Erhan İşözen – Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy (2022)

Erhan İşözen, 1989-1992 yılları arasında gerçekleştirilen “Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi”nin hem mimarı hem de sürecin birinci dereceden tanığı olarak; semtin tarihini, önemli yapılarını, sosyal yaşamını, sakinlerini, alınan kararları, tasarım planlarını, uygulamaları, eleştirileri, övgüleri, arşiv belgeleri ve fotoğraflar eşliğinde anlatıyor.

Projeye başladıkları dönemi “Gördüklerimi, projeyi, fikirlerimi herkese açıkladım, tartıştım, paylaştım, katılımcı bir ortam yaratmaya çalıştım” diye tanımlayan İşözen, kitabı hazırlama gerekçesini şöyle özetliyor:

“… Bu kitapta sadece mimarlık mecmualarında, kitaplarda mimari plan, kesit ve görünüşleri gösteren çizimleri, fiziksel planlamayı ‘şöyle yaptım, böyle yaptım’ diye anlatmak değil amacım. Semtte yaşayanları, mekânın yerle kurduğu ilişkiyi, sosyal hayatı, mahallenin tarihini; bütün bunları akademik bir dille değil, tarihi ve mimari okumaların tümünü karma bir yazı diliyle, yaşadıklarımın öyküsünü de anlattım. Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir. Cami, kilise, sinagog yan yanadır.

Ortaköy özenti bir anlayışla, biçimsel bir amaçla tasarlanmadı. Bu Boğaziçi köyü; camisi, iskelesi, çınar ağaçları ve çeşmesi ile yere ait özel yapısıyla geleneksel bir ‘Osmanlı Boğaziçi köyü’ karakterini taşır. Var olan şehirlerin, meydanların kopyası değildir. Ortaköy’ün zaten var olan, etkileyici olan, kendi tarihidir.

Ortaköy Meydanı henüz İstanbul’un sahte kamusal alanlarının inşa edilmediği, alışveriş merkezlerinin gündelik yaşamımıza girmediği bir sanat ve kültür ortamıydı. Bu çalışma, Ortaköylüleri, buraya gelecek insanları mutlu etmek amacıyla yapılmış, kullanıcıların sosyal hayatını iyileştirme çabasıydı. Otuz yıl boyunca bu çabaya doğru eklemlenen hiçbir şey yapılmadı…”

Kitapta; Ortaköy Camisi (Büyük Mecidiye Camisi), Küçük Mecidiye Camisi, Hüsrev Kethüda Hamamı, Naime Sultan Yalısı, Esma Sultan Yalısı, Feriye Karakolu, Damat İbrahim Paşa Çeşmesi, Ayios Fokas Rum Ortodoks Kilisesi, Etz Ahayim Sinagogu, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Simon Kalfa Apartmanı, Suzan Apartmanı, Makbule Hanım Apartmanı gibi semte kimliğini kazandıran yapıların tarihçelerine, yaşadıkları değişim ve dönüşümlere ayrıntılı olarak yer veriliyor.

  • Künye. Erhan İşözen – Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy (1989-2019), YEM Yayın, mimari, 388 sayfa, 2022

Hristo Brızitsov – Bir Çocuğun İstanbul Hatıraları (2021)

Bulgar gazeteci Hristo Brızitsov, 1901’de Ortaköy’de doğdu.

Brızitsov bu kitaptaki altın değerindeki anılarında, çocukluğunun altın çağını geçirdiği İstanbul ve özelde Ortaköy ve Pera’nın kozmopolit, Levanten zamanlarını anlatıyor.

Yeni bir yüzyılın başında Boğaziçi’nde hayata gözlerini açma ve çocukluğun gamsız yıllarını payitahtın orta yerinde geçirme ayrıcalığı, yazmaya meyilli her insan için bulunmaz bir nimet olmalı.

Bulgar gazeteci ve hatırat yazarı Brızitsov, bir dini kurumun yayın organı olan gazetede çalışan bir babanın oğlu olarak Ortaköy’de dünyaya geldi (1901), daha sonra da Cadde-i Kebir (İstiklal Caddesi) üzerindeki Rumeli Han’da Balkanlı, batılı, modern ve milli olduğu kadar Levanten, doğulu, geleneksel ve kozmopolit olan bir ortamda buldu kendini.

Hristo’nun çocukluğu ve ilkokul öğrenciliği İkinci Meşrutiyet, Birinci ve İkinci Balkan Savaşları gibi sarsıcı olayların yaşandığı bir döneme denk geldi.

İkinci Balkan Savaşından sonra doğduğu şehirden ayrılarak ailesiyle yerleştiği Sofya’da baba mesleğini sürdürmeye karar kıldı.

1930’lara gelindiğinde ülkesinin seçkin gazetelerinde genel yayın yönetmenliğine yükselmişti, basın alanında birçok yeniliğe imza attı.

Eylül 1944’te iktidarı ele geçiren yeni rejimin hışmına uğradı ve idam edilmekten bir tesadüf sonucunda kurtuldu; çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasının dokuz yılını çekti, uzunca bir zaman yazması yasaklandı.

Yazmaya izin verildiğinde de, 1980’deki vefatına kadar büyük bir üretkenlik sergileyerek hatırat ağırlıklı eserler kaleme aldı.

En sevdiği ve tekrar tekrar dönerek yeniden ve farklı açılardan ele aldığı konu, doğduğu ve çocukluğun altın çağını geçirdiği İstanbul ve özelde Ortaköy ve Pera oldu.

Yaza yaza bitiremediği İstanbul’u odağına alan eserleri büyük ilgi gördü ve yüksek tirajlı yeni baskılara ulaştı.

Belleğin, yıllar geçtikçe daha da derinleşen dipsiz kuyusundan kazdığı yeni hatıra katmanlarından oluşan bu eserler arasında Bir Çocuğun İstanbul Hatıraları ilk sırayı aldı.

Eser, çocuk algısının narin ve yapmacıksız anlatımıyla payitahtın 20. yüzyıl başlarındaki halini canlandırmamıza, havasını teneffüs etmemize ve yeniden yaşamamıza keyifli bir vesile sunuyor.

  • Künye: Hristo Brızitsov – Bir Çocuğun İstanbul Hatıraları, 1901-1913, çeviren: Hüseyin Mevsim, Kitap Yayınevi, anı, 112 sayfa, 2021