Tom Chivers – Yapay Zekâ Senden Nefret Etmiyor (2023)

Yapay zekâ teknolojisi şimdiden öngörülenin ötesine geçmeye başladı.

Yine de yapay zekâyla ilgili asıl korkutucu olan şey yapay zekânın öz bilinç ve özgür irade geliştirerek bize karşı isyan etmesi değil, dünyayı ve insanlığı yok etmesi.

Ne de olsa bizler yapay zekâ için yalnızca atomlardan ibaret olabiliriz!

Ödüllü yazar Tom Chivers tarafından kaleme alınan ve The Times’ın “Yılın Bilim Kitapları” arasına seçilen ‘Yapay Zekâ Senden Nefret Etmiyor’, yapay zekâ ve riskleri hakkında gerçekçi bir tablo çiziyor.

Bu konu üzerine eğilen LessWrong, “effective altruism” gibi toplulukların tarihi, üyeleri ve fikirleri hakkında önemli bilgiler aktaran Chivers, eleştirel rasyonalistlerin de önümüzdeki birkaç yıl içinde insanlığın geleceğine dair bize ne gibi içgörüler sağlayabileceklerine dair önemli bir analiz sunuyor.

  • Künye: Tom Chivers – Yapay Zekâ Senden Nefret Etmiyor: Rasyonalistler ve Dünyayı Kurtarma Arayışları, çeviren: Ayşegül Turan, Mundi Kitap, bilim, 304 sayfa, 2023

Süray Cingöz Atış ve Doğuhan Atış – Toprak ve Şarap (2022)

Şarabı Türkiye’nin bağları, Türkiye’nin markaları üstünden öğrenmenin zamanı geldi.

‘Toprak ve Şarap: Türkiye’nin Bağları ve Şarapları’, Türkiye’de ilk kez 85 farklı yerli üreticinin bağlarına ve şaraphanelerine yönelik gezi notlarıyla şarap tadım notlarını bir araya getiriyor.

Hayatlarını şarabı anlamaya adamış iki şarap meraklısı, Süray Cingöz Atış ve Doğuhan Atış, yıllardır bu toprakların şaraplarını Türkiye’deki bağları ve şaraphaneleri tek tek gezerek tadıyorlar.

Çünkü şarap kadar bölgesini, toprağını, “teruar”ını yansıtan bir ürün bulmanın zor olduğunu biliyorlar.

Şarabı yalnızca bir yemek eşlikçisi olarak görmenin ötesinde, onu yaratan üzümü ve o üzümü yetiştiren toprağı da tanımak gerektiğini bilen bir gözle yazıyorlar.

Bu kitabı kendinize bağ gezisi rotaları oluşturmak için okuyabileceğiniz gibi, şarap rafları önünde kafanız karışmadan seçim yapmak ve seveceğiniz tarzda yeni şaraplar keşfetmek için de okuyabilirsiniz.

Eğer şarap üzerine bilginiz kısıtlıysa korkmayın, çünkü bu kitabın kapağını kapattığınızda şarap türlerinden üretim tekniklerine, üzümlerin okunuşundan şarapçılık terimlerine dek temel bilgileri de edinmiş olacaksınız; hem de bu kez Türkiye üzerinden, bu coğrafyanın üzümlerini, şaraplarını, markalarını tanıyarak…

Kitap, Türkiye’nin şarap üreticilerinin bir listesini ve sahip oldukları tüm imkânlarını ortaya koyarken, okuyucuya da oralara gidip ziyaret etme fikrini veriyor.

Üreticiyi, ürünün arkasında yatan niyeti görme isteği aşılıyor.

Bunu yaparken üreticiyi ya da şarapları yargılayıp geçmek yerine neyin nasıl olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.

Memleketin şaraplarını keşfetmek için şahane bir rehber, eğlenceli bir kaynak.

  • Künye: Süray Cingöz Atış ve Doğuhan Atış – Toprak ve Şarap: Türkiye’nin Bağları ve Şarapları, Mundi Kitap, inceleme, 398 sayfa, 2022

Lian Penso Benbasat – Köklere Dönüş (2022)

Nesilden nesile aktarılmış yemek tarifleri ve hikâyeleri üzerine enfes bir çalışma.

Lian Penso Benbasat, kendi aile mutfağı dahil sayısız etnik grubun evindeki mutfağa girmekle kalmıyor, aynı zamanda yüz yıllık yiyecek-içecek markalarımızın bugüne aktarılmış mirasını da yeni nesil sahiplerinin dilinden aktarıyor.

Ağzımızı saran tatlar, kapıdan taşan kokular, içeriden gelen kızartma sesi, en sevdiğimiz reçelin kâsede parıldayan rengi, çıtır çıtır bir börek, lezzetlerin iç içe geçtiği sofralar…

Yemek, tüm duyulara birden hitap etmekle kalmıyor, insanları sofra başında birleştiriyor, hikâyeleri nesilden nesile taşıyor.

Bu yüzden kimi zaman çok sevdiğimiz bir aile üyesinin tarifini yaparken duygulanıyoruz, kimi zamansa ailenin genç üyelerine tarifleri aktaran biz oluyoruz.

Çünkü yemek aynı zamanda hatıraları, kimliğimizi ve kültürü yaşatmanın bir yolu, biliyoruz…

Benbasat da birbirinden kıymetli aile yadigârı tariflerin kaybolmaması için kayıt altına alınmasının gerektiğini fark ederek mutfağa girmiş, girmekle kalmayıp başkalarının mutfaklarına konuk olmuş bir yemek araştırmacısı.

Onun üç yıldır sürdürdüğü projesinin sonucunda topladığı bu değerli tarifler şimdi ‘Köklere Dönüş: Nesilden Nesile Geçen Yemekler’de bir araya geliyor, hem farklı nesiller hem de farklı kültürler arasında köprüler inşa ediyor.

Üstelik bu kitaptaki tüm tarifler evde yapılabilir, zira birbirinden ünlü şeflerden elinin lezzetiyle nam salanlara, herkes kendi evinde pişen, ailesinde nesilden nesile geçen reçeteleri paylaşıyor.

Girit’ten Antakya’ya, Mardin’den Kafkaslar’a bizi mutfak mutfak gezdiren; Türk, Rum, Çerkes, Yahudi, Arnavut, Ermeni, Süryani kültürü gibi bu ülkenin gastronomisinde iz bırakan birçok kültürün tarifini bir araya getiren ‘Köklere Dönüş’, hem yer verdiği aile hikâyeleri hem de insanın içine sıcaklık yayan tarifleriyle okurken size kalabalık bir aile sofrasını paylaşıyormuşsunuz gibi hissettirecek.

  • Künye: Lian Penso Benbasat – Köklere Dönüş: Nesilden Nesile Geçen Yemekler, Mundi Kitap, yemek, 120 sayfa, 2022

Evrim Kuran – Telgraftan Tablete (2022)

Türkiye’de kuşaklar arasındaki anlayış farklılıkları üzerine şahane bir inceleme.

Evrim Kuram imzalı bu muazzam çalışma, Türkiye’nin beş kuşağının yaşama, geçmişe ve geleceğe dair kavrayışlarını ortaya koyuyor.

Kuran, uzun yıllardır sürdürdüğü kuşak çalışmalarında edindiği bilgi birikimi ve deneyimle Türkiye’nin beş kuşağına bakıyor, bizi bir zaman tünelinden geçirerek yaşanan değişimlere ayna tutuyor.

Cumhuriyet, an itibarıyla beşinci nesli olan Z kuşağını yetiştiriyor.

Bugün üç kuşaklı şirketlerimiz var ve bir yandan kural+sonuç+süreç kodlarını tek potada eriterek ortak bir dil yaratmaya çalışıyor, bir yandan da 2000’den sonra doğan çocuklarımızı, Z kuşağını yaşama hazırlıyoruz.

Mozaiğe her adımda yeni bir renk ve yeni bir doku daha ekleniyor.

Kuran, bir kuşağı anlamanın suya atılan taş gibi olduğunu; etkisinin dalga dalga büyüyerek yaşama, geçmişe ve geleceğe dair muazzam bir kavrayış sağladığını, hoşgörü sınırlarını genişlettiğini, zamanın ruhuna yaklaştırıyor ve her adımda, yargılayan değil öğrenen olmaya yönlendirdiğini söylüyor.

Eldeki kitap da, bu yorumun sıkı bir sağlaması olarak okunabilir.

  • Künye: Evrim Kuran – Telgraftan Tablete: Türkiye’nin Beş Kuşağına Bakış, Mundi Kitap, inceleme, 136 sayfa, 2022

Jia Tolentino – Hileli Ayna (2022)

Kendini kandırma nehri deli dolu akar; hayatın sahte vaatleri bizi sürekli bir açlık hali içine sokar.

Jia Tolentino, içinde yaşadığımız kültürün bizi ne denli büyük yanılgılara sürüklediğini ve bundan kendimizi nasıl kurtarabileceğimizi irdeliyor.

Benliğin ön plana çıktığı bir çağda yaşıyoruz; gerçekleri güçlülerin şekillendirdiği, hem kişisel hem de siyasi yanılgılarla dolu bir çağda.

Tolentino, karmaşık ve çok katmanlı meseleleri açıklama becerisini mizah anlayışıyla birleştirerek içinde yaşadığımız dönemi tanımlayan çatışmaları, çelişkileri, büyük değişimleri irdeliyor.

Birbiriyle bağlantılı konuları masaya yatıran dokuz denemenin yer aldığı ‘Hileli Ayna’da, hayatlarımızın yüzeyinin hemen altında akıp giden kendini kandırma nehrinde bizleri aydınlatıcı bir yolculuğa çıkarıyor; içine doğduğumuz ve bizi şekillendiren kültürün aynasında kendimizi net bir şekilde görmenin zorluğunu gözler önüne seriyor.

Sosyal internetin kâbus gibi yükselişinden 2000’lerin belirleyici sistemi haline gelen dolandırıcılık düzenine, abartılı düğünlerden bedenlerimiz de dahil olmak üzere her şeyin biz ölene kadar daha verimli ve güzel olması gerektiği konusunda ısrar eden optimizasyon rüyasına, farklı gözüken konuları birbirine bağlayarak anlatıyor Tolentino.

  • Künye: Jia Tolentino – Hileli Ayna: Kendimizi Nasıl Kandırıyoruz?, çeviren: Su Akaydın, Mundi Kitap, deneme, 304 sayfa, 2022

Robin Wall Kimmerer – Bitkilerin Ruhu (2022)

Doğa düşmanlarının pervasızca arttığı bir dönemde yaşıyoruz.

Botanikçi Robin Wall Kimmerer, modern bilimle yerlilerin kadim öğretilerini buluşturarak canlılarla olan ilişkimizin neden karşılıklı olması gerektiğini gösteriyor.

Dünyanın evimiz olduğunu unuttuk.

Kimmerer, Potawatomi halkının bir üyesi ve bir botanikçi olarak doğayla birden fazla dilde konuşabilen bir araştırmacı: Bir yandan çocukluğundan itibaren bitki ve hayvanlarla kurduğu ilişki ona doğanın en eski öğretmenimiz olduğunu göstermiş, öbür yandan ise botanik eğitimi ona bütünün parçalarını görmeyi öğretmiş.

Halkının öğretilerini ve bilimin sesini kendinde birleştiren Kimmerer, ‘Bitkilerin Ruhu’nda bu iki farklı bilgi merceğinden bakarak edindiği tecrübeleri bir araya getiriyor ve canlıların dünyasıyla kurduğumuz ilişkinin karşılıklı olması gerektiğini hatırlatıyor.

Çünkü ancak diğer canlıların dillerini anlayabildiğimiz zaman dünyanın cömertliğini anlayabilir, bu cömertliğe karşılık kendi hediyelerimizi vermeyi öğrenebiliriz.

Gezegenimizin sesini duymak bizim sorumluluğumuz…

Kanıtlara dayalı, objektif bir bilim anlayışının, yerlilerin kadim öğretileriyle nasıl zenginleşebileceğini gösteren kitap, boylu mazıların, yabani çileklerin, yağmurun eksik olmadığı ormanların, mis gibi kokan kutsal ot dolu çayırların manzarasını sunuyor.

  • Künye: Robin Wall Kimmerer – Bitkilerin Ruhu: Modern Bilimden Kadim Bilgiye Şifa, çeviren: Ayşe Başcı, Mundi Kitap, doğabilim, 424 sayfa, 2022