Fernando Pessoa – Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor (2012)

  • PESSOA PESSOA’YI ANLATIYOR, Fernando Pessoa, çeviren: Işık Ergüden, Kırmızı Kedi Yayınevi, otobiyografi, 279 sayfa

 

‘Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor’, sayısız denebilecek isim ve kişilik altında eserler yaratmış Portekiz’li yazar Fernando Pessoa’nın günlüklerinden, notlarından, hayali ve gerçek mektuplarından hareketle, yazarın kapsamlı bir otobiyografisini örüyor. Söz konusu yazılı materyallerin derlenip toplanmasıyla bir araya gelen elimizdeki seçki, yazara dair bir biyografi çalışması olduğu kadar, Pessoa’nın kişiliği, yaşamı, iç dünyası konusunda oldukça aydınlatıcı bir eser. Metinler, Pessoa’nın krizlerle örülü ergenliğine, özgün kişiliğinin oluşumunu sağlayan etkenlere ve olgunluk döneminin pek çok bilinmeyenine ışık tutar nitelikte.

Gonçalo M. Tavares – Kudüs (2012)

  • KUDÜS, Gonçalo M. Tavares, çeviren: Pınar Savaş, Kırmızı Kedi Yayınevi, 191 sayfa

 

Portekizli edebiyatçı Gonçalo M. Tavares’in genç yaşlarında yazdığı ve büyük beğeni toplayan ‘Kudüs’, okurlarını, delilik ve aklın sınırlarında dolaşan karakterlerinin dünyasına davet ediyor. Yazar, bu hikâye üzerinden, günümüz dünyasındaki yabancılaşmaya, insanın acılarına eğiliyor. Gecenin geç bir saatinde, farklı karakterlerinin ruh dünyalarına inerek açılan romanda, kesişen yazgılarıyla üç güçlü karakter; yani, intihar etmeyi hayal eden Ernst Spengler, varoluşunu ve geleceğinin belirsizliğini sorgulayan Mylia ve insanoğlunun yarattığı vahşetin izini süren ününü kaybetmiş doktor Theodor Busbeck, karşımıza çıkıyor.

Monika Peetz – Salı Kadınları (2012)

  • SALI KADINLARI, Monika Peetz, çeviren: Regaip Minareci, Kırmızı Kedi Yayınevi, roman, 253 sayfa

 

Almanya’da uzun süre çok satar kitaplar listesinde yer almış ‘Salı Kadınları’, beş kadının giriştikleri, macera ve sürprizlerle dolu bir yolculuğu anlatıyor. Birbiriyle zıt yaradılışlarda olan Judith, Eva, Caroline, Kiki ve Estelle, on beş yıl önce tanışmıştır. Her ayın ilk Salı günü bir araya gelmek, bu kadınlar için gelenek haline gelmiştir. Bu esnada, Judith’in kocası hayatını kaybetmiş ve kadınlar, ölen kocanın yarım bıraktığı bir işi tamamlamaya, güney batı Fransa’da bir hac yolculuğuna çıkmaya karar vermiştir. Fakat bu zorlu yolculukta öğrenilen bir sır, beş kadının da hayatında geriye dönülemez izler bırakacaktır.

Jonathan Schnneer – Balfour Deklarasyonu (2012)

  • BALFOUR DEKLARASYONU, Jonathan Schnneer, çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu, Kırmızı Kedi Yayınevi, tarih, 439 sayfa

 

Jonathan Schnneer elimizdeki çalışmasında, Arap-İsrail çatışmasını daha karmaşık hale getirdiği gibi, genel olarak Ortadoğu’da bitmek bilmeyen bir sorunlar yumağını da beraberinde getirmiş Balfour Deklarasyonu sürecini anlatıyor. Bilindiği gibi deklarasyon, Lloyd George’un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı Arthur James Balfour’un girişimiyle başlatılmıştı. 1917 yılındaki söz konusu deklarasyon, Filistin’de İsrail’in kurulmasıyla sonuçlanmıştı. Schnneer, deklarasyonun temelinde entrika ve ikiyüzlülük olduğu için, deklarasyona giden yolun salt muzaffer bir süreç olarak değerlendirilemeyeceğini söylüyor.

Mark Benecke – Cinayet Yöntemleri (2012)

  • CİNAYET YÖNTEMLERİ, Mark Benecke, çeviren: Esen Tezel, Kırmızı Kedi Yayınevi, adli tıp, 303 sayfa

 

Alman adli biyolog ve adli etnomolog Mark Benecke ‘Cinayet Yöntemleri’nde, cinayetlerin üzerindeki sır perdelerini kaldırmak konusundaki kişisel deneyimlerini okurlarıyla paylaşıyor. İnsanlar olduğu sürece yeni ve beklenmedik suçların da olacağını söyleyen Benecke, cinayetlerin çözümünde bulunan yeni teknikleri; ormanda bulunan kemiklerden ulaşılan izleri; ceset arama köpeklerinin kullanımını; kriminal alet edevat kutusunda bulundurulması gerekenleri; yüz kimliklendirme çalışmalarını; cinayetlerin çözümünde tesadüflerin, sayıların, bitkilerin, böceklerin payını ve bir görgü tanığından yararlanmanın ipuçlarını anlatıyor.

Şükrü Erbaş – Bağbozumu Şarkıları (2012)

  • BAĞBOZUMU ŞARKILARI, Şükrü Erbaş, Kırmızı Kedi Yayınevi, şiir, 67 sayfa

 

Şükrü Erbaş’ın bir önceki şiir kitabı ‘Unutma Defteri’ 2007’de yayımlanmıştı. Şair, uzun bir aradan sonra ‘Bağbozumu Şarkılarında’yla karşımıza çıkıyor. Kitaptaki ‘Baş Dönmesi’ şiirinden bir alıntı: “Ölümle konuşmaya başlamıştım / Ağaçlar avuçlarımda dünya masalıydı / Çiçekler nasıl da sonsuzdular / Zaman bedenimde tozlanıyordu / Ara sokaklarda bulanık perdeler / Bir eski bahçede sedef düğmeler / Uykulardan kopuyordu yıllardır / Yağmur değil ben çekiliyordum / Yeraltı sularının rahmine / Ey kalabalığın kara yalnızlığı / Yıldızlar taşlarda söyleşiyordu / Sokak köpeklerinden öğreniyordum / Sevgisizliğin açık yarasını (…)”

İnci Aral – Yazma Büyüsü (2011)

  • YAZMA BÜYÜSÜ, İnci Aral, Kırmızı Kedi Yayınları, deneme, 167 sayfa

 

Roman ve öykü kitapları yayımlanmış İnci Aral, ‘Anlar, İzler, Tutkular’ başlıklı bir deneme kitabına da imza atmıştı. Aral, elimizdeki deneme kitabında da, hayatı ve insanı anlamlandırma yolu olarak yazmak konusunu, kendi yazma sürecinden yola çıkarak ele alıyor. Kitapta yazma endişesi, sözcüklerin büyüsü, yazarın yalnızlığı, yanılsama ve fantazya arasındaki ince çizgi, yazar olabilmenin kıstasları ve yazmak ile zaman arasındaki ilişki gibi keyifli konular yer alıyor. Aral ayrıca, yazarlığın öğrenilip öğrenilmeyeceği, roman sanatı, okumak ve yazmak arasındaki ilişki ve bir roman karakterinin yaratılması gibi konuları da tartışıyor.

Gonca Özmen – Kuytumda (2011)

  • KUYTUMDA, Gonca Özmen, Kırmızı Kedi Yayınları, şiir, 62 sayfa

 

Gonca Özmen, henüz on sekiz yaşındayken yayımladığı ‘Kuytumda’ ile, kendine has bir şiir evreni kurmuştu. İlk baskısı 2000’de yapılan bu kitap, aynı yıl Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü de kazanmıştı. Özmen’in, kitaba adını veren şiirinden bir alıntı: “Yüzüne baktığım orman yitirdi yankısını / Albümün tozunda darmadağın anılar / Aynalar mı yalnış, kendime benzerliğim mi? / Neye dokunsam çürüyorum kuytumda / Benimki bir iç kanama, bir bozkır sıkıntısı // Sözcükler dalgın ve upuzun üzüntü / Çiçeğin ruhu üşüyor gürültünden / Gölgen de kalmadı bak, o itiraz / Bekleyiş eritiyor buzdan sarayı / Nedense dili yok gecenin ağzında (…)”

Marcus du Sautoy – 1 Asal Sayı 1 Kareköke Dedi ki (2011)

  • 1 ASAL SAYI 1 KAREKÖKE DEDİ Kİ, Marcus du Sautoy, çeviren: Utku Umut Bulsun, Kırmızı Kedi Yayınevi, hobi, 288 sayfa

Matematik, bazılarımız için korku kaynağı. Oysa Marcus du Sautoy’un elimizdeki kitapta gösterdiği gibi, dikkatli bir gözle bakıldığında matematik hayatın her alanında önemli yer kaplıyor. Kitabın her bölümünde matematik oyunları ve bulmacaları karşımıza çıkıyor; ayrıca her bölümün sonunda, tüm zamanların çözülememiş bazı büyük problemlerine yer veriliyor. Bu çözülemeyen bulmacaları çekici kılan bir husus da Amerikalı iş adamı Landon Clay’in, bu beş problemden herbiri için, çözümünü bulana bir milyon dolar ödül vermesi. Kitap, hem matematiğin keyifli yönlerine tanık olmak hem de bu problemlerle kendini sınamak isteyenler için iyi fırsat.