Geoff Boucher – İdeolojinin Büyülü Çemberi (2019)

Geoff Boucher’in bu önemli çalışması, Ernesto Laclau, Chantal Mouffe, Slavoj Žižek ve Judith Butler’ın postmarksist söylem teorilerinin eleştirel bir okumasından yola çıkarak radikal demokrasinin politik stratejisiyle tanımlanan postmarksizm eğilimini haritalandırmasıyla önemli.

Postmarksizmin doğuş momenti olarak ‘Hegemonya ve Sosyalist Strateji’ ve ‘Olumsallık, Hegemonya, Evrensellik’ kitaplarını merkeze alan Boucher, özellikle bu oluşum evresi boyunca tarihsel sorunsalın kapsamının Laclau ve Mouffe, Buttler ve Žižek’in görüşlerini tarih ve praksisin dışavurumcu ve bireyci kavramları içerisinde ne şekilde kurduğuyla ilgileniyor.

Kitabın ilk bölümü, postmarksizmi tarihsel bağlamına oturtuyor ve teorinin izafiliğinin, “Marksizmin ötesinde” bir değişimin zorunluluğu konusunda postmarksist anlayışı nasıl belirlediğini açıklıyor.

İkinci bölüm, Laclau ve Mouffe’un çalışmalarındaki postmarksizmin başlıca teorik önermelerine dönüyor ve örtük dışavurumcu bir tarih bütünlüğünün bu iki ismin sorunsalına karşılık geldiğini ortaya koyuyor.

Boucher üçüncü bölümde de, Butler’ın Foucault esinli post-Althusserci ideoloji teorisini eleştirel bir şekilde mercek altına alıyor.

Dördüncü bölümde ise, Žižek’in Lacan esinli post-Althusserci ideoloji yaklaşımındaki teorik tereddütleri, politik tersine çevirmeleri ve etik belirsizlikleri inceliyor.

Yazar burada, Žižek’in Mesihçi bir Marksizm doğrultusunda postmarksizmden kopuşunun, tarihin tek özne-nesnesini yeniden yaratma doğrultusundaki imkânsız bir arzuyla biçimlendiğini öne sürüyor.

  • Künye: Geoff Boucher – İdeolojinin Büyülü Çemberi: Laclau ve Mouffe, Butler ve Žižek’in Eleştirisi, çeviren: Akın Sarı, Doruk Yayınları, siyaset, 360 sayfa, 2019

Geoff Boucher – Yeni Bir Bakışla Adorno (2013)

  • YENİ BİR BAKIŞLA ADORNO, Geoff Boucher, çeviren: Yetkin Başkavak, Kolektif Kitap, felsefe, 144 sayfa

YENI

Geoff Boucher elimizdeki nitelikli çalışmasında, çağdaş düşünürler arasında en kışkırtıcı ve önemli, ama en az anlaşılmış olanlarından Theodor W. Adorno’nun düşünce dünyasını, modern sanatın dönüm noktalarını fon alarak yorumluyor. Çalışmanın ilgi çekiciliği, Adorno düşüncesini iki dünya savaşı arasındaki dönemde Ekspresyonizmi, savaş sonrası dönemde de Soyut Ekspresyonizmi doğuran bağlam içine yerleştiriyor olması. Boucher bu bağlamda, Adorno’nun toplumsal ve kültürel kuramını, Frankfurt Okulu’na katkılarını, müzikte sanat tarihini yeniden inşa edişini, estetik kuramını ve  postmodern kültür bağlamındaki önemini irdeliyor.