Michael Prestwich – Yüz Yıl Savaşları (2022)

Vebanın Orta Çağ Avrupa’sını kasıp kavurduğu yıllarda krallıklar ve derebeylikler iktidar mücadeleleri içerisindeydi.

Bir yandan hastalıktan korunmaya ve zararları dindirilmeye çabalanırken, doğudan yükselen yeni bir güç ise Avrupa’yı tehdide başlamıştı.

Belirsizliklerin ortasında İngiliz kralı III. Edward 1337 yılında Fransa tahtında hak ilan etti.

Sonucun hemen alınacağı düşünülüyordu ancak bir yüzyıldan fazla sürecek bir mücadelenin fitili ateşlenmişti.

Saldırıyı başlatan İngiliz orduları 1340’ta Sluys’ta Fransızları yendi ve bu andan itibaren, Fransızların yeniden uyanıp işgalcileri Manş Denizi’nin ötesine geri sürdüğü 1453 yılına kadar Fransa bir savaş meydanına döndü.

İngiliz Anjou ile Fransız Valois hanedanları arasındaki uzun süren mücadele çok önemli aşamalar geçirdi.

Güçlü yeni millî kimliklerin oluşmasına yol açarak modern Avrupa’nın ortaya çıkışı ve şekillenmesinde çok önemli bir role sahip oldu.

Prestwich, kısa ve derinlikli bir şekilde kurguladığı elinizdeki kitapta savaşan orduların yapısı ve gelişimini, değişken savaş taktiklerini, arka planda dönen diplomasiyi, gelişen şövalyeliği ve her iki tarafın kazanç ve kayıplarını aydınlatıcı şekilde sunuyor.

Yakın tarihli akademik çalışmalardan hareketle bu uzun savaşa dair lojistik, askerlerin seçimi ve orduya alınmaları, nakliye gibi yönler de inceleniyor.

Askerî teşkilatlanma, strateji ve taktiklerin güncel analizini yapan ve ayrıca İngiliz okçuluğunun ölümcül gücünü açıklayan Prestwich, savaşı kapsamlı bir şekilde anlatıyor.

Kitapta dünya tarihinin en uzun savaşının gidişatını belirleyen isimlerden III. Edward, oğlu Kara Prens lakaplı Woodstocklı Edward, ilk Fransız zaferlerinin mimarı Bertrand du Guesclin, şövalye kahramanı Jean Boucicaut, Agincourt’ta kaybeden fakat neredeyse Fransa kralı olmayı başaran V. Henry ve Tanrı’dan ilham aldığı düşünülen ve şehit edilmesiyle Fransızlara umut kaynağı olan Orleanslı Jan Dark yeniden hayat buluyor.

Önde gelen askerî tarihçilerden Prestwich’in kaleme aldığı ‘Yüz Yıl Savaşları: Avrupa’yı Şekillendiren İngiliz-Fransız Mücadelesi’ karmaşık bir tarihi ustaca anlatan bir başvuru kaynağı.

  • Künye: Michael Prestwich – Yüz Yıl Savaşları: Avrupa’yı Şekillendiren İngiliz-Fransız Mücadelesi, çeviren: Samet Özgüler, Kronik Kitap, tarih, 288 sayfa, 2022

Thomas Martin – Antik Roma (2022)

Küçük bir kent devleti olarak ortaya çıkmış Roma, tarihin en uzun ömürlü emperyal güçlerinden biri haline geldi.

Antik Yunan ve Roma tarihi alanında en önemli isimlerden olan Thomas Martin, Romalıların yükseliş ve çöküşü üzerine her kitaplıkta bulunması gereken enfes bir çalışmaya imza atmış.

MÖ 8 yüzyılın ortalarında küçük bir kent yerleşmesinden üç kıtaya yayılarak Akdeniz havzasının tümüne egemen, emperyal bir güce evrilen Roma, tarihin en uzun ömürlü devletlerinden biri.

Bugün uzayı fethetme yolunda dev adımlarla ilerleyen uygarlığımız Antik Roma’ya maddi ve manevi alanlarda pek çok şey borçludur.

Etrüskler ve Yunanların etkisiyle kendine özgü parlak bir uygarlığın yaratıcısı olan Romalılar için bazı tarihçilerin dillendirdiği “Hepimiz bir parça Romalıyız” söylemi bu gerçeğin çarpıcı bir ifadesidir.

Martin, Roma’nın kent olarak kuruluşundan İmparator I. Iustinianus dönemine kadarki tarihini anlattığı bu kitabında Romalıların yükseliş ve çöküşünü mercek altına alıyor.

Akıllara durgunluk veren bu destansı yükseliş ve inanılmaz trajik çöküşün nedenlerinin izini sürüyor.

Onların aile, dinsel inançlar, gelenek görenekler gibi toplumsal ve etik değerlerini masaya yatırmakla, antik dünyanın kuşkusuz en görkemli uygarlığına farklı bir bakış açısı kazandırıyor.

Gözlem ve incelemelerini ustaca bir yaklaşımla yapan yazar, antik yazarlara ve metinlere sıklıkla atıfta bulunarak tarihçileri ana kaynaklara eğilmeye teşvik ediyor.

Roma’nın sürekli değişen talih ve yazgısının kolay anlaşılır bir üslupla özlü bir panoramasının sunulduğu eser, Eskiçağ tarihçileri ve arkeologlar için olduğu kadar, Roma hukuku, Hristiyanlık tarihi ve Hristiyan ilahiyatına ilgi duyanlar için de önemli bir el kitabı ve başvuru kaynağı niteliğini taşıyor.

  • Künye: Thomas R. Martin – Antik Roma: Romulus’tan Iustinianus’a, çeviren: Samet Özgüler, Bilge Kültür Sanat Yayınları, tarih, 272 sayfa, 2022

Adrian Goldsworthy – Roma Nasıl Çöktü? (2022)

Süpergüçler de tarihin çöplüğünü boylar.

Adrian Goldsworthy, görkemli Batı Roma İmparatorluğu’nu çözülüp dağılmaya ve yıkıma götüren yapısal zayıflıklarını ve buna sebep olan dışsal faktörleri, berrak ve akıcı biçimde aktarıyor.

MS 200 yılında Roma İmparatorluğu, bilinen dünyanın çoğunu bünyesine katmış geniş toprakları nedeniyle saldırıya uğramaz görünüyor ve altın çağını yaşıyordu.

Beşinci yüzyılın sonuna gelindiğinde ise, Batı Avrupa’da ve Kuzey Afrika’nın çoğunda Roma egemenliği ortadan kalkmış ve geriye yalnızca küçük bir doğu imparatorluğu kalmıştı.

Ödüllü Goldsworthy, Roma İmparatorluğu’nun yıkılışını anlatan bu kitabında süpergücün çöküşünün acı dolu yüzyıllarını inceliyor.

Ülke dışındaki düşmanlara karşı yürütülen mücadelelerin yanında hiç eksik olmayan iç karmaşanın, 395’te imparatorluğun batı ve doğu olarak ikiye bölünmesine, imparatorluğun batı tarafının ise 476’da son imparatorunun darbeyle indirilerek yıkılmasına yol açması son 300 yıldır birçok isim tarafından işlenen bir anlatı olmasına rağmen Goldsworthy, bu dağılış sürecini muhteşem bir kalem maharetiyle sunabilen sayılı tarihçilerden biri.

Roma İmparatorluğu’nu Gotlar, Hunlar ve Vandallar gibi “barbar” kabilelerin hırslarına karşı savunmasız kılan esas şeyin yapısal zayıflık ve özellikle de bitmek bilmeyen iç savaşlar olduğunu ileri sürerek aslında çok önceden başlamış olan bu süreci tüm aktörlerine hayat katıp titiz, girift ve merak uyandırıcı bir üslupla okura sunuyor.

Sadece Roma İmparatorluğu meraklılarını değil tüm tarih okurlarının zevkle okuyabileceği ‘Roma Nasıl Çöktü?’, dışarıda ciddi hiçbir rakibi olmadığı halde, sadece Geç Antik Çağ’ın değil tüm dünya tarihinin en etkili devletlerinden birinin, yöneticilerinin ihtirasları, memurlarının kısa vadeli hesaplarını ve şahsi çıkarlarını öncelemeleri, bunlar dolayısıyla sonu gelmeyen idari, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar sonucunda nasıl çözülüp dağılabildiğini ayrıntılarıyla gözler önüne seren bir eser.

  • Künye: Adrian Goldsworthy – Roma Nasıl Çöktü?: Bir Süpergücün Ölümü, çeviren: Samet Özgüler, Kronik Kitap, tarih, 624 sayfa, 2022

Ian Heath, Keith Durham, Mark Harrison ve Rene Chartrand – Vikingler (2020)

 

Türkiye’de de son zamanlarda, özellikle de Vikingler adlı dizi vesilesiyle, gittikleri her yeri kasıp kavuran bu halk hakkında büyük merak uyandı.

İşte barındırdığı pek çok renkli illüstrasyonla da dikkat çeken bu çalışma da, Norveç’ten İrlanda ve Kuzey Amerika’ya kadar uzanmış Vikingler hakkında merak edilen hemen her şeyi anlatıyor.

Vikingler, tarihin acımasız akıncıları olarak bilinir.

Müthiş teknik ve denizcilik becerilerine sahiplerdi ve 250 yıl boyunca Avrupa kıyılarını yağmalamış, adeta kasıp kavurmuşlardı.

Kitap, hep söylendiğinin aksine, Vikinglerin acımasız ganimet avcılarından daha fazlası olduğunu, örneğin iyi kâşif ve yerleşimci olduklarını gözler önüne sermesiyle de önemli.

Kâşif yönleri o kadar güçlüdür ki, Kristof Kolomb’dan neredeyse 500 yıl önce Kuzey Amerika’ya çıkmışlardı.

Kitapta, savaşçı Vikingler olan hersir’den tehlikeli sularda yolculuk yapmalarına imkân sağlayan ikonik yelkenlilerine, ailelerinden topluluklarına, kültürlerinden günlük yaşamlarına Vikinglerin dünyasından pek çok ayrıntı aydınlatılıyor.

  • Künye: Ian Heath, Keith Durham, Mark Harrison ve Rene Chartrand – Vikingler: Denizlerin Efsanevi Savaşçıları, çeviren: Samet Özgüler, Kronik Kitap, tarih, 208 sayfa, 2020

Patrick N. Hunt – Hannibal (2019)

Roma İmparatorluğu’nun korkulu rüyası, Kartacalı efsanevi komutanlardan Hannibal hakkında bize söylenenlerin ne kadarı gerçek ne kadarı efsane?

Patrick Hunt, uzun yıllarını verdiği bu çalışmasında, üç kıtada Hannibal’in ayak izlerini takip ederek bu meşhur komutanın dört dörtlük bir biyografisini sunuyor.

Kitap, Hannibal’in gençlik dönemiyle ve yemin töreniyle açılıyor ve devamında,

  • Hannibal’in adım adım geçtiği İspanya, Pireneler ve Alpler arasında yaşanan coğrafi ve iklimsel zorluklarla karşı karşıya kaldığı pusuları,
  • Alplerin zirvesinden Apeninler ve Arno bataklıklarına uzanışını,
  • Roma zaferinden Zama Muharebesi’ne girdiği çok sayıda savaşı,
  • Ve en Hannibal’ın sürgününü ve ardından bıraktığı mirası ele alıyor.

Hunt bununla da yetinmeyerek, Hannibal’i tarihin en dikkat çeken komutanlarından biri yapan asıl sebepleri, strateji ve taktik dehası mı yoksa kumarbaz ve şanslı mı olup olmadığını ve Dünya askerî tarihinde Hannibal ve icraatlarının nasıl yorumlandığını da açıklıyor.

  • Künye: Patrick N. Hunt – Hannibal: Roma’nın Büyük Düşmanı, çeviren: Samet Özgüler, Kronik Kitap, biyografi, 400 sayfa, 2019

Gaius Iulius Caesar – Notlar: İç Savaş Üzerine (2018)

Güçlü bir hatip, yazar, politikacı ve askeri lider olan Caesar, iktidarının ilk zamanlarında halkçı bir politika izlemişti.

Daha sonra Roma Senatosu ile ilişkileri bozulan Caesar, Pompeius ile savaşa tutuştu.

Bu savaşın neticesi hem trajik hem de çok bilindik oluşuyla öğreticidir.

Caesar, iç savaşı kazanınca acımasız bir diktatöre dönüştü.

İşte bu kitap, bu iç savaşa giden sürece dair muazzam bir tarihi belge.

MÖ 49 yılının başlarında, Roma İmparatorluğu iki büyük devlet adamı olan Caesar ile Gnaeus Pompeius Magnus arasında yaşanacak büyük bir iç savaşın eşiğindedir.

Caesar, bu süreci adeta günü gününe kayıt altına alan notlarında, 49 yılının ilk günlerinde başlayan iç savaşı, 48 yılındaki büyük Pharsalus Muharebesi’ni, savaşta yenilen Pompeius’un Mısır’a kaçışını, Pompeius’un Mısır’da öldürülmesini ve bundan sonra İskenderiye Savaşı’nın başlayışını anlatıyor.

Bu notların bir diğer büyük önemi, yalnızca iki rakip arasında geçiyormuş gibi aktarılan bu çatışmanın Roma toplumundaki kangren halini almış sorunlarla ne denli birebir ilişkili olduğunu ortaya koyması.

Zira bu notlarda da görüleceği gibi, savaşın başlamasından çok daha önce Romalılar büyük sınıfsal çatışmalarla boğuşmakta, toplumda büyük ayrışma ve kutuplaşmalar yaşanmaktaydı.

Dönemin Roma siyasetinin ve toplumunun iyi bir fotoğrafını çeken kitabın elimizdeki baskısı, Latinceden Türkçeye yapılan ilk çeviri olmasıyla da ayrıca önemli.

  • Künye: Gaius Iulius Caesar – Notlar: İç Savaş Üzerine, çeviren: Samet Özgüler, Doğu Batı Yayınları, tarih, 287 sayfa, 2018