Matthias Andreas – Sade Yaşamın Gücü (2025)

Matthias Andreas’ın ‘Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun İzinde’ (‘The Simpler Life: Epicurus, Hermits and Dao’) adlı kitabı, Epikürcü, münzevilik ve Taoizm gibi farklı felsefi ve spiritüel geleneklerin ortak paydası olan sade yaşam arayışını inceliyor. Andreas, bu üç farklı yaklaşımın, modern dünyanın karmaşıklığına ve tüketim kültürüne bir alternatif olarak nasıl bir rehber sunabileceğini araştırıyor. Kitap, sadeleşmenin sadece maddi bir indirgeme olmadığını, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir arınma süreci olduğunu vurguluyor.

Andreas, Epiküros’un hazcılığının, genellikle yanlış anlaşıldığı gibi, aşırı zevklerin peşinde koşmak değil, acıdan kaçınmak ve zihinsel dinginliğe ulaşmak olduğunu açıklıyor. Ona göre, Epiküros, sade bir yaşamın, gereksiz arzuları ortadan kaldırarak ve doğal ihtiyaçlara odaklanarak, gerçek mutluluğa ulaşmanın en iyi yolu olduğunu savunuyor. Kitap, münzeviliğin, toplumdan tamamen uzaklaşmak değil, içsel huzuru bulmak için gerekli olan yalnızlığı ve sessizliği yaratmak anlamına geldiğini anlatıyor. Andreas, münzevilerin, doğayla iç içe yaşayarak ve kendi iç dünyalarına dönerek, modern dünyanın gürültüsünden ve karmaşıklığından uzaklaştığını belirtiyor.

Kitap, Taoizm’in, doğal akışa uyum sağlamak ve evrenle bütünleşmek anlamına geldiğini açıklıyor. Andreas, Taoizm’in, sade bir yaşamın, doğal dengeyi korumak ve evrensel uyumu yakalamak için gerekli olduğunu vurguluyor. Ona göre, Taoizm, sadeleşmenin, sadece bireysel bir tercih olmadığını, aynı zamanda evrensel bir sorumluluk olduğunu gösteriyor.

Andreas, bu üç farklı geleneğin, sade bir yaşamın, modern dünyanın sorunlarına karşı nasıl bir çözüm sunabileceğini ve bireylerin daha anlamlı ve tatmin edici bir yaşam sürmelerine nasıl yardımcı olabileceğini gösteriyor. Kitap, okuyucuları, kendi yaşamlarını gözden geçirmeye ve sadeleşmenin farklı yollarını keşfetmeye teşvik ediyor.

  • Künye: Matthias Andreas – Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun İzinde, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları, felsefe, 216 sayfa, 2025

Ronald Hutton – Cadılık: Antik Çağlardan Günümüze Korkunun Tarihi (2024)

  • Neden dünyanın dört bir yanındaki toplumlar cadılardan korkmuştur?

Cadılığın bağlamını, inançlarını ve Avrupa tarihindeki kökenlerini derinlemesine inceleyen bu kitapta, cadılarla ilgili tutumlara dair pek çok sorunun cevabını bulmak mümkün.

Cadı, erken modern dönemde Avrupa’da ön plana çıkmışsa da kökenleri coğrafi olarak çok daha çeşitli ve tarihsel olarak çok daha derindir.

Paganizm ve cadılık konusunda önde gelen bir otorite olan Ronald Hutton, bu dönüm noktası niteliğindeki kitabında antik dünyadan erken modern döneme kadar cadılığın izini sürüyor.

Avrupa’nın meşhur cadı mahkemelerini derin perspektiften ele alan Hutton, Afrika, Orta Doğu, Güney Asya, Avustralya, Kuzey ve Güney Amerika da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında cadı olduğundan şüphelenilen kişilere yapılan muameleler konusundaki tutumları inceliyor.

Ayrıca cadı avlarının kadınlara yönelik sistematik bir baskı aracı olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.

Yeni antropolojik ve etnografik yaklaşımı kültürel miras ve değişime odaklanırken, Şamanizm, halk dini, cadı mahkemelerinin kapsamı ve cadılık korkusunun nasıl ortadan kaldırılabileceğini ele alıyor.

Hutton, antik çağlardan modern döneme kadar uzanan geniş bir zaman dilimini kapsayarak cadılık inançlarının kökenlerini ve gelişimini inceliyor.

Sadece Avrupa’ya odaklanmak yerine farklı kültürlerdeki cadılık inançlarını karşılaştırarak evrensel ve yerel faktörlerin etkilerini analiz eder.

  • Künye: Ronald Hutton – Cadılık: Antik Çağlardan Günümüze Korkunun Tarihi, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları, tarih, 336 sayfa, 2024

Jacob Goldstein – Paranın Öyküsü (2024)

Para, yalnızca hepimiz ona inanmayı kabul ettiğimiz için işe yarar.

Jacob Goldstein Antik Yunanistan’da madeni paranın ortaya çıkışından, 16. yüzyılda Amsterdam’da oluşan ilk borsaya ve 21. yüzyılda gölge bankacılığın ortaya çıkışına kadar paranın toplumları şekillendiren faydalı bir kurgu olduğunu gösteriyor.

Hikâyenin merkezinde parayı yeniden tasarlayan düşünürler ve dünya liderleri bulunuyor.

Moğol İmparatoru Kubilay Han kâğıt parayı yarattı, bir kumarbaz ve katil olan John Law Fransa’ya modern parayı getirdi.

Bir grup bilgisayar programcısı Bitcoin’in yolunu açtı.

Hepsinin de farkına vardığı tek bir şey vardı: Neyin para sayıldığı ya da sayılmadığı yaptığımız seçimlerin bir sonucudur.

İlginç ayrıntılarla dolu ‘Paranın Öyküsü’, bu seçimlerin hikâyesidir.

  • Künye: Jacob Goldstein – Paranın Öyküsü: Uydurma Bir Şeyin Gerçek Hikâyesi, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları, iktisat, 248 sayfa, 2024

Benjamin Bikman – Neden Hasta Oluruz? (2022)

İnsülin direnci, sanayileşmiş dünyada pek çok hastalığının asıl sebebi.

Peki nasıl bu kadar yaygın hale geldi?

Bilim adamı ve patofizyoloji profesörü Benjamin Bikman ‘Neden Hasta Oluruz?’da insülin direncinin nasıl bu kadar yaygın hale geldiğini ve neden önemli olduğunu araştırıyor.

Sorunu fark etmedikçe ve gidişatı tersine çevirmedikçe kronik hastalıklar daha da yaygınlaşacaktır.

Ancak Bikman yararlı yemek önerileri, kolay egzersiz ilkeleri ve daha fazlasıyla bunu durdurmak ve önlemek için bir plan sunuyor.

Kitap, insülin direnci ve onun insan bedeninin neredeyse her sistemini nasıl etkilediği üzerine etraflı ve elzem bir el kitabı.

Kitap, sadece insülin direncinin neden ve nasıl oluştuğuna dair kolay anlaşılır bir rehber değil, aynı zamanda tedavisi için de bir rehber sunuyor.

Şu anda sanayileşmiş dünyanın başına bela olan hastalıkların çoğunun temel nedenini ve çaresini anlamak isteyenler, bu kitabı kaçırmasın.

  • Künye: Benjamin Bikman – Neden Hasta Oluruz?, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları, sağlık, 344 sayfa, 2022

Peter N. Stearns – Dünya Tarihinde Sanayi Devrimi (2021)

Sanayi devrimi üzerine kısa ve öz bir metin arayanlara bu çalışmayı öneriyoruz.

Peter Stearns, sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan yeni üretim yöntemlerinin siyasetten kültüre bütün dünyayı nasıl kökten dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

Sanayi devrimi insanlık tarihinde son üç yüzyıl içinde kaydedilmiş en önemli gelişmedir ve günümüzde dünyayı biçimlendirmeye de devam ediyor.

Stearns, sanayi devriminin dünya tarihini nasıl etkilediğini çarpıcı bir biçimde gözler önüne serdiği gibi, devrimi başlatan uluslararası faktörlere ve devrimin tüm dünyayı etkisi altına alışına özgün bir gözle bakıyor.

Stearns, sanayi devrimiyle ilgili kitapların çoğunun aksine konuyu başta İngiltere olmak üzere Avrupa ile sınırlı tutmayıp, Rusya, Japonya, Çin gibi küresel aktörlerin ve Brezilya, Türkiye, Mısır gibi gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı deneyime de ışık tutuyor.

Dünya tarihi, genel tarih ve iktisat alanlarında bilgi edinmek isteyenlerin bilhassa ilgisini çekecek bir çalışma.

  • Künye: Peter N. Stearns – Dünya Tarihinde Sanayi Devrimi, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları, tarih, 408 sayfa, 2021

Bertrand Russell – Neden Hıristiyan Değilim? (2020)

Tarihten bu yana özgür düşüncenin ve bilimin gelişmesinin önündeki en büyük engel dinlerdir.

Bertrand Russell da bu apaçık gerçeği, Hıristiyanlığı merkeze alarak tartışmaya açıyor.

Russell burada, Hıristiyanlığın tarihsel olarak ne kadar gerici olduğunu ortaya koyduğu gibi, bir felsefeci ve bilim insanı olarak neden Hıristiyan olmayacağını da sağlam argümanlarla irdeliyor.

Din ve ahlak konularında eleştirel bir üslupla kaleme alınmış kitaptaki denemeler, yalnızca tarihsel olarak dinle hesaplaşmakla kalmıyor, aynı zamanda Margaret Thatcher’ın icat ettiği ve Ronald Reagan’ın küreselleştirdiği yeni muhafazakârlık akımının hile ve şarlatanlıklarını da su yüzüne çıkarıyor.

  • Künye: Bertrand Russell – Neden Hıristiyan Değilim?, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları, felsefe, 256 sayfa, 2020

Erich Fromm – İtaatsizlik Üzerine (2014)

Yüzyıllar boyunca krallar, rahipler, derebeyleri, sanayici patronlar ve ebeveynler, itaatin bir erdem, itaatsizliğin ise bir ahlaksızlık olduğu konusunda ısrar etti.

Erih Fromm ise, itaatsizliğin neden psikolojik ve ahlaki bir soruna işaret ettiğini, özgürlüğün niçin otoriteye “hayır” demek olduğunu gösteriyor.

  • Künye: Erich Fromm – İtaatsizlik Üzerine, çeviren: Nurdan Soysal, Say Yayınları