Ludwig Wittgenstein – Renkler Üzerine Düşünceler (2022)

Görmeyen yahut renk körü insanların zihinlerinde renklerle ilgili kavramlar nasıl oluşur?

Ludwig Wittgenstein, renk bağıntıları üzerine özgün bir metinle karşımızda.

Wittgenstein’ın ‘Renkler Üzerine Düşünceler’ adlı eseri, bir anlamda Goethe’nin ‘Renkler Kuramı’ eseriyle yüzleşiyor.

Goethe, kitabını yazarken Newton’ın optik öğretisinden etkilenmişti. Wittgenstein ise Goethe’nin eserinden etkilenmekle birlikte, daha farklı bir bakış açısı sunmaya çalışıyor.

Çünkü ona göre Goethe çok iyi bir renk kuramı ortaya koymuş değildir, mevcut kuramlar içerisinde en doğru kuramı oluşturmaya çalışmıştır. Wittgenstein’a göre Goethe’nin öğretisi tatmin edici bir öğreti olamadı, hatta o bir öğreti de değildi.

Çünkü onun ortaya koyduğu çıkarımlar ne kuramsal ne de deneyimseldi, aksine Goethe daha çok psikolojik bir söylemle renk öğretisini oluşturmaya çalışıyordu.

Wittgenstein, renkle ilgili düşüncelerini dil oyunları bağlamında dile getiriyor, renk bağıntılarını yine dilin kavramları içinde çözüme kavuşturabileceğine inanıyor.

Wittgenstein’ın temel tezi, renklerin açıklık ve koyuluk yönünden ele alınması gerektiği üzerine kurulu.

Eserin açılış önermesi de zaten dil oyunudur ve bu da renklerin açık ya da koyu olup olmadıklarını bildirmek demektir.

Dolayısıyla açıklık ve koyuluk, yeri geldiğinde beyazlık ve siyahlıkla eşdeğer kabul edilir.

Ancak Wittgenstein yer yer bu kavramsal yapının dışına çıkarak mantıksal sorgulamalar yoluyla renklerin imkânı hakkında farklı çıkarımlarda bulunuyor.

Sözgelimi görmeyen insanların ya da renk körü insanların zihnindeki kavramsal durumun normal saydığımız insanların zihinsel durumundan farklı olabileceğini vurgulayarak, bizim beyaz dediğimiz bir şeye onların başka bir ad verebileceklerini, hatta aynı rengi farklı durumlarda farklı görebileceklerini söylüyor.

Bunun sonucunda, dil oyununun renkleri belirlemede etkin olduğunu söylemeyi bize dikte ettiğini görmemiz gerekir.

  • Künye: Ludwig Wittgenstein – Renkler Üzerine Düşünceler, çeviren: İlyas Altuner ve Fatih Özkan, Hece Yayınları, 100 sayfa, 2022

Nikolay Aleksandroviç Berdyayev – Dostoyevski’nin Dünya Görüşü (2021)

Büyük yazar Dostoyevski, Rus Rönesans’ının inşasında nasıl katkı sağlayabilir.

Nikolay Aleksandroviç Berdyayev, Dostoyevski’yi olağanüstü bir diyalektikçi ve en büyük Rus metafizikçisi olarak görüyor.

‘Dostoyevski’nin Dünya Görüşü’ adını taşıyan çalışma, varoluşçuluğun teist kanadında yer alan Rus filozof Berdyayev’in bakış açısından Dostoyevski’nin dünya görüşünü irdeliyor.

Dostoyevski’yi aynı zamanda bir Hristiyan antropoloğu olarak niteleyen Berdyayev, Rus insanının içine düştüğü ruhsal ikilemden, Dionysosçu esrimeden nasıl kurtulacağı konusunda, yazarın ‘Delikanlı’, ‘Budala’, ‘Yeraltından Notlar’, ‘Ecinniler’, ‘Suç ve Ceza’, ‘Karamazov Kardeşler’ gibi pek çok eserinde ortaya koyduğu temel düşünceleri inceliyor.

Dostoyevski’nin romanlarını ve romanlarındaki karakterleri titiz ve ayrıntılı bir şekilde analiz edip kendi cephesinden yorumlayan Berdyayev, Dostoyevski’nin düşüncelerinin Rus Rönesans’ının inşasına katkı sağlayacağını göstermeye çalışmıştır.

Berdyayev için, Dostoyevski’nin düşünceleri Rus kültürünün yeniden inşasında çok önemli ve çok değerli bir kaynak durumundadır.

Dostoyevski’nin özgürlük, insanın kaderi, sevgi ve kötülük gibi problemlere yönelik ortaya koyduğu düşüncelerinin, Hristiyan teolojisi açısından önem taşıdığını Berdyayev, bunu da felsefi açıdan temellendiriyor.

Kitapta ayrıca, hümanizm krizi, sosyalizm eleştirisi, Tarihsel Ortodoksluk ve Katoliklik eleştirileri de özgün bir şekilde ele alınıyor.

  • Künye: Nikolay Aleksandroviç Berdyayev – Dostoyevski’nin Dünya Görüşü, çeviren: Kasım Müminoğlu, Hece Yayınları, inceleme, 192 sayfa, 2021

Sema Noyan – Romanda Mistik Eğilimler (2016)

1923-1983 yılları arasında yayınlanmış romanlara mistisizmin nasıl yansıdığının kapsamlı bir incelemesi.

Mistisizmin tanımı ve tarihiyle ilgili bir bölümle açılan çalışmanın merkezinde ise, aralarında Halide Edip Adıvar, Refik Halit Karay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Safiye Erol ve Peyami Safa gibi yazarların yer aldığı, toplamda on yazar bulunuyor.

  • Künye: Sema Noyan – Romanda Mistik Eğilimler, Hece Yayınları

Atasoy Müftüoğlu – Varoluşsal Belirsizlikler (2015)

İslami modelin Batı düşüncesi karşısındaki gerileyişini eleştirel bir gözle değerlendiren, İslami bir gerçekliği inşa etmenin imkânları üzerine düşünen denemeler.

Atasoy Müftüoğlu, İslam dünyasının tarihsel, siyasal, ekonomik, kültürel gerçekliği üretemediğini ve bu gerçekleşmediği müddetçe yaşanılan varoluşsal belirsizliklerin süreceğini savunuyor.

  • Künye: Atasoy Müftüoğlu – Varoluşsal Belirsizlikler, Hece Yayınları

Hilmi Uçan – Batı Şiiri ve Tevfik Fikret (2009)

Göstergebilim, edebiyat kuramı, edebiyat eğitimi, eleştiri, öykü ve roman çözümlemelerine dair yazıları ve Fransızca’dan yaptığı çevirilerle bildiğimiz Hilmi Uçan, ‘Batı Şiiri ve Tevfik Fikret’ isimli bu eserinde, uygarlık seçiminde de edebiyatta da oyunu Batı’dan yana kullanmış Tevfik Fikret’in kişisel ve entelektüel dünyasına odaklanıyor.

Uçan, kitabının ilk bölümünde, Osmanlı’nın yaşadığı uygarlık krizini ve o dönemdeki yeni arayışları anlatıyor.

Kitabın ikinci bölümü, Tevfik Fikret’in kişiliği ve sanatını irdeliyor.

Yazar, çalışmasının son bölümünde de, Tevfik Fikret’in birçok şiiriyle, François Copée ve Baudelaire gibi Batılı şairlerin üretimlerini, metinlerarası ilişkiler çerçevesinden karşılaştırıyor.

  • Künye: Hilmi Uçan – Batı Şiiri ve Tevfik Fikret, Hece Yayınları, inceleme, 276 sayfa

Ali Galip Yener – Eleştiri Çağında Deneme (2008)

Ali Galip Yener imzalı ‘Eleştiri Çağında Deneme’ başlıklı bu kitap, deneme-eleştiri sınırı arasında dolaşan metinlerden oluşuyor.

Yener’in, deneme türünü eleştirel bir gözle değerlendiren metinleri, odaklandıkları konuların genişliği, birçok alana, isme atıfta bulunmaları ve kurdukları bağlantılarla ilgi çekiyor.

Deneme türünün sorunlarına, imkân ve sınırlarına eğilen ‘Heves ve Zaaf: Deneme Türünün İmkânları Üzerine’ başlıklı bir çerçeve metinle kitabına başlayan Yener, ardından okura felsefi bir çerçeveyle ördüğü on sekiz deneme sunuyor.

Kitapta bunun yanı sıra, Theodor Adorno, Edward Said, Cemil Meriç ve Nurdan Gürbilek gibi denemeci portreleri de yer alıyor.

  • Künye: Ali Galip Yener – Eleştiri Çağında Deneme, Hece Yayınları, deneme, 192 sayfa

Vefa Taşdelen – Hermeneutiğin Evrimi (2008)

Vefa Taşdelen, ‘Hermeneutiğin Evrimi’nde, Batı kültürünün en köklü konularından hermeneutiğin geçirdiği aşamaları, zaman içindeki dönüşümünü izliyor.

Taşdelen çalışmasında, hermeneutiğin romantik hermeneutik, yöntem bilimsel hermeneutik, varoluşçu hermeneutik, felsefi hermeneutik, eleştirel hermeneutik gibi birbirinden farklı anlayışlarından birer temsilciyi ele alıyor.

Giambattista Vico, Johann Martin Chladenius, Friedrich Schleiermacher, Wilhelm Dilthey, Martin Heidegger, Hans-Georg Gadamer ve Jürgen Habermas, Taşdelen’in incelemesine konu olan filozoflar.

Bu alandaki başkaca kitaplar düşünüldüğünde, Taşdelen’in çalışmasının daha anlaşılır olduğunu belirtmekte fayda var.

Taşdelen, kitabın sonunda da, Hermeneutik ve postmodernizm ilişkisini inceliyor.

  • Künye: Vefa Taşdelen – Hermeneutiğin Evrimi, Hece Yayınları, felsefe, 280 sayfa

Kolektif – Yaşamak Eşittir Yazmak (2008)

  • YAŞAMAK EŞİTTİR YAZMAK: GÜRSEL AYTAÇ KİTABI, yayına hazırlayan: Yıldız Ecevit, M. Osman Toklu ve Sevil Onaran, Hece Yayınları, inceleme, 344 sayfa

Alman edebiyatı profesörü Gürsel Aytaç, Türkiye yazınına çeviri, inceleme, eleştiri ve tanıtım yazıları gibi, birbirinden oldukça farklı alanlara katkıda bulunmuş, değerli bir araştırmacı. Önemli bir çabanın ürünü olan, ‘Yaşamak Eşittir Yazmak: Gürsel Aytaç Kitabı’, Aytaç için kaleme alınmış çok sayıda yazı ile kendisiyle yapılmış bir söyleşiden oluşuyor. İlk gençlik yıllarında başladığı yazılarını, sonraları da aksatmadan sürdüren Aytaç, Türkiye edebiyatına onlarca kaynak kitap sundu. Bu çalışma, Aytaç’ı, bir edebiyat bilimci, eleştirmen, çevirmen, edebiyat tarihçisi ve bir insan olarak ele alıp değerlendiriyor.

 

André Suaréz – Üç Ölümsüz: Tolstoy, Baudelaire, Cervantes (2007)

  • ÜÇ ÖLÜMSÜZ: TOLSTOY, BAUDELAIRE, CERVANTES, André Suaréz, çeviren: Tahir Yücel, Hece Yayınları, inceleme, 247 sayfa

uc-olumsuz

André Suaréz ‘Üç Ölümsüz: Tolstoy, Baudelaire, Cervantes’te, dünya edebiyatının bu üç önemli yazarının kişiliklerini, yaşadıkları çevreyi, düşüncelerini, kederlerini, inançlarını, yapmak istedikleriyle kaçındıklarını ayrıntılı bir bakışla irdeliyor. Akıcı ve duru bir dille kaleme alınan kitap, hem edebiyat tutkunlarına hem de yaşamları ve eserleriyle çoğu insan için ışık olmaya devam eden, Tolstoy, Baudelaire ve Cervantes’e ilgi duyan her kesimden okuyucuya önerilir.

Wayne C. Booth – İroninin Retoriği (2016)

  • İRONİNİN RETORİĞİ, Wayne C. Booth, çeviren: Suzan Sarı, Hece Yayınları

ironinin-retorigi

Romantik dönemden beri gündemimizde olan ironiyi teorik açıdan irdeleyen bir çalışma. Özgün ironi tarzlarıyla öne çıkan yazarları inceleyen Booth, retoriksel tasarılarla yapılan ironi türleri olan “kararlı” ve “kararsız” ironileri, ironide başarısız olunmasının sebeplerini ve ironinin neden dilde ve edebiyatta vazgeçilmez olduğunu tartışıyor.