Lyudmila Pavliçenko – Ölüm Meleği (2021)

Lyudmila Pavliçenko, Sovyetlerin Nazilere karşı savaşında Kızıl Ordu bünyesinde bir keskin nişancı olarak katılmıştı.

Savaştaki başarıları nedeniyle Sovyet halkı için büyük ilham kaynağı olmuş Pavliçenko’nun bir döneme ışık tutan anıları, burada.

Pavliçenko İkinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli, Nazi Almanyası’nın yenilmezlik imajının en güçlü olduğu yıllarda bir kadın olarak cephede çarpıştı.

Sovyetler Birliği’nin ileri mevzilerinde, hatta düşman hatlarında Nazi savaş makinesine karşı sonu gelmez bir mücadele verdi.

Almanların Sovyetler Birliği’ne taarruzuyla, Rusların deyişiyle, Büyük Vatan Savaşı patlak verir vermez Pavliçenko gönüllü olarak askere yazıldı, yetenekli vatansever bir Sovyet kadınından dünya tarihinde en fazla düşman askeri öldürmüş keskin nişancılardan birine, Sovyet halkı için büyük bir ilham kaynağına dönüştü.

Savaşa 26 Haziran 1941’de Kızıl Ordu saflarında katılan Pavliçenko ilk olarak Odessa, iki ay sonra ise Sivastopol savunmalarında görev yaptı.

Önce Rumen ardından Alman işgalcilere karşı gözü pek bir mücadele içerisinde bulunan Pavliçenko kitap boyunca aldığı eğitimi, bulunduğu koşulları, yürüttüğü operasyonları, omuz omuza çarpıştığı yoldaşlarını bütün açıklığıyla aktarıyor.

Kitabın çekirdeğini ise Pavliçenko’nun cephede yasak olmasına rağmen gizlice tuttuğu günlüğe zaman zaman yazdığı notlar oluşturuyor.

1942 Ağustos’unda bizzat Stalin’in emriyle cepheden alınarak Ulusal Öğrenci Kongresi için ABD’ye gönderilen Pavliçenko, burada ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt ile görüştü, eşi Elanor Roosevelt ile arkadaşlık kurdu.

ABD’de Sovyetlerin cephede verdikleri çetin mücadeleyi çeşitli mecralarda anlattı ve ardından bu görevine İngiltere’de devam etti.

Cepheden binlerce kilometre ötede vatanını savunmaya devam eden Pavliçenko Sovyetler Birliği’ne döndükten sonra da keskin nişancı okulunda eğitmen olarak orduda hizmet vermeyi sürdürdü.

‘Ölüm Meleği’, keskin nişancı tüfeğiyle 309 düşman askerini öldürerek dünya savaş tarihine geçmiş Pavliçenko’nun (Lady Death) yaşadıklarını canlı bir şekilde sunuyor.

  • Künye: Lyudmila Pavliçenko – Ölüm Meleği: Bir Sovyet Nişancısının İkinci Dünya Savaşı Anıları, çeviren: Tibet Abak, Kronik Kitap, anı, 384 sayfa, 2021

Kolektif – Dünyada Osmanlı Tarih Yazımı 1 (2020)

Osmanlı tarihyazımı neden bazı ülkelerde gelişti de başka coğrafyalarda bu alanda kayda değer çalışmalar yapılmadı?

Örneğin Japonya gibi alakasız diyebileceğimiz bir ülkede Osmanlı tarihi bunca ilgi çekmişken nasıl olup da Türk Dünyasında bir değer olarak görülmemiş, lisans ders programlarına bile ancak girebilmiş, hatta çoğunlukla girememiştir?

Örneğin Oğuzların temsilcisi olan Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelerin Oğuzların kurduğu bu devlete ilgileri neden bu denli zayıftır?

İşte bu nitelikli çalışma, tam da bu ve bunun gibi soruların yanıtları konusunda bize ipuçları vermesiyle dikkat çekiyor.

Birden fazla cilt olarak tasarlanmış çalışmanın şimdi yayımlanan ilk cildi, Avrupa’daki Osmanlı tarihyazımının gelişimini ele alıyor ve bu bağlamda Yunanistan, İtalya, Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Fransa, Hollanda, İsveç ve Rusya’daki çalışmaları kapsamlı bir şekilde irdeliyor.

Osmanlı tarihyazımı kadar, genel olarak tarihle ilgilenen okurlara da önereceğimiz bir eser.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Ahmet Özcan, Özhan Kapıcı, Tibet Abak, Güner Doğan, Filiz Yaşar, Tuğba İsmailoğlu Kacır, Remzi Avcı, Emre Saral, Nagehan Üstündağ Özdemir, Cumhur Bekar, Güneş Işıksel, Ali Çapar ve Mahmut Halef Cevrioğlu.

  • Künye: Kolektif – Dünyada Osmanlı Tarih Yazımı 1, editör: Yalçın Murgul, Özhan Kapıcı ve Ahmet Özcan, Doğu Batı Yayınları, tarih, 487 sayfa, 2020

Kolektif – Dünyada Tarihçiliğin Gündemi (2020)

Tarihyazımındaki paradigma değişiklikleri veya yeni yaklaşımlar, dünyadaki farklı ülke tarihçiliklerini de derinden etkiler.

Bu önemli derleme ise, dünyadaki tarihçiliğin son yirmi yılını, köklü tarihçilik geleneğine sahip on ülkeyi merkeze alarak izliyor.

Kitap böylece, dünyada tarihçilik adına nelerin tartışıldığı, konuşulduğu ve yazıldığı konusunda bize önemli bilgiler veriyor.

Özellikle bizde tarihçilik alanında çalışıp, farklı ülkelerde bu alanda yürütülen tartışmalara daha yakından bakmak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat.

Burada yazıları yer alan isimler, ilgili ülkelerde doktora ya da post doktorasını yapmış akademisyenlerden oluşuyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar şöyle: Zahit Atçıl, Fatih Durgun, Necmettin Alkan, Resul Alkan, Güneş Işıksel, Serhan Afacan, Kürşat Yıldırım, Tibet Abak, Hilal Görgün, Selçuk Esenbel ve Tufan Turan.

  • Künye: Kolektif – Dünyada Tarihçiliğin Gündemi, editör: Ahmet Şimşek, Yeni İnsan Yayınevi, tarih, 232 sayfa, 2020