Manuel DeLanda – Yeni Bir Toplum Felsefesi (2018)

Manuel DeLanda ‘Yeni Bir Toplum Felsefesi’nde, toplumsal ontolojiye yeni bir yaklaşım getiriyor.

DeLanda bunu yaparken de, 20. yüzyılın son on yıllarında öbekleşmelere ve kendi tarihsel kimliklerini yaratıp istikrarlı kılan süreçlere ilişkin “öbekleştirme” kuramını oluşturan Gilles Deleuze’nin fikirlerinden yola çıkıyor.

Deleuze bu kuramı, heterojen parçalardan inşa edilmiş çok çeşitli bütünlere uygulayıp atomlar ve moleküllerden biyolojik organizmalara, türlerden ekosistemlere dek birçok varlığı öbekleşmeler biçiminde değerlendirdi ve buradan hareketle de onları tarihsel süreçlerin ürünü varlıklar olarak saptadı.

DeLanda ise, “öbekleştirme” kavramından yola çıkarak hem Deleuzecü ontolojinin bütününü çözümleyici bir tarzda yeniden kuruyor ve hem de “öbekleştirme”yi bir adım öteye taşıyor.

Buradan yola çıkarak, gerçekçiliğin kusurlarını bertaraf etmeye imkân tanıyan “yeni bir öbekleşme kuramı”nın temel fikirlerini ve kavramlarını irdeleyen DeLanda, Deleuze’ün yanı sıra, Max Weber, Fernand Braudel, Michel Foucault, Pierre Bourdieu, Erving Goffman gibi düşünürlerin yaklaşımlarını da irdeliyor.

De Landa ayrıca, öbekleşmeleri Hegelci tümlüklerle mukayese ediyor ve inorganik, organik ve toplumsal öznelerin sentezini açıklamada tarihsel süreçlere başvuruyor.

  • Künye: Manuel DeLanda – Yeni Bir Toplum Felsefesi: Öbekleşme Teorisi ve Toplumsal Karmaşıklık, çeviren: Serkan Çalcı, Kolektif Kitap, felsefe, 248 sayfa, 2018

Erving Goffman – Karşılaşmalar (2018)

Birey, toplumsal rollerini icra ederken mekanik bir icracı mıdır, yoksa bu rolleri yerine göre eğip bükebilen bir yorumcu mudur?

Toplumsal etkileşim üzerine önemli çalışmalara imza atmış Erving Goffman, toplumsal kurumları, rolleri ve normları iç içe geçmiş şekilde irdelediği ‘Karşılaşmalar’ adlı özgün çalışmasıyla karşımızda.

Toplumsal rolleri, etkileşim ve karşılaşmaların zengin ve canlı bir sahnesi olarak irdeleyen Goffman, bireyi, toplumsal rolleri üstlenirken mekanik bir icracı olmaktan öte, yaşamının farklı sahnelerinde bu rolleri eğip bükebilen, kimi zaman toplumsal performansla arasına mesafe koyabilen, fakat bütün bunları da bir süreklilik içinde yapan bir yorumcu olarak ele alıyor.

Goffman’a göre, tek başına yetkin bir sahneleme, kimlik temin etmek için yeterli değildir, aynı zamanda faaliyetlerin toplumsal olarak tesis edilmesi ve anlamlandırılması gerekmektedir.

‘Karşılaşmalar’, çevremizdeki bireylere ve onların davranışlarına farklı bir pencereden bakmak için iyi bir fırsat.

  • Künye: Erving Goffman – Karşılaşmalar: Etkileşim Sosyolojisinde İki Çalışma, çeviren: Serkan Çalcı, Heretik Yayıncılık, sosyoloji, 166 sayfa, 2018