklanmaya çalışılır.

Bu çalışma, ilgili bilimsel körlüğü ortadan kaldıracak üç farklı program önerisi sunmakta:

  • Ortodoks Bir Modülü Zenginleştirmek
  • Alternatif Bir Düşünce Sistemine Odaklanan Bir Modül Oluşturmak
  • Ortodoks ve Heterodoks İktisadı Paralel Olarak Öğretmek

Künye: Andrew Mearman – Heterodoks İktisat Kavramlarının Öğretilmesi, çeviren: Eren Kırmızıaltın, Heretik Yayıncılık, iktisat, 126 sayfa, 2024

Deirdre N. McCloskey – İktisadın Gizli Günahları (2023)

Deirdre McCloskey, bu kısa çalışmasında, politik ekonomiyi bir kenara bırakan iktisattaki bilimsel teşebbüsü sekteye uğratan iki gizli günah olduğunu iddia eder.

Bu iddiasını temellendirirken iktisada ilişkin genel kanıyı gözden geçirir, küçük günahlardan bahseder, iktisada özgü olmayan büyük günahları belirtir, “içeridekilerin” ve “dışarıdakilerin” iktisada dair hatalı kavrayışlarını net bir şekilde ortaya koyar.

Hacim olarak küçük sayılabilecek bir çalışmada, muazzam bir bilgi birikiminden süzülerek ortaya konan kapsamlı bir sorgulama yapar.

Peki nedir bu iki gizli günah?

Öncelikle şunu belirtir McCloskey; “Dünyaya ilişkin bir araştırma düşünmeli ve bakmalıdır. Teorileştirmeli ve gözlemlemelidir. Biçimlendirmeli ve kaydetmelidir. Her ikisini de.”

Ve iktisat, saf bir düşünme pratiği, sadece bir teori değil, dünyaya dair bir araştırma pratiğidir:

“… iktisadın saf düşünme değil, dünya üzerine bir araştırma olması gerekiyor.”

Dolayısıyla iktisat ne sadece ampirik ne de sadece teorik olabilir.

İkisini de kullanmalıdır.

Ne var ki iki gizli günah tam da burada işlenir: “İktisat, ‘teoride’ nitel ‘sonuçlara’ ve ‘ampirik çalışmada’ anlamlı/anlamsız ‘sonuçlara’ indirgenmiştir.”

McCloskey’e göre bu çalışma tarzında işlenen günahlar, niceliksel gücü olmayan “niteliksel teoremler” ve niceliksel gücü olmayan “istatistiksel anlamlılık”tır.

  • Künye: Deirdre N. McCloskey – İktisadın Gizli Günahları, çeviren: Eren Kırmızıaltın, Heretik Yayıncılık, iktisat, 80 sayfa, 2023

Kolektif – Kültürlerarası Perspektifte “İktisadi İnsan” (2022)

Bencillik evrensel mi yoksa bireyin motivasyonlarını ekonomik ve sosyal çevreleri mi şekillendirir?

Dört farklı kıtadan on iki saha araştırmacısının verilerini sunan bu muazzam sosyal bilim eseri, bencillik aksiyomu ile tamamen tutarlı olan bir toplum olmadığını ortaya koyuyor.

Bugüne kadar Bencillik aksiyomu –bireylerin etkileşimlerde kendi maddi kazançlarını maksimize etmeye çalıştıkları ve başkalarının da aynısını yapmasını bekledikleri varsayımı- temelli kanonik modelden sürekli sapmaların olduğunu kanıtlayan birçok çalışma yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

  • Peki bu sürekli sapmalar, aslında, türümüzü karakterize eden evrensel davranış örüntüleri mi?
  • Yoksa bireylerin davranışlarını, motivasyonlarını ve tercihlerini ekonomik ve sosyal çevreleri mi şekillendirir?
  • Eğer öyleyse insan doğasının şekilledirilebilirliği konusunda sınırlar var mı; bu şekillendirmede en çok hangi ekonomik ve sosyal koşullar belirleyicidir?
  • Adalete (eşitliğe) yönelik eğilimler ve adaletsizliği cezalandırmaya yönelik tutumlar bireylerin cinsiyet, yaş, eğitim ve göreceli zenginlik gibi nitelikleriyle mi yoksa bireyin dâhil olduğu grubun nitelikleriyle mi daha iyi açıklanabilir?

Bu eser, yukarıdaki sorulara cevap vermek amacıyla çok çeşitli ekonomik ve sosyal koşullar sergileyen 15 küçük ölçekli toplumda ‘‘ültimatom’’, ‘‘kamu malları’’ ve ‘‘diktatör’’ oyunları deneylerinin yapıldığı, antropoloji, iktisat ve psikoloji alanlarından bilim insanlarının birlikte çalışmasıyla ortaya konan, büyük bir kültürlerarası araştırma.

Dört farklı kıtada yer alan 12 ülkede ve Yeni Gine’de çalışan on iki deneyimli saha araştırmacısı, çok çeşitli ekonomik ve sosyal koşullar sergileyen 15 küçük ölçekli toplumdan katılımcılar toplamış.

Hem farklı disiplinlerden bilim insanlarını bir araya getirmesi hem de ampirik araştırma kapsamının çok geniş olması nedeniyle muazzam bir sosyal bilim eseri.

Ortaya koyduğu sonuçlar bakımından kanonik modele güçlü bir ampirik meydan okuma olan kitap, bencillik aksiyomu ile tamamen tutarlı olan bir toplum olmadığını ortaya koyuyor.

  • Künye: A. Barr, C. Camerer, D. Tracer, E. Fehr, F. Gil-White, F. W. Marlowe, H. Gintis, J. Ensminger, J. Henrich, J. Q. Patton, K. Hill, M. Alvard, M. Gurven, N. S. Henrich, R. Boyd, R. McElreath ve S. Bowles – Kültürlerarası Perspektifte “İktisadi İnsan”: Küçük Ölçekli 15 Toplumda Davranışsal Deneyler, çeviren: Eren Kırmızıaltın, Heretik Yayıncılık, iktisat, 116 sayfa, 2022

Eren Kırmızıaltın – Davranışsal İktisat (2021)

 

Özellikle davranışsal iktisat ile ilgilenen okurların kaçırmak istemeyeceği bir çalışma.

Eren Kırmızıaltın, bütüncül bir sosyal iktisadın ortaya çıkmasına katkı sunmuş kurucu isimlerinin fikirlerini kısa ve öz bir bakışla açıklıyor.

Davranışsal iktisat okulunun merkezinde karar verme süreçleri, başka bir ifadeyle insan davranışı vardır.

Bu okul, insanın karar verme süreçlerini etkileyenleri ortaya koymaya ve bu süreçleri olabildiğince doğru bir biçimde yorumlamaya çalışır.

Varsayılan değil var olan (yaşadığımız dünyada karşılaştığımız) insana odaklanır ve insan davranışını anlama ve geçmişe, şimdiye ya da geleceğe dair çıkarımda bulunma konusunda oldukça kullanışlı kavramsal ve yöntemsel araçlar sunar.

Bu anlamda davranışsal iktisat okulu, diğer iktisat okulları ve sosyal bilim alanlarıyla karşılıklı beslenerek bütüncül bir sosyal iktisadın ortaya çıkmasına katkı sunabilir.

Davranışsal iktisat okulunun diğer iktisat okulları ve sosyal bilim alanlarıyla etkileşiminin verimli olabilmesi ise elbette bu okulun temelinin iyi biçimde kavranmasını gerektirir.

Yani bu okulun kurucu düşünürlerinin bakış açılarının, katkılarının, farklılıkları ya da benzerliklerinin bilinmesini gerektirir.

Bu kitap da, davranışsal iktisat okulunun temelinin iyi bir biçimde kavranabilmesine yardımcı olmasıyla önemli.

Bunun için davranışsal iktisat okulunun kurucuları olarak değerlendirilebilecek George Katona, Herbert A. Simon (Birinci Kuşak Davranışsal İktisatçılar); Daniel Kahneman – Amos Tversky, Richard H. Thaler’ın (İkinci Kuşak Davranışsal İktisatçılar) temel çalışmaları ele alınıyor ve böylece bu düşünürlerin davranışsal iktisada katkıları ve yaklaşım farklılıkları ortaya konuyor.

  • Künye: Eren Kırmızıaltın – Davranışsal İktisat: Kısa Bir Giriş, Kurucu Düşünürler, Heretik Yayıncılık, iktisat, 72 sayfa, 2021

Thorstein Bunde Veblen – Bolşevizm Üzerine Metinler (2021)

Sosyal bilimler alanına, evrimsel sosyal teoriyle büyük katkılarda bulunmuş Thorstein Bunde Veblen’in, Bolşevizm üzerine derinlemesine düşündüğü metinleri, bu kitapta.

Veblen yazılarında, Bolşevizmin gerçekte kimin için tehdit oluşturduğunu, Bolşevizmin yerleşik çıkarları nasıl kökten dönüştürdüğünü, Bolşevizmin Amerika’daki izlerini, devrimci bir alt üst oluşun kapitalizm üzerindeki olası etkilerini, değişimi meydana getiren koşulları, olası bir teknisyenler Sovyeti’nin vaat ettiklerini ve Bolşevizm ile savaş arasındaki ilişkiyi çok yönlü bir bakışla irdeliyor.

Kitap, hem Bolşevizmi daha iyi kavramak, hem de Veblen’in Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki politik bakış açısına yakından bakmak için çok iyi fırsat.

  • Künye: Thorstein Bunde Veblen – Bolşevizm Üzerine Metinler, derleyen: Eren Kırmızıaltın, çeviren: Barış Özçorlu, Devrim Kılıçer, Ömer Mollaer ve Pelin Tuştaş, Heretik Yayıncılık, sosyoloji, 104 sayfa, 2021

Thorstein Bunde Veblen – Karl Marx’ın Sosyalist İktisadı ve Sosyalizm Üzerine Metinler (2019)

Thorstein Bunde Veblen, özellikle evrimsel sosyal teorisiyle, sosyal bilimler alanına büyük katkılarda bulunmuş bir isim.

Veblen, evrimsel sosyal teorisini post-Darwinci bir teori olarak adlandırır.

Bu teoride sosyo-ekonomik ve biyolojik unsurların bir arada ele alındığı evrimci görüşten; içgüdünün, içgüdüsel eğilimlerin ve alışkanlıkların dikkate alındığı psikoloji ve pragmatist görüşten ve toplumun aşamalarını spesifik özelliklere göre sınıflandırmak için kullandığı antropolojiden yararlanır.

Eldeki derlemede yer alan metinler ise, Veblen’in diğer bir önemli sosyal bilimci olan Marx’ın düşünceleriyle nasıl ilişkilendiğini ortaya koyuyor.

Bilindiği gibi Marx’ın teorisi, sosyal bilimler alanında ve toplumsal yaşamda başka hiçbir teoriyle kıyaslanamayacak kadar etkili olmuştu.

Bu teorinin etkilediği isimlerden biri de Veblen’di.

Kitabın en önemli katkısı, Veblen ve Marx’ın teorik bakış açılarının karşılaştırmalı değerlendirmesini ve bunların olası etkileşimlerini ortaya koyması.

Derlemenin bir diğer önemi ise, Veblen’in sosyalizm düşüncesini çok yönlü bir şekilde değerlendirdiği metinlerine yer vermesi.

Kitapta ele alınan kimi konular şöyle:

  • Sosyalizmi mümkün kılabilecek bir hissiyat olarak halkın mevcut sistemden duyduğu hoşnutsuzluk,
  • Marx’ın iktisat teorisi,
  • Darwinci evrim kavramları bağlamında Hegelci materyalist anlayış ve sınıf mücadelesi,
  • Sosyalistler arasındaki parlamentarizm tartışmaları,
  • Sosyalizm tanımlamalarındaki hata veya eksiklikler,
  • Materyalist tarih anlayışı…

Derlemedeki metinler, postDarwinci bir teorinin sosyalizm ve materyalist anlayışı nasıl ele alması gerektiğini ve bu teorinin sosyalizm ve materyalist anlayışta neleri hatalı ya da eksik bulduğunu ortaya koymalarıyla önemli.

  • Künye: Thorstein Bunde Veblen – Karl Marx’ın Sosyalist İktisadı ve Sosyalizm Üzerine Metinler, derleyen: Eren Kırmızıaltın, çeviren: Devrim Kılıçer, Hüsnü Bilir ve Ömer Mollaer, Heretik Yayıncılık, sosyoloji, 144 sayfa, 2019

Kolektif – İktisat Sosyolojisi (2018)

Neoklasik iktisat, tarihselliği dikkate almayışı, toplumsal alandan yalıtılmış homo æconomicus bireyi merkeze alması ve marjinalist temeller üzerine kurulmasıyla sıklıkla eleştirilir.

İktisat sosyolojisi ise, politik ekonomi yaklaşımıyla neoklasik iktisadın birbirini beslemesini sağlayacak bir perspektif kurmayı amaçlar.

Elimizdeki kitap ise, iktisat sosyolojisi alalında çalışanlar için önemli bir kaynak olmaya aday.

Farklı yazarların kurucu düşünürler ve iktisat okulları üzerine kaleme aldıkları yazıları bir araya getiren kitap, Richard Swedberg’in iktisat sosyolojisini kapsamlı bir bakışla irdeleyen bir giriş yazısıyla açılıyor.

Çalışmanın devamında ise,

  • İbn Haldun düşüncesinin iktisat sosyolojisine katkıları,
  • Klasik politik ekonomi,
  • Karl Marx ve iktisat sosyolojisi,
  • Neoklasik iktisat,
  • Max Weber’in iktisat sosyolojisi yaklaşımı,
  • Avusturya İktisat Okulu,
  • Karl Polanyi’nin katkıları,
  • A. Schumpeter’in iktisat sosyolojisi,
  • Ve davranışsal iktisat gibi konular ele alınıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Richard Swedberg, Heinz D. Kurz, Deniz T. Kılınçoğlu, Eren Kırmızıaltın, Gülenay Baş Dinar, Feridun Yılmaz, Mine Kara, Hüseyin Özel, Derya Güler Aydın ve Hüsnü Bilir.

  • Künye: Kolektif – İktisat Sosyolojisi, editör: A. Arif Eren ve Eren Kırmızıaltın, Heretik Yayıncılık, sosyoloji, 419 sayfa, 2018