Katherine Morgan Schafler – Mükemmeliyetçinin Kontrolü Kaybetme Rehberi (2023)

Hiç sahip olduğunuz potansiyeli tamamen ortaya koyamadığınızı hissettiğiniz oldu mu?

Gereğinden fazla detaylara takıldığınız, bir iş yemeğinde herkes tarafından izlendiğinizi ya da ilişkinizi hak etmediğinizi düşündüğünüz bir an…

Psikoterapist ve yazar Katherine Morgan Schafler, aslında detaylara takılmanın o kadar da kötü bir şey olmadığını söylerken beş farklı mükemmeliyetçi tipinden bahsediyor.

Kendinize özgü mükemmeliyetçi profilinizi belirlerken, her bir mükemmeliyetçi tipini aslında size hizmet edecek, hayatınızı kolaylaştıracak şekilde nasıl yönetebileceğinizi aktarıyor.

‘Mükemmeliyetçinin Kontrolü Kaybetme Rehberi’, hikâyelerle örneklendirilmiş mizahi anlatımıyla içinizdeki gerçek güce nasıl erişebileceğinizin sırlarını paylaşıyor.

Mükemmeliyetçiliğin güçlü bir enerji olduğunu söyleyen Schafler, her tür güç gibi (zenginliğin, kelimelerin, güzelliğin, aşkın vb. gücü) mükemmeliyetçilik de eğer onu doğru bir şekilde nasıl kullanacağınızı anlamazsanız, hayatınızı bozunuma uğratacağını belirtiyor.

Yazara göre, mükemmeliyetçilik, mükemmel bir hizmetkâr ve korkunç bir efendi yaratır.

Ve bu kitabında da mükemmeliyetçiliğinizi size karşı değil, sizin için çalışacak şekilde nasıl yeniden yapılandıracağınızı anlatıyor.

  • Künye: Katherine Morgan Schafler – Mükemmeliyetçinin Kontrolü Kaybetme Rehberi, çeviren: Nurşen Erdoğan, Sola Unitas Yayınları, psikoloji, 384 sayfa, 2023

Jillian Peterson ve James Densley – Şiddet Projesi (2022)

‘Şiddet Projesi’, kitlesel şiddetle ilgili çığır açan araştırmalardan elde edilen verileri kullanarak, şiddetin toplumsal bir salgına dönüşmesinin önüne geçilmesi için yenilikçi yollar sunuyor.

Psikolog Jillian Peterson ve sosyolog James Densley, hiçbir zaman anlamlı bir eyleme dönüşemeyen politik açıklamalara karşın kitlesel silahlı saldırılara ilişkin ilk kapsamlı veritabanı olan “Şiddet Projesi”ni oluşturdu.

Amaçları, kitlesel silahlı saldırıların temel nedenlerini belirlemek ve yüz yetmişten fazla failin geçmiş yaşamlarındaki yüzlerce vakayı inceleyerek şiddetin önüne nasıl geçileceğini bulmaktı.

Bu kitap kapsamında, kitlesel şiddetin yaşayan failleri ve onları tanıyan kişilerle, kurbanların aileleriyle, ilk müdahale ekipleriyle ve önde gelen uzmanlarla röportajlar yaparak, sansasyonel medya anlatılarından ziyade, gerçek hikâyeler aracılığıyla ilk elden derinlemesine bir anlayış elde ettiler.

  • Künye: Jillian Peterson ve James Densley – Şiddet Projesi: Toplu Şiddet Salgını, çeviren: Burcu İnal, Sola Unitas Yayınları, inceleme, 272 sayfa, 2022

Dayna Lee-Baggley – Sağlıklı Olmak Neden Zor? (2022)

Neden çoğu insan kendilerini mutlu edeceğini bildiği hâlde sağlıklı alışkanlıklar benimsemeye başlamakta zorlanır?

Ve daha da önemlisi, neden sağlıklı olmaya dair çoğu aklıselim yaklaşım uzun vadede başarısız olur?

Dayna Lee-Baggley, sağlıklı alışkanlıkları uzun vadede sürdürmenin neden bu kadar zor olduğuna dair bilim temelli bir yaklaşım sunuyor ve beslenmeye, uyumaya ve iyi yaşamaya giden yolda neler yapabileceğimizi açıklıyor.

Çoğumuz belirlediğimiz sağlıklı beslenme veya egzersiz hedeflerini sürdürmekte defalarca kez başarısız oluyoruz.

Lee-Baggley, bizim için önem arz eden değişiklikleri nasıl hayata geçireceğimizi göstermek ve onları kalıcı hâle getirmek için en çağdaş davranış bilimlerini, profesyonel ve kişisel deneyimlerini ve kullanılabilecek teknikleri bir arada topluyor.

Kitap, okurun sağlıklı olmanın ne anlama geldiğine ve sağlık hedeflerini sürdürmenin en iyi yollarına dair bakış açısını değiştirmesine yardımcı olabilmek için anlaşılması kolay bilimsel, açıklayıcı klinik örnekler ile kişisel deneyimleri harmanlıyor.

‘Sağlıklı Olmak Neden Zor?’, egzersiz yapmaktan nasıl keyif alacağımıza dair tavsiyelerde bulunmuyor veya çikolatalı dondurma tadında karalahana tarifi vermiyor.

Kitapta, daha ziyade uygulamamız gerektiğini bildiğimiz sağlıklı alışkanlıkları benimsememize yardımcı olacak beceriler sunuluyor.

  • Künye: Dayna Lee-Baggley – Sağlıklı Olmak Neden Zor?: Hiç İstemeseniz Bile, Nasıl Harekete Geçip Sağlıklı Bir Yaşama Adım Atarsınız?, çeviren: Ezgi Uğur, Sola Unitas Yayınları, sağlık, 176 sayfa, 2022

Alan Watts – Kim Olduğumuzu Anlamamızı Engelleyen Tabular (2021)

Bu kitap, kim ya da ne olduğumuzu görmezden gelmek adına yaptığımız sözsüz bir anlaşmayı, muazzam bir tabuyu araştırıyor.

Alan Watts, bireylerin bir deriyle sarılı ayrı bir benlik biçiminde var olma hissinin, ne Batı bilimiyle ne de Doğu’nun deneysel felsefi dinleriyle (özellikle Hinduizmin Vedanta felsefesi) uyumlu olan bir halüsinasyon olduğunu belirtiyor.

Watts, bu halüsinasyon, insanlığın doğal çevresini şiddete dayalı bir kontrol altına alma uğraşıyla teknolojiyi yanlış şekilde kullanmasının ve nihayetinde de doğanın kaçınılmaz tahribatının temelini oluşturduğunu söylüyor.

Yazar, buradan hareketle, fiziksel gerçeklerle uyumlu olacak, evrene yabancılaşma hissini ortadan kaldıracak ve varoluşumuzu anlamlı kılacak Vedanta felsefesinin modern bir bakışla yorumluyor.

Evrenin geri kalanıyla bağlantısız, izole edilmiş varlıklar olduğumuz yanılsaması, bizi “dış” dünyaya düşmanlıkla bakmaya yöneltti ve bunun yanı sıra teknolojiyi kötüye kullanmamız da bizi doğaya karşı şiddetli bir mücadeleye iterek ona düşmanca boyun eğdirmeye çalışmamıza neden oldu.

Watts, benliğin aslında evrenin çekirdeği ve parçası olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

  • Künye: Alan Watts – Kim Olduğumuzu Anlamamızı Engelleyen Tabular, çeviren: Reyhan Miray, Sola Unitas Yayınları, felsefe, 144 sayfa, 2021

Sanjay Sarma ve Luke Yoquinto – İdrak (2022)

Eğitimde geleneksel yöntemleri ve alışageldiğimiz eğitim stillerini bir yana bırakma ve yeniliğe açık olma zamanı geldi.

Çünkü hepimiz için yeni bir sistem sözkonusu: Uzaktan Eğitim!

Bir eğitimci olarak kendi deneyiminden; MIT ve ötesindeki araştırmacıların ve yenilikçilerin çalışmalarından yararlanan Sanjay Sarma, bu kitabında modern eğitimin tarihini araştırıyor; geleneksel sınıf yöntemlerinin -ders, ev ödevi, test, tekrar- nasıl norm haline geldiğini ve neden bir şeylerin değişmesi gerektiğini gösteriyor.

En güçlü nedeniyse harika bir müttefik olan uzaktan eğitimin yanlış uygulamada yaratabileceği etkiler.

Müfredatı son öğrenme stratejileriyle nasıl daha etkili bir hâle getirebileceğinize dair vaka çalışmaları ve sinirbilimden bilişsel psikolojiye kadar uzanan geniş kapsamlı içeriğiyle yeni nesil eğitimcilerinin ve eğitimle ilgilenen; öğrenmeyi ve öğretmeyi önemseyen herkesin başucu kitabı olacak.

‘İdrak’, teknolojinin eğitim üzerindeki etkilerini uzaktan öğrenmeyi de konuya dahil ederek açıklıyor.

  • Künye: Sanjay Sarma ve Luke Yoquinto – İdrak: 21. Yüzyıl Eğitimcilerinin Kutsal Kitabı, çeviren: Sinan Bataklar, Sola Unitas Yayınları, eğitim, 400 sayfa, 2022

Jordan Shapiro – Baba Figürü (2022)

Modern erkeklik imajıyla yüzleşmekte geç bile kaldık.

Jordan Shapiro, babalık ve genel olarak erkeklik konusundaki kolektif anlayışımızla hesaplaşıyor.

Babalarla ilgili ortak anlayışımızın doğasında var olan paradokslar ve çelişkiler nelerdir?

Babalığın bazı yönlerini yeniden düşünmenin zamanı gelmiş olabilir mi?

Ebeveynlik üzerine yüzlerce kitap var ve aslında ebeveyn olmak korkutucu, zor ve yaşamı değiştiriyor.

Ancak konu çocuk yetiştirmenin püf noktalarından ziyade ebeveyn kimliğiyle ilgili kitaplara gelince, neredeyse hepsi anne olmanın nasıl bir şey olduğuyla ilgili.

Sosyoloji, ekonomi, felsefe, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve yazarın kendi deneyimlerindeki araştırmalardan yararlanan ‘Baba Figürü’, bu boşluğu doldurmayı amaçlıyor.

‘Baba Figürü’, genel olarak babalık ve erkeklik konusundaki kolektif anlayışımız için çok ihtiyaç duyulan bir güncelleme sunuyor.

Babalara baba olmanın zevklerini nasıl kucaklayacaklarını öğretirken, onları modern dünya erkeklik imajına doğru yönlendiriyor.

  • Künye: Jordan Shapiro – Baba Figürü, çeviren: Burcu Oğuz, Sola Unitas Yayınları, inceleme, 200 sayfa, 2022

Verena Friederike Hasel – Neden Bir Eğlence Okulunu Tercih Etmelisiniz? (2022)

Okul hayatımız, hepimizin sıkıntıdan patladığı bir süreçti ve yazık ki öyle olmaya da devam ediyor.

Verena Friederike Hasel, Yeni Zelanda’daki deneyimlerinden yola çıkarak mükemmellik yerine yaratıcılığın ve motivasyonun tercih edildiği bir okulun nasıl olması gerektiğini açıklıyor.

Çocuklarımızı 21. yüzyılın zorluklarına nasıl hazırlayabiliriz?

Bu kitapta okula başlayan ve çikolatayla ilk bilimsel deneylerini yapan çocukları, ormanda 48 saatini yalnızlığa göğüs germeyi öğrenerek geçiren lise öğrencilerini; empatiyi temel aritmetik kadar önemseyen ve çocukların hayatında bir fark yaratabileceklerine kesinlikle inanan öğretmenleri ve sabahları her çocuğu bizzat karşılayan bir okul müdürünü okuyor ve anlıyoruz.

Tabii tüm bunlar eğitim sıralamasında en ön sırada yer alan Yeni Zelanda’da oluyor.

Alman Verena Friederike Hasel, ailesiyle birlikte geçici bir süre için Yeni Zelanda’ya taşınıyor.

Psikolog ve üç çocuk annesi, dinamik kitabında, daha iyi bir okul hayalinin her yerde nasıl gerçekleşebileceğini somut terimlerle ve gerçek vaka örnekleriyle anlatıyor.

Hasel, mükemmellik yerine yaratıcılık, suçlama yerine motivasyon içeren bir eğitim sistemine olan tanıklığını bizimle paylaşıyor.

‘Neden Bir Eğlence Okulunu Tercih Etmelisiniz?’, eğitim hakkında ders vermeyen ancak eğitimin nasıl olması gerektiğini ve çocukların en yüksek faydasına olan davranış biçimlerini açıklayan önemli bir kitap.

  • Künye: Verena Friederike Hasel – Neden Bir Eğlence Okulunu Tercih Etmelisiniz?: Çünkü Eğlenceden Daha Öğretici Hiçbir Şey Yoktur, çeviren: Ufuk Tonka, Sola Unitas Yayınları, eğitim, 176 sayfa, 2022

Resmaa Menakem – Büyükannemin Elleri (2022)

Nesiller üstü travmalar bizi nasıl etkiler?

Resmaa Menakem, toplumsal ve bireysel olayların yol açtığı tahribatı travma ve beden merkezli psikoloji perspektifinden irdeliyor.

Türkiye’de birçok insan travma yaşıyor.

Travma kişisel bir başarısızlık değildir.

Her birimiz farklı travmaları yaşar ve kabul ederiz.

Kimi hediyedir kimi ise hediyeye dönüşmek üzere bekler.

Beden, içgüdülerimizin barındığı, savaştığımız, kaçtığımız veya donup kaldığımız yerdir ve bireysel/toplumsal baskıların yol açtığı travmaya karşı dayanmaya çalışır.

‘Büyükannemin Elleri’, nesiller üstü travmaların bizde oluşturabileceği etkileri analiz ediyor.

Çığır açan bu kitapta terapist Menakem, toplumsal ve bireysel olayların yol açtığı tahribatı travma ve beden merkezli psikoloji perspektifinden inceliyor.

Menakem, şu anda Minneapolis’te, özel muayenehanesinde çalışmalarına devam eden onlarca yıllık deneyime sahip bir terapisttir; travma, vücut merkezli psikoterapi ve şiddeti önleme konusunda uzmanlaşmıştır.

  • Künye: Resmaa Menakem – Büyükannemin Elleri: Travmalarımızı, Kalplerimizi ve Bedenlerimizi İyileştirmenin Yolu, çeviren: Defne Yazıcıoğlu, Sola Unitas Yayınları, psikoloji, 376 sayfa, 2022

Andy Hargreaves ve Michael Fullan – Profesyonel Sermaye (2021)

Eğitimi daha iyi hale getirmenin tek yolu öğretmenlik mesleğini onurlandırmak ve geliştirmektir.

Andy Hargreaves ve Michael Fullan’ın bu değerli çalışması, eğitim alanında birçok ülkede başarısız olan reform hareketlerinin keskin bir eleştirisi ve güçlü bir manifesto olarak okunmalı.

Yazarlar, deneyimsiz, hem ucuz ve kısa sürede umutlarını kaybeden bir öğretim kadrosuyla sonuçlanan politikalara karşı duruyor hem de öğretmenliğin geleceğini dönüştürmek için çığır açan yeni bir gündem oluşturuyor.

Fikirlere, kanıta dayalı ve stratejik olarak güçlü kitap, öğretmenlerin ve öğretmenliğin artık eskimiş argüman ve klişeleriyle mücadele etmeye ve öğretmenlik mesleğinden, onu destekleyen sistemlerden daha fazlasını talep ederek mevcut gidişatın nasıl değiştirilebileceğine dair zengin bir içerik ve metodoloji sunuyor.

Çocukların eğitimine önem verenlerin asla görmezden gelmemesi gereken bir kitap.

  • Künye: Andy Hargreaves ve Michael Fullan – Profesyonel Sermaye: Çocuklar İçin Daha İyi Bir Eğitim Mümkün!, çeviren: Burak Şen, Sola Unitas Yayınları, eğitim, 296 sayfa, 2021

Lorenzo Chiesa – Çiftleşmeden Bütünleşmeye (2021)

Lacan’ın “cinsel ilişki yoktur!” tezi üzerine çok iyi bir analiz.

Lorenzo Chiesa, Lacan’ın cinsel farkı bir eksiklik biçiminde savunma çabasını ve bunun felsefi gerçekçilik ve materyalizm üzerindeki etkilerini tartışıyor.

Lacan’a göre, sevdiğimiz için seks yaparız ancak bu sevgi aslında “Bir olma” arzusundan kaynaklanır.

Aşk, gerçek bir “bütünleşme” durumudur.

Cinsel ilişkiler de, bu imkânsızlığın üstesinden gelmeye çalışan ve fallik işlev olarak adlandırılan aşkın bir mantıkla sürdürülür.

Chiesa da, bu “Cinsel ilişki yoktur!” düsturunun Lacan adına deneysel ve tarihsel olarak psikanaliz tarafından sınırlandırıldığını ancak günlük yaşamlarımızda bu gerçeğin kendini kanıtladığını savunuyor.

Kitap ayrıca, Lacan’ın Tanrı ve mantık iddialarını da çok yönlü bir bakışla tartışmasıyla da dikkat çekiyor.

Bu yönüyle ‘Çiftleşmeden Bütünleşmeye’, hem Lacancı çalışmalara hem de çağdaş metafiziğe önemli katkılar sunmasıyla dikkat çekici.

  • Künye: Lorenzo Chiesa – Çiftleşmeden Bütünleşmeye: Lacan’ın Tanrı, Mantık ve Cinsellik İddiaları Üzerine, çeviren: Defne Yazıcıoğlu, Sola Unitas Yayınları, psikanaliz, 320 sayfa, 2019