Şükûfe Nihal – Bütün Eserleri 1 (2008)

Şükûfe Nihal, zamanının önde gelen kadın yazarlarından olduğu kadar, bir kadın hakları savaşçısı olarak da bilinir.

Yazarın bütün eserlerinin bu ilk cildinde şiirleri yer alıyor.

Bu kapsamlı cilt, 1876-1973 arasında yaşayan Şükûfe Nihal’in ‘Yıldızlar ve Gölgeler’, ‘Hazan Rüzgârları’, ‘Gayya’, ‘Su’, ‘Şile Yolları’, ‘Sabah Kuşları’ ve ‘Yerden Göğe’ kitapları dışında, dergilerde yayımlanan şiirlerini de barındırmasıyla, önemli bir boşluğu dolduruyor.

En çok Beş Hececiler çevresindeyken yazdığı ve memleket duyarlığı taşıyan şiirleriyle bilinen Şükûfe Nihal, bireysel konular kadar, yaşadığı dönemden kaynaklı milli ve sosyal konuları da işliyor.

  • Künye: Şükûfe Nihal – Bütün Eserleri 1, yayıma hazırlayan: Yaprak Zihnioğlu, Kitap Yayınevi, şiir, 503 sayfa

Nükhet Varlık – Akdeniz Dünyasında ve Osmanlılarda Veba 1347-1600 (2017)

Kara Ölüm tabir edilen vebanın Osmanlı’daki izlerini araştıran incelemelerin yeterli oranda olduğu söylenemez.

Fuat Köprülü ve Albert Hourani Kitap Ödülleri ile Dionisius A. Agius Ödülü’nü kazanmış Nükhet Varlık’ın elimizdeki harika çalışması ise, Osmanlı’da vebayı araştıran ilk sistematik bilimsel inceleme.

Vebanın ortaçağ sonlarından erken döneme kadar, yani 1347-1600 yılları arasında Osmanlı’yı farklı yönleriyle nasıl etkilediğini gözler önüne seren Varlık, bunu yaparken de tıp kitapları, menakıbnâmeler, anılar ve yakın zamanda yapılmış bilimsel çalışmalarla metnini zenginleştiriyor.

Yazar, Osmanlı’nın büyümesi ve yayılmasının farklı coğrafyaları ve insanları etkileşime soktuğunu ve bu durumun da veba salgınlarının yayılmasında dönüştürücü rol aldığını ortaya koyuyor.

  • Künye: Nükhet Varlık – Akdeniz Dünyasında ve Osmanlılarda Veba 1347-1600, çeviren: Hazal Yalın, Kitap Yayınevi, 400 sayfa, 2017

Kolektif – Mitos Diyarında Çağdaş Bir Kültür Odağı (2008)

‘Mitos Diyarında Çağdaş Bir Kültür Odağı’, 2008’de kuruluşunun üzerinden 10 yıl geçmiş Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’nin (AIMA) serüvenini anlatıyor.

AIMA’da, Lukas David, Çiğdem İyicil, Bohuslav Matousek, Ulrich Eichenauer yönetiminde keman ve viyola; Leontina Vaduva yönetiminde şan; İdil Biret yönetiminde piyano ve Maria Kliegel yönetiminde viyolonsel eğitimleri bulunuyor.

Kurumun on yıllık çalışmalarına baktığımızda, şu an orkestralarda ve yurt dışında faaliyet gösteren birçok müzisyenin yolunun buradan geçtiğini görüyoruz.

Öte yandan bu kuruma dair bilinenlerin çok az olduğu da aşikâr.

İşte bu derleme kitapta, sadece Ayvalık için değil tüm Türkiye için önemli bir değeri olan bu kurumun tarihi anlatılıyor.

  • Künye: Kolektif – Mitos Diyarında Çağdaş Bir Kültür Odağı, Kitap Yayınevi, müzik, 164 sayfa

Ahmet Dönmez – Osmanlı Modernleşmesinde İngiliz Etkisi (2014)

Osmanlı’nın modernleşme sürecinde önemli rol almış İngiliz devlet adamı ve diplomatlarının 1833 yılından 1841’e kadar geçen süre zarfındaki çalışmaları.

Hem tarihsel süreçte Osmanlı-İngiliz ilişkilerinin seyrini anlamak hem de Osmanlı iktidar erkinin modernleşme konusundaki ikilemlerini kavramak açısından önemli bir kaynak.

  • Künye: Ahmet Dönmez – Osmanlı Modernleşmesinde İngiliz Etkisi, Kitap Yayınevi

N. Defne Karaosmanoğlu – Yemekle Devriâlem (2017)

Yemek kültürü ile milletler, dinler, sınırlar ve kimlikler arasında nasıl bir ilişki vardır?

Yemek, kültür ve iletişim alanında çalışmaları bulunan Defne Karaosmanoğlu, tam da bu sorunun yanıtını aramak üzere yola çıkan ‘Yemekle Devriâlem’de, disiplinlerarası bir perspektifle farklı mutfak kültürlerinin ve bunların zengin yansımalarının izini sürüyor.

Uzun yıllara yayılan bilgi, deneyim ve anlayışlarla biçim alan dünya çapından yemek kültürlerine yakından bakan kitap, yemek kültürü ile

  • Küresellik/yerellik,
  • Devlet politikaları ve ulusal temsiller,
  • Kimlik ve aktivizm,
  • Batılılaşma ve Osmanlılık,
  • Ve Teknoloji arasındaki ilişkileri tartışıyor.

Yediği yemeğe, içtiği suya farklı pencerelerden bakmak isteyenlere önerilir.

  • Künye: N. Defne Karaosmanoğlu – Yemekle Devriâlem, Kitap Yayınevi, sosyoloji, 190 sayfa

Heinrich Barth – Heinrich Barth Seyahatnamesi: Trabzon’dan Üsküdar’a Yolculuk, 1858 (2017)

İstanbul’dan Trabzon’a gemiyle, oradan atla Üsküdar’a dönen Heinrich Barth ile Alman şarkiyatçı Andreas David Mordtmann’ın dönemin Türkiye’sine dair gözlem ve deneyimleri…

İki yazar, yol boyunca köy evlerinde konaklamış, dönemin Müslüman ve Hıristiyan kesimleriyle diyalog geliştirmiş, bunun yanı sıra yolculuklarında gördükleri antikçağa ait eserlerin çizimlerini yapmış.

Seyahatname bu yönüyle Türkiye’nin 19. yüzyılına dair önemli veriler barındırmasıyla kayda değer bir tarihi belge niteliği taşımakta.

Yazarların rotası Trabzon, Şebinkarahisar, Tokat, Turhal, Amasya, Alacahöyük, Boğazköy, Yazılıkaya, Yozgat, Kayseri, Ürgüp, Göreme, Uçhisar, Nevşehir, Gülşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Sivrihisar, Seyitgazi, Yazılıkaya, Eskişehir ve Bilecik’e uzanıyor ve oradan Üsküdar’a ulaşıp sonlanıyor.

Kitap,

  • Anadolu köy ve şehirlerini,
  • Buraların belli başlı geçim kaynaklarını,
  • Halkın gündelik hayatını,
  • Gelenek ve göreneklerini,
  • Müslümanlarla Hıristiyanların ilişkilerini,
  • Ve bunun gibi, daha pek çok önemli ve ilgi çekici ayrıntıyı kayda alıyor.

Künye: Heinrich Barth – Heinrich Barth Seyahatnamesi: Trabzon’dan Üsküdar’a Yolculuk, 1858, çeviren: Türkis Noyan, Kitap Yayınevi, seyahatname, 262 sayfa

Charles King – Karadeniz (2008)

Birçok tarihi kaynaktan yararlanarak ‘Karadeniz’i kaleme alan Charles King, bölgeyi tüm yönleriyle anlatıyor.

İlk olarak Karadeniz’in arkeolojisine odaklanan King, daha sonra bölgeye dökülen ırmakların denizi nasıl oluşturduğunu, coğrafyasını ve eko sistemlerini anlatıyor.

Kitabına Karadeniz’deki eski Yunan kolonilerinin tarihi ve Roma İmparatorluğu’na baş kaldıran bölgedeki kabilelerle devam eden King; Karadeniz’deki İtalyan ticaret kolonilerini, bir Karadeniz limanı olan Yafa’da vebanın başlamasını, Pontus İmparatorluğu’nun Türk beylikleriyle ilişkilerini, Karadeniz’in fethedilerek Osmanlı’ya bağlanmasını ve Osmanlılar ile Rusların Karadeniz rekabeti gibi konuları anlatıyor.

  • Künye: Charles King – Karadeniz, çeviren: Zülal Kılıç, Kitap Yayınevi, tarih, 343 sayfa

Mehmet Demirtaş – Osmanlı’da Fırıncılık (2008)

Mehmet Demirtaş ‘Osmanlı’da Fırıncılık’ta, imparatorluğun 17. yüzyılında beslenmenin en önemli aracı durumundaki ekmek ve unlu mamul imalatını yapan fırınlarını anlatıyor.

Demirtaş’ın çalışmasında,

  • Padişaha ve saray görevlilerine ekmek imal eden saray fırınları,
  • Asker ocaklarına ekmek çıkaran ordu fırınları,
  • Öğrenciler ve yolcular gibi ihtiyaç sahipleri için çalışan imaret fırınları,
  • Yabancı devlet çalışanları için ekmek üreten konsolosluk fırınları,
  • Ve söz konusu dönemde de büyük bir çoğunluk oluşturan halk fırınları gibi konular anlatılıyor.

İstanbul iaşesi, fırıncılar, fırıncı esnafı, değirmenler ve o dönem üretilen ekmek çeşitleri de, kitapta işlenen konulardan birkaçı.

  • Künye. Mehmet Demirtaş – Osmanlı’da Fırıncılık, Kitap Yayınevi, tarih, 229 sayfa

William John Childs – Yürüyerek Anadolu: Samsun-Halep, 1911-1912 (2017)

William John Childs, ilginç bir sima.

Kendisi, Britanya Amirallik Dairesi’nde istihbarat subayıydı.

Childs’ın asıl ilginç yanı ise, kendisinden önceki seyyahların aksine, Anadolu yolculuğunu yürüyerek gerçekleştirmesi.

Yazarın ‘Yürüyerek Anadolu’ isimli bu kitabı, onun 1911-1912 yılları arasında beş aylık bir dönemde yaklaşık 2 bin kilometreyi bulan Anadolu yolculuğuna dair izlenimlerinden oluşuyor.

Trablusgarp Savaşı’nın yaşandığı bu dönemde Childs, önce bir gemiyle Samsun’a gider ve oradan da yanında eşyalarını taşıyan bir yük beygiri ve onun sürücüsüyle birlikte Anadolu’nun içlerine, oradan Halep’e ve Kırıkhan’a doğru yol almaya başlar.

Childs’ın asıl amacı elbette Britanya adına istihbarat toplamaktı.

Fakat kitap hem renkli anlatımı hem de dönemin iyi bir tanıklığına sunmasıyla, her şeyden önce değerli bir tarihi belge.

Yazar anlatısında, dönemin Osmanlı kent ve kasabalarına, toplumsal hayatına dair gözlemlerini paylaştığı gibi, Türklerin Çerkez, Laz, Ermeni ve Rum halklarıyla ilişkilerinin nitelikli bir fotoğrafını da çekiyor.

Kitabı önemli kılan bir diğer husus da, o dönemde etkileri yoğun olarak hissedilen Müslüman-Hıristiyan ve özellikle de Müslüman-Ermeni ilişkilerindeki gerilimleri saptaması.

Kitapta, Childs’ın kendi çektiği 62 fotoğrafın yer aldığını da belirtelim.

  • Künye: William John Childs – Yürüyerek Anadolu: Samsun-Halep, 1911-1912, çeviren: Füsun Tayanç ve Tunç Tayanç, Kitap Yayınevi, tarih, 438 sayfa

Oleksandra Şutko – Hürrem Sultan (2017)

Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinin en gizemli figürlerinden.

Hürrem Sultan o denli etkiliydi ki, sarayın en güçlülerinden biri olduğu gibi, aynı zamanda Kanuni ile felsefe ve şiir konularında sohbet edecek kadar bilgiliydi de.

Hürrem Sultan hakkında şu ana kadar yapılan çalışmalar azımsanmayacak sayıda, fakat bu kitabı diğerlerinden ayıracak en önemli yönü, bizzat Hürrem Sultan’ın hemşerisi olan Ukraynalı tarihçi Oleksandra Şutko tarafından kaleme alınması.

Şutko, Osmanlı ve Batı kaynaklarının yanı sıra, Ukrayna ve Rus kaynaklarına da dayanarak Hürrem Sultan hakkında nitelikli bir çalışmaya imza atmış.

Kitapta,

  • Hürrem Sultan’ın doğduğu çevre,
  • Ukrayna’da esir düşmesi,
  • Osmanlı sarayına getirilme süreci,
  • Zekâsı ve bilgisiyle Kanuni Sultan Süleyman’ın aklını ve yüreğini fethetmesi,
  • Sarayın zorlu iktidar savaşlarında öne çıkışı,
  • Büyük mücadelelerden sonra oğlu Selim’i tahta geçirmesi,
  • Ve bunun gibi pek çok konu ele alınıyor.

Şutko’nun çalışmasının diğer önemli katkısı da, Hürrem Sultan’ı entrikalar, komplolar ve iktidar savaşları üzerinden değil, sarayın zorluklar ve tehditlerle örülü dünyasında ayakta kalmaya çalışan bir insan ve anne olarak tasvir etmesi.

  • Künye: Oleksandra Şutko – Hürrem Sultan, çeviren: Hazal Yalın, Kitap Yayınevi, tarih, 235 sayfa