Paul de Man – Okuma Alegorileri (2023)

Paul de Man’ın bu önemli teorik çalışması, Rousseau, Nietzsche, Rilke ve Proust’un örnek metinlerine dayanan bir okuma ve yorumlama tarzı ortaya koyuyor.

Kitap boyunca, çağdaş eleştirideki meseleler polemik yerine analitik olarak ele alınıyor.

Edebi metinlerin neden güçlü anlam kaynakları olmasına rağmen epistemolojik olarak tam aksine bir o kadar güvenilmez olduğu retorik bir analizle sorgulanıyor.

De Man bu gerilimin altında metin, tarihsel eleştiri ve dil felsefesini tartışıyor.

  • Künye: Paul de Man – Okuma Alegorileri: Rousseau, Nietzsche, Rilke ve Proust’ta Figürel Dil, çeviren: Mustafa Zeki Çıraklı, Alfa Yayınları, inceleme, 456 sayfa, 2023

Jean-Jacques Rousseau – Dillerin Kökeni Üzerine Deneme (2022)

Sesler nasıl dile dönüşür?

‘Dillerin Kökeni Üzerine Deneme’, Aydınlanma düşüncesinin en önemli figürlerinden Rousseau’nun dilin doğuşu ve gelişimini ele aldığı, dil ve iletişim kavramları üzerine temel ve ölümsüz bir inceleme.

  • Neden konuşmaya ihtiyaç duyarız?
  • İnsan nasıl toplumlaşmıştır ve dil bu değişimin neresinde durur?
  • Noktalama işaretlerine neden ihtiyaç duyuldu?
  • Anlaşmak için konuşmak gereklilik midir, yoksa insan yalnızca beden diliyle de anlaşılabilir mi?
  • Peki konuşma nasıl şarkıya dönüşmüştür?

Tüm bu sorulara yanıtlar aradığı denemesinde Rousseau, yalnızca dille sınırlı kalmaz, birer dil olarak müzik ve resmi de tıpkı cümleyi öğelerine ayırırcasına bileşenlerine ayırır, tüm bu kavramları medeniyet ve toplumlaşma bağlamında da değerlendirir.

Kitaptan bir alıntı:

“Söz, insanı hayvanlardan ayırır: Dil, ulusları kendi içlerinde ayırır; bir insanın nereli olduğunu ancak o konuştuktan sonra anlarız. Kullanım ve ihtiyaç, herkese ülkesinin dilini öğretir; ama bu dili başka bir ülkenin değil de, kendi ülkesinin dili yapan nedir?”

  • Künye: Jean-Jacques Rousseau – Dillerin Kökeni Üzerine Deneme: Melodi ve Müziksel Taklitle İlişki İçinde, çeviren: İnci Malak Uysal, Can Yayınları, deneme, 80 sayfa, 2022

Jean-Jacques Rousseau – Dağdan Yazılmış Mektuplar (2020)

Jean-Jacques Rousseau’nun polemik türünün dikkate değer örnekleri arasında yer alan ‘Dağdan Yazılmış Mektuplar’ı, düşünürün siyaset, tarih, hukuk, düşünce ve ifade özgürlüğü, sivil din, dinin sivil toplumdaki yeri ve önemi ve dinde reform üzerine yaptığı çarpıcı değerlendirmelerle dikkat çekiyor.

Fransa’da Rousseau’nun eserleri infial yaratır ve yöneticiler de Rousseau’nun eserlerinin yakılması ve yasaklanması emrini verirler.

Rousseau da, tüm bu olup bitenlere cevaben bu kitabı kaleme alır.

Kitap aynı zamanda, düşünürün sivil din ve din felsefesi hakkındaki görüşleri bakımından da önemli bir kaynaktır.

Rousseau’nun ‘Emile’ ve ‘Toplum Sözleşmesi’ eserlerinin tamamlayıcısı olarak okunabilecek bu mektupların, Mustafa Kemal Atatürk’ün Yahya Kemal’e Paris’ten özel olarak getirttiği eserler arasında yer aldığını da ayrıca belirtelim.

  • Künye: Jean-Jacques Rousseau – Dağdan Yazılmış Mektuplar, çeviren: Adnan Akan, Fol Kitap, mektup, 260 sayfa, 2020

Fatma Tütüncü ve Koray Tütüncü – Trajik Hissiyat Ütopik Siyaset (2019)

Fikirleri Fransız devrimini de derinden etkilemiş Jean-Jacques Rousseau’nun edebi, felsefi, siyasi, toplumsal yazıları öylesine güçlüdür ki, günümüzde de etkilerini sürdürüyor.

Fatma Tütüncü ve Koray Tütüncü de, ahlaki çıkmazlar yaşadığımız, siyasetin ve yanı sıra toplumun muazzam bir çürümeye savrulduğu, ahlakın yozlaştığı hakikat sonrası çağımızda, Rousseau’ya dönmemizin önemi üzerine düşünüyor.

Rousseau’yu hem kendi dönemindeki düşünce yapısı hem de modern incelemelerin ışığında okuyan yazarlar, düşünürün bugün bize toplum ve siyaset üzerine düşünmek ve bu konularda çözüm üretmek açısından neler söyleyebileceğini tartışıyor.

Rousseau, insanların özü itibariyle kötü olduğu fikrini reddetmişti.

Daha da önemlisi, insanların kötülük yapsalar dahi, aslında “erdemli” davranışlara kâdir olduğunu düşünüyordu.

Bu kitabın yazarları da indirgemeci yorumların karşısına Rousseau’nun bu fikriyle özetleyebileceğimiz yaklaşımını çıkarıyor.

Yazarlar bunu yaparken de, “Kötülük de yapabilen insanlar, hangi koşullarda ‘iyi’, ‘erdemli’ olur ve tahakküm ilişkisi kurmadan birlikte yaşarlar?’ gibi hayati bir soruya yanıt arıyor.

Buradan yola çıkarak Rousseau’nun eşitliğe dayalı ve ortak çıkarı gözeten toplum fikrini kapsamlı bir şekilde irdeleyen yazarlar, birey ile toplum, kendini bilmemek ile bilmek, akıl ile duygu arasındaki karşıtlıklar konularında zihin açıcı bir okuma sunuyorlar.

‘Trajik Hissiyat Ütopik Siyaset’, sadece felsefeye değil, siyaset kuramına da ilgi duyanların ilgiyle okuyacakları bir çalışma.

  • Künye: Fatma Tütüncü ve Koray Tütüncü – Trajik Hissiyat Ütopik Siyaset: Jean-Jacques Rousseau’nun Edebi ve Siyasi Tahayyülü, Metis Yayınları, inceleme, 296 sayfa, 2019

William Outhwaite – Sosyal Teori (2019)

Sosyal teori neden vazgeçilmezdir?

Çünkü tam da siyasi ve ekonomik sorunlarla, kültürle, toplumsal cinsiyetle ya da etnik ilişkilerle ilgilenenler için biçilmiş kaftandır.

Zira bu alanların ve sorunların “hepsini birden” kapsar.

Örneğin küreselleşmeye bakalım.

Küreselleşmeye yönelik ilk açıklamalar, ekonomik boyutların ve ulus devletlere ilişkin siyasi meselelerin üzerinde durmuştu.

Oysa sosyologlar, kültürün küreselleşmesinin aynı derecede önemli ve hayati bir biçimde diğer boyutlarla ilişkili olduğuna hiç zaman kaybetmeden dikkati çektiler.

Aynısı kapitalizm, modernleşme, ulus devlet, toplum, siyaset ve akla gelebilecek daha birçok konu için de geçerli.

Sosyal teorisyenler büyük sorular sorup nesiller boyunca farklı biçimlerde tekrar tekrar bunlara geri dönerler.

William Outwhite’ın bu kısa ama yetkin çalışması da, sosyal teorinin niçin dünyayı anlamanın vazgeçilmez bir parçası olduğunu çarpıcı bir biçimde açıklıyor.

Bunu yaparken Rousseau, Marx, Simmel, Freud ve Butler gibi pek çok düşünürün fikirlerini masaya yatıran Outwhite, aynı zamanda sosyoloji, psikoloji, siyasetbilim, psikanaliz, felsefe gibi farklı disiplinlerin ortaya koyduğu birikimlerden mümkün mertebe yararlanıyor.

Sosyal teorinin kökenlerinden sosyal teorinin ilgilendiği kapitalizm, toplum, kapitalizmin kökenleri ve siyaset gibi pek çok konuyu açıklayan yazar, kitabının sonunda, çokça faydalı ek okuma önerileri de sunuyor.

  • Künye: William Outhwaite – Sosyal Teori, çeviren: Ümit Hüsrev Yolsal, Sel Yayıncılık, sosyoloji, 124 sayfa, 2019

Caner Sancaktar – Özyönetim Düşüncesi (2015)

Liberal temsili demokrasiye, özel mülkiyete, kapitalist ekonomiye ve devletçiliğe karşı gelişen 250 yıllık bir birikime dayanan özyönetim düşüncesi, mevcut hayattan memnun olmamak, bunu değiştirmek anlamına gelir.

Caner Sancaktar bu birikimi, Rousseau’ya, “sosyalist özyönetim” sistemiyle yönetilmiş Yugoslavya’ya ve Marx’a uzanarak tartışıyor.

  • Künye: Caner Sancaktar – Özyönetim Düşüncesi, Ayrıntı Yayınları

Jean-Jacques Rousseau – Emile (2009)

Jean-Jacques Rousseau ‘Emile’de, eğitim ve kültürel gelişim konularını anlatıyor.

Başkalarının koyduğu kurallara göre eğitilenlerin özgür olamayacağını ve köleleşeceğini savunan Rousseau, aklındaki eğitim anlayışının nasıl olacağını, hayali kahramanı Emile üzerinden anlatır.

On iki yaşına kadar eğitimine hiç kimsenin karışmadığı Emile, sadece doğayı gözlemleyerek büyür; ona din, ahlak, bilim ya da sanat konusunda bir şey öğretilmez.

Emile’e gençliğinin ilk dönemlerinde bilgiler aktarılmaya başlanır.

Fakat bu aktarımda ezbere değil, gözlem ve deneylere başvurulur.

Rousseau’nun çığır açan eseri, eğitim konusuna getirdiği özgün bakışla bir klasik.

  • Künye: Jean-Jacques Rousseau – Emile, çeviren: Yaşar Avunç, İş Kültür Yayınları, eğitim, 758 sayfa

Roberto Esposito – Communitas (2018)

Topluluğun üyelerini ortak kılan “şey” nedir ve bu şey sahiden de olumlu “bir şey” midir?

Özellikle biyopolitika teorisine katkılarıyla bildiğimiz Roberto Esposito, topluluk fikrinin siyasi ve felsefi bir bağlamda irdeliyor.

“Topluluk, politik-felsefi sözcük dağarcığına, onu bütünüyle tahrif etmeden (daha doğrusu çarpıtmadan) tercüme edilemez; son yüzyılda bunu oldukça trajik bir şekilde gördük. Bu durum siyaset felsefesinin, topluluk sorununda tam da kendi nesnesini görme eğiliminde olan belirli bir türüyle çelişiyormuş gibi görünüyor.” diyen Esposito, kavramın etimolojik kökenlerine dair kapsamlı bir analiz eşliğinde “communitas” kavramının siyaset felsefesindeki yerini de çok yönlü bir perspektifle ele alıyor.

Esposito bunu yaparken Hobbes, Rousseau, Kant, Heidegger ve Bataille’ın toplum ve topluluk üzerine fikirlerini de tartışıyor ve böylece alan için önemli bir çalışmaya imza atıyor.

  • Künye: Roberto Esposito – Communitas: Topluluğun Kökeni ve Kaderi, çeviren: Onur Kartal, İletişim Yayınları, siyaset, 248 sayfa, 2018

Metin Sarfati – Uygarlığın Bunalımı (2014)

İnsan psikolojisi ve iktisat bilimi arasında nasıl bir ilişki var?

Metin Sarfati, aslında hep önemli olagelmiş bu ilişkiyi sorgularken psikanaliz aracılığıyla bir iktisat okuması yapıyor ve Freud, Rousseau, Smith ve Keynes gibi pek çok ismin görüşlerini ayrıntılı bir bakışla tartışıyor.

Yazar, bugünün iktisat dünyasındaki insanın trajik ruh halini incelerken, iyimserliği de elden bırakmıyor.

  • Künye: Metin Sarfati – Uygarlığın Bunalımı, Arvana Yayınları

Jean-Jacques Rousseau – Siyasal Fragmanlar / Ekonomi Politik Üzerine Söylev (2008)

Jean-Jacques Rousseau’nun ‘Siyasal Fragmanlar’ ve ‘Ekonomi Politik Üzerine Söylev’ isimli iki eserini bir araya getiren bu çalışma, düşünürün bütün yapıtlarının üçüncü cildini oluşturuyor.

Rousseau ilk kitabında, kuramının temelini oluşturan toplumsal anlaşma, yasalar, halkın mutluluğu, lüks, vatan, ahlak, Sparta ve Roma Cumhuriyeti gibi kavramları ele alıyor.

Bu kitap, Rousseau’nun siyasal düşüncesindeki temel kavramları derli toplu açıklamasıyla dikkat çekiyor.

‘Ekonomi Politik Üzerine’ isimli ikinci kitapta, devletin bireylerini koruma zorunluluğu, yurttaşlar oluşturmaya yönelik genel eğilim ve en önemli yasa olarak tabir ettiği “yasalara itaat edilmesi” gibi konular öne çıkıyor.

Bu konuların ortak noktası, Rousseau’nun bunları ele alırken, “hükümetin amacını yüceltmek ve öneminin altını çizmek” amacıyla hareket etmiş olması.

  • Künye: Jean-Jacques Rousseau – Siyasal Fragmanlar / Ekonomi Politik Üzerine Söylev, çeviren: İsmail Yerguz, Say Yayınları, siyaset, 168 sayfa