Selim Deringil – Denge Oyunu (2023)

Nazi-Sovyet Saldırmazlık Antlaşması’nın imzalandığı, Fransa’nın birkaç hafta içinde çöktüğü, Mihver güçlerinin hızla ilerlediği bir dönemde bağımsızlığını yakın zamanda kazanmış Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na girmemek için büyük bir gayret gösterdi.

‘Denge Oyunu’, iktisadi ve askerî açıdan eli zayıf olan Türkiye’nin bu dönemde nasıl bir dış politika izlediğini oldukça ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.

Dış politikayı yönetenlerin gerçekçiliği ön plana alarak, nasıl kararlı bir “aktif tarafsızlık” izlediklerini, Müttefik ve Mihver ülkelerin diplomatlarıyla nasıl pazarlıklar yaptıklarını, hangi argümanları kullandıklarını, savaş sırasında yaşananlar ve savaş sonrasında olacaklar konusunda hangi hususlara dikkat ettiklerini diplomatik kaynakları, anıları, belgeleri ve basını ayrıntılı bir şekilde inceleyerek ortaya koyuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Türkiye İkinci Dünya Savaşı’nın güçlü devletlerini başarıyla etkilemiş ve böylelikle savaşa karıştırılma olasılığını
 azaltmıştır. Etkinliği ise yoksul ve azgelişmiş bir ülkenin konumu ile orantılı değildir. Bu etkinlik elindeki olanakları en iyi şekilde değerlendirmesini bilen bir ‘karar verici kadronun’ varlığı ve ülkenin coğrafi konumunun olağanüstü duyarlığı sayesinde sağlanmıştır. Ancak coğrafi konum bu tür bir başarı için yeterli değildir, zira doğru değerlendirilmediği takdirde ülkenin mahvına da neden olabilir.”

  • Künye: Selim Deringil – Denge Oyunu: İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin Dış Politikası, İletişim Yayınları, tarih, 408 sayfa, 2023

Zeynep Çelik – Değişen İstanbul (2015)

1838-1908 arasındaki yetmiş yıllık dönemde Osmanlı başkenti İstanbul’un dokusundaki dönüşümlerin incelikli bir analizi.

Zeynep Çelik, kapsamlı incelemesinde, İstanbul’un bugün de süren fiziksel ve sosyal evriminin tohumlarını atan bu süreçteki Batılılaşma sürecinin temelini çevreleyen olayları ve fikirleri açıklığa kavuşturmakta.

  • Künye: Zeynep Çelik – 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti Değişen İstanbul, çeviren: Selim Deringil, İş Kültür Yayınları

Selim Deringil – 19. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nde İhtida ve İrtidad (2017)

Ir

Osmanlı İmparatorluğu’nda ihtida Müslümanlığı kabul etmek, irtidad da Müslümanlıktan dönmek, başka dini seçmek anlamına geliyordu.

Selim Deringil’in bu nitelikli incelemesi de, 19. yüzyıl Osmanlı Devleti’nde ihtida ve irtidadın özel durumunu ortaya koymasıyla önemli.

Bu dönemdeki ihtida ve irtida durumları özellikle dikkate değer.

Zira Deringil’in de çok iyi saptadığı gibi, 19. yüzyıl Osmanlı bağlamında irtida ve ihtida, etnik milliyetçiliğin yükselişiyle ve Avrupa’nın her köşesinde kol gezen ulusal uyanış hareketleriyle çakışıyordu, yani bir nevi ulussuzlaşma olarak algılanıyordu.

Deringil bu saptamadan yola çıkarak,

  • On dokuzuncu yüzyıldaki ihtida ve irtidadın önceki dönemlerden farkını,
  • İhtida usulü ve ihtida vakalarını,
  • Kadınların ihtidasını,
  • Bir diplomasi sorunu olarak ihtida ve irtidadı,
  • Protestan milletinin tanınmasının beraberinde getirdiği 1864 krizini,
  • Yerel dini politikalara yabancıların müdahale etmeye başlamasını,
  • Çalkantılı Rumeli’de ihtida ve irtidad olgularını,
  • Gizli Hıristiyanları ve İstavrileri,
  • Sığınma ihtidaları bağlamında Osmanlı tabiiyetinin özgün durumunu,
  • Abdülhamit dönemi kırımları nedeniyle Ermenilerin kitlesel ihtidasını,
  • Ve diplomatik mesele olarak kitlesel ihtidaları irdeliyor.

Deringil yalnızca bu ve bunun gibi pek çok konuyu aydınlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu konuları etnik milliyetçilik, vatandaşlık, hayalî cemaate dâhil olmak, hayalî cemaatten dışlanmak ve kimlik inşasının sosyal politikası kavramlarından yola çıkarak aydınlatıyor.

  • Künye: Selim Deringil – 19. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nde İhtida ve İrtidad, çeviren: Ayşen Anadol ve Taciser Ulaş Belge, İletişim Yayınları, tarih, 384 sayfa

Selim Deringil – İktidarın Sembolleri ve İdeoloji (2014)

  • İKTİDARIN SEMBOLLERİ VE İDEOLOJİ, Selim Deringil, Doğan Kitap, tarih, 270 sayfa

iktidarin

Selim Deringil, II. Abdülhamid’in saltanatı döneminde (1876-1909), Osmanlı’nın modernleşme çabalarını analiz ediyor. Devlet törenleri ve modern protokol uygulamaları üzerinden Abdülhamid dönemindeki iktidar sembolizmini irdeleyen Deringil, devletin topluma daha güçlü bir şekilde nüfuz etme amacıyla yeni resmi ideoloji üretme sürecini inceliyor. Osmanlı’nın Hıristiyan misyonerlerinin etkinliğini taklit etmeye yönelik girişimi olarak Hanefi ortodoksluğunu yaygınlaştırma çalışmaları, bu dönemde devletin eğitim politikası ve Osmanlı’nın Batı dünyasınca arzulanan imgeyi yaratma çabaları, kitapta yer alan diğer detaylar.