Peter Kuper – Kafkaesk (2022)

Franz Kafka’nın çizgi uyarlamaları içinde Peter Kuper’ın yaptıkları ayrı yere sahip.

‘Kafkaesk’ ise, ‘Akbaba’dan ‘Kanun Önünde’ye, ‘Bir Kardeş Cinayeti’nden ‘Köprü’ye Kuper’ın Kafka’nın on dört öyküsünün usta işi çizgiroman uyarlamalarını sunuyor.

Yirminci yüzyılın en önemli edebi figürlerinden biri olan Franz Kafka kuşaklar boyunca pek çok yazar ve sanatçıyı derinden etkiledi; öykü ve romanları edebiyat, müzik, resim, heykel, dans ve film gibi çok çeşitli alanlarda sayısız esere ilham kaynağı oldu.

Kafka’yı 1988 yılından beri “çizgi romana tercüme eden” görsel sanatçı Kuper’ın uyarlamaları da bu eserlerin arasında değerli bir yere sahip.

Kafka’nın öykülerinin bireysel yorumlara ilham verdiğini, her okura benzersiz bir kişisel bağlam sunduğunu belirten Kuper şöyle diyor:

“Kafka kırk bir yaşını doldurmadan öldü, bundan neredeyse yüz yıl önce, ama öyküleri daha dün yazılmış hissi veriyor. Ya da belki takipçilerinden Gustav Janouch’un dediği gibi, Kafka’nın eserleri ‘yarının bir aynası’dır. Bu eserler şimdiye ve buraya ait; Kafka’nın hikâyeleri insanlık durumumuza giden bir yol haritası teşkil ediyor. Bizi kurumlarımızın tehlikelerine karşı uyarıyor, bize zaaflarımızı hatırlatıyor, absürdlüklerimize gülmemiz için bizi dürtüyorlar. Dünyamız giderek daha çok ‘Kafkaesk’ sıfatını yansıtırken, Kafka’nın kulaklarımıza fısıldadığı bütün o mesajlarda yeni bir anlam bulabiliriz.”

Kafka’nın uzunlu kısalı on dört öyküsüne Kuper’ın getirdiği yaratıcı yorumların, Kafka okurlarına yeni ve farklı bakış açıları sunarken, onunla henüz tanışmamış olan okurlar için de yazarın benzersiz dünyasına güzel bir giriş olacaktır.

  • Künye: Peter Kuper – Kafkaesk: On Dört Öykü, çeviren: Özde Duygu Gürkan, Metis Yayınları, çizgiroman, 160 sayfa, 2022

Ursula K. Le Guin – Yazma Üzerine Sohbetler (2020)

Ursula K. Le Guin, kelimenin tam anlamıyla büyücüdür.

‘Yerdeniz Öyküleri’nin sıra dışı dünyası buna verilecek en iyi örneklerdendir.

‘Karanlığın Sol Eli’nin müphem cinsiyetli gezegeni Gethen’i veya ‘Mülksüzler’in anarko-sendikalist toplumu Anarres de öyledir.

Le Guin, daha nice âlemi yoktan var eden çok özgün bir yazardır.

Şöyle diyor Le Guin: “Çocuklar tek boynuzlu atların gerçek olmadığını tabii ki bilir. Ama öte yandan tek boynuzlu atlar üzerine yazılan bir kitabın, eğer yeterince iyiyse, hakiki bir kitap olduğunu da bilir.”

Peki, Le Guin için yazmak ne anlama gelir?

Yazarın David Naimon’la söyleşilerinin ürünü olan elimizdeki kitap, bu konuyu aydınlatmasıyla çok önemli.

Kurmaca, şiir ve kurmacadışına odaklanan üç ayrı söyleşinin yer aldığı bu kitapta Le Guin, yazmanın kendisi açısından ne ifade ettiğini anlattığı gibi, yazmanın zorlukları ve inceliklerini tartışıyor, ayrıca meraklısı için yazmanın kimi püf noktalarını da veriyor.

Kitap kısa olmakla birlikte, yazma tekniği, dil ve ahlak, yazının ritmi, şiirin müziği, yayıncılık piyasasından kadın yazarların maruz kaldığı eşitsizlikler, öteki, siyaset, bilim ve doğa gibi pek çok ilgi çekici konu üzerine derinlemesine düşünüyor.

  • Künye: Ursula K. Le Guin – Yazma Üzerine Sohbetler, söyleşi: David Naimon, çeviren: Özde Duygu Gürkan, Metis Yayınları, söyleşi, 128 sayfa, 2020

Peter Mendelsund – Okurken Ne Görürüz? (2016)

“Kendi aşina olduğumuz şeylerle kitapları sömürgeleştirir ve karakterleri kendi vatanlarından ayırıp daha iyi bildiğimiz diyarlara sürgün ederiz.”

Okumak ile zihinde canlandırmak arasında nasıl bir ilişki var ve bu ilişki nasıl işler?

Peter Mendelsund’un bu muazzam kitabı, bu sorunun yanıtını arıyor ve okurken zihnimizde olup bitenler üzerine derinlemesine düşünüyor.

Okumak ile zihinde canlandırmak arasındaki ilişki konusunda keyifle okunabilecek bir eser olarak önerebileceğimiz çalışma, edebi eserlerdeki betimlemeleri okuduğumuzda zihnimizde ne canlandığı ve yazarın hayal ettikleriyle bizim hayal ettiklerimizin örtüşüp örtüşmediği gibi konular üzerine derinlemesine düşünüyor.

Kitaptan iki alıntı:

“Okumak, dünyayı tanımamızı sağlayan süreci taklit eder. Anlatılarımızın bize doğru şeyler söylemesi şart değildir (ama tabii söyleyebilirler de); daha ziyade, okuma eylemi bize farkındalığın kendisi gibi gelir ve öyledir de: kusurlu, kısmi, sisli puslu ve birlikte yaratmayı içeren bir süreç.”

“Okurken ‘gördüğümüz’ imgeler kişiseldir: Görmediğimiz şey, belli bir kitabı kaleme alırken yazarın zihninde canlandırdıklarıdır. Başka bir deyişle, her anlatının dönüştürülmesi, hayal gücü ve çağrışımlar yardımıyla tercüme edilmesi gerekir. O, bizimdir.”

  • Künye: Peter Mendelsund – Okurken Ne Görürüz?, çeviren: Özde Duygu Gürkan, Metis Yayınları, edebiyat kuramı, 450 sayfa, 2019

Riccardo Manzotti ve Tim Parks – Zihnin Ucu Bucağı (2018)

Herhangi bir anda bilincimiz, bilincinde olduğumuz şeyin formuyla aynıdır. Bir elma gördüğünde, bilincin ve elma aynı şeyden yapılmıştır.

Ünlü romancı Tim Parks ile ünlü filozof ve robotik mühendisi Riccardo Manzotti arasında, zihin, beynin ve bilinç arasında gidip gelen çok zengin bir diyalog.

Parks’ın usta işi yorum ve soruları ile Manzotti’nin yanıtlarıyla ilerleyen kitap,

  • Bilgi/enformasyon kokar mı?
  • Bilinç kavramı neden bu denli zor?
  • Bilinç üzerinde beyin mi çevre mi belirleyici?
  • Bedenimiz beynimizin davranışları üzerinde ne kadar etkili?
  • Dil ve kelimeler nasıl doğar?
  • Bilinç ve dünya arasında nasıl bir ilişki var?
  • Ve bunu gibi birçok sorunun yanıtını arıyor.

Parks ve Manzotti bunu yaparken de, hem bizi zihin konusunda alışık olduğumuz kavramlar üzerine yeni baştan düşünmeye davet ediyor hem de bu konularla ilgilenmiş Aristo, Descartes, Galen Strawson, Giulio Tononi ve Daniel Dennett gibi filozof ve bilim insanlarının fikirlerini enine boyuna irdeliyor.

  • Künye: Riccardo Manzotti ve Tim Parks – Zihnin Ucu Bucağı: Bilinç ve Dünya Bir midir?, çeviren: Özde Duygu Gürkan, Metis Yayınları, felsefe, 168 sayfa, 2018

Marc Wittmann – Hissedilen Zaman (2018)

Öznel zaman nedir?

Zaman duygumuz nasıl oluşur?

Bilişsel ve duygusal durumların bir göstergesi olarak zaman algısı konusuna odaklanan çalışmalar yürüten Marc Wittmann, ‘Hissedilen Zaman’da, zaman algısını, başka bir deyişle zamanı ne şekilde deneyimlediğimizi irdeliyor, ayrıca geçen zamana dair öznel duygularımızı ve süre duygumuzu inceliyor.

Wittmann,

  • Sıkça adını duyduğumuz “öznel zaman”ın tam olarak ne anlama geldiği,
  • Zaman duygumuzun nasıl oluştuğu,
  • Bizde zamanın bazen yavaş bazen hızlı aktığı duygusunun temel nedenlerinin ne olduğu,
  • Farklı yaşlarımızda zaman algımızın nasıl değiştiği,
  • Sabırlı ve sabırsız insanlar arasındaki farkların neler olduğu,
  • Duygularımız ve beden ritmimizin zaman algımızı nasıl değiştirdiği,
  • Ve bunun gibi pek çok konuyu aydınlatıyor.

Wittmann’ın kitabı, bu sorulara verilen yanıtlardan ibaret değil.

Sırtını son bilimsel çalışmalar ile zengin örneklere yaslayan ‘Hissedilen Zaman’, zaman bağlamında, gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası olan birçok temel süreci de içeriyor.

Başka bir deyişle Wittmann, bize biraz daha yavaşlayıp hayatı daha sakin bir şekilde, mevcut ânın farkına vararak yaşamanın, böylece daha tatminkâr bir hayata ulaşmanın ipuçlarını da sunuyor.

  • Künye: Marc Wittmann – Hissedilen Zaman: Zamanı Nasıl Deneyimleriz?, çeviren: Özde Duygu Gürkan, Metis Yayınları, bilim, 160 sayfa, 2018

Ursula K. Le Guin – Zihinde Bir Dalga (2017)

  • ZİHİNDE BİR DALGA, Ursula K. Le Guin, çeviren: Tuncay Birkan, Müge Gürsoy Sökmen, Özge Çelik, Özde Duygu Gürkan ve Savaş Kılıç, Metis Yayınları, deneme, 296 sayfa

‘Yerdeniz’ serisinden ‘Mülksüzler’e, dünya edebiyatına büyük yapıtlar armağan etmiş Ursula K. Le Guin’den farklı konulara eğilen denemeler. Le Guin’in edebiyat, yazmak ve okumak, yazarlar, hayat ve hayal gücü gibi konularda dair kaleme aldığı denemeler, kendisinin külliyatına önemli bir katkı sunuyor. Le Guin buradaki yazılarında kadın olmak, yaşlı olmak, okur olmak, yazar olmak, güzellik saplantısı, toplumsal cinsiyet, gerçek ve kurmaca, gençlik, koleksiyoncular, anlamak ve dinlemek, yazarlık atölyeleri gibi pek çok konuyu kendine has tarzıyla irdeliyor. Kitabın bir diğer ilgi çekici yanı da, Le Guin’in Tolstoy, Borges, Dickens, Twain ve J. R. R. Tolkien gibi yazarlar üzerine değerlendirmelerini barındırması. Sıra dışı bir hayal gücüne sahip bir yazardan hayal gücüne ve yaratıcılığa övgü niteliğinde metinler.