Albert Einstein – İzafiyet Teorisi: 100 Yıldönümü Basımı (2022)

Einstein’ın bilim tarihinde dönüm noktası olan ‘İzafiyet Teorisi’nin 100. yıldönümü özel baskısı…

Kitap, İzafiyet Teorisi’ni ilk elden okumak isteyenlerin kaçırmak istemeyeceği çok değerli bir tarihsel belge.

Einstein genel görelilik kuramı üzerindeki çalışmasını 1915 yılında tamamladıktan sonra ‘İzafiyet Teorisi’ adlı kitabını kaleme aldı.

Sıradan okura hitap eden ‘İzafiyet Teorisi’ özel ve genel görelilik kuramları üzerine şimdiye dek yazılmış en açıklayıcı kitap olma unvanını koruyor.

Ünlü kitabın elinizdeki basımı ise Einstein’ın düşüncesinin ve eserinin evrimini günümüz bağlamında değerlendiren yorumlar içeriyor.

Yüzüncü yıldönümü basımı, Einstein’ın eserine en son bilimsel gelişmelerin ışığı altında göz atmak isteyen okur için ideal bir tercih.

  • Künye: Albert Einstein – İzafiyet Teorisi: 100 Yıldönümü Basımı, çeviren: Gülen Aktaş, Say Yayınları, bilim, 280 sayfa, 2022

Liviu Rebreanu – Umut Toprakları (2019)

Çok güzel haber:

Rumen edebiyatçı Liviu Rebreanu’nun efsane romanı ‘Padurea Spînzuratilor’, ‘Umut Toprakları’ adıyla Türkçede.

Birinci Dünya Savaşı sırasında geçen romanında Rebreanu, ülkesinin sancılı modernleşme sürecinde yaşananları çarpıcı bir şekilde hikâye ediyor.

Geri kalmış Romanya’nın savaş ve devrim, isyan ve kölelik arasında gidip gelen tarihini özgün karakterler ve sıra dışı bir kurguyla hikâye eden roman, özellikle köylülerin modern devrimlerdeki konumlarını tartışmaya açmasıyla dikkat çekiyor.

Ayrıca savaş üzerine yazılmış çok iyi bir metin olarak ‘Umut Toprakları’, savaşın toplumda yarattığı tahribatı ustaca ortaya koyuyor.

  • Künye: Liviu Rebreanu – Umut Toprakları, çeviren: Gülen Aktaş, Ayrıntı Yayınları, roman, 496 sayfa, 2019

Victor Serge – Gücümüzün Doğuşu (2018)

Victor Serge’in elimizdeki epik romanı, devrimci hareketlerin Avrupa’yı kasıp kavurduğu 1917-1919 yıllarını, İspanya ve Rusya’da yaşanan büyük devrimci atılımları merkeze alarak anlatıyor.

Dünyanın büyük bir savaşla boğuştuğu 1917 yılının baharıyla açılan roman, Rusya’da ve İspanya’da önlenemez bir şekilde ortaya çıkan devrimci kalkışmaların işçilerin yanı sıra bütün bir toplumu nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor.

İspanya’daki devrim fiyaskoyla sonuçlansa da, Rusya’da işçiler, köylüler ve askerlerin bir araya geldiği mücadele başarıya ulaşarak tarihi yeniden yazacak Ekim Devrimi’yle neticelenecekti.

Serge’in, iki şehirde yaşananları birbiriyle karşılaştırarak hikâyesini kurgulaması ise, romanı etkili kılan başlıca husus.

Sıkı bir devrimci olan Victor Serge, 1912-1917 yılları arasını hapiste geçirdi.

Hapisteyken Bolşevik Devrimi’ni heyecanla izleyen Serge, çıktıktan sonra sonra Rusya’ya gitti. 1919’da, devrimden iki yıl sonra Bolşeviklere katılan Serge, karşıdevrimci Beyaz Ordu’ya karşı Petrograd savunmasında yer aldı ve ayrıca gazeteci, editör ve çevirmen olarak Komintern’in ilk üç kongresinde görev üstlendi.

Serge bu romanını da, Stalin’in devrimi boğmaya varan diktatörlük uygulamalarına açıkça karşı çıktığı için yarı-tutuklu bulunduğu bir dönemde kaleme aldı.

  • Künye: Victor Serge – Gücümüzün Doğuşu, çeviren: Gülen Aktaş, Ayrıntı Yayınları, 224 sayfa, 2018