Lev Nikolayeviç Tolstoy – İlkgençlik (2015)

Tolstoy’un yirmili yaşlarında yazdığı, otobiyografik yönleri ve karakter çizimleriyle dikkat çeken Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik üçlemesinin ikinci romanı.

Kendi hayatından yola çıkan büyük yazar, varlıklı bir ailenin oğlu olan Nikolenka’nın iç dünyasını, manevi gelişimini göz alıcı tasvirlerle ortaya koyuyor.

  • Künye: Lev Nikolayeviç Tolstoy – İlkgençlik, çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu, İş Kültür Yayınları

Safa Önal – Ne Kadar Gamlı Bu Akşam Vakti: “Safa Önal Kitabı” (2009)

Safa Önal, Türkiye sinemasının altın çağını yaşadığı dönemin simge isimlerinden.

Önal, hatırlanacağı gibi, dünyada en çok senaryosu filme çekilen senarist olarak Guiness Rekorlar Kitabı’na girmişti.

İşte Yasemin Arpa’nın, kendisiyle yaptığı uzun soluklu bir söyleşiden oluşan elimizdeki kitap, okuyucuyu, 400’ü aşkın senaryosuyla sinemaya damgasını vuran Önal’ın ilginç hayatına davet ediyor.

Kitap, Önal’ın kişisel dünyası kadar, Türkiye sinemasının önde gelen isimlerine dair anılar ve o dönem Türkiye sinemasına dair önemli detaylar sunmasıyla da ilgi çekiyor. Kitabın sonuna, Safa Önal’ın fotoğraflarından oluşan bir albüm de eklenmiş.

  • Künye: Safa Önal – Ne Kadar Gamlı Bu Akşam Vakti: “Safa Önal Kitabı”, söyleşi: Yasemin Arpa, İş Kültür Yayınları, söyleşi, 476 sayfa

Stefan Zweig – Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat (2015)

Arzularının peşinden giden bir kadının yirmi dört saatinde geçen bu roman, 1920’li yılların sonlarındaki Avrupa’nın üst tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışını kıyasıya eleştiriyor.

Psikolojik tahlillerin öne çıktığı roman, başkahramanı Mrs. C.’nin yıllar önce yaşadığı ve halen unutamadığı bir üzerinden ilerliyor.

  • Künye: Stefan Zweig – Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, çeviren: Mahmure Kahraman, İş Kültür Yayınları

 

Madeline C. Zilfi – Osmanlı İmparatorluğu’nda Kölelik ve Kadınlar (2018)

On yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda İstanbul, dört yüz bin civarında nüfusa sahip, imparatorluk sınırları dışından da erkekleri ve kadınları çeken, zamanın en büyük megakentlerindendi.

Bilhassa Osmanlı Ortadoğu’sundaki toplumsal cinsiyet tarihi hakkındaki çalışmalarıyla tanınan Madeline Zilfi’nin bu muazzam çalışması ise, özellikle II. Mahmud döneminin sonuna kadar, kadın köleliğinin Osmanlı’da ne denli merkezi bir yere sahip olduğunu ortaya koymasıyla önemli.

İstanbul’un 18. ve 19. yüzyıllarını incelemesinin merkezine koyan Zilfi, kadı sicillerinden yola çıkarak Osmanlı köleciliğinin özgün niteliklerini, Batı köleciliğiyle farklılık arz eden yönleriyle karşılaştırmalı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Zilfi’nin kitabı, her şeyden önce çok iyi bir yerel tarih çalışması ve ayrıca 1700-1840 arası İstanbul’unda köleciliğin sağlam bir portresini çizmesiyle önemli.

  • Künye: Madeline C. Zilfi – Osmanlı İmparatorluğu’nda Kölelik ve Kadınlar (1700-1840), çeviren: Ebru Kılıç, İş Kültür Yayınları, 408 sayfa, tarih, 2018

 

Peter Burness – Cesarettepe (2015)

Bu önemli kitap, Çanakkale Savaşları’nda, 7 Nisan 1915’te tarihinde, Türklerin yoğun tüfek ve makineli tüfek ateşine rağmen, tekrar tekrar hücum emri verilen Anzak askerlerinin trajik kıyımının izini sürüyor.

Cesarettepe’deki muharebenin canlı bir anlatımı eşliğinde, hücuma katılan alayın tertibi, talimi ve burada görev yapmış subayların özgeçmişleri bu çalışmada.

  • Künye: Peter Burness – Cesarettepe: Çanakkale’de Anzak Trajedisi, çeviren: Cem Demirkan, İş Kültür Yayınları

Laura Thomson – Sürrealistler (2015)

Sürrealizmin sanat alanındaki yaratımı hakkında nitelikli bir enstantane.

Aynı zamanda bir görsel şölen.

Kitapta, ünlü isimlerle daha az bilinen sanatçıların çalışmalarından oluşan yirmi başyapıt da yer alıyor.

Laura Thomson, bütün bunları da, her çalışmanın kaliteli bir röprodüksiyonu ve o eserin tarihsel dönem ve sürrealist akım içindeki yerini ortaya koyan aydınlatıcı bilgiler eşliğinde sunuyor.

  • Künye: Laura Thomson – Sürrealistler, çeviren: Ali Berktay, İş Kültür Yayınları

William Shakespeare – Kral Lear (2009)

William Shakespeare’in ‘Kral Lear’ı, ilk kez 1607 yılının 26 Aralık gecesinde, sarayın “Whitehall” denilen salonunda oynandı.

Shakespeare bu ölümsüz tragedyasında, insanoğlunun temel çıkmaz ve sorunlarını ortaya atıyor.

İnsanlığın yozlaşıp çökmesi ve hırs, oyunun başat teması olarak öne çıkıyor.

İngiltere’de, krallığın paylaştırılması ile başlayıp yeni bir yönetimin gelişiyle sona eren tragedya, açgözlülüğün dünyaya nasıl bir yıkım getirdiğini özgün karakterleri ve felsefi çerçevesiyle kurguluyor.

Shakespeare’in, bu muazzam eseri, doğal, siyasal ve toplumsal düzlemlerde insanın rolü hakkında evrensel bir alegori.

  • Künye: William Shakespeare – Kral Lear, çeviren: Özdemir Nutku, İş Kültür Yayınları, oyun, 190 sayfa

Jean-Jacques Rousseau – Emile (2009)

Jean-Jacques Rousseau ‘Emile’de, eğitim ve kültürel gelişim konularını anlatıyor.

Başkalarının koyduğu kurallara göre eğitilenlerin özgür olamayacağını ve köleleşeceğini savunan Rousseau, aklındaki eğitim anlayışının nasıl olacağını, hayali kahramanı Emile üzerinden anlatır.

On iki yaşına kadar eğitimine hiç kimsenin karışmadığı Emile, sadece doğayı gözlemleyerek büyür; ona din, ahlak, bilim ya da sanat konusunda bir şey öğretilmez.

Emile’e gençliğinin ilk dönemlerinde bilgiler aktarılmaya başlanır.

Fakat bu aktarımda ezbere değil, gözlem ve deneylere başvurulur.

Rousseau’nun çığır açan eseri, eğitim konusuna getirdiği özgün bakışla bir klasik.

  • Künye: Jean-Jacques Rousseau – Emile, çeviren: Yaşar Avunç, İş Kültür Yayınları, eğitim, 758 sayfa

Cengiz Kırlı – Sultan ve Kamuoyu (2009)

Cengiz Kırlı, önemli çalışması ‘Sultan ve Kamuoyu’nda, 1840 yılı başlarından 1844 yılı ortalarına kadar, yaklaşık beş yıllık süre içinde, İstanbul’da sıradan insanların günlük konuşmalarını içeren “Havadis Jurnalleri”ni inceliyor.

Halkın gündelik sohbetlerine kulak kabartan hafiyelerin dinlediklerinden oluşan bu jurnaller, o dönemin sıradan insanlarının kanaatlerini, düşüncelerini ve duygularını yansıtmalarının yanı sıra, 19. yüzyıl ortalarında Osmanlı siyasî rejiminin, kamuoyuyla nasıl bir ilişki içinde olduğunu da gösteriyor.

Yaklaşık beş yıllık dönemi kapsayan “Havadis Jurnalleri”nin çevrimyazılarının da yer aldığı kitabın, tarihçiler ve tarih meraklıları için iyi bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz.

  • Künye: Cengiz Kırlı – Sultan ve Kamuoyu, İş Kültür Yayınları, tarih, 507 sayfa

Gülnar Önay – Bahçe, Balkon ve Ev Bitkileri (2009)

‘Bahçe, Balkon ve Ev Bitkileri’, uzun yıllar çalıştıktan sonra Bodrum’un bir köyüne yerleşerek burada kendi bahçe ve serasını kuran Gülnar Önay’la, gazeteci Haluk Şahin’in yaptığı söyleşilerden oluşuyor.

Kitapta, bahçenin nasıl planlanıp düzenleneceği; hangi bitki, hangi toprak ve hangi gübrenin kullanılacağı; budamanın ne zaman ve nasıl yapılacağı; orkide ve gül bakımının nasıl yapılacağı; hastalık ve zararlılarla nasıl mücadele edileceği gibi bahçe bakımı konusunda birçok pratik bilgi yer alıyor.

Kitabın, kendi bahçelerini eksiksiz bir biçimde oluşturmak isteyenler için rehber nitelikte olduğunu belirtelim.

  • Künye: Gülnar Önay – Bahçe, Balkon ve Ev Bitkileri, söyleşi: Haluk Şahin, İş Kültür Yayınları, hobi, 99 sayfa