Ulrich Jasper Seetzen – İstanbul Günlükleri ve Anadolu’da Yolculuk (2017)

  • İSTANBUL GÜNLÜKLERİ VE ANADOLU’DA YOLCULUK, Ulrich Jasper Seetzen, çeviren: Selma Türkis Noyan, Kitap Yayınevi, seyahatname, 2 cilt, 772 sayfa

istanbul-gunlukleri-ve-anadolu-yolculuk

Alman seyyah Ulrich Jasper Seetzen’in İstanbul ve Anadolu’yu anlatan iki ciltlik seyahatnamesi, yaklaşık 800 sayfayı buluyor.  Seyahatnameyi bu coğrafya açısından anlamlı kılan başlıca husus, III. Selim dönemi İstanbul’unun gündelik hayatıyla ilgili altın değerinde bilgiler barındırması. Seetzen, dönemin İstanbul’unda yaşayan Rum ve Ermeniler ile onların Türklerle ilişkileri, türküler söyleyerek halk oyunları oynayan Kürtler, pehlivanların coşkulu geçen güreş müsabakaları, çocukların sokak oyunları gibi birçok ilgi çekici ayrıntı sunarken, zamanın İstanbul’undaki pamuklu dokuma atölyeleri, top dökümhaneleri, gemi çapası atölyeleri, kiremit ve tuğla ocakları, dönemin işçilerinin yaşadıkları zorluklar konularında da önemli bilgiler veriyor. Seetzen’in Anadolu yolculuğu ise Bursa, Manisa, İzmir, Uşak, Afyon, Konya ve Antakya rotalarını izliyor. Yazar bu bölümde de gezip gördüğü yerlerdeki camiler, pazar yerleri, medreseler, tekke ve kütüphaneler, evler, hanlar ve hamamlar hakkında detaylı bilgiler veriyor. Seetzen’in sahici üslubu ve ilginç gözlemlerinin bu seyahatnameyi sıra dışı kılıyor.

Hüseyin Mevsim – Diyarbakır Sürgünleri (2017)

  • DİYARBAKIR SÜRGÜNLERİ, Hüseyin Mevsim, Kitap Yayınevi, 244 sayfa, tarih

diyarbakir-surgunleri

1862-1878 yılları arasında, Bulgaristan’da ortaya çıkan isyan sonrasında 140 Bulgar, Diyarbakır’da bir hapishaneye sürgün gönderilir. Çeşitli yaş ve mesleklerden, farklı sosyal gruplardan gelen bu kişilerden bazıları, kış mevsiminin çetin geçtiği Anadolu’daki bu yolculuğu kaldıramaz. Sürgünlerin bir kısmı da, Diyarbakır’ın iklimine, havasına bir türlü alışamaz. Bu sürgünlerin önemli bir kısmı ise, ölümü dahi göze alarak Halep, İskenderun veya Erzurum ve Kafkasya üzerinden Romanya’ya firar eder. İşte bu çalışma, söz konusu sürgünlerin Anadolu ve Diyarbakır’daki günlerine dair hatıraları ile ailelerine gönderdikleri mektupları bir araya getirerek, bu sürgün sürecinin nitelikli bir resmini çiziyor. Kitap, sürgünlerin Diyarbakır’ın iklimi, coğrafi konumu, sosyal ve dini yapısı, ibadethaneleri, gündelik hayatı, geçim kaynakları ve etnik unsurları gibi konulara dair deneyim ve gözlemlerini paylaşmasıyla önemli bir tarihi vesika.

Haşim Şahin – Dervişler ve Sufi Çevreler (2017)

 

dervisler-ve-sufi-cevreler

Tarihçi Haşim Şahin elimizdeki ilgi çekici çalışmasında, klasik çağ Osmanlı toplumunda, halkı derinden etkilemiş tasavvufi şahsiyetlere ve bu şahsiyetlerin dönemlerinin iktidarlarıyla ilişkilerine odaklanıyor.

İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde, sufilerin hayatlarından bahseden menakıpnameler ile Alevi-Bektaşi geleneğinde önemli bir yeri olan vilayetnameler inceleniyor.

Kitabın ikinci bölümünde ise, 1300-1600 yılları arasında yaşamış bazı sufilerin hayatları anlatılıyor.

Şahin’in burada biyografilerini sunduğu isimler ise şöyle: Seyyid Ali Sultan, Emir Sikkînî, Yazıcızâde Kardeşler, Otman Baba, Merzifonlu Piri Baba, Koyun Baba, Seyyid Velâyet, Baba Haydar en-Nakşbendî, Beşiktaşlı Yahya Efendi ve Lâ’lîzâde Abdülbâki Efendi.

Çalışma, Osmanlı mutasavvıflarına geniş bir perspektiften bakmak için çok iyi bir fırsat.

  • Künye: Haşim Şahin – Dervişler ve Sufi Çevreler, Kitap Yayınevi, tarih, 264 sayfa

Konstantin Veliçkov – İstanbul’dan Hatıralar: 1870-1890 (2017)

  • İSTANBUL’DAN HATIRALAR: 1870-1890, Konstantin Veliçkov, çeviren: Hüseyin Mevsim, Kitap Yayınevi, anı, 80 sayfa

istanbuldan-hatiralar

1855-1907 yılları arasında yaşamış Bulgar şair ve yazar Konstantin Veliçkov’dan İstanbul’daki günlerine dair anı ve tanıklıklar. Galatasaray Lisesi’nin ilk mezunlarından olan Veliçkov, lise dönemindeki İstanbul ikametinin yanı sıra, ülkesindeki toplumsal ve siyasi durumdan kaynaklı olarak İstanbul’da gönüllü bir sürgün dönemi de yaşadı. Veliçkov’un anılarını sıra dışı kılan hususların başında 19. yüzyılın önemli olaylarına konusunda barındırdığı ayrıntılar ile İstanbul’a dair özgün yorumlar sunması. Bağımsız Bulgar kilisesi mücadelesinin bir meyvesi olarak Aziz Stefan Bulgar Ortodoks Kilisesi’nin inşası ile İstanbul’daki Bulgar kültürünün merkezi niteliğindeki Mısır Çarşısı’nın arkasındaki Balkapan Han’a dair keyifli bilgiler barındıran kitapta, Veliçkov’un, İstanbul ile ilgili yapılan en şiirsel metinlerden biri olarak kabul edilen ‘Çamlıca’ başlıklı yazısı da yer alıyor.

Aylin Kılıç Oğuz – Fedakâr Eş – Fedakâr Anne (2007)

  • FEDAKÂR EŞ – FEDAKÂR YURTTAŞ, Aylin Kılıç Oğuz, Kitap Yayınevi, eğitim, 236 sayfa

fedakar-es-fedakar-anne

Aylin Kılıç Oğuz’un ‘Fedakâr Eş – Fedakâr Yurttaş’ adlı bu çalışması, Türkiye’nin 1970-1990 yılları arasındaki “Yurttaşlık Bilgisi” ve “Yurttaş Eğitimi” politikalarına odaklanıyor. Türkiye’de devletin, bireyi, haklarından çok sorumluluklarıyla tanımlaması, eğitim sisteminin de, her daim bireye bu “sorumluluklarını” benimsetme rolünü üstlenmesine neden oldu. Aylin Kılıç Oğuz’un kitabı, genel bir yurttaşlık tanımlamasını verdikten sonra, yurttaşlığın Türkiye serüvenini masaya yatırıyor. Kitapta en öne çıkan yön de, devlet erkinin, yurttaşlığı hak olmaktan çok, bireye yurttaşlık hakkını, “vergi vermek, askere gitmek, seçimlere katılmak” şeklindeki görev üçlemesini gerçekleştirmesi halinde tanıdığıdır. Dönemi, yurttaşlık bilgisi kitapları üzerinden değerlendiren çalışma, Türkiye’deki birey-devlet ilişkisi konusunda önemli saptamalar sunuyor.

Suraiya Faroqhi – Osmanlı İmparatorluğu ve Etrafındaki Dünya (2007)

  • OSMANLI İMPARATORLUĞU VE ETRAFINDAKİ DÜNYA, Suraiya Faroqhi, çeviren: Ayşe Berktay, Kitap Yayınevi, tarih, 377 sayfa

osmanli-imparatorlugu

Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkide bulunduğu ülkeler, çoğunlukla diplomatik tarih perspektifi içinde verildi. Suraiye Faroqhi’nin bu kitabı ise, Osmanlı ile etrafındaki ülkeleri, sosyal, ekonomik ve kültürel tarihçilik senteziyle inceliyor. Seferler ve savaşlar dışında, Osmanlı İmparatorluğu’nun diğer ülkelerle, yukarıda bahsettiğimiz üç alan dâhilinde ilişkileri olmuştu. Faroqhi, yabancı tacirlerin ihraç edebileceği ve edemeyeceği mallara ilişkin fermanlar ve İmparatorluk toprakları dışından gelip Mekke’ye gidecek hacılara verilmiş geçiş belgeleri üzerinden, İmparatorluğun etrafındaki ülkelere, savaş dışında duyduğu ilgiye odaklanıyor.

Christoph Wilhelm Lüdeke – Türklerde Din ve Devlet Yönetimi (2013)

  • TÜRKLERDE DİN VE DEVLET YÖNETİMİ, Christoph Wilhelm Lüdeke, çeviren: Türkis Noyan, Kitap Yayınevi, seyahatname, 231 sayfa

TURKLERDE

Christoph Wilhelm Lüdeke, İzmir’deki Protestan cemaatinin din görevlisi olarak seçilmiş ve uzun bir yolculuktan sonra 1759 Nisan’ında kente varmıştı. Görev yaptığı süre zarfında İstanbul’da da bulunan Lüdeke, Türk kültürünü yakından izleme fırsatı bulmuş ve bunları elimizdeki seyahatnamede bir araya getirmiş. Seyahatnamede, Türkiye’de yaşayanların dinleri ve din özgürlüğü, Türkiye’deki Avrupalılar, Türkiye’de Hıristiyanlığın durumu, Hıristiyan mezhepleri, Rum ve Ermeni kiliselerinin dini uygulayış biçimleri, Müslüman tarikatları, Türklerde eğitim, Türklerde ev ve aile yaşamı gibi pek çok ilgi çekici değerlendirme bulunuyor.

Serdar Genç – Lale Devrinde Savaş (2013)

  • LALE DEVRİNDE SAVAŞ, Serdar Genç, Kitap Yayınevi, tarih, 249 sayfa

LALE

Osmanlı’nın Lale Devri çokça, saray eğlencelerinden ibaret olarak değerlendirilse de, o dönemde Osmanlı, komşusu Safeviler ile uzun yıllara yayılacak bir savaşa girişmişti. Tarihçi Serdar Genç, bu dönemde gerçekleştirilen İran seferlerini organizasyon ve lojistik açısından değerlendiriyor. Genç çalışmasına, savaş öncesinde Osmanlı İmparatorluğu, Safeviler ve Rusya hakkında bilgiler vermekle başlıyor. Devamında da, sefer sırasında sürdürülen ulaşım faaliyetlerini, ordunun iaşesinin sağlanmasını, seferde kullanılan silahlar ile sefer mühimmatını, seferin askeri gücünü ve sefer için yapılan çeşitli masrafları inceliyor.

François Weil – New York (2013)

  • NEW YORK, François Weil, çeviren: Neslişah Başaran, Kitap Yayınevi, tarih, 350 sayfa

 NEW

François Weil bu çalışmasında, dört yüz yıllık tarihi boyunca muazzam dönüşümler geçiren, Amerika’nın simge şehirlerinden New York’un tarihini sunuyor. Weil, 1620’lerde şehrin ortaya çıkışını; uzun süre ikinci planda kaldıktan sonra 18. yüzyıla dek yavaş ve kesintili bir şekilde büyümesini; 1750’den sonra hız kazanan savaşların ardandan kurtuluşunu ilan eden Amerika’nın güçlenerek New York’u kıtanın kapısı haline getirişini; şehrin genişleyerek Manhattan Adası’nı, kısa süre sonra da Brooklyn, Bronx, Queens ve Staten Island’ı fethetmesini ve kapitalizmin gelişimiyle şehre yönelen göçlerin yarattığı kültürel çeşitliliği anlatıyor.

Amit Bein – Osmanlı Uleması ve Türkiye Cumhuriyeti (2013)

  • OSMANLI ULEMASI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ, Amit Bein, çeviren: Bülent Üçpunar, Kitap Yayınevi, tarih, 246 sayfa

 OSMANLI

Amit Bein, bu nitelikli çalışmasında, son dönem Osmanlı ulemasının mirasını, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yılları arasındaki sürece odaklanarak irdeliyor. Bein o devirde, ilmiye sınıfı içindeki entelektüel tartışmaları ve siyasi hareketleri çalışmasının merkezine koyarak, Osmanlı ulemasının ortak birçok kaygılarına rağmen genel anlamda devletin geleceği, özel anlamda devlet içindeki İslami kurumların rolleri ve işlevleriyle ilgili temel meselelerde nasıl bölündüğünü gözler önüne seriyor. Yazar, ulemanın dönüşümünü, modern Türkiye’nin oluşumunun ayrılmaz bir parçası olarak inceliyor.